Category Archives: Maneviyat

Neden Kendinizi Feda Etmelisiniz?

Soru: Bugün dünyada, başkalarını kurtarmak için kendilerini feda eden pek çok örnek bulabiliriz.  Doktorlar, bazen herhangi bir koruma olmadan 24 saat çalışarak hastaları kurtarıyor.  Birçok ünlü, kendilerini ve sermayelerini feda etmeye hazır olduklarını tüm dünyaya ilan ediyor.

Ayrıca siz, değiştirmemiz ve egoizmimizi feda etmemiz gerektiğini söylüyorsunuz.  Bu özgür irade mi?

Cevap:  Hayır, bu biraz farklıdır.  Bu tür güdüleri memnuniyetle karşılasam da, bu insanlığın ıslah olmuş hali değildir.

Mesele şu ki insanlığın, hastalara bakma veya başka bir şeye bakmak gibi sınırlı bir kapasitede değil, birbirine karşı tutumunu, egoizme ve özgeciliğe karşı tutumunu ıslah etmesi gerekir.

Bencillikleri dışında, yeşil alanları yok etmemek veya çevreyi kirletmemek için başkalarını öldürmeye hazır insanlar var.  Yeşil ekoloji  ve temiz hava için bu hareketlerin kesinlikle bencilce olduğunu görüyoruz.  Öyle ki, ateşli egoizmi olan insanlar, kendilerinden farklı olarak neyin iyi olduğu konusunda farklı bir anlayışa sahip olan başka bir kişinin hayatına zarar vermeye hazırdır.

Soru: Pandemi veya ekonomik kriz gibi olağanüstü durumlarda, yardım etmenin doğal olduğunu ve buna ıslah denmediğini mi düşünüyorsunuz?

Cevap: Evet.  Sadece doğamızın bizi birbirimize ne kadar yaklaştırdığını anlamamız ve insan eylemlerini doğru bir şekilde tanımlamamız gerekiyor.

Bir hastaya bakmak benim için zorsa, tedavisi için para veririm, sonunda onu iyileştirmiyorum, sadece ona karşı olan üzüntümü dindiriyorum.

Kabala’da, doğamızın temel bir ıslahından bahsediyoruz.

Soru: Yani, hastalarla empati kurduğum için değil, onun ötesinde iyi şeyler yapmalıyım.  Onlarla hiçbir ilgim olmasa bile, bunu daha yüksek bir amaç için mi yapmak zorundayım?

Cevap:  Nedeni tam olarak budur.

Temiz Bir Sayfayla Başlayabilir Miyiz?

Soru: Birçok insan, sıfırdan başlamak için 30’lu, 40’lı veya 50’li yaşlarınızda hayatınızı değiştirmenin mümkün olup olmadığını soruyor? Ailenizi veya mesleğinizi değiştirmek mümkün mü? Mesleği veya medeni durumu gibi hayatlarında gerçekten bir şeyi değiştirmek isteyen kadınlar var, ancak yargılanmaktan, Tanrı’nın kabul etme, hoşgörme ve bağışlama emirlerini ihlal etmekten korkuyorlar.

Cevap: Düşüncelerinizi ve ilkelerinizi sıraya koyalım.

Birincisi, kaderinizi değiştirmek imkansızdır. Sadece onu ifşa etmeniz ve doğru bir şekilde gerçekleştirmeye çalışmanız gerekir. Bu şekilde, O’nun ortağıymışsınız gibi Yaradan’a eşit olursunuz.

O, sizi yarattı, en mükemmel son duruma kadar, tüm koşullarınızın bilgi kaydını size gömdü ve şimdi O’nunla birlikte kendinizi gerçekleştirmenize izin verecek şekilde büyümek istiyorsunuz.

Ve O’nun ortağı olduğunuz ortaya çıktı. Bunun neden size, başkalarına ve tüm dünyaya olduğunu anlamaya başlıyorsunuz. Tüm bu dünyayı, eylem halinde kendiniz aracılığıyla edinmeye başlıyorsunuz.

Bu, kişinin bireyselliğinin, benzersizliğinin farkında olan birinin çalışmasıdır. un için çabalıyoruz. Kabala bunu açıklar ve bu şekilde yaşamanıza yardım eder.

Bu konu hakkında daha fazla bilgi için lütfen şunu okuyun: Kadınlar, İlişkiler ve Kabala.

Süper Egoizm Tacı

Bizim bağımız, ruhun tamamlanmış on Sefirot’u ya da Üçüncü Tapınak haline gelmelidir. Tapınak bir yapıdır, aramızdaki bir bağlantı ağıdır.

Bugünün Koronavirüs salgını, bizlere Tapınağın parçalanmasını, yok edilmesini, ihlalini ifşa etmektedir. İlişkilerimizin ne kadar egoist olduğunu ve ne kadar bağ kuramadığımızı, komşumuzun başına gelenlere: yaşıyor mu ölüyor mu? ne kadar kayıtsız kaldığımızı göstermektedir.

Hastalık budur – hastayım çünkü etrafta olan birine yaklaşamıyorum bile. Koronavirüs, birbirimize olan nefretimizi ve reddedişimizi ifşa etmekte. Hastalık budur. Taç, bize egemen olan, süper egoizm olarak başımıza yerleştirilmiştir.

Virüs – Bütünleyici

Yorum: Yolumuzun, bütünleşme yolu, evrensel birlik duygusu olduğunu söylüyorsunuz.

Benim Yorumum: Bu, doğanın programının özünde olandır ve ondan kaçmanın bir yolu yoktur.

Soru: Bu durumda bütünleyici kimdir? Biraz itici güç olmalı.

Cevap: Virüsün kendisidir. Tüm dünyayı dolaştıktan sonra, bize aslında hepimizin birleşik, birbirimize bağlı olduğumuzu ve şu anda enfekte ettiği, birleşik tek bir toplumu temsil ettiğimizi gösterdi.

Ancak virüs sadece enfekte etmiyor; bize bir bütün olduğumuzu gösteriyor. Ve biz ondan hiçbir yere uzaklaşmayacağız. O her yerde, Okyanusya’nın uzak adalarında bile kendini göstermekte. Ve oraya nasıl ulaştığını kimse bilmemekte.

Twitter’da Düşüncelerim / 19 Ağustos 2020

Kuşkusuz, daha büyük bir karşılıklı bağa doğru gelişmemiz gerekecek. Sadece ilk küresel darbeyi aldık ama son birkaç yüzyıldır, hayatımızın üzerine inşa edildiği: ekonomi, eğitim, kültür temelini çoktan yıktı.

Doğa ve Yaradan bir ve aynıdır. Doğanın kanunları, Yaradan’ın emirlerine eşittir. Bizler, Doğa denilen mutlak bir yasanın içinde yaşamaktayız. Buna uyarsak iyi hissederiz. Uymazsak kendimize ve çevremize zarar veririz.

İnsanlık geri dönüşün olmadığını anlamalı.

Bu yeni koşullarda hayatı nasıl düzenleyeceğimizi bilmiyoruz. Darbeler gerçekten başlamadı bile ama şimdiden tam bir kargaşa içindeyiz, eski yöntemlerle varlığımızı sürdürmeye çalışıyoruz, geçmişe geri dönebileceğimize dair naif umutları sürdürüyoruz.

Koronavirüs, çözümdür. Kendimiz yerine başkalarını önemsemeye başlamadığımız sürece, virüs daha da şiddetlenmeye devam edecek, bizi “boğacaktır”. Ne kadar uzak veya yakın olursa olsun, her insanın sağlığını nasıl önemsediğimi düşünmeliyim.

Bizim dünyamızda yetenek, kişinin bilgi zenginliği ile belirlenir ama manevi dünyada, farklı görüşlerin ortak bir hedefe ulaşmak için birleştiği ölçüde, bir araya gelen parçaların miktarı ile belirlenir.

Maddi dünyada, bir kabın boyutu miktar olarak ölçülür: bir litre, iki, bin… Kabın kapasitesi ne kadar büyükse, o kadar büyüktür. Bununla birlikte, manevi dünyada, bir kabın boyutu kapasitesi ile değil, çözünürlüğünü belirleyen: piksel sayısı yani farklı niteliklerin miktarı ile belirlenir.

Maddi dünyada kişi akıllı ve etkileyici olabilir. Ancak manevi dünyada, kişinin onlu ile bağı çok daha önemlidir ve muazzam bir manevi tatmin sağlar. Diğerleriyle bağ kurma yoluyla kazanılan farklı niteliklerin miktarı, manevi kabımın (Kli) kapasitesini belirler.

Virüs hafiflemeyecek. İnsanlık, doğanın bizi bütünsel davranışa: rasyonel tüketim ile evrensel birleşmeye, öncelikli olarak eğitime odaklanırken ve herkes arasındaki bağı güçlendirirken yalnızca ihtiyaçları karşılamak için çalışmaya zorladığını fark edene kadar, giderek daha büyük sorunlar ortaya çıkacaktır.

İnsanlar ve hükümetlere gelince, bunu kaçınılmaz olarak kabul etmeli ve bu değişikliklere yardımcı olmalıdırlar.

Kışa yaklaşırken, perakende ve hizmet sektörlerinde ve diğer ilgili gereksiz sektörlerde kapanmalar ve iflaslar görmeye başlayacağız. Yavaş yavaş, her şey sadece temel unsurlara indirgenmelidir.

Harika bir kongre geçirdik. Yaklaşımımızın bu yeni koşullarda birleşmeye imkan verdiği nettir. Bunu kullanmaya devam edelim! Katılımcıların her birine sonsuz minnettarım. Bir sonraki kongreyi planlamaya başlayacağız – daha yüksek bir seviyede ama derecesini kendimiz belirleyeceğiz!

Hayatın Bilgeliği Nedir?

Soru: Hayatınızda birdenbire ortaya çıkarsa, egoizmle nasıl başa çıkarsınız?

Cevap: Egoizm bunu her saniye sürekli yapar. Egoizm her dakika beni alt eder ve beni çeşitli düşüncelere atar. Ancak bu, başkalarından çalmak, onları aldatmak veya onlara zararlı bir şey yapmak istediğim anlamına gelmez.

Egoizm, en küçük eylemlerde bile, örneğin oturma, kalkma ve yürüme şeklimizde her an bize hükmeden şeydir. Her şeyde kendini gösterir: düşüncelerde, duygularda, niyetlerde, sözlerde ve eylemlerde.

Birinin veya diğerinin seçimi, konuşma şeklimiz ve davranışımız, egoizm tarafından içeriden araştırılır ve bizler hepsini incelemeli ve yavaş yavaş kendimizi düzeltmeliyiz. Ancak bu, ilginç bir görevdir.

Soru: Her seferinde kendime “Bunu neden yapıyorum?” diye sormam mı gerekiyor?

Cevap: Hayır. Eğer Kabala çalışırsanız, kendinize sorular sormayacaksınız; çünkü egoist olmayan ama özgecil olan başka bir enerjiden, üst ışıktan, etkileneceksiniz.

Her iki ışık da sizi etkiler. Bir binicinin iki dizginle bir atı kontrol ettiği gibi, size rehberlik edecek ve sizi ileri götüreceklerdir. Ayrıca, şu anda hangi güçlerin sizi yönlendirdiğini, hangisiyle ve nasıl ilerlemeniz gerektiğini ve onları birbiriyle nasıl dengeleyeceğinizi hissedeceksiniz. Prensip olarak, hayatın tüm bilgeliği, her iki gücü de doğru bir şekilde dengelemektir.

Neden İyi İnsanlara Zor Bir Kader Verilir?

Soru: Neden iyi, dürüst, saf insanlara hayatta ağır yük veriliyor, Koronavirüsle ilgili zorluklar ve benzeri olaylar var, oysa dünyada olup bitenler kötü insanları hiç etkilemiyor mu?

Cevap: Egoist dünyamız o kadar çarpıtılmıştır ki, iyi insanların sadece iyi şeyler ve kötü insanların kötü şeyler elde etmesi gerektiğini düşünmek kesinlikle yanlıştır.

İyilik için çabalayan iyi insanlar, bazen kötü bir kadere, kaderin darbelerine maruz kalırsa bu oldukça doğaldır.  Sonuçta, dünyamız tamamen egoist ve kötüdür.  Ve bu nedenle, ondan bekleyecek iyi bir şey yoktur, özellikle şimdi, bir pandeminin eşliğinde ıslahımızın son aşamasına girmeye başladığımızda.

Şimdi, artan bir şekilde ortaya çıkan, bütünsel dünya ile uyumlu olmak için kendimizi doğru şekilde nasıl değiştireceğimizi bize sürekli olarak öğretecek, böyle dönemler olacaktır.

Soru: Ama bir şekilde buna hazırlanabilir miyiz, bir tür profilaksi yapabilir miyiz?

Cevap: “Profilaksi” iyi bir kelimedir.  Size bir tek şey söyleyeceğim: Biz bu önlemle ilgileniyoruz.

Mesele şu ki,  kişi şu anda doğmakta olan gelecek dünyaya adapte olmalıdır.  Bunun için daha az egoist olmalıyız.  Dolayısıyla mevcut virüs bizi sarsacak ve tamamen farklı insanlar yapacaktır. Üstelik ona nasıl boyun eğeceğimize bağlı olarak, hem kaba hem de hassas herhangi bir şekilde.  Bu bir ilktir.

İkincisi, buna rağmen egoizmimizin üzerinde nasıl birleşeceğimizi öğrenmemiz gerekiyor.  Bu çok zordur.

Aramızda doğru, iyi bir ilişkiye ulaşma arzusuyla birlikte, her şey doğamıza kötülük olarak ulaşmaya başlar.

Şimdi, doğa güçlerinin bizi çok ciddi bir şekilde eğiteceği bir duruma giriyoruz.

Hayatın Değerlerini Değiştirmemize Neden Olan Nedir?

Soru: Ölüm döşeğinde bile bir insanın saçma sapan düşünmeye devam ettiğini ve değerlerini değiştirmediğini görüyoruz. Bizi baskısıyla değiştirmek için krizin hangi ölçekte olması gerektiğini hayal etmek bile korkutucu.  Bir insanda bu hayatın değerlerini kökten değiştirecek olan, kim ya da nedir?

Cevap: Yaşamın değerlerini değiştirmek ancak,  bizi dünyamızın üzerine çıkaran, bizi saf hayvansal arzulardan çıkartan, daha yüksek bir gücün, daha yüksek bir ışığın etkisi altında mümkündür. Bu durumda, hayvansal arzuların yerini, doğanın bir sonraki seviyesinden ilerleyen insani arzuları alır. O zaman bizler, gelişimimiz hakkında konuşabiliriz.

Ve dahası insanda dünyamızın arzuları hüküm sürmektedir, başka bir şey değil. Kişi Kabalistlerin neyle ilgilendiklerini anlamaz. O, “Yaşıyorsan – yaşa, ölürsen – öl. Ne yapabilirsin ki? Hayat bu.” Diye düşünür. Ve sadece üst ışık kişiye parlarsa ve onun etkisi altında kişi, düşünmeye ve başka kararlar almaya başlar.

Kabala çalışmaya kim gelir? Hayatın anlamı hakkında soruları olan insanlar. Onlar zaten “mantık ötesi inanç” denilen, bir sonraki seviyedendir.

Bizler sabit bilgimizin içinde yaşıyoruz: neyse o. Fakat yine de “mantık ötesi inanç” denen bir seviye vardır. İnanmak; körü körüne inanç değildir, dindar olmak değildir. Bu, gerçeklik algısının bir sonraki seviyesidir.

Kadın Kabala Çalışırsa

Soru: Kadın Kabala çalışmaya başlarsa ve manevi olarak gelişirse ama kocası çalışmıyorsa, çalışmayı bırakmalı mı?

Cevap: Hayır, onu durduramazsınız. Eğer size, kendinizi, ruhunuzu geliştirme fırsatı verilirse, hiçbir koşuldada durmamalısınız. Sadece, bunu kocanıza sitem etmeden yapın.

Ona, bunun sizi çok iyi hissettiren hobiniz olduğunu söyleyin ve manevi maceralara sahip olmak, bazı maceralar aramaktan daha iyidir. Bunu kabul edecektir.

Soru:  Ya çalışmayı durdurmamda ısrar ederse?

Cevap: Neden? Eğer karısı diyelim mi ezoterizmle, manevi bir şeyle ilgileniyorsa, o bununla övünebilir bile.

Yorum: Bir erkek, bir kadının değişeceğinden, gelişiminde onu aşacağından ve ayrılacağından korkar.

Cevabım: Korkuyor olabilir, ancak onu başka bir şeye tercih ettiğinden emin olmalıyız. Bir adam her zaman karısının yanında olmasını, ona bakmasını ve ona hizmet etmesini ister. Bu nedenle, ona tam olarak elde ettiği şeyin bu olduğunu göstermeliyiz.

Yorum: Ama bir kadın olarak, bir erkeğin seçimini etkileyemem. Sonuçta, benimle birlikte gelişmek ve manevi olarak büyümek kendi seçimi olacaktır.

Cevabım: Elbette. Maneviyatta herhangi bir şeyi zorlamak imkansızdır. Bu nedenle maneviyatta zorlama olmadığı söylenir, herkes istediği kadar, yapabildiği kadar çalışır. Belki Kabala çalışmak istemiyor ama yogayı veya başka bir şeyi tercih ediyordur. Olsun.

Sevgiyle, başka birinin böyle şeyler yapmasına izin vermelisiniz. Bunda yanlış bir şey yok, o hala eşiniz, hayat arkadaşınız olarak kalır.

Egoizmin Büyümesi, Gelişimi Belirler

Soru: İnsanların birbirleriyle bağlantılarını kaybetmelerinin, aile içinde birleşmekten korkmalarının ve bir eş bulamamalarının nedeni nedir?

Cevap: Egoizm. Sözde tüm iyi niyetlerimizi ve dürtülerimizi engelleyen başka bir güç yoktur. Başkalarına rağmen, başkalarına karşı, diğerlerinden daha fazlasını istememize neden olan sadece egomuzdur. Bununla ilgili hiçbir şey yapamayız. Bununla savaşmak işe yaramaz.

Bu nedenle, egoyu dengelemek için üst gücü nasıl alacağımızı bilmemiz gerekir. Bu, egoizmin üzerine çıkma metodudur ve Yaradan’ın seviyesine ulaşmak için onu kendinizin ve başkalarının yararına kullanmanıza izin verir.

Tüm gelişimimiz, içimizdeki egoizmin büyümesidir. Binlerce yıldır, her geçen gün insanlıktaki egoizm gittikçe artmaktadır.

Kabala bilimi,  onu nasıl doğru bir şekilde uygulayabileceğimizi açıklar. Bunun içinde bizlere, her şeyi kontrol eden ve bize nasıl göreceğimizi, değerlendireceğimizi, her şeyle nasıl bağlantı kuracağımızı ve egoist gücü doğru bir şekilde kullanacağımızı öğreten en içteki, en güçlü üst kuvvet tarafından yardım edilir. Bu şekilde hareket ederek, temelde kaderimizi değiştiririz.

Soru: Egoizmimiz aslında gelişimle mi büyüyor?

Cevap: Elbette! Gelişimi belirleyen egoizmin büyümesidir.

Soru: Bu bizi nereye götürür?

Cevap: Ya yıkıma ya da egoizmin doğru kullanımına.

Soru: Bunun bizim yıkımımıza yol açmayacağından nasıl emin olabiliriz?

Cevap: Her şey zaten doğanın programında belirlendi. Sonunda ölmeyeceğiz ve yok olmayacağız. Son dakikada egoizmimiz kendisinin tam tersine dönecek. Görecek, hissedecek  –  ama bu en son aşamada –  eğer bu adımı atmazsa yok olacak. Bu egoistçe onu zıt eyleme, kendisiyle çelişkiye götürecek.