Her Bir Kişinin Manevi Çalışması

Bizler, ruhun kırılmasının sonucuyuz yani Yaradan’a benzerlik kazanması gereken Adem’in sisteminin.

Yıkımın özü, her bir parçanın kendini başkalarından ayırdığını hissetmesidir, bu bireysel bozukluk koşulunun neyle ilgili olduğunu anlamaya başlar ve başkalarına karşı olan karşıtlığını/düşmanlığını incelemek ve onları bölen çelişkilerin üzerine bir araya gelmek için diğerleriyle birleşmeye çalışmanın gerekliliğini fark eder.

Bu, içinde kırık ruhun (arzu) bir parçasını taşıyan her insanın manevi çalışmasıdır.

Bu arzuları bir araya getirerek, bu arzuyu, aklı ve nitelikleri yaratan gücü edinmeye başlarız yani Yaradan’ı. Bu, sadece bizim çalışmamız değildir, aynı zamanda varoluşumuzun anlamı, bu dünyadaki varlığımızın sebebidir. Bu nedenle, her şey sadece evrensel bağlantıyla çözülür.

The Spiritual Work Of Each Person

Kabala İpuçları – 6/10/18

Soru: Ruh, algılama için bir araç mı yoksa hissedecek bir şey midir?

Cevap: Ruh, içerisinde başka bir yaratılış hissettiğiniz on Sefirot’tur.

Soru: Sevginin niteliği, neden egoizme karşıt bir niteliktir?

Cevap: Sevgi, başka bir insanın tüm arzularını alıp, kendi arzularının yerine koyduğu ve onları yerine getirmek istediği, kişinin içindeki ihsan etme niteliğidir. Bu, dünyamızla paralel olmayan çok eşsiz bir duygu ve çok eşsiz bir eylemdir.

Soru: Bir arzuyu kısıtlama eylemi nedir? Tatlı bir şey istediğimde fakat onu yemediğimde, arzumu kısıtlıyor muyum?

Cevap: Hayır. Gerçek şu ki, tatlılara olan arzunuzu daha egoistçe başka bir arzuyla değiştiriyorsunuz, örneğin kilonuzu koruyorsunuz.

Soru: Ruhun yaşlanması ya da olgunlaşması kavramı var mıdır?

Cevap: Ruh yaşlanmaz veya ölmez, aksine gelişir. Bu nedenle, “ruhun yaşlanması” ve “ruhun olgunlaşması” terimleri bu açıdan kabul edilemez.

Soru: Arzularımı hissetmeye ek olarak farkındalık geliştirmenin rolü nedir? Bu benim ruhumun embriyosu mudur?

Cevap: Farkındalığın amacı, kendimi en yüksek ihsan etme ve sevgi niteliğiyle tamamlamayı sürdürmek için, en kısa ve en uygun şekilde kendimi doğru yönlendirmeme yardımcı olmaktır.

Soru: Vicdanın, ruhun embriyosu olduğunu söylemek mümkün müdür?

Cevap: Vicdan, göreceli bir kavramdır. Her bireyin kendi vicdanı vardır. Bu nedenle, nezaket, vicdan, sevgi, dürüstlük ve benzeri nitelikler, yönlendirildikleri hedefe bağlıdır. Sadece amaç önemlidir.

Blitz Of Kabbalah Tips – 6/10/18

Manevi Metodu Takip Edin

Soru: Kabalistler ve bir grup kibirli arasındaki fark nedir?

Cevap: Günümüzde hepsi karmakarışıktır. Birini diğerinden ayıramam. Zohar Kitabı başlangıç ve sonrasında anlatıldığı gibi ruhsal gelişime karşı olan herkes, bizimle aynı yolda değildir.

Kendimize dikkat etmeli, öğretmenlerimizin yazdıklarına sürekli olarak danışmalı ve başkalarının yaptıklarına aldırış etmemeliyiz.

Burada irade özgürlüğü vardır. Bir kişi, başkalarına zarar vermezse, doğru ve iyi olduğunu düşündüğü şeyleri yapabilir. Küçük manevi topluluğumuzda kapalı olarak, kimseye zarar vermeyiz, bizler herkese açığız.

Asıl önemli olan sıkı bir şekilde programı, öğretmenlerimizin tavsiyelerini takip etmektir ve o zaman hedefe ulaşacağız.

Soru: Bir insanda egoizm her arttığında, dış toplum tarafından daha fazla etkilenmektedir. Bu zararlı etki nasıl önlenebilir?

Cevap: Metodun çalışmasına ve kendi içsel çalışmasına daha derinlemesine dalmak suretiyle. Bundan daha fazla bir şey yoktur.

Follow The Spiritual Method

Şehirlerin Geleceği Nedir?

Soru: Gelecekte şehirleri ne bekliyor?

Cevap: Gelecekte, iletişim teknolojilerinin gelişmesi sayesinde, insanlık büyük şehirlerde yoğunlaşmayacak ancak yayılacaktır.

Birçok insan evden çalışabilecek ve onların tüm tüketim malzemeleri eve teslim edilecektir. Ev bir yatak odası, bir çalışma odası ve genel olarak, kişinin hayatının çoğunu geçirdiği bir yer olacaktır. “Şehir merkezi” ve “iş merkezi” kavramları dünyadan silinecek ve şehirlerimiz geniş ve dengeli bir form alacaktır.

Ayrıca, insanlık birbiriyle olan evrensel ilişkilerinin özgecil olması gerektiğini fark ettiği anda, şehirlerin de bu yeni duruma göre biçimleneceğini umuyorum: her şey kişinin yararına olacak, böylece birey topluma hizmet edecek, toplum herkesle ilgilenecektir. Bu, şehir yapılanmalarında çok büyük değişikliklere yol açacaktır.

What Is The Future Of Cities?

Yaradan’la Nede Hemfikir Olmalıyız?

Soru: Kişi Yaradan ile nasıl ve neden hemfikir olmalıdır ve kişi nerede kendi isteğinde ısrar etmelidir?

Cevap: Bir özellik dışında her şeyde Yaradan’la hemfikir olmak gerekir: Yaradan’ı sürekli olarak takip, böylece O, sizi manevi olarak yükseltecektir.

Bunu, Yaradan’a olan arzunuzu göstererek yapmak en iyisidir. Örneğin, grupta dostlarımla birlikteyim ve O’na, aramızda saf, manevi, egoist olmayan karşılıklı bir bağ kurmasını istediğimi gösteririm. Bu şekilde O’ndan ayrılmam. Ben O’ndan bir arzunun gerçekleşmesini talep ederim, O’na bunu yapması için seslenirim.

Soru: Bu, tüm dünyanın ve onun tüm sorunlarının sadece kişiyi böyle bir ilişkiye zorlamak için gerekli olduğu anlamına mı geliyor?

Cevap: Sadece bunun içindir. Her şey tek bir sisteme –ortak ruha- bağlanmak için bir araya gelmek amacıyladır. Tora’da belirtildiği gibi, söylenilen düşüş sırasında milyarlarca küçük parçaya ayrılan bu ruhu, üst Işık’ın yardımıyla bileştirmeliyiz.

Fakat Işık, bu parçaları toplayıp bir araya getirmeye başladığında, onlar kesen, keskin kenarları ile birbirlerine sürtünürler, kazırlar ve yeniden bir araya gelmek istemezler. Bu, Işığın bizi bir araya getirme yöntemidir.

Bu nedenle, sadece keskin/kırıcı hislerin üzerinde, bağ içinde ve sevgiyle yükselmeyi arzu edersek bunu yapabiliriz. Eğer yapmazsak, o zaman yalnız parçalar olarak kalacağız ve üst Işık her zaman üzerimizde zorlamaya devam edecektir. Bunu, dönen bir tambura atılan ve içinde dönmeye başlayan cam parçaları olarak hayal edin.

Soru: Kişinin seçimi nerededir?

Cevap: Bir seçime sahip misiniz? Kendi seçiminizle mi doğdunuz? Seçtiğiniz yerde mi yaşıyorsunuz? Hayatta neyi seçtiniz? Hiçbir şeyi.

Seçim sadece “dönen tambur”un içindedir: Başkalarıyla gönüllü olarak bağ kurmak istediğiniz bir koşula ulaşmak.

Yorum: Maneviyatta zorlama olmadığını söylüyorlar…

Benim Yorumum: Eğer gönüllü olarak birleşmek isterseniz, zorlama durur.

Soru: Bir insanın kendi isteği ile bunu arzu etmesi için ne olması gerekir?

Cevap: Üst Işığı çekmek. Bu geldiğinde, kötü hissettirir, o karanlık ve büyük acıdır. Onu çektiğinizde, bu iyidir.

In What Should We Agree With The Creator?

Dünyanın Gerçek Resmini Görün

Soru: Benim arzularım aynı zamanda bir sınav mı?

Cevap: Arzularınız manevi bir Kli (kap) inşa ettiğiniz temeldir. Dünyada gereksiz, düşmanca hiçbir şey yoktur.

Her şeyin içinde Yaradan’ın niteliğini, O’nun hazırlığını, O’nun yardımını görmeye çalışın, bu, size karşı yardım olarak gönderilen anlamına gelir. Daha sonra, kişinin tüm dışsal ve içsel problemlerine, bunların yalnızca Yaradan tarafından yapıldığını fark etmesi için ihtiyacı olduğunu göreceksiniz.

Her şeyin Yaradan’dan geldiğine hemfikir olmaya başladığınızda, aniden tüm bu problemler vasıtasıyla O’nunla olan bağınızı hissetmeye başlayacaksınız. Burada kötü hissediyorum, orada kötü hissediyorum, ama bu aynı zamanda farklıdır: Yaradan tüm bunları yapar, böylece kendinizi O’na yönlendirirsiniz.

Dünyamızın ve manevi dünyanın zaten doğru resmini oluşturduğunuz ortaya çıkar. Bu yüzden her an bu şekilde davranmaya çalışın ve her şeyin içinizde nasıl tezahür edeceğini göreceksiniz: dünyamızın gerçeği gizleyen resminin nasıl çözülmeye başlayacağını göreceksiniz. Bunların hepsinin, Yaradan’ın bilerek sizin önünüzde canlandırdığı bir yalan, bir tiyatro olduğunu ve tüm bu kuklalar aracılığıyla, üzerinizde oynayanın O olduğunu görmek zorunda olduğunuzu anlayacaksınız.

See The True Picture Of The World

Kabala Ve İnanç

Rabaş, ‘‘Dost Sevgisi- 2’’: Bu yüzden, amaca ulaşabileceğimize dair güven duymalı ve yarı yolda çaresizliğe kapılıp mücadeleden kaçmamak için, inanca tutunmalıyız. Daha doğrusu, Yaradan’ın kendimiz gibi bayağı birine bile yardım edebileceğine inanmalıyız. Bu demektir ki Yaradan beni O’na yakınlaştıracak ve ben O’nla birliği elde edebileceğim.

Hedefe ulaşmak kolay değildir. Ama gerçek şu ki, bize bir grup, yardım edecek bir çevre verildi. Bu tür bir çevreyi önceden oluşturmak, iniş zamanlarında sizi destekleyebilmek için gereklidir. Eğer onu yaratırsanız, inişinizin çok özel, yumuşak, anlaşılabilir olacağını ve bu inişte bir Işık parıltısının olacağını önceden garanti edersiniz.

Soru: Kabala’da inanç kavramı nedir?

Cevap: İnanç, ihsan etme niteliğidir.

Soru: Öyleyse neden: ‘Bilgelere inanç’ denir? Bu ne demektir?

Cevap: Bilgelere inanç, onların durumu ne kadar anladıklarını kavradığım ve bu yüzden onları küçük bir çocuk gibi takip etmeye hazır olduğum bir koşuldur. Ne hakkında konuştuklarını anlamadığım gerçeğine rağmen, bunun yapılması gereken şey olduğunu iddia ediyorlar ve ben de yapıyorum.

Onlara olan inancım onların yüceliğini anladığım gerçeğine dayanıyor. Daha aşağıda biri olarak, kendimi daha üstte olana karşı iptal ederim. Dolayısıyla inanç, üst Partzuf’un, üst koşulun, üst ruhun büyüklüğünün hissiyatıdır.

Bu his, ben onu hak ettiğimde gelir. Bunun için çok çalışmam gereklidir.

Soru: Bu, birisi bir şey söyler ve ben ona inanırım değil midir?

Cevap: Hayır. Böyle bir yaklaşım beni kurtarmayacaktır. Kişi başka hiçbir seçeneği olmadığı zaman ya da tüm incelemelerden geçtiğinde, umutsuzluk/çaresizlik koşulunda olduğuna inanır ve bunun böyle olduğuna ikna olur.

Soru: Peki din ve Kabala arasındaki fark nedir?

Cevap: Din şöyle der: “Gözlerini kapatmalısın ve sana söylenilenlere inanmalısın.” Ve Kabala der ki: “Bir insanın gözlerinin gördüğü şeyden başka bir şey yoktur.”

Kabbalah And Faith

Bir Kabalist Dünyamızla Nasıl İlgilidir?

Soru: Üst dünyanın en gelişmiş kısmını edinmişlerde, Kabalistler tarafından dünyamızın derin anlayışının tezahürleri nelerdir?

Cevap: Gerçek şu ki, her iki dünya birbirine sürekli bağlıdır. Dünyamızda gerçekleşen her şey üst dünyadan gelir. Bu nedenle bir Kabalist, dünyamızda olup biten her şeyin kökenini anlar.

Bununla birlikte, kural olarak, bununla ilgilenmez, çünkü dünyamızda er ya da geç gerekli değişiklikler gerçekleşecektir. Ayrıca, dünyamızda bir şey değişirse, bu sadece insanların eğitimi ile gerçekleşir.

Bu nedenle, bir Kabalist dünyamızla çok fazla ilgilenmez. Bu dünyayı değiştirmek ister; fakat bunun için Kabala bilgeliğini yaymalı ve insanlara öğretmelidir. Bu şekilde dünyayı değiştirebilir. Yapmaya çalıştığımız şey budur.

How Does A Kabbalist Relate To Our World?

İnanç, Korku Ve Yaradan’la Yapışma

Rabaş, ‘‘Dost Sevgisi- 2’’: Yine de, inancı edinmek için, korkunun önce gelmesi gerekir, “Zohar’a Giriş”te açıklandığı gibi: “Korku, O’na inancın kapısı olduğundan, maneviyatın tüm emirlerini içeren bir emirdir. Kişi, korkusunun uyanışına göre, O’nun rehberliğine inanır.”

Burada son bulur: “Korku, kişinin Yaradan’a memnuniyet vermesinin azalması korkusudur.” Bu demektir ki, kişinin Yaradan ile ilgili sahip olması gereken korku kendisi için değil, muhtemelen Yaradan’a memnuniyet veremeyeceği içindir. Bundan çıkan sonuç şudur ki, inanca giden kapı korkudur; başka bir yolla inanca ulaşmak mümkün değildir.

Soru: Bu açık değil: İnanç olmadan korkuya nasıl ulaşabiliriz? Yine de aynı zamanda, inancın korku olmadan elde edilemeyeceği ortaya çıkmıyor mu? Bir kısır döngüye sahibiz.

Cevap: Bu bir kısır döngüdür. Hem inanç hem de korku, bizim üzerimizde var olan güçlerdir ve sistemimizin içsel parametrelerindeki değişiklikleri temsil ederler.

Bu nedenle, Rabaş okuyarak, sadece bunun muhtemelen olması gereken yol olduğu konusunda hemfikir olabiliriz. Daha sonra gerçekleştirmemiz gereken eylemlerin tanımlarını çalışırız. Bu tür eylemlerle, kendimize ait olan “bizi kaynağa geri döndüren Işık” olarak adlandırılan üst kuvvetin etkisini çekeriz. O bizi değiştirir ve içimizde inanç niteliğini, sevgi niteliğini yaratır.

Yorum: Bununla birlikte, makalenin sonuna kadar, Rabaş mantıksal olarak, başta, ortada ve sonunda ne olması gerektiğini ortaya koyar.

Benim Yorumum: Bilmiyor olsanız bile her şey kendi başına düzenlenir. Mesele bilmek, yapmak ya da almak değildir. Ruhsal dünyada, Üst Işığı çeken belirli eylemler gerçekleştirmelisiniz ve Üst Işık, içinizde inanç, korku ve Yaradan’la yapışma denilen değişimleri aşamalı olarak yapar.

Faith, Fear, And Adhesion With The Creator

Bir Kabalistin Tavsiyesine Göre

Soru: Kabala metodunu, kalpteki noktaya sahip olmayan bir kişiye açıklamak mümkün değil mi? O, sadece fiziksel mantığı, grup psikolojisini anlar, ancak daha yüksek psikolojiyi anlamaz.

Cevap: Kabala, açıklamalarla ilgilenmez; çünkü başlangıçta ne insan düşüncesinin ne de arzularının olmadığı bir seviyede çalışır. Herhangi bir şeyi açıklamanın anlamı yoktur. Bu, felsefi kanunları yorumlamak için bir köpeğin önüne oturmakla aynı şeydir, çünkü senin sevgine karşılık vererek kuyruğunu sallar ve sizin ne söylediğinizin bir önemi yoktur.

Bu bir Kabalistle de böyledir. İnsanlara bir şey iletmeye çalıştığında, sanki “Gevezeliğe devam et” der gibi onaylayan bir gülümsemeyle başlarını sallarlar, ama hiçbir şeyi araştırmazlar.

Zaman geçiyor ve Kabalistlerin tavsiyesine göre çalışmaya devam ederlerse, yavaş yavaş, bunun nereye gittiğini anlamaya başlarlar. Kendilerinde çeşitli değişiklikler hissederler; konuşulan terimlere göre, daha önce hissetmedikleri daha yüksek eylemlere karşı yeterli tepkiyi hissetmeye başlarlar. Tamamen yeni tanımlamaların olduğu bir alana girerler ve böylece ilerlemeye devam ederler.

Fakat bu, her şeyi zihinleriyle özümsedikleri için değil, öğretmenlerinin direktiflerine göre hareket ettikleri içindir.

According To The Advice Of A Kabbalist