Category Archives: Karşılıklı Sorumluluk

Koronavirüsten Sonra Dünya ( Thrive Global)

Koronavirüs pandemisinden sonra kuşkusuz yeni ve farklı bir dünyada yaşayacağız.

Koronavirüs sonrası dünyayı tartışmadan önce, virüsün temel sebebinin hayatlarımızı yaşadığımız egoistik, rekabetçi ve sömürücü şekline doğa tarafından gönderilen bir tepki olduğunun anlaşılmasına yardımcı olmasıdır.

Doğa bizlere, her birimizin bireysel başarıya giden bir yarışta, diğerlerinden maksimum fayda sağlamaya çalışma yaklaşımımızda biriktirdiğimiz, fazla atığı temizlemek için bu virüsü gönderdi.

Bizim hayata karşı aşırı büyümüş egoistik yaklaşımımız, sonunda bir dünya savaşı gibi büyük acılara yol açacaktı. Ancak, bunun yerine Koronavirüs ortaya çıktı.  Gergin ilişkilerimizin patlayıcı bir zirveye ulaşmasına izin vermek yerine, bizleri çok daha sakin bir şekilde arındırıyor.

Doğada Zararlı Bir Şey Yoktur

Birçoğu Koronavirüsü büyük bir felaket olarak algılamaktadır, ancak doğanın yasaları ve işleyiş tarzı hakkında bir anlayış kazandığımızda, doğada zararlı bir şey olmadığını görürüz.

Karşılıklı olarak düşüncesiz ve bölücü tutumlarımızla birbirimize zarar veriyorduk ve sonra  Koronavirüs bizi birbirimizden uzaklaştırmak için geldi ve hayatlarımızı nasıl ve neden bu şekilde yaşadığımızı gözden geçirme şansı verdi.

Artık doğa, toplamış olduğumuz çöpleri özenle ve ustalıkla bir köşeye attı, ilişkilerimizi sevgi ve şefkatle doldurma,  insan toplumunu çocuklarımız ve torunlarımız için çok daha parlak ve olumlu bir şekilde yeniden kurmak için fırtsa sahibiz.

Bu nedenle, bu Koronavirüs dönemini, birbirimize karşı davranışlarımızda ve inşa ettiğimiz sosyal yapılarda olumlu bir değişime etki etmek için başarıyla kullanabileceğimizi umuyorum.

Ayrıca, eski egoist dünyanın tüm sosyal bölünmesini, nefreti, yabancı düşmanlığını, sömürüyü, manipülasyonu, istismarı, depresyonu, stresi ve endişesini geride bırakacağımızı, pozitif bağın, sevgi, eşitlik, destek, teşvik, mutluluk, güven, fedakarlık, önemseme ve karşılıklı sorumluluğun yeni ve zıt dünyasına önemli bir adım atacağımızı umuyorum.

Eski Egoistik Dünyayı Reddedin.  Birbirini Düşünen Yenisini Arayın

Koronavirüs bizi vurmadan önce koştuğumuz fare yarışını canlandıracağımız umuduyla, şu anda hükümetler tarafından milyarlarca dolar yatırım yapılıyor. Eğer bunu yaparsak gerçek talihsizlik olur.  Bunu yapmanın herkes için olumlu olacağından şüpheliyim.

Şu anda geniş çapta kabul görmüş bir kriz durumundayken, Koronavirüsten önce nasıl başka bir krizde olduğumuz hakkında çok az şey duyuyoruz. Toplumlar ve ülkeler arasında (özellikle Amerika, Rusya, Çin ve Avrupa arasında) ve diğer çeşitli gruplaşmalarda yoğunlaşan bölücü ilişkilerimiz bizi savaşa, mali ve endüstriyel çöküşe sürüklüyordu.

Yöneldiğimiz krizin kapsamını anladığımızda, o zaman Koronavirüs pandemisini doğanın bize attığı bir cankurtaran simidi olarak görürüz.

