Category Archives: Yaradan

İnsanın Ana Çalışması

Soru: Yapmam gereken çalışma, ışık, üst güç, Yaradan’ın yaptığı iş nedir?

Cevap: Yapmam gereken çalışma, üst ışığı beni düzeltmeye zorlamaktır.

Çalışmalarıma dua, istek denir. Doğal olarak yapamayacağım bu hareketi, gerçekten yapmaya ihtiyacım var. Çünkü doğamız mutlak egoizm olduğundan, kendim için hiçbir şey almadan tamamen ihsan etmek imkânsızdır.

Yapabiliriz, bununla birlikte, bu fırsatı yukarıdan alabiliriz ve ona Üst Işık, Hasadim Işığı denir. Ancak, yalnızca üst Işık beni etkilerse. Işık’ı beni etkilemesi için ikna etmek benim gücümde ama bu sadece grupla, onlu ile çalışarak yapılabilir.

O zaman, karşılığında her hangi bir ödül veya bir şey istemeden ihsan edebilirim.

Man’s Main Work

Tora’nın İki Seviyesi

Soru: Eğer Tora’yı Musa yazdıysa, neden Yaradan dünyaları yarattığı zaman Tora’ya baktı denir?

Cevap: Aslında Tora, Yaradan’ın tam tersi olarak yaratılan arzunun, O’na tamamen benzemesi yönünde hareketidir.

Böylece Yaradan, yaratılanları yaratmaya “karar verdiğinde”, maddesel dilde söylediğimiz gibi, O, ilk olarak onu Kendi zıttı olarak yaratmalıydı, aynı zamanda yaratılanın Yaratan’a benzer olmaya doğru ilerleyeceği tam bir mekanizma yaratması gerekiyordu.

Bu niyetle, görünüşe göre Tora’yı yazdı, O’nun yarattığı arzuyla gerçekleştirilmesi gereken bir komuta ve talimat sistemi. O, O’nun yarattığı arzuyu, O’nun ile nasıl daha çok ve daha çok benzer olmaya getirdiğidir. Musa, Tora’yı kendisi yazdı, fakat Yaradan’ın yönetimi açısından değil, çünkü Torah Ein Sof (Sonsuzluk) dünyasının başında kalmaktadır.

Musa için o, Atzilut dünyasının başında bir eylem olarak kaydedildi. Yani aynı şeyden bahseder, fakat farklı seviyelerde.

Two Levels Of The Torah

Sorularınıza Cevaplar, Bölüm 167

Soru: Derslerinizi büyük bir zevkle dinler ve okurum. Söylediğiniz şeyle alâkalı birçok şeyi fark ettim, ancak belirsizliğini koruyan şeyler var.

Sık sık söylediğiniz şu; insanlık şu anda düşük bir egoist düzeyde yaşıyor ve durumu değiştirmek için Yaradan’ın bizi kapsamlı bir birliğe veya küreselleşme dediğimiz şeye doğru ittiğini tamamen kabul ediyorum.

Bunu, hayatın kendisinin ya da doğanın bizi bu birliğe doğru yönelttiğini söyleyerek açıklıyorsunuz, ancak doğanın kendisine bakarsak, hayvanların birlikte yaşadıklarını görmüyorum, aksine, kurtlar kurtlarla, koyunlar koyunlarla yaşar, birlikte değil.

Elbette bizler hayvan değiliz, fakat Babil Kulesi hikâyesine bakabiliriz, burada Yaradan’ın kendisi insanlar arasında bölünmeye neden olmuştur. Öyle görünüyor ki, Yaradan ve doğanın nerede bölünmeye yol açtığına dair birçok örnek var ya da daha doğrusu belki de insanları birbirinden O ayırdı. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Cevap: Cansız, bitkisel ve hayvansal doğa, insan seviyesine bağlıdır ve onunla iner ve yükselir.

Answers To Your Questions, Part 167

Sorularınıza Cevaplar, Bölüm 165

Soru: Yatmadan önce onlu grupta Zohar Kitabı’nı okumak iyi midir?

Cevap: Deneyin, bunun sizi güçlendireceğini düşünüyorum.

Benden bir buçuk ay gizlendikten sonra, manevi dünyanın bana yüzünü göstermeye başladığını hissediyorum. Bence bu, mikro düzeyde içsel değişikliklerin bir sonucudur. Her şey plana göre gidiyor, fakat çaba, Yaradan için gerçek içsel özlem, yaratılış planını hızlandıran şeydir.

Soru: Bana daha önce açıklananları unutamıyorum. Artık herkese söyledikleriniz konusunda kendimi ikna etmeye çalışmam gerekmiyor. Daha önce hissettim. Artık bana gereken, tek şey var gibi görünüyor; hayatı çevreleyen “putlardan” uzaklaşmak ve gerçekten Yaradan için özlem duymak. Bu doğrumu?

Cevap: Kesinlikle doğru!

Answers To Your Questions, Part 165

Sorularınıza Cevaplar, Bölüm 166

Soru: Yaradan’ın var olmadığını ve haz verecek hiç kimsenin olmadığını belirtmişsinizdir. Ayrıca sizden de duydum ki, Yaradan bizden daha çok acı çeker; bu olgu nereden geliyor? O, acı çeker ya da acı çekmez ve aynı zamanda mevcut olmadığı nasıl ortaya çıkıyor?

Şahsen, Yaradan’ın hayatımda var olmasını isterim, çünkü eğer yoksa ve yaşamıyorsa, tüm Kabala’nın bilgeliği, sevimsiz hayatımız gibi ilginç olmayan ve neredeyse boş görünürdü.

Eğer benden başka kimse yok ise, bir üst dünyaya ulaşmadan, bu illüzyonda yaşamayı tercih ederim. Daha 24 yaşındayım ve her ne kadar Kabala bilgeliğini 18 yaşında bulmuş olsam da, kendimi Yaradan’a, var olan, yaşayan ve beni hisseden biri gibi odaklamak isterim, çünkü diğer kazanımlar beni ilgilendirmiyor.

Aslında Yaradan’ın var olmadığını keşfetmekten korkuyorum. Bunun anlamı Kabala bilgeliğinin benim için olmadığı mıdır? Şu anda çalışmayı istemiyorum, çünkü Yaradan’ın gerçekte var olduğunun ve canlı olduğunun garantisi yok, fakat Yaradan’ın hayatta olduğunu ve var olduğunu sizden duyarsam (ki bu benim için en önemli şey), o zaman Kabala bilgeliğini çalışacağım.

Cevap: Yaradan hakkında söylediğimiz her şey O’nun gerçek özü değildir ve O’nun hakkında hiçbir şey söylememektedir, yalnızca duyumlarımızda ifade edebileceğimiz şeylerle ilgilidir. Daha sonra duygularınız değişecek ve dünyanın karmaşıklığını algılayacaksınız ve karşıt görüş birbirlerini geçersiz kılmayacak, ancak aslında birbirlerini tamamlamaya başlayacak. O zaman başka sorularınız kalmayacak.

Answers To Your Questions, Part 166

Kabala Neye İnanır?

Soru: Bir insanın düşüncesini etkilemek mümkün müdür? Kabala bilgeliği buna inanıyor mu ve onda bunun için bir eğitim yöntemi var mı?

Cevap: Kabala bilgeliği hiçbir şeye inanmaz. Sadece tek bir uygulama vardır: Ohr Makif’i (Saran Işık) çekmek.

Bu bilgelik çok basittir, çünkü iki kuvvetin etkileşimine dayanır: İhsan etme ve sevginin daha yüksek gücü ve egonun ve almanın daha düşük gücü. Başka bir şey yok.

Üst kuvvet (Işık) daha düşük kuvveti (arzu) kontrol eder ve Kabala bilgeliğinde olan her şey onlar arasında gerçekleşir. Daha düşük kuvvet, üst kuvvet tarafından oluşturulur ve Yeş mi Ayn (yokluğun varlığı) adı verilir. Bu tıpkı içinde sıfır ve sıfırdan farklı bir şey olan matematik gibidir – bu bilimin başlangıcıdır. Burada da aynı şey var.

Üst Işık, tamamen onun kontrolü altında bulunan arzumuzun üzerinde hareket eder ve etkiler. Bizler arzuyuz: her birimiz ayrı ayrı ve hepimiz birlikte.

Işığın bize nasıl döndüğünden bile haberimiz yok ve biz her şeyi kendimiz yapacağımızı düşünüyoruz. Ancak, aslında, her birimiz basitçe küçük bir makineyiz. Işığın ekstra etkisini uyandırma fırsatımız var. Akıllıca gelişmek için onu çektiğimiz derecede, Işık’ın bizi nasıl etkilediği ve bizim içimizde belirli eylemler gerçekleştirdiğinin anlayışına sahip oluruz. Bunu çalışmaya başlarız ve böylece onu ve kendimizi yönetiriz.

Bu konuda “Oğullarım beni yendi” diye yazılmıştır. (Baba Metzia 59b).

Hızlı Kabala İpuçları – 8/21/16, Bölüm 1

Soru: Bir Kabalist olumsuz duyguların üstesinden nasıl gelir?

Cevap: Kabalist, Yaradan’a olumsuz duygular getirir, çünkü Yaradan onları uyandırır, böylece kişi O’nunla olumsuz duyguların üzerinde bağ kuracaktır.

Soru: Kişinin kendi içinde geliştirmesi, yetiştirmesi gereken duygular nelerdir?

Cevap: Bunlar esas olarak “O’ndan başkası yok” ve Yaradan’ın yaptığı her şeyin kesinlikle iyi olduğu duygularıdır. Bu dünyada, şu anda, Yaradan’ın iyiyle dolu tek güç olduğunu keşfetmeliyiz.

Soru: “Yaratıcıyı hissetmek” ne demektir? Bu nasıl bir şeydir?

Cevap: Yaradan’ı hissetmek, tüm dünyayı ve sizi tamamen kontrol eden olağanüstü, her şeyi kapsayan tek muazzam güç olduğu duygusu gibidir. Ve siz bunun içindesiniz; bunu görüyorsunuz! Bu, bir insanın yaşayabileceği en harika histir. Bu hissi yakalamalı ve her an içine dalmış olmalıyız.

Soru: On kişiden oluşan bir grupta, Işığı çektiğimizi nasıl hissedebiliriz?

Cevap: Onu kendi içinizde hissetmelisiniz.

Soru: Maneviyatta “hislerin geliştirilmesi” ifadesi ne demektir?

Cevap: Dünyamızdaki hiçbir metodun duygusal eğitimle ilgisi yoktur. Bu, ben uyandığımda ve Üst Işık’ın belirli kısımlarını topladığımda ve sonrasında, ben ve duygularımın onların etkisi altında nasıl değiştiğini hissettiğim bir süreçtir.

Soru: Akıl ve hisler arasında bir denge olmalı mıdır?

Cevap: Şüphesiz zihin ve duyular arasında bir orta çizgi olmalı ve her ikisi de sürekli dengeli olmalıdır.

Blitz Of Kabbalah Tips – 8/21/16, Part 1

Hızlı Kabala İpuçları – 6/9/16

Soru: Neden kişi yaratılış düşüncesinin içine girmeli?

Cevap: İnsanlar bu yüzden yaratılmıştır; Yaradan’ın bizden istediği tam da budur. Üst gücün tek bir düşüncesi vardır – Yaradan’ın seviyesine ulaşmak için kişiye tüm koşulları sağlamak.

Soru: Yaradan neden olumsuz bir ortamdan “bana” iletişim gönderiyor?

Cevap: Eğer olumsuz izlenim almasaydınız, neden kaçmak isterdiniz? Bütün dünya bizi köşeye sıkıştırmak için yaratılmıştır.

Soru: İyi kısmet daima, Işığı üzerimize çekmenin bir sonucu mu?

Cevap: Evet, iyi kısmet, Üst Işık’ın etkisinin bir sonucudur. Bu etki olumsuz olarak görülse bile iyi bir kısmettir.

Soru: Neden bir kadın kocasına bağlı kalmalıdır?

Cevap: Dünyamızda, bir kadın alma arzusunu simgelemektedir, onunla ilişkili olan, ilk dokuz Sefirot’dan gelen Malhut, erkek kısımdır. Bu yüzden ona bağlı kalmalıdır.

Soru: Ölümden sonra akrabalarımızı hissedebilir miyiz?

Cevap: Bunu basitçe nasıl anlatacağımı bilmiyorum; eğer o Kabalist ise, o zaman evet.

Soru: Bir kadın için doğum, ıslahın başlangıcı olabilir mi?

Cevap: Kadınların katılımı, pasif olsa bile, bu dünyada onların ıslahının bir parçasıdır.

Soru: Kabala bilgeliği eşit olmayan evliliklerle nasıl ilgilidir, örneğin bir kadından daha genç bir erkek?

Cevap: Kabala bilgeliğine göre, bunun hiçbir önemi yoktur, yaş fark etmez.

Soru: Vanga’nın kehanetini açıklamak nasıl mümkündür?

Cevap: Prensipte, kehanet hayvansal bir seviyede mümkündür. Geleceği hisseden ve tam olarak yarın ne olacağını söyleyebilen insanlar var. Fakat genel olarak söylemeyecekler. Aslında, gelecek var, ancak gizlenmiştir ya da bize göre ifşa olur.

Soru: Ruh bedene mi karşılık gelir yoksa beden ruha mı karşılık gelir?

Cevap: Beden, ruha içsel bir şeye göre dışa yönelik bir şey olarak karşılık gelir. Ruh, kişinin tüm kaderini belirler.

Soru: Kehanetin doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu bilmek nasıl mümkün?

Cevap: Kehanetle uğraşmak gerekli değildir. Kabala bilgeliği buna karşıdır. Biz kendi geleceğimize karar vermeli ve belirlemeliyiz.

Blitz Of Kabbalah Tips – 6/9/16

Yaradan’ı Anlamak

Soru: Siz, Yaradan’ın tek özelliğinin “yaratılmış varlıklara haz vermek” olduğunu söylüyorsunuz. Yaratılan varlığın görevi, içsel bir Masah (perde) geliştirmek ve onun egoist doğasını, alma arzusundan ihsan etme arzusuna değiştirmek için haz almaktan vazgeçmek ve böylelikle Yaradan’a benzemektir.

Bu Yaradan ile çatışmaya yol açmaz mı? Sonuçta, Yaradan haz vermek istiyor ve yaratılan varlık onu almayı reddediyor ve böylece Yaradan’ın Arzusunu yerine getirmesini önlüyor.

Cevap: Biz yalnızca, Yaradan ile yaratılmış varlık arasındaki ilişkiler hakkında, aklımızın ve mantığımızın çerçevesinde konuşabiliriz, oysa kişi ve Yaradan arasındaki gerçek karşılıklı ilişkilere yalnızca mantığımızın üstünde ulaşılır. İhsan etme niteliğini kazanarak, Yaradan’a eşdeğer oluruz ve dolayısıyla O’nu ve doğamızı anlayabiliriz.

Understanding The Creator

Başkalarına Memnuniyet Vermek

Soru: Başkasına memnuniyet verdiğimde yalnızca manevi arzularını mı doldururum yoksa onun maddi arzularını da doldurur muyum?

Cevap: Başkalarını memnun etmek, hastanelere koşmak ve insanlara yardım etmek ya da hayvanlara yardım etmek anlamına gelmez. Bu, Üst Işığın iletkenleri olduğumuz sistemde, arkadaş grubumla bağlandığım ve bir bütün içinde, Yaradan’ın ifşa olduğu ebedi ağa bağlanma anlamına gelir.

Başkalarına memnuniyet vermek, başkalarının Yaradan’ı keşfetmesine yardım etmek demektir. Dolayısıyla “başkalarının sevgisinden Yaradan sevgisine” diye yazılmıştır. Dost, yakın olarak adlandırılır çünkü o, benimle aynı arzulara ve niyete sahiptir.

Aynı özlemlere ve niyetlere sahip olmayan diğer tüm insanlar “başkası” kategorisine dahil değildir. Kalpteki noktası uyanana kadar sıradan bir hayat yaşarlar ve sonra bize katılırlar. Kabala bilgeliği bir din değildir ve kimseyi bir şeye zorlamaz. Bu, her bireyin kendi üst doğasını, kendisi tarafından ortaya çıkarabileceği bir bilgeliktir.

Bringing Others Pleasure