Category Archives: Maneviyat

Seçme Özgürlüğü, Bölüm 6

Kabala’nın bakış açısından “Kader”

Soru: Kabala’nın bakış açısından kader diye bir şey vardır. Ben onu değiştirebilir miyim?

Cevap: Kader aslında her birimizin doğasında vardır, yani hangi koşula ulaşmamız gerektiği.  Sadece bu hedefe doğru, nihai koşulumuza doğru hareket tarzımız bize bağlıdır, bundan başka bir şey değil.

Yine de, benim için taslağı çizilmiş olan koşula kesinlikle geleceğim ve şuan bile onu yaşamaktayım.  Aslında oradayım, ama özgür irademin gerçekleşmesi için buradayım.

Soru: Genellikle kaderin değiştirilemeyeceğini söyleriz. Yaradan gibi olmak, tam ıslaha ulaşmak, nihai hedef anlamına mı geliyor: Bu herkesin kaderi mi?

Cevap: Bu, Yaradan’ın programının anlayışının, onunla hemfikir olmanın, bağlılığın ve çabanın ifadesi olan, özgür iradedir. Bu programı haklı çıkarmak istediğinizde, onunla hemfikir olduğunuzda ise, bu hedefe doğru gitmek genellikle egoizme aykırıdır.

Erkek ve Kadın, Bölüm 9

Her Gün Yeni Bir Başlangıç

Soru: Kabalistik grubun ilkelerinden biri tavizler ve kendi iptaldir. Aile içinde, genellikle kavgaya yol açan durumlardan kaçınmaya çalışarak, ertesi güne sanki dün hiçbir şey olmamış gibi başlama konusunda hemfikir olmak mümkün mü?

Cevap: Dün bir takım kavgalar edilmiş olması gerçeğine rağmen, her gün yeniden başlamalıyız. Hem grupta hem de ailede, sanki hiçbir şey olmamış gibi sürekli olarak yeniden başlamalıyız.

Soru: Bunu nasıl yaparız?

Cevap: Bu, hem çok basit hem de çok zordur.

Soru: Diyelim ki bugün hemfikiriz, “Hadi bunu bu şekilde yapalım.” dedik.  Ya yarın böyle başlayamazsam ne olur, beni ne mecbur kılacaktır?

Cevap:  Böyle bir anlaşma imzaladıysanız, bunu yerine getirmekten gurur duyacaksınız. Egoizminiz acı çekmez ve onun üzerine gitmek sizin için daha kolay olacaktır.

Aslında, onun üzerine bile gitmezsiniz; bunun yerine, sadece ne kadar adam olduğunuzu gösterirsiniz, “İstemesem de bunu yapmam gerek, çünkü söz verdim.” Ve gurur duyacağınız bir şeye sahip olacaksınız.

Karınıza gelince, sizin yeni tutumunuzla hem fikir olması gerekecektir.

Soru: Bir kadının egoizmi ile bir erkeğin egoizmi arasında herhangi bir fark var mı?

Cevap: Bunlar tamamen farklı egoizm türleridir. Hiçbir şekilde birleştirilemezler.

Arzuların Gelişimi, Bölüm 11

Birliğe Engel

Baal HaSulam, “Matan Tora” (Tora’nın Verilmesi) Madde 12: “ ‘Hoyrat bir eşek insana dönecektir’ diye yazar, çünkü kişi yaratılışın rahminden çıktığında son derece kirli ve aşağılık bir durumdadır, yani her hareketi başkalarına küçücük bir iyilik içermeden kendi etrafında dönüp duran ona monte edilmiş kişisel-sevgi bolluğunun içindedir.”

Soru: Kişi esasen bir egoist olarak doğar. Anladığım kadarıyla Kabala’da ıslah edilmesi gereken benmerkezci algıdır değil mi?

Cevap: Bu belirli bir egoizmdir. Islah gerektirir.

Bu, herkesin içgüdüsel olarak belli bir tavır almak istediğinde, adamın iyi olmak için bir tür hesaplama yaptığı zamanki hayvansal egoizmle ilgili değildir. Bu, doğal bir egoizmdir, onunla savaşmaya gerek yoktur.

Doğal arzularımız (yemek, cinsellik, aile vb.) hiç egoist sayılmazlar. İnsanlar bunun egoizm olduğunu ve onunla savaşılması gerektiğini düşünüyorlar. Hayır, bu yanlıştır. Sadece birliğimize izin vermeyen egoizmle savaşmalıyız, dostluk, bağ ve sevgi koşulu içinde diğerleriyle birlikte olmalıyız.

Bu nedenle, kişi bir şekilde diğer insanlarla etkileşime girmeye çalıştığında ortaya çıkan muhalefet güçleri,  gerçek egoizmdir.

Soru: Bir başkasını incitme pahasına haz almak, birini kullanmak – bu da aynı zamanda egoizm midir?

Cevap: Elbette çünkü bunlar, aynı zamanda diğerleri ile birleşmemizi engelleyen güçlerdir.

Birliğin Özü Ve Kökü, Bölüm 3

Manevi Eylemler Ve Dünyevi Terimler

Yorum: Ortaçağ’ın birçok Kabalisti ve hatta filozofu, tüm birincil kaynaklarda dünyamız hakkında tek bir kelime olmadığını, sadece zamanın, mekanın ve hareketin üzerinde olan nesnelerin ve fenomenlerin olduğunu yazıyor. O zamanlar bile insanlar böyle şeyleri zaten biliyorlardı.

20. yüzyılın büyük Kabalisti Baal HaSulam, On Sefirot’un Çalışılmasında (Talmud Eser Sefirot,) şöyle yazar: “Kabalistik kitapların yazarları ‘dünyevi’ terimleri yalnızca daha yüksek, manevi kökleri belirtmek için, sembol olarak kullanırlar.”

Benim Yorumum: Kabalistlerin hikayeleri bize tuhaf gelebilir ama onlar, sadece manevi olayları ve eylemleri tarif ederler, dünyamızda olanlar şeyleri değil, bununla birlikte onları tanımlamak için dünyevi terimler kullanırlar. Bu nedenle hikaye, sanki dünyamızda gerçekten olmuş gibi algılanır. Ancak şu var ki bu, gerçekleşebilir ya da gerçekleşmeyebilir.

Soru: Kabalistler tarafından tanımlanan, tüm manevi koşulların, bir insanın ve tüm insanlığın yaşaması gerektiği yerde gerçekleşmediği ortaya çıkıyor. Durum böyle midir?

Cevap: Hepsi gerçekleşemez. Bir insanın ve insanlığın manevi gelişimindeki deneyimleri, dünyamızda sergilenen her şey değildir. Kişi, grup içinde genel ve özel egoizmle, birleşme ve ayrılıklar deneyimler, özel içsel olaylar ve kendisiyle bir mücadele yaşar.  Genel olarak, tüm bunlar içsel çalışmadır. Dünyamızda bir yansıması var mıdır? Böyle bir yansıma kural olarak çok önemsizdir.

Kabalistik Terimler: “Reşimo”

Reşimo, yaratılışta var olan bir bilgi kaydıdır, böylece o, kendini bir şekilde geçmişe, şimdiye ve geleceğe yöneltebilir ve kendini hedefe yönlendirebilir.

Genellikle insanlar basitçe nerede olduklarının anlayışına sahiptirler. Ve demansı (hafıza kaybı) olan yaşlılar buna sahip değildir, bu yüzden herhangi bir temeli olmayan işler yaparlar. Aynı şekilde, Reşimo kesinlikle adamı kontrol eder ve onun ileriye yönelik hareketini belirler.

Bir Reşimo ruhta, her seviyede ve alt düzeydedir. Bir arzunun olduğu yerde, ışığın olduğu yerde, her zaman bu ışığı ve bu arzuyu birbirine bağlayan ve onları ruhun içinde kontrol eden bir Reşimo vardır.

Özgecil Bir Bağa Doğru

Soru: MAK Online’da (Bney Baruh’un Rusya Eğitim Merkezi) okuduğum zaman, dostumun maddi problemlerinden uzak durmam gerektiğine karar verdim, çünkü bu benim manevi yolda ilerleyişime zarar verebilirdi.

Ama kongre’de aramızda bir tür bağ uyandı, birbirimize daha büyük bir dahiliyet- bağlılık. Örneğin; başım ağrıyordu ve bir dost cebini kurcalayıp, bana bir hap verdi. Ama bir sonraki toplantıda, onun olduğu tarafa bakmaya utandım, garip, ona karşı minnettar hissettim.

Manevi ilerlemede dostlar arasındaki bu tür önemseme ve endişe ifadelerinin rolü nedir?

Cevap: Birbirinizden rahatsız olmayacağınız bir koşula ulaşmalısınız.  Aksine, bu sizleri herhangi bir hesaplama yapmadan, tamamen özverili bir şekilde bir araya getirecektir. Bir dostuma bana yardım etme fırsatı verdim ve bu konuda çok mutluyum.  Yardımlarına ihtiyacım olduğunu hemen hisseden dostlarımın olmasından memnunum.

Burada sadece veren veya alan yoktur.  Herkes verir ve herkes alır.  Kişi böyle durumları düşünmeye gayret etmelidir

Aramızdaki genel ilişkiler ağı içinde artık, benim size verdiğim ama sizin bana vermediğiniz ya da benim aldığım ama sizin almadığınız bir koşul yoktur çünkü hem ihsan etme hem de alma tamamen eşdeğerdir, tek ve aynıdır. Verdiğim zaman, bununla almış oluyorum.  Bir dostum, bana, ona verme fırsatı verir.  Belki ona bir ilaç ya da başka bir şey verirsin ama aslında ondan alırsın. Kongrede,  ilişkiniz içinde kısmen hissettiğiniz şey budur.

Ben alırım ya da ben veririm gibi bir şey yoktur.  Bunların hepsi aramızdaki karşılıklı bağ için yapılan eylemlerdir. Bütünsel bir bağda, eylemlerin kendilerinin bir anlamı yoktur. Önemli olan sadece bu mutlak ağın inşasıdır, bu, tüm iletişim ağlarının, onlardan sonsuz sayıda vardır, hizalandığı ve dönüştürüldüğündeki koşuldur.  Ve bu seviyede Yaradan’ın niteliği hüküm sürmektedir.

Olaylar Neden Tekrar Ediyor?

Soru: Hayatımızda neden aynı şeyler oluyor? Neden bir yineleme, olayların tekrarı var?

Cevap: Böylece kendimizi yavaş yavaş ıslah edebiliriz. Hepsini bir kerede yapamazsınız. Bu nedenle, birçok yaşam döngüsünden geçiyoruz.

Dahası, ruh, her zaman doğuş veya reenkarnasyon denilen şeyden geçtiğinde, ruhların kısmi bir birleşimi, ardından başka bir ayrılma ve yine bir sonraki kombinasyon vardır. Sonuç olarak, tüm ruhlar tamamen ıslah olur.

Ruhların döngüsü hakkındaki materyalleri okumanızı tavsiye ederim. Ruhlar, yavaş yavaş kendin için olan arzudan,  Yaradan uğruna olan arzuya dönüştürülen arzular anlamına gelir.

Kabalistik Bir Grubun Amacı, Bölüm 12

Çeşitli Yöntemlerden Birini Seçin

Soru: Kabalistik ilkeye göre, bir grupta birincil kaynaklardan manevi terimler hakkında konuşmanız önerilir. Örneğin, Talmud Eser Sefirot veya Zohar Kitabı’nı okursak, birbirimizle iletişim kurmak için bu metinlerdeki terimleri kullanabilir miyiz?

Cevap: Evet, bu yasak değildir.

Yorum: Başka bir ilke daha var. Kabala’yı incelerken diğer manevi uygulamaları ve teknikleri göz ardı etmek önemlidir.

Benim Yorumum:  Elbette. Belli bir yöntemi edinmek için, onu derinlemesine araştırmalısınız.  Her türlü yöntem ve yaklaşımdan bir salata yapmamalısınız. Ve onlardan bir sürü var.

Doğu ve batı öğretileri, bilimsel ve ruhsal öğretiler, Baal HaSulam ve Rav Kook’un öğretileri vardır. Vilna Gaon ve Baal Shem Tov’un yöntemleri uzun zamandır bilinmektedir. Yani, Yaradan’a çok çeşitli yollar vardır. Bu nedenle, başarılı olmak için sadece bir dalla uğraşmanız gerekir.

Zira ben öğretmenimi buldum ve yaşamının son 12 yılında Rabash’ın öğrencisi ve asistanıydım, ben bu prensibi izlemekte ve ona bağlı kalmaya çalışmaktayım.

Rabash, Baal HaSulam’ın en büyük oğluydu, bu yüzden Baal HaSulam’ın materyallerini öğreniyoruz ve mümkün olduğunca uygulamaya çalışıyoruz. Baal HaSulam, bizlerin, Kabala’nın dünyaya açılması ve sadece İsrail halkına değil, aynı zamanda dünya uluslarına da seslenmesi gerektiği zamanın nesline ait olduğumuzu yazdı. Bizler de bu yönde hareket ediyoruz.

Soru: Öğretmeniniz, grup içinde çalışma prensipleri ile ilgili olarak,  kimler için makaleler yazdı?

Cevap: Onları öğrencileri için ve onlardan sonra gelecek olan, gelecek nesil için yazdı.

Baal HaSulam ve Rabash, Ari ve Baal Shem Tov’un zamanında yaptıklarını yaptılar. Ari, Kabala bilgeliğini geliştirdi, Baal Shem Tov da pratik Kabala’yı geliştirdi.

Baal HaSulam da aynısını yaptı, esas olarak Kabala ilmine dikkat ederek ve onu Ari’ye göre tanımladı. Rabash, pratik Kabala’yı geliştirmeye devam etti. Onlardan sonra başka neler yapılabileceğini hayal edemiyorum yani Kabala’da bir şeyler girmek ve eklemek için yer vardır.

Ancak çok sayıda yazılı kitap sadece Kabala bilgeliğini sulandırır. Bunun gerekli olduğunu düşünmüyorum. Bizim için geriye kalan, belki de onların çalışmalarını yeni başlayanlar için uyarlamak, diğer dillere çevirmek ve dünya uluslarına ıslahın metodunu getirmektir.

Birleştirici Gelişimi Doğadan Öğrenin

Soru: Doğa hakkında konuştuğunuzda, onu rasyonel bir şeymiş gibi ele alıyorsunuz ve bu zaten “Yaradan”, “Tanrı”, “yüksek akıl” terimlerine yakın. Bunu Kabala açısından nasıl açıklayabilirsiniz?

Cevap: Kabala, doğaya, kendi yasaları olan, daha yüksek bir zihin olarak atıfta bulunur. Bu sistem kendi içinde mutlak bir dengededir ve bizim tüm küçük egoist doğamızı onun gibi olmaya, dengeye getirmeye çalışır.

Bu nedenle, doğanın tüm parçalarının (cansız, bitkisel, hayvansal ve konuşan) tam etkileşim yolunu kapattığımız an, doğada bazı kötü değişimler ve olumsuz belirtiler ortaya çıkar.

Onlar küçük olabilirler, o kadar küçük olabilirler ki onlara dikkat etmeyiz, ancak kasırgalar, depremler ve geçmişte gezegene çarpan büyük meteorlar gibi çok büyük de olabilirler.

Bizler yavaş yavaş aramızdaki iyi ilişkilere doğru ilerliyoruz, ancak düşüncesiz bir şekilde, doğa, entegrasyon ve iletişim yasalarına zorla uyuyoruz. Bu nedenle, söylenildiği gibi, sopa ile ilerliyoruz. Neyse ki: darbeler alıyoruz ve yolumuzu biraz değiştiriyoruz, başka bir darbede alıyoruz, yine yolumuzu değiştiriyoruz.

Egoizm sürekli bizi sola döndürmek ister; doğa bize vurur, biraz sağa dönüyoruz ve sağa veya sola doğru dengelenmekte böyle bir koşul içindeyiz. Yani, insanlık arkadan itilerek sürekli olarak mutluluğa ilerliyor.

Ama günümüzde, zaten bir çıkmazda olduğumuzdan daha fazlasını anlamaya başlıyoruz. Toplumun egoist gelişiminin tüm aşamalarından geçtik ve bugün, egoist doğamızla iyi olan hiç bir şeye varamayacağımızı fark edebiliriz.

İnsanlık neredeyse doğal gelişiminin çıkmazını fark etti. Bütüncül gelişimi, doğadan öğrenmelidir çünkü hepimiz aynı sistem içindeyiz. Bu sistemi incelemeli ve takip etmeliyiz.

Soru: Bugün dünyamızın küresel doğası, insanların doğa ile ilişkisi hakkında materyal bulmak sorun değil. Gerçekten incelenmesi/öğrenilmesi gerekiyor. Ama yine de, Koronavirüs hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Cevap: Bu aynıdır. Sonuçta, hareketimizin ortak küresel doğadan soyutlanması, kaçınılmaz olarak bizi normal bir duruma döndüren her türlü virüsün ortaya çıkması gibi sonuçlara yol açar.

Kabalistik Terimler: “MAN”, “Mahsom”

MAN, Mei Nukvin’in (dişi sular) kısaltmasıdır. Kabala’da her zaman kadın arzu ile, erkek ihsan etmeyle ilişkilidir. Kadın alma arzusudur, erkek verme arzusudur. Bu nedenle dişi sular, aşağıdan Yaradan’a doğru arzunun yükselmesi anlamına gelir. Dahası, onlar Yaradan’ı bu arzuların yaratılmasına, ıslah edilmesine ve yerine getirilmesine başlamaya teşvik ederler. Bu durumda, aşağıdan yukarıya doğru olan talepler, dua veya MAN olarak adlandırılır.

Soru: Bu çölde bahsedilen MAN (manna) mı?

Cevap: Bu, Tora’nın,  her sabah insanların onu alıp, ondan beslediğini söylediği MAN (Manna)’dır.

Soru: Kabala’da çok sık Mahsom [bariyer] terimi kullanılmakta. Bunun anlamı nedir?

Cevap: Mahsom, bir insanın sadece bizim dünyamızın hissiyatından, üst dünyanın hissiyatına giden yol boyunca geçmesi gereken bir koşuldur. Başka bir deyişle bu, bizim ve manevi dünya arasındaki sınır çizgisidir, bir tür psikolojik/ruhsal engeldir.