Bu nedenle, eski dünyamızda olumlu bir şey olmadığını ve dolayısıyla geri dönmeye değecek bir şey olmadığını anlamak akıllıca olur.  O, elimize geçirebildiğimiz her kaynağın çıkarılmasıyla harap olmuş bir dünyaydı.

Ayrıca, eski dünyamızın ironisi, hepimizin,  kendimiz için haz almaya çalışmasına dayanması, yine de kendimiz için haz almanın daha da zor olduğunun anlaşılmasıdır. Sonunda, öyle ya da böyle ne kadar tatminsiz olduğumuz ve acı çektiğimize kıyasla ne kadar haz aldığımızın kesin bir hesaplamasını yaparsak, terazinin aşırı derecede “tatminsiz ve acı çekmeye” doğru eğildiğini görürüz.

Kendimizi iyi olduğumuza, iyi gittiğine dair kandırdık.  Eski dünyamızda bu kadar olumlu olan neydi?  Yaptığımız herhangi bir şey, bize kalıcı mutluluk ve sevinç duygusu bıraktı mı?  Ayrıca, ister sadece ailelerimizi idare etmeye ve hizmet etmeye çalışan sıradan insanlar isterse daha fazla servet, saygı, güç ve bilgi için çabalayan insanlar olsak da hepimiz sadece anlık bir tatmin yaşamakta, daha fazla doyum aramaya ihtiyaç duymak üzere tekrar boş kalmaktaydık.

Sonuçta, hepimiz hayatlarımızı yaşama şeklimizde aynıydık: Bizler hazzın peşinden sürekli bir kovalamaca içindeydik, ona dokunmaya başladığımız anda hep parmaklarımızın arasından kayıp gitti.

Koronavirüs Egoistik Atıkları Temizler ve Daha İyi Bir Dünya Oluşturmamız İçin Bize Yer Verir

Bu nedenle, şimdi artmakta olan egoistik, rekabetçi ve sosyal olarak bölücü atıkları temizleyen bir temizlik dönemine girdik. Okyanuslarımızı plastik ve radyoaktif atıklarla doldurduğumuz gibi,  bu yüzden insan toplumunu berbat ediyorduk.

Bu önemli anda, en iyi adımımız yeni ve çok daha pozitif bir dünya inşa etmek olacaktır.

Koronavirüs ve bunun sonucunda ortaya çıkan tüm sosyal uzaklaşma koşulları, bize eski egoistik toplumumuzu nasıl mahvettiğimizi düşünmek için zaman ve yer verdi. Dahası, bugünkü Koronavirüsü geçmiş pandemilerle karşılaştırırsak, ölüm miktarının nispeten az olduğunu görürüz.  Yani doğa, göreceli merhamet ve nezaketle olumlu bir dönüşüm için bu fırsatı verdi.

Bu nedenle, 10 ila 12 saatlik iş günü olan, büyük bölümü trafik sıkışıklığında geçirilen o günlerin, kişisel, sosyal ve ekolojik ölçeklerde birçok kriz ve sürekli artan borçlara sahip olduğumuz eski dünyamıza geri dönmemiz akıllıca olmaz.

Bu geçiş dönemini en iyi şekilde kullanmamız, birbirimize yeni bir dünyaya adım atmak için yardımcı olmaktır: ilişkilerimizi nasıl onarabileceğimiz, sahip olduğumuz farklılıkların üzerine nasıl çıkabileceğimiz ve insan toplumu arasında yeni karşılıklı düşünce ve sorumluluk ilişkilerini nasıl uygulayabileceğimiz hakkında düşünmek.

Bu nedenle umarım, sosyal uzaklaşma koşulları kaldırıldığında ve Koronavirüs dönemi sona erdiğinde, şuanda başladığımız bir çizgi üzerinde devam edeceğiz: Burada kendine hizmet hedeflerinden daha çok bütün insanlığa fayda sağlayan, olumlu insan ilişkilerine değer veririz. Bunu yapmak doğa ile dengeyi sağlayacak, herkes için yeni bir mutluluk ve güven dolu dünyayı ortaya çıkaracak ve kendimize getireceğimiz diğer ileriki zararlardan bizleri koruyacaktır.

Twitter’da Düşüncelerim / 16 Nisan 2020

Grupta birliğe ulaştığımızda, dostlarla bağ uğruna her şeyi ihmal etmeye istekli olduğumu hissederim, çünkü onunla – Yaradan’a bağlanabilirim. Böylece Firavun’un otoritesinden çıkarım ve Yaradan’ın otoritesine girerim, onluyu beni egoist kölelikten çıkaran bir araç olarak görerek

Matza, ızdırap ekmeği olarak adlandırılır, çünkü bizler onu yoksulluk, güçsüzlük, kalpteki duyumlar ve akıldaki anlayışta pişiririz. Yine de, bu yeni formun yardımıyla, özgürlüğü almak için egoistik arzumuzdan kaçarak Firavun’un ve Yaratan’ın alanı arasındaki sınırı geçebiliriz.

Eski dünyaya geri dönmeyeceğiz. Yeni bir dünyaya ulaşacağız ve yeni insanlar olacağız. Bu aşamalar halinde olacak ancak süreç çoktan başladı. Doğanın şu anda uygulanmakta olan kendi programı var ve biz ona ne ölçüde uyduğumuzu hissediyoruz.

Bugün, insanlığın “Son Nesil” adı verilen gelişim programının son aşamasına giriyoruz. Dünya Yaradan’a benzer hale geliyor. İlk kez, insanlar diğer insanlara karşı savaşmıyor, ama doğanın kendisi insanlara saldırıyor. Artık egoların değil, Yaradan’ın insana karşı mücadelesi.

Şimdi uluslararası ticaret ve iş sistemlerinin kademeli olarak çöküşüne tanıklık edeceğiz.

Koronavirüs pandemisi, tüm dünya uygarlığının radikal bir değişimi, insanlığın egoist yapısının, gezegenin tüm sakinleri arasında entegre bir etkileşim dünyası ile değiştirilmesinin başlangıcıdır.

 

Virüs, Milliyet Ve Ten Rengi Arasında Ayrım Yapmaz

Koronavirüs, sınırları ve sosyal farklılıkları ayırt etmeden etkilemektedir. Milliyet veya ten rengini: siyah, beyaz, sarı, kırmızı, ayırt etmez. İnsan sistemi ile ilgili olarak doğa, farklı çocukları olan annenin ilişkisine benzer. Anne hepsini sever.

Bunu egoist gözlerimizle görmüyoruz ve görüşümüzü düzeltmeliyiz. Düzeltme, insanlar arasındaki bağın doğasını tamamlayıcı karşılıklı yardımlaşmaya dönüştürmektir. Eğer bu gerçekleşmezse, yine de bizi doğru sonuçları çıkarmaya zorlayacak olan, bir dizi zincirleme doğa darbesi bizleri beklemektedir.

Tüm Virüslere Karşı Evrensel Aşı

Şimdi bütün dünya, Korona virüse karşı bir aşı geliştirmeye çalışıyor. Fakat bu virüse karşı manevi bir aşı var. Ve hiç şüphe yok ki hastalığa karşı tek gerçek koruma olacaktır.

Korona virüsten sonra, mutasyonlarının çok daha fazlasının ortaya çıkacağından ve bu kısır döngüden kurtulamayacağımızdan korkuyorum. Darbeler, birbiri ardına büyük sıklıkta takip edecektir: bu virüs değilse o zaman başka bir şey. Zaten böyle bir dönemin içindeyiz ve ondan kaçamayız.

Yine de çözüm basittir: birbiriyle düzgün ve içten bir şekilde nasıl bağ kurulacağını açıklayan, Kabala biliminin bize sunduğu bağ kurma yöntemini uygulamak. Yıkıcı ve egoist ilişkilerimiz, dostça ilişkilerle yer değiştirdikçe, Korona virüs ortadan kalkacaktır.

Görüyoruz ki, bu virüs çok seçici bir şekilde çalışıyor: o, bizi ayırıyor, tüm endüstriyel ve ticari ilişkileri, bankacılık sistemlerini ve şirketleri yok ediyor.

Bize kendi dilinde, inşa ettiğimiz bütün dünyanın yanlış, egoist ve birbirini sömürmeye dayalı olduğunu açıklıyor gibi görünüyor. Bu, doğanın insan safhasından da talep ettiği, doğanın integral ve karşılıklı olma formuyla çelişir.

Doğanın diğer bütün seviyelerinde, cansız, bitkisel ve hayvansal, tam bir ortak yaşam vardır. Ve sadece insan seviyesinde sürekli bir savaş vardır. Doğa, insan aklımızı, duygularımızı ve anlayışımızı kullanarak, doğru bağı kurmamızı talep eder. Ve virüs bu konuda bize yardımcı olmaktadır.

Koronavirüs Salgını Tahmini

Koronavirüs salgınının gelişimi için hangi tahmin yapılabilir, dünyaya yayılacak mı yoksa durdurulabilir mi? Burada birkaç önlem seviyesi vardır.

Her şeyden önce bu, Kabala biliminin dağıtımına, insanların en azından dünyanın dengesi ve uyumu hakkında, insan toplumunda doğanın bizi zorunlu kıldığı olumlu bağlar ve doğa yasalarına uyumsuzluğumuzun tüm bu virüslere yol açtığı gerçeği hakkında işiteceklerine bağlıdır. Bu, tüm sosyal ağlar aracılığıyla açıklanmalı ve dağıtılmalıdır. Her şey bizim elimizdedir.

Küçüklüğünüzden korkmayın ve hiçbir şeyin size bağlı olmadığını düşünmeyin. İşimizi yapmak, doğanın bizi hedefimize doğru yönlendirdiğini açıklamak bizim sorumluluğumuzdur ve buna göre hareket etmeye başlamamız gerekir. Koronavirüsten kurtulamayız – bu virüs olmazsa, diğerleri ortaya çıkacaktır. Son ıslah dönemi, şiddetli  darbelerin zamanıdır.

Kabala, virüs için en iyi tedavinin insanlar arasındaki birlik olduğunu öğretir. Ancak insanlık, salgına karşı farklı, zıt bir çözüm buldu: birbirlerini enfekte etmemek için izolasyon. Burada bir çelişki var gibi geliyor ama aslında yoktur. Bu tür koşullar altında birleşme, izolasyon olarak ifade edilmektedir.

Böyle bir salgında başkalarını önemsemek, ayrı olma, izolasyon olarak ifade edilir. Komşuma olan sevgim, fiziksel olarak diğerlerinden ne kadar uzakta olduğumla kendini gösterir. Bundan ötürü, içsel, zihinsel olarak onlara daha yakın olurum; sonuçta, onları önemsiyorum ve bu nedenle fiziksel olarak uzaklaşıyorum. Uzaklaşma eylemim,  aslında bir yakınlıktır/bağdır.

Korona Karşılıklı Sorumluluk

Koronavirüs, bize alışık olmadığımız ve hoş karşılamadığımız sosyal davranışları dayatmakta; karşılıklı sorumluluğa zorlamaktadır. Aslında, virüs gelişimimizde yeni bir aşama başlattı ve her yeni aşama, öncekinden daha iyi ve daha gelişmiştir; insanlığın birlik ve bütünlüğe doğru ilerlemesinde bir başka adımdır.

Çoğunlukla, doğamız gereği değişikliklere itiraz ederiz ve bilinen, şikâyetçi durumunda kalmayı tercih ederiz. Nerede kalmak istediğimiz ile realitenin bizi nereye çektiği arasında hissettiğimiz bu uyumsuzluk, acı verici ve göz korkutucu gelmektedir ancak bireyler, toplumlar ve hükümetler olarak yaptığımız en büyük hata, yeni aşamanın gelişini inkar etmek ve gerçeği olduğu yerde kalmaya zorlamaktır. Bu olmayacak. Bugün, eğer mutlu, güvenli ve hatta sağlıklı olmak istiyorsak, toplumun tüm kesimleri arasında birliği ve karşılıklı sorumluluğu benimsemeliyiz. Ne kadar erken başlarsak, düşünce yapımızı “ben” den “biz” e ve nihayetinde “bir” e dönüştürmemiz bizim için daha kolay olacaktır.

Koronavirüs Realiteyi Değiştiriyor, Bölüm 8

Küresel çaplı sorunlar zamanında

Soru: Virüs, “insan” derecesinde yani manevi, psikolojik düzeyde tutumumuzu değiştirebilmemiz için, sadece hayvansal seviyeyi, biyolojik bedenimizi mi etkiliyor?

Cevap: Evet. Gerçek şu ki, insanlar arasındaki en yüksek bağlantı duygusal bir bağlantıdır – birbirleriyle karşılıklı ilişkileri ve bir kişinin diğerine karşı niyeti.

Eğer bu niyetler iyiyse, bağ kurmaya yönelikse, doğa mutlak integral durumuna geçer ve o zaman şüphesiz, her şey yolunda gider.  İnsanlar ancak eylemleri iyi olduğu sürece doğanın yardımını görürler.

Ancak başkalarının pahasına kâr etmek ve hatta başkalarına zarar vermek için, birbirleriyle gittikçe daha fazla egoist ilişkiler kurarlarsa o zaman tabi ki doğai onlara dair tam zıt yönde kendini gösterir.

Bu virüs gibi, her türlü biyolojik problemin ortaya çıktığı yer burasıdır. Ayrıca çevresel sorunlar, savaşlar veya her seviyede –  cansız, bitkisel, hayvansal veya insan, herhangi bir şey olabilir.

Ana şey dağıtmaktır. Yazıldığı gibi, “Günahkârları dağıtın; bu hem onlar için hem de dünya için daha iyidir.” İnsanlar yavaş yavaş doğru sonuca varmak ve tekrar bağlanmaya başlamak için, birbiriyle belli bir mesafeyi korumaktalar ama iyi bir şekilde.

Soru: Yani doğa bizi zorla bütünleştirdi ve şimdi bir şekilde, bizi felaketlerle birbirimizden ayırıyor mu? Kabala’ya göre bizi bu şekilde etkilediğini mi söylüyorsunuz?

Cevap: Kesinlikle. Tarih boyunca,  Adem’in günahıyla başlayan, daha sonra birçok parçaya ayrılan, tek bir sistem varken olan şey buydu. Şimdi birbirimizle doğru etkileşim kurarak onları yeniden birleştirmeliyiz.

“Koronavirüsün Küresel Ölçekte Yararları Nelerdir?” (Quora)

Dünya çapında yüz binlerce insanı hasta eden ve düzinelerce insanı öldüren bir virüsün faydaları neler olabilir ki?

Bir faydası, çok daha büyük bir doğanın mevcudiyetinde ne kadar küçük ve zayıf olduğumuzu uyandırmaya yardımcı oluyor.

Koronavirüs, doğanın, zengin ve fakir, ünlü ve ünsüz, güçlü ve sıradan, eğitimli veya eğitimsiz ve kendi üzerimize koyduğumuz diğer birçok kategori arasında, nasıl ayrımcılık yapmadığının en iyi örneğidir.

Bu nedenle, dünyanın dört bir yanında sosyal mesafeli koşullara yerleştirilmiş olsak da, aslında doğa karşısında hepimizin ne kadar eşit olduğu üzerinde düşünebiliriz.

Birbirimiz ve ülkelerin arasında belirlediğimiz sınırların, onların hepsine nüfuz eden minik ufacık bir virüs tarafından iptal edildiğini görebiliriz ve bu nedenle böyle bir örnekten öğrenmek, akıllıca olur.

Doğa ayrılmaz bir sistemdir ve bütünsel olarak işlevini yerine getirdiği kadar, bizlerin de birbirimizle bağlı olmamız için, farkındalığımızın artmasını istemektedir.

Bu nedenle böyle bir sonuca varmak için bu salgını kullanırsak (doğa bizden daha büyüktür ve eğer birbirimizle daha bütünleşmiş bir bağ kurarsak, önceki yaklaşımımız olan diğerleri pahasına yararlanmaya çalışmayı, hepimizin parçası olduğumuz tüm insan toplumuna ve doğaya fayda sağlamaya çalışmak ile değiştirirsek) o zaman doğa ile dengeye girer ve onun tepkilerini olumlu bir şekilde deneyimleriz.

Koronavirüs bize ulaşıncaya kadar, diğerleri pahasına kendisine fayda sağlamak isteyen egoist insan doğamızın  bizi gittikçe daha fazla ayırmasına izin vermekteyiz.

İnsan egosu, bütünsel doğa algısını küçük parçalara ayırır.

Koronavirüsün yıkıcı olan etkileri kadar, muhtemelen pandemi hayatımıza girmemiş olsaydı, egoist davranışlarımızın bizi böyle bir nefrete yönlendirmesine izin vererek kendimizin çok daha fazla acı çekmesine ve benzerleri dünya savaşında patlak vermiş olan bölünmeye neden olurduk.

Bu nedenle, Koronavirüsün asıl faydası, bu dönemi, sonuçta doğanın karşısında ne kadar eşit olduğumuzu, Koronavirüse yol açan egoist yaşam tarzımızın nasıl bizleri kendimize zarar vermeye yönlendirdiğini düşünmek için kullanmak ve bu salgından nasıl daha düşünceli, destekleyici, cesaretlendirici ve birbirimize karşı hangi tutumlarla çıkabileceğimizi öğrenmek, akıllıca olur.

Koronavirüs Bize Ne Öğretir?

İnsanlık gelişiminde çok yol kat etti ve tek bir organizma gibi hissetmeye başladığı noktaya ulaştı. Tüm dünyayı böyle bir birliğe getirdiği için Koronavirüse teşekkür etmeliyiz. Bu salgın uzarsa, o zaman insanlık gerçekten tek bir sisteme ait olduğumuzu ve hepimizin birbirine bağımlı olduğunu keşfedecek.

Şimdiye kadar, bu bağımlılık, enfeksiyon korkusuyla, kendimi diğerlerinden izole etmem ve olumsuz bağlantıdan kopmam gerçeğiyle ifade edilmiştir.

Sadece olumlu bağlılığı ortaya çıkarmaya başlayalım. Eğer doğru bir şekilde bağ kurarsak, olumlu virüsler üretmeye başlayacağız.

Şu anda doğa, kötülüğün ifşası olarak bizim için zararlı virüsleri ortaya çıkarmaktadır. Ama sonra iyiliğin gerçekleşmesi için bu sürece devam etmeliyiz, birbirimizle birleşerek muazzam bir başarı elde edebileceğimizi öğreneceğiz.

Ana çözüm, hava uçuşlarının durdurulmasında veya felç olmuş bir ekonominin yeniden canlandırılmasında değil, insanlar arasındaki bağdadır. Virüs, birleşmeye doğru en azından hafif bir kayma olursa, yok olmaya başlayacak ve o zaman, bağlanmak istediğimiz için birbirimizle bağları koparmak istemediğimizi göreceğiz. Ve bizler dünyayı tekrar baştan sona dolaşmak için değil, insanlarla bağ kurmak için birbirimizle iletişim kurmak isteyeceğiz.

Önceki bağ zayıftı ama şimdi iyi bir bağ inşa edeceğiz. Bu kritik durumda kullanmak istediğimiz ilaç budur: bağımızı yeniden kurmak ama tamamen farklı bir seviyede, birbirimizi kullanmak yerine iyi/yardımsever olarak. Bağımızın etkisi vasıtasıyla her kötülüğü, her virüsü yener ve iyi bir hayata ulaşırız.

Doğa bizi her hangi bir şekilde bu hedefe götürecek ve eğer kendimiz de ona doğru ilerlemeye istekliysek, yol boyunca farklı virüslerle enfekte olmak zorunda kalmayacağız. Her şey insanlar arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi talep etmemize bağlıdır. Bu bilgi her şekