Category Archives: Maneviyat

Kaygıları Hazza Dönüştürmek

Yorum: Baal HaSulam, hazzın, iyi işlerin bir göstergesi olduğunu yazar. İyi eylemler kendi iyiliğiniz için değilse, haz ve memnuniyet ortaya çıkar.

Cevap: Maneviyattaki neşe doğru eylemlerin sonucudur, dünyevi seviyede ise bunun tam tersi olabilir – çalarsınız ve keyiflenirsiniz.

Soru: İyi eylem nedir?

Cevap: İyi eylemler, Yaratan’ınkine benzer eylemlerdir.

Soru: Evrensel kaygının, evrensel hazla yer değiştirmesi için, her insanın hangi seviyede ıslahı yeterli olacaktır?

Cevap: Kaygının neşeyle yer değiştirmesi için, Yaradan’ın hissiyatını bulmamız gerekir. Yaradan’ın hissiyatına “inanç” denir. O zaman tüm kaygılar, hazza dönüşecektir.

Dostlarla İletişime Değer Verin

Soru: Gruptaki tüm çalışmalar, önemsizliğimizi ve birleşemediğimizi fark etmek içindir. Ancak her toplantının neşeyle bitmesi gerekir. Kendi önemsizliğinizin farkına varmada ne haz vardır ki?

Cevap: Evet. Ama birlikteydiniz! Birbirinizi hissettiniz. Dostlar aracılığıyla kısmen sizin için parıldayan ortak bir hedef hakkında konuştunuz. Hedefe ilgi duymadıysanız, o zaman biraz ilginizi çekmesine yardımcı oldular.

Bu nedenle, her iletişim ilerlemek için çok yararlıdır. Her koşuldan sadece dostlarınızla bağ kurarak çıkmanızı tavsiye ederim.

Dostlar İçin MAN’ı Nasıl Hızlı Bir Şekilde Yükseltebiliriz?

Soru: Dostlar için MAN’ı mümkün olduğunca çabuk yükseltmek için ne yapılması gerekiyor?

Cevap: Doğru an için beklemeye gerek yok. Bizimle fiziksel olarak olmasanız bile, sürekli olarak bir grupta olduğunuzu hissedebilir ve her zaman dostlar arasındaki bağı nasıl artırabileceğinizi düşünebilirsiniz. Bu kadar.

Bu arzunun, sizin için sürekli heyecanlanması için çaba sarf edin. Bu sizi her zaman çekecektir ve kendiniz ve arkadaşlarınız arasındaki bağlantı ağını bir bütün olarak hissetmeye başlayana kadar bir şeyler yapmanız gerektiğini hissedeceksiniz.

Eski Değerlerin Üzerine Yükselmek

Soru: Virüsten önceki zamanlarda, kişinin temel değerleri aile, para kazanma, belki küçük bir işletmeye sahip olmaktı, büyük bir şirketten bahsetmiyorum bile. Ve şimdi, insanlar yavaş yavaş kişisel karantinadan çıkmaya başladığında, ne yapılacağı belirsiz. Birçok işletme düzelmeyecek, turizm olmayacak, uçaklar uçmayacak.

Bir insan nasıl yaşabilir? Krizden sonra dünya hangi değerlerle var olacak?

Cevap: Aksine, insanın gerçek değerlere sahip olacağını düşünüyorum. Başka birisi sizden kar edip, milyarlarca dolar kazanırken ve genel olarak bununla hiçbir şey yapmazken, sadece siz çalışın, para kazanın ve harcayın diye işletilen, gezegendeki tüm uçuşlar, satışlar ve diğer gereksiz faaliyetler, bunların hepsi az çok ortalamaya gelecektir. Tamamen değilse de, en azından dedikleri gibi normal bir seviyeye, “ düşecektir, ”

Bu nedenle,  insanlar,  her şeyden önce hayatlarındaki değerleri arayacaklar. Ne için yaşadığınızı soracak ve zaten değerli olan cevabı bulmaya çalışacaksınız. Doğru yolda olduğumuza inanıyorum.

Sonra her şey insanlara bağlıdır, banka hesaplarına bir milyar daha ve sonra bir milyar daha eklemek dışında, hayatlarında herhangi bir değer görmeyen aptallar ve yeni zenginler tarafından teşvik edilen, aldatmalara ve bazı promosyonlara yenilmemek gibi. Umarım insanlar daha yüksek bir şey aramaya başlar.

Ve yüksek değerler hayatımızın içinde değil, üstündedir. Eğer biterse, içinde aranacak ne var? Dahası, hayatta hiç mutluluk olmadığını görüyoruz. Farklı, daha güçlü, ebedi ve mükemmel bir şeye ihtiyacımız var. Bir insan, bu yaşamın tamamını ve ötesinde olanı kavrayabildiği ölçüde, “Bu yaşam ne için? “ sorusuna cevap vermelidir.

Daha fazla bir şey görmeyen hayvanlar gibi, sadece fiziksel varlığımıza önem verseydik, içgüdüsel olarak kendimize güvenir ve bundan memnun olurduk. Bu yeterli olurdu.

Ama kendimizi, dünyamızın dar sınırlarında doğumdan ölüme ve daha fazlasına kilitlemeyi istemeden, biraz daha yukarı bakarsak, o zaman şu soruyu cevaplamamız gerekir: “Hayatın kendisi ne için verilir?”  Varoluşun anlamını arama susuzluğunu gidermek için cevap nerededir?

Doğa hiçbir şeyi boşu boşuna yapmaz. Ve eğer biyolojik olmayan varoluş sorusu bizim içimizde, biyolojik yaşamımızda ortaya çıkarsa, o zaman bizler bunun cevabı bulabiliriz ve bulmalıyız.

Bunun, acil bir istek olarak, içinde ortaya çıkan insanlar vardır ve bu soruyu sorana kadar hala gelişmesi gerekenler vardır; kendilerinden uzaklaştıramazlar ve buna bir cevap bulmak zorunda kalacaklar. Bu kolay değildir. Ama yine de doğanın çağrısında, içimizde meydana gelen bu soruyu ortaya koyma gerçeği harika bir şeydir.

Yeni Bir Hayata Giriş Açık

Koronavirüs hayatlarımızı 180 derece değiştirdi ama kesinlikle onun sayesinde yaşama doğru bir şekilde bakmayı öğreniyoruz. Hayatın anlamı, sabahtan akşama kadar koşmakta, farklı işler çevresinde dönmekte ve tüm egoist arzularımızı ve eğilimlerimizi yerine getirmek için çabalamakta değildir.

Çilecilik’i savunmuyorum ama onunla birlikte yaşamın özüne ve amacına ulaşırsak doyum elde etmek mümkündür ve bu bizim için ana şeydir. Bu nedenle, hayata karşı tutum, her şeyden önce, bizi nereye götürdüğünü keşfetmek istediğimiz şekilde olmalıdır.

Pandemi sırasında, olumsuzluklardan kurtulmak ve hayata olumlu bakmak nasıl mümkün olabilir? Eğer insan, doğanın kendisi için ne hazırladığını anlarsa, insanlığın çok olumlu ve umut verici bir bakış açısıyla karşı karşıya olduğunu düşünüyorum.

Ya da tam tersine, doğa ile mutabık kalmazsak, acı çekeceğiz.  Ve doğa, bize hayatla nasıl doğru bir şekilde ilişki kuracağımızı öğretecek.  Bizler olgunluğa ulaştık ve yetişkinler olarak yeni bir yaşam dönemine giriyoruz.

Yaşamın, bilinmeyenin korkusu, olumlu bir bakış açısı olabilir mi?  Korkmamız gerektiğini düşünmüyorum çünkü şimdi büyümüş ve meslek sahibi olmuş ve hayatımızı yetişkin insanlar olarak inşa etmek zorunda olan, çocuklar durumundayız.

Adam (gever), “üstesinden gelme” – “hitgabrut” kelimesinden gelir çünkü bir adam tüm zorlukların ve problemlerin üstesinden gelir ve hayatını inşa eder: evlenmek, bir ev inşa etmek, çocuk doğurmak ve onlara gerekli her şeyi sağlamak zorundadır.

Hayatımızın bu dönemiyle böyle bir ilişki kurmalıyız, böylece asıl şey, zengin olma, farklı işletmeler açma ve dünya çapında uçma isteği olmaz.  Bütün bunlar mümkün ama asıl mesele, bizim bütün bunları ne için yaptığımızı anlamamızdır.

Yaşamın özüne, onun, kendimize dünya üzerinde yeni, ıslah olmuş bir insanlık inşa etmek olan amacına nasıl ulaşacağımızı bilmeliyiz. Ve çocuklar gibi oynadığımız, birbirimizle yarıştığımız eski formda değil, onları, anlamla dolu başka bir mükemmel ve ebedi yaşama giriş olarak algılamak için, kendimizi ve hayatlarımızı ciddiye alma formunda.

İnsanlık büyüdü ve yetişkin bir şekilde davranmalıdır; Koronavirüs bizden böyle bir davranış talep etmektedir. Hayatımızı daha ciddiye almak için bir çağrı olarak bununla bağ kurmalıyız. Bugün bizim için hayatın amacı haz almaktır.  Ve yarın, yaşamda, bu hayatı ebedi yapmaya dayanan, yeni bir amaç keşfedeceğiz.  Doğanın bizden talep ettiği şey budur.

Kabala, Üst Dünyanın Fiziğidir

Soru: Egoizmim büyüdükçe ve ışığın etkisi azaldığında, kendimi düşüş içinde bulurum. Ve tersi, ışık egoizmimi kapladığında, yükseliş gerçekleşir. Bu fiziğe mi benzer?

Cevap: Kesinlikle, bu fiziktir! Ancak bizler bunu hesaba katmak istemeyiz. Kendimizi duygularımıza veririz. Ve genel olarak, bu mutlak bir gerçekliktir. Kabala her şeye sahiptir: formüller, grafikler ve diyagramlar. Kabala, tüm diğer bilimlerin, doğanın niteliklerinin ve eylemlerinin temelidir.

Soru: Bu, cansız, bitkisel ve hayvansal doğaya bakıp, tüm yasaları oradan almanın ve sadece onları insan toplumuna uygulamanın mümkün olduğu anlamına mı geliyor? Ve yapılacak doğru şey bu mu?

Cevap: Nispeten, ama her şeyi değil! Çünkü cansız, bitkisel ve hayvansal seviyeler, bizim hayvansal kısmımızdır ve insan kısmımız, Kabala bilimi ile edinilir.

Yorum: Fizikte, evrendeki fiziksel bedenler arasında net etkileşim kuralları vardır. Ve insan toplumunda iletişimimizin net yasaları yoktur. İnsanlar birbirleriyle nasıl düzgün etkileşime gireceklerini bile bilmiyorlar.

Benim Cevabım:  Ne yazık ki, dünyamızda İnsan (Adam) seviyesine hitap eden böyle bir bilim yoktur.

Soru: Belki bir tür evrensel yasa vardır?

Cevap: Evrensel yasa mı, elbette bir tane var, ama o sadece Kabala’da öğrenilir. İnsanların doğru etkileşimlerinin ve onların cansız, bitkisel ve hayvansal doğayla,  Yaradan’la olan ilişkisinin yasasıdır. Kişinin egoizminin üzerine çıkması ve sadece negatif bir güçle değil, aynı zamanda pozitif bir güçle de çalışması gerçeğinden oluşur.

Bizim egoizmimiz negatif bir güçtür. Bizleri zorlar ve sadece bu dünyadan, var olan her şeyi almaya doğru iter. Ve Kabala bilimi, her iki gücün eşit olması ve birbirini dengelemesi için,  bunu ihsan etme niteliğiyle dengelemenin ne şekilde mümkün olduğunu açıklar. O zaman dengede olacağız. Başarmamız gereken budur.

Kabala Öğrenmekten Nasıl Haz Alırsınız?

Soru: Kişi Kabala öğrenmekten nasıl haz alır?

Cevap: Sadece, yaptıklarınızın büyüklüğünü anlayarak. Sonuçta, sizler en büyük bilimi, sadece dünyamızda, tüm evrende değil,  tüm dünyalarda çalışıyorsunuz. Bu bilim, tüm evrenin yapısını size ifşa eder, size sunar ve sizi onun içine sokar.

Bununla beraber, yaşam ve ölüm duygusunu kaybedersiniz ve aynı anda tüm niteliklerin içinde ve evrenin her seviyesinde olabilirsiniz.

Bunu anladığınızda, bunun hakkında düşünün ve yapın, dünyadaki en büyük şeyle uğraştığınızı görürsünüz ve tek yüksek güç olan Yaradan’ı bilir hale gelirsiniz. Daha iyi ne olabilir ki? Bu sizi gurur ve sevinçle doldurmalıdır.

Gelecek Toplum — Tek İnsanlık

Soru: Geleceğin toplumu ne olmalı?

Cevap: Geleceğin toplumu, insanların tüm yaşam biçimlerini aynı hissetmeye başlayacakları bir toplumdur. Kişi, evrenin sadece “bizim dünyamız” denilen en önemsiz ve küçük kısmı olan bir bölümünde var olduğunu hissetmeyecektir.

Buna ek olarak, daha birçok adım var ve bu dünyada yaşarken hepsini anlayabilir, gerçekleştirebilir ve hissedebiliriz. Bizim dünyamız evrenin egoistik kısmıdır ve geri kalanı özgecildir. Hepsini kendi içimizde birleştirebiliriz.

Ancak diğer seviyeleri hissetmeye başlamak için egoizmimizden çıkmamız gerekir. O zaman evrenin gerçekte ne olduğunu göreceğiz.

Soru: Şimdi 5D, 5 boyutlu düşünmek gibi bir şey var. 3D bencilce, kendiniz için düşündüğünüz zamandır ve 5D, bu dünyayı tek bir zihin, tek bir insanlık olarak hissettiğiniz zamandır. Tek bir organizma gibi düşünmek için neye gayret etmeliyiz?

Cevap: Bunun için egoizminizin üzerine çıkmalı ve ihsan etme, sevgi niteliğini kazanmalısınız. Kendinizi kaybetmeniz, bir merkez gibi hissetmeyi bırakmanız ve tam tersini, başkalarını bir merkez olarak, her şeyi verdiğiniz bir hedef olarak hissetmeniz gerekir. Ve siz kendiniz sadece bunun için varsınız. Sonra 5D vb. seviyeleri hissedeceksiniz

Tora’nın Ne Dediğini Anlamak Önemlidir

Tora çok farklı olayları anlatır. Her şey sadece yaratılan varlıklara karşı sevgiye ulaşmak, diğer insanlara yakınlaşmak ve nefretinizi sevgi ile değiştirmek amacıyla olabilir mi? Bu neden Tora’da, bize üst güç tarafından verilen talimatta yazılıdır? Bizler bunu anlamıyoruz.

Aslında, bunun nasıl mümkün olduğu net değildir çünkü tercüme göstermektedir ki herkes güzel sözler konuşmaya hazırdır, her din nezaket ve sevgi ister ama sonuç olarak, tüm insanlık tarihine karşılıklı nefret ve savaşlar eşlik eder. Bu yüzden Tora’nın ne dediğini anlamak çok önemlidir. O, tarihte gerçekleşmeyen tek şeyi açıklar.

Baal HaSulam, Tora’nın sadece tek bir şeyden bahsettiğini yazar: kişinin komşusunun kendisi gibi sevmesi yani insan sevgisi hakkında. Onları bundan başka bir şey yokmuş gibi sevmelisiniz: tüm insanlığı ve her insanı sevmek (bazı insanlar insanlığı sever, ama insanları sevmezler). Kişi her şeyi sevgi uğruna yapmalı ve bu dünyada sadece onun uğruna yaşamalıdır.

Bir insanın bu dünyada varlığının tek amacı, tüm insanlara iyilik getirmektir. Tevrat, bir kişinin gerçekleştirmesi gereken 613 ihsan etme eylemini tanımlar ve hepsi diğer insanlar hakkında, kişinin komşusuyla ilgilidir. Ancak o zaman kişi, Tora’ya uyar yani ruhunu ıslah eder.

İkinci Tapınak zamanlarındaki en büyük bilge olan Rabbi Akiva, “Komşunu kendin gibi sev, Tora’da en büyük kuraldır”, onun tüm özüdür der. Tora, insanlara karşı sevgiye ulaşmak için tasarlanmıştır.

Tora’yı almak için ne yapmalıyız? Onu almayı istemelisiniz! Sonuç olarak, neden buna ihtiyacınız var? Tora’yı çalışmak, komşunuzu nasıl seveceğinizi çalışmak anlamına gelir. Buna hazır mısınız, gerçekten istiyor musunuz?

Yavaş yavaş Yaradan’ın büyüklüğünün ediniminin, O’nun ifşasının ve kişinin komşusuna sevgiye ulaşmasının bir ve aynı şeyler olduğunu anlamaya başlarız. Dost sevgisi ve insan sevgisi, biri diğerinde kıyafetlendiğinden, Yaradan sevgisinden daha az olamaz.

Komşunu kendin gibi sevmeyle ilgili bu tek emir; tüm emirleri yani kişinin egoist arzusu içinde, onu ihsan etmeye ve tam bir erdemli olmaya getirmek için yapması gereken tüm ıslahları içerir. Ve bu insan sevgisi içinde, kişi,  Yaradan sevgisini edinecektir.

Her emir, egoist bir arzunun düzeltilmesidir. Bir insanda 613 arzu vardır ve hepsi egoisttir ve onları özgecil olanlara dönüştürmeliyiz.

Egoizm: Hastalık mı Yardım mı?

Yorum: Kabala, dünyanın tek bir organizma olduğunu ve tüm unsurlarının birbirine bağlı olduğunu düşünür. Günümüzde, bu konuda çok fazla araştırma var. İlk nokta bu.

İkinci nokta, doğanın, bu birliğe zıt olan “insan” olarak adlandırılan bir element yaratmış olmasıdır. O, çeşitli dramatik durumlarda kendini gösteren egoizmimizi özellikte yaratmıştır. Sadece mevcut Koronavirüs değil, insanlığın tüm sorunları, egoizmimizin sonucudur. Anlaşılan o ki egoizm gerçek bir hastalıktır.

Benim Yorumum: Bunun bir hastalık değil, bizi ileriye götüren ve bizlere doğa ile bütünleşmediğimiz noktaları gösteren, sadık yardımcımız olduğunu söyleyebilirim. Egonun kendini gösterdiği, tam olarak nerede hasta olduğumuzu gösterdiği nokta budur.  Dolayısıyla egoizm bizim için bir yardımdır.

Soru: Sanki bize, gelmemiz gereken şeyin tam zıt koşulunu mu gösteriyor?

Cevap: Evet. Hatta buna “size karşı yardım” bile denir.

Yorum: Ama sorun şu ki, bu senaryonun yönetmenini görmüyoruz.

Benim Yorumum: Niye? Çevremizdeki doğa yönetmendir.  Onun içsel nitelikleri, içsel planı, düşüncesi, her şey onun içindedir, sadece biz onları fark edemiyoruz. Biz etrafa bakınan ve bu resmin sadece çok küçük bir parçasını gören küçük bir çocuk gibiyiz.

Soru: Her insan tüm doğal olayları kendine göre mi yorumlar/değerlendirir?

Cevap: Elbette. Her insan bunu egoist gelişiminin ölçüsünde yapar. Egoistçe! Bu nedenle, hiçbir yanıt, doğru olamaz.

Yorum: Yani bir yandan bizi ayıran egoizm var, diğer yandan doğa bizi bütünleşmeye, bağ kurmaya itmekte.

Benim Yorumum: Evet. Doğa, bilinçli olarak bağlantı bir topluma, bütünsel bir topluma geçmemizi istemektedir.

Virüs sonrası durumda ihtiyacımız olanın bu olduğunu anlamalıyız ve yavaş yavaş ondan kurtulmaya başladığımızda, bu darbeden sonra toplumun inşasında ortaya çıkabilecek tüm ortak ve özel sorunları tespit etmeliyiz. Herkese iyi şanslar diliyorum. Ve bu sadece doğru etkileşimimize bağlıdır. Gerçekten buna güveniyorum.