Eksiklik Hissiyatı Ödüldür

Soru: St. Petersburg kongresine olan hazırlığımı nasıl ölçebilirim?

Cevap: Hissettiğiniz ızdırapların seviyesine göre. Sonuçta, ben önemli bir şeyin eksikliğini hisssedersem ızdırap duyarım.

Ben bir mağazanın camekanında, şık bir araba, parlayan ve bir milyon dolar fiyatındaki bir Rolls Royce görürüm. Bu tarz bir araba herkesin dikkatini çeker ve trafiği durdurur. Bu benim önümdedir ve beni cezbederek yaşamımın onsuz anlamsız olacağını hissettirir. Bir milyon dolar biriktirebilmem için, ben insanlara bana yardım etmeleri için talepte bulunurum. Yapabilecekleri kadar yardımı mümkünse yapmaları için onlardan dilenirim.

Ben geceleri uyumam, yemem, içemem veya rahatlayam. Çünkü devamlı o parlak araç gözümün önüne gelir; ”Rolls Royce” olmazsa ölmem daha iyi olur. Camekanın benim bu hayalimdeki arabayı benden ayırdığını gördükçe devamlı ızdırap duyarım.

O zaman ne yapmalıyım? Camı kırmalı mıyım? Devrime başlayıp herkesin mal varlığını dağıtmalı mıyım? Ben bende eksik olanı elde edebilmek için farklı çözümler ararım. Nitekim bende eksik olan tek şeyin bu olduğuna dair güçlü bir hissiyatım vardır.

Böyle bir endişeye göre bizler kongreye hazırlığımızı ölçeriz. Fakat bu durumda bu yeterli değildir. Benim aynı zamanda bir kalp noktasına itiyacım vardır. Egodaki kıvılcıma ilişkin şekilde, dostlarımın arzuladığı ve benim arzuladığım amacın derecesini ölçeriz.  Kıvılcım narin ve muhteşem amacı aydınlatır ve aslında ben bunu arzulamasam da, bunu bulandırmak veya silmek istemem. Aksi yandan bu benim olacaktır ve ben onu edinirim. Bu nedenle ben içimdeki endişe ile birlikte sevinç ile doluyumdur.

Endişe ve sevinç benim oluşturmam gereken orta çizgidedir. Yani ben hazırlığımı endişe seviyeme göre, istediğimi edinip edinmeme sonucuma göre ölçerim. Kalbimde, egomda, kalp içindeki noktamdan endişe hissiyatımı kontrol ederim.

Yani St. Petersburg kongresi öncesinde bizler amacın yüceliği konusunu önemli şekilde vurgularız; fakat ödülü belirleyen hazırlığın üzerinde bunu yaparız. Kongreye nasıl hazırlandıysanız tamamıyla o kadar şekilde geriye alacaksınızdır.

Normal yaşamda bizler kabı su kaynağına getirir ve onu doldururuz. Maneviyatta bu farklıdır; orada hazırlık yaptığınız kadarını alırsınız. Kabınız dolanı alır ve siz başka bir şey talep etmezsiniz. Arzu, eksiklik ve amaca özlem duymak sizi doldurur. Dışarıda başka değişiklikler yoktur ve hiç bir şey size dışarıdan geçmez; eksiklik sizin ödülünüz haline gelir. Hazırlık, eksiklik hissiyatını öyle şekilden şekle sokar ki, o kaba dolan şey haline gelir.

Nedir bu marifetler? Çabalarımızın karşılığı olarak boş bir kap mı?

Hayır, artık boş değildir, aslında doludur… Bu ihsan etmektir.

Baal HaSulam 19. mektubunda şöyle der: ”Hazırlık esnasında, kişinin özlem duyduğu ve arzuladığı mükemmelliğin özü, güzellik ve merhamet belirginleşir. Fakat ıslah zamanında, ‘yeryüzü Yaradan’ın bilgisi ile dolduğunda’, o zaman, ‘ben zıt bir dünyayı göreceğim,’ çünkü duyacağımız korku ve özlem hissiyatı yalnızca arzulanan mükemmellik niteliği üzerine olacaktır. Daha sonra da hazırlık zamanı esnasında, kişi fark eder ki meğer kendisine yalan söylemiş..”

8.7.2013 tarihli Kabala dersinin 3. bölümünden, ”Küçüğünden büyüğüne kadar herkes beni bilmeli” 

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Sonraki yazı: