Category Archives: Yaradan

Kişi Komşusunu Sevmeli

Soru: Yaradan sevgidir. Öğretmeniniz Rabaş’a ilk geldiğinizde, Kabalayı bir şekilde sevgi ile ilişkilendirdiniz mi?

Cevap: Hayır. Rabaş’a gelmeden ve hatta ilk başlarda onunlayken bile, Kabala, benim görüşüme göre, ustalaşmam gereken sadece sıkıcı, katı bir bilim ile özdeşleşmiştir.

Soru: Birinin komşusunu sevmesi gerektiğini ilk duyduğunuzda tepkiniz neydi?

Cevap: Buna bir çeşit ilave olarak tepki gösterdim: “Muhtemelen bunun tezahürüdür.” Bu kelimelerin dünyevi, çok sınırlı, çok sığ olduğunu ve manevi olmayan, maddi niteliklere dayandığını anladım. Manevi sevgiyi kendime, yüce bir şey için bir özlem, bu idealin içinde olma fırsatı olarak açıkladım.

“Komşunu kendin gibi sev” ilkesi onluda hayata geçirilmelidir. Bunu gerçek, canlı formunda almalıyız ve aramızda gerçekleştirmeliyiz. O zaman bunu başarabileceğiz. Bunu her türlü doğal acı, bize uzun ve acılı bir yol kat ettirmeden önce, mümkün olduğunca çabuk yapmaya çalışmalıyız.

One Must Love One’s Neighbor

 

Yaradan’a Doğru Gerçek Bir İstek

Yaptığımız işin bir sonucu olarak, Yaradan’a olan bir talep, Kli’yi, ruhun kabını ıslah için bir araç gibi gelir, Yaradan’a olan talebin Kli’nin kendisi olduğunu ve bunun bir düzeltme aracı olmadığını hissetmeye başlarız.

Ve Yaradan’a yalvarmam, O’na doğru yükselttiğim arzu, doğru, sabit ve O’na olan özlemim sürekli büyüyorsa, o zaman bu talebi tam bir ıslah olarak hissedeceğim.

Islahlar nelerdir? Bu arzunun yükseltilmesidir, bunu yerine getirmek için duaya verilen cevap değildir. Arzuyu Yaradan’a yükseltmek zaten çalışmanın sonudur. Böylece O’na karşı tutumumu ifade ederim. Ondan bir şey alır mıyım? Belki bir şey elde etmem. Ve eğer O’na dönersem ne almalıyım? Yalnızca Yaradan’a olan yalvarmam zaten onun içindedir – her şeydir. Başka bir şeye ihtiyacım yoktur.

Kendim için alan Kli’de kalmazsam, o zaman Yaradan’dan sadece bir talebe sahip olmak isterim ve cevap verirse duymam, anlamam, hissetmem ve hiçbir şey görmem. O’nun tarafından hoş karşılanırsınız; bu daha da iyidir! Ve sonra çabalamamda, ihsan etmenin gücünde, Yaradan’a ne kadar benzediğimi hissederim.

A True Request To The Creator

“Ve Musa Yalnız Efendi’ye Yaklaşacak.”

The Torah, Exodus 24:01 – 24:02: Ve O, Musa’ya şöyle dedi: “Sen ve Harun, Nadav ve Abihu ve İsrail’in yaşlı yetmişlikleri Efendi’ye gelin ve kendiniz uzaktan secde edin. Ve Musa yalnız Efendi’ye yaklaşacak ama onlar yaklaşmayacaklar ve halk onunla birlikte yükselmeyecek. “

Bunlar gelişimin basamaklarıdır. Bir insanda farklı seviyelerde arzular vardır. İnsanlar, ihsan etmek için ıslah olan egoistik arzulardır, ancak küçük bir yükseklikte ıslah oldular.

Sonra Levilileri, Cohenler, Aaron’un çocukları (Nadav ve Avhiu), Aaron ve son olarak Musa gelir. Bu hiyerarşi bir kişiyi temsil eder. Yani, insanlar ve tüm dürüstler, hepsi bir kişidedir. Ve Musa piramidin tepesindedir, bu yüzden yalnızca Yaradan’a o yaklaşabilir ve geri kalanlar yaklaşamaz.

Torah, Exodus 24:03 – 24:04: Böylece Musa gelip Efendi’nin bütün sözlerini ve tüm kuralları halka anlattı ve bütün insanlar bir araya geldi ve “Efendi’nin söylediği tüm sözleri bizler yapacağız.” dedi.

Musa, Efendi’nin bütün sözlerini yazdı ve sabah erken saatlerde ortaya çıktı ve dağın eteğinde bir sunak ve İsrail’in on iki kabilesi için on iki anıt inşa etti.

İnsanlar, adamın tüm egoist arzularıdır. Onlar Musa’nın elindedir, altındadır. O, onları denize ağ atan bir balıkçı gibi çeker ve şimdi yavaş yavaş sudan balıkları çekiyor.

“And Moses Alone Shall Approach The Lord”

“Sonra Musa Dağa Çıktı”

Torah, Exodus 24:15 – 24:18: Ve Musa dağa çıktı ve bulut dağı kapladı. Ve Efendi’nin görkemi Sina Dağı’na dayandı ve bulut dağı altı gün boyunca kapladı ve O, yedinci gün bulutun içinden Musa’ya seslendi. Ve Efendi’nin görkeminin görünümü, dağın tepesinde, İsrailoğulları’nın gözleri önünde yakan bir ateş gibiydi. Ve Musa bulutun içine girdi ve dağa çıktı ve Musa, kırk gün kırk gece dağda kaldı.

“Ve Musa dağa çıktı” ve bulutun içinde kayboldu, o tamamen Bina’nın(40. Nitelik) niteliğine ulaştı anlamına gelmektedir. Kırk, Malhut’a göre Bina’nın seviyesidir. Mutlak, tam ihsan etme, bir kişinin yükselişinin ilk genel aşamasıdır.

Soru: Musa buluta neden girdi?

Cevap: Buluta girmek, Yaradan’ın gücünün bu safhaya girişini sembolize eder. Ve sonra, 40 yıl boyunca, Musa bu safhaya daha da yükselir ve halkın “İsrail Toprakları” na, bir sonraki koşula girişinden önce çalışmayı tamamlar. “Ve Musa kırk gün kırk gece dağda kaldı” çünkü gece olmadan gündüz, gündüz olmadan gece olmaz. Bir kişi önce geceye, tüm karşıt egoistik özelliklere dalmalı ve onları açığa vurmalı, ifşa etmeli ve ancak o zaman Işığın yardımıyla onları Bina’nın özelliklerine göre ıslah edebilir. Bu nedenle, “akşam vardı ve sabah vardı – bir gün” her şeyin gece başladığı anlamına gelir.

Musa yazıtları, Tora’yı ve buyrukları aldı; dağdan indi ve çalışmaya başladı. Bu, kişinin kendisini en üst seviyesine çıkardığı, bağı, hazzı (got hooked) edindiği, dünyada yeni doğmuş gibi göründüğü ve şimdi kendini yeni dünyaya yükseltmesi gerektiği anlamına gelir.

Bu koşula gelebilmek için ona talimat verilir – kişinin buna ihtiyacı olana kadar bekleyen ıslah eden Işık.

“Then Moses Went Up To The Mountain”

Twitter’da düşüncelerim – 12/14/17

Yaradılış düşüncesi: Alma arzusunun içindeki, Yaradan’a zıt varlıklar (egoistler) kendi ıslahlarını etkilemek & Yaradan gibi olmak zorundadırlar, sevme& ihsan etme arzusu. Bu iki aşamalı olarak yapılır: Egodan nötr koşula (Hanuka) , ve ihsan etme ve sevme eylemine (Purim)

Üst güç bizi birleştirir ve böylece içimizde yeni hisler ifşa olur. Tüm dünyayı bedenimin bir parçası olarak hissetmeye başlarım. Herkes benim bir parçam olur. Bu his ruh olarak adlandırılır. Ve onu dolduran şey Yaradan olarak adlandırılır. Ve orada Hanuka’nın rasyonel mucizesi yatar.

Hanuka Bayramının anlamı: Birlik içinde üst ışığı çekeriz. Ve oradan ışık bizim aracılığımızla egoya geçer ve onu tam zıttına, düşman olmaktan Yaradan’a yapışık olmaya dönüşerek yener (Purim).

Bu gerçek zaferdir!

Hanuka, yolda bir duraktır. Ancak manevi çalışmada durak yoktur. Durağın anlamı; Bina’nın niteliğini edinmek; ihsan etmek; GE ve AHP’deki işin derhal kaldığı yerden devam etmesi; ‘alırken ihsan etmek’, ruhun tam olarak ıslahına ulaşmak; GE + AHO = Purim Bayramı

Hanuka; egoya karşı mücadelede biz zaferdir; egoya rağmen ve üst birlik için. Eğer bizi ayıran egoistlik güçlerin üstünde yükselerek birleşirsek, üst ( manevi) dünyanın ebedi ve mükemmel olarak elde edinimine (ifşa ve anlayış) gireriz.

Bir mucize, gerçeğin algısındaki bir değişimdir. Bir gerçek vardır; ancak yeni nitelikler kazandığımda dünyayı farklı algılıyorum. Bir yeni doğan gibi, üst ışığın etkisi altında yeni bir algı seviyesine çıkıyorum. Bu üst dünyaya giriştir.

My Thoughts On Twitter, 12/14/17

Twitter’da düşüncelerim / 11.29.17

Dünyayı ve kendinizi daha mutlu kılmak için size şans veriliyor. Ve hediyeniz; üst dünyanın, varlığın sonsuzluğunun edinilmesidir – hem kendi varlığınız ve hem de tüm yaradılış için. Hepsi, halen bu dünyada yaşarken, her gün şükran günü olur!

Geçmişteki halinizi düzeltmeden; geleceğe doğru şekilde bağlanamazsınız, her şeyin Yaradan’dan geldiğini kabul ederek, ‘Ondan Başkası yok’ olduğu için. Geçmiş daha farklı olamazdı ancak gelecek Yaradan ile benzerliğinize bağlı.

Internet savaşları, toplumda yeni anlamlar yaratarak sürdürülür. Bu, toplumun internet aracılığıyla parçalanmasına, yeni yapay dernekler ve organizasyonlar oluşturulmasına, onların aracılığıyla arzulanan anlamın toplum içine yedirilmesine, yani böylece hükümet üzerinde tam kontrol alınmasına olanak tanır.

Özel “toplumlar”, geleneksel değerleri tahrip ederek ve yerine evrensel liberal değerleri aşılayarak, halkı kendi yıkımına kadar dönüştürmek için çıkıyorlar. Kabala: her insanın bireyselliğini korumalı, herkesin bireysel özelliklerini koruyarak birliği inşa etmeliyiz.

Her ruh sayısız egoist arzulara bölünmüştür. Onlar, egoist uygulamadan (Aviut) özgecil uygulamaya (Masah) çevrilmek için ıslah edilecek düzgün bir tarzda ortaya çıkarlar. Yani; kişi sıkıntıları yardım olarak kabul etmeli ve onlarda sevinmelidir.

Yaradan’ın amacı Yaradılışın memnuniyetine ihsan etmektir. Bu yüzden şüphe hissetmeye başlarsanız, onları reddetmek yerine kabul edin, çünkü sıkıntılar sizi yoldan çıkarmak için değil; tam tersine sizi bir sonraki dereceye yükseltmek için ortaya çıkar. O halde ona yükselmek için gayret gösteriyorsun.

İçinizde; her düşünce ve arzunun arkasında kendini açıkça gösteren Yaradan’ı görün. O sizin kökünüz!

Her ne şekilde olursa olsun yenilenebilir enerji, bedava bir enerji kaynağı değildir. Böyle bir şey var olamaz çünkü dünyamız kapalı bir sistemdir. Uygunluk ve temizlik mümkündür; ama bir maliyetle. Çözüm son jenerasyon tarafından ihsan etme enerjisine hükmedilmesinde yatar.

My Thoughts On Twitter, 11/29/17

Sonsuzluğa Yeryüzünde Ulaşıldı Mı?

Açıklama: Tarihte kalan, iz bırakan kişinin sonsuzluk bulduğunu söylüyorlar. Gerçekten de, örneğin, Plato veya Spinoza gibi insanlar uzunca bir süre önce öldüler, fakat isimlerini hatırlıyoruz.

Yorumum: Sonsuzluk ne anlama geliyor? Materyal gerçeklik sadece bir yanılsamadır; o yoktur.

Dünyamız, biz üst dünyaya erişene kadar var olacaktır. İnsanlık, kütlenizde ruhani dünyaya yükselmeye başlar başlamaz, dünyamız buharlaşır, sis gibi dağılır ve yok olur.

Üst dünyalara ulaşmanın merdivenlerine girerken bunu anlayacaksınız. Dünyamızda kalındığı sürece bunun gerçekleşmesi gerektiğini göreceksiniz -materyal dünyamız gelecekte buharlaşacaktır, çünkü o yalnızca bizim duyularımızda var olmaktadır.

Açıklama: Ancak bu arada insanlar herhangi bir şekilde tarihteki izlerini bırakmak için her türlü çabayı gösteriyorlar.

Yorumum: Onlar için ne kalmış? Bu şekilde egoizmleri onların “ben”ini yerleştirmeyi amaçlıyor.

Is Eternity Attained On Earth?

Duygular Üzerine Bir Bilim

Soru: Kabalistik bakış açısıyla duygular nedir?

Cevap: Duygu, arzuda bir algılamadır, hissiyattır.

Arzusu, tüm yaratılışın meselesidir ve arzunun içindeki hissiyata duygu denir. Yaratılışın tamamı, tek, ayrışmış, bütünsel arzu olduğundan o halde içinde var olan her şey duygulardır.

Biz burada sadece evren hakkında değil, tüm dünyalar hakkında, bütün hakkında, çok büyük yaratılış hakkında konuşuyoruz. Orada iki tür duygu bulunur, nefret ve sevgi ve biz onların arasında var oluruz.

Bu nedenle, onları ne şekilde ayırt etmemiz gerektiğini, hangi temelde bir karara varacağımızı görmeliyiz: nefret veya sevgi ile muamele ettiğim duygusu, duygunun kendisine “nefret” veya “sevgi” deniyor mu yoksa belli bir hissiyat ile nasıl ilişkili olacağını belirleyebilir miyim? Başka bir deyişle, bu duygular hakkında bir bilimdir.

A Science About Feelings

Twitter’da Düşüncelerim, 11/26/17

İnsanlar egoisttir ve Kabala’dan nefret eder. Çünkü Kabala; egoist doğamızı yok etmek demektir. Bu nedenle bir Kabalist; ilk zamanlarında bazen Kabala ve Kabalistlerden nefret eder ve onlara zarar vermek ister. Ve her kim Kabala çalışıp ayrıldıysa; kıskanmaya ve nefret etmeye devam eder.

Yaradılış, Adem’in mükemmel halinin Aden’de ( cennet) yaradılışı ile başladı. Sonra bizim dünyamıza düşüş vardı ve orijinal mevkiine 125 derece boyunca yükseliş- kıvılcım ve yükselme arzusu. Bu yüzden; ortaya çıkan haller zorunludur; tek seçenek onların üstesinden gelmek.

My Thoughts On Twitter, 11/26/17

Twitter’da düşüncelerim; 11/18/17

Rabaş’ın yazdığı gibi, kişi egoisttir. Eğer Kabala çalıştıysa ve bıraktıysa, ondan uzaklaştıkça ona karşı olmaya başlar. Ne kadar yüksek olduysan, o kadar aşağı düşersin.

Yani; önceki birçok arkadaşın şimdi Kabala’yı eleştiriyor oluşuna şaşırmayın!

Bu ıslahın bir kuralıdır.

Kabala’nın ön gördüğü gibi; zamanımızda faşizm doğal olarak yükseliyor. Fakat nesli eğitmek için çaba sarf edersek; faşizmi tam karşıtına- sosyalizme dönüştürmek mümkündür.

Tabi Sovyetler türünde değil; toplumu eğitmenin bir sonucu olarak bilinçli olarak ortaya çıkandan.

Gizlenmenin iki türü: 1) Basit gizlilik: Kişi Yaradan’ın gizlenmesini algılar ve dolayısıyla kabul eder, ifşasını değil, Ona bağlı olmayı diler, böylece Yaradan’ı memnun eder.

2)Çifte gizlilik: Kişi gizliliğin Yaradan’dan olduğunu hissetmez ve dolayısıyla, yardım dileyemez.

Fayda olmadan hiç bir hareket mümkün olmadığından, almadan Yaradan’a nasıl ihsan edebileceğimizi bizim aklımız anlayamaz. Ancak bu nitelik ışığı çeker ve sonra kişi zaten Yaradan’ı algılar ve anlar. Işığı çekmek için; kişi çaba sarf etmeli, sonrasında umudunu kaybetme & Yaradan’dan yardım isteme

Tüm yaradılış; 1. İhsan etme arzusu (ışık) & 2. Haz alma aruzu (Kap) içerir. Değişiklik sadece kapların niyetinde mümkündür: birine ya da Yaradan’a ihsan etme. Kabların ışıklarla dolması, onların niyeti birbirlerinin hatırı için haz almak olduğunda olur.

Yaradan’ın ifşası, onun alternatif gizliliği ve ifşaları aracılığıyla açıkça gösterilir- Ondan başka kuvvet olmadığını keşfetmek için. Onun olmadığı yer yoktur. Ben bunun ifşa olabileceği karanlık bir noktayım. Bu durum bağlılık olarak adlandırılır, gelişimin amacıdır..

Zorluk kendiniz yerine sadece Yaradan’ı önemsemede değil, bütün dünyayı bırakıyor gibi hissedip Yaradan’ı hissetmememde. Onunla birleşmek için her şeyden vazgeçebilirim. Yani; en önemlisi Yaradan’ın tüm dünyayı doldurduğu hissine ulaşmak.

My Thoughts On Twitter, 11/18/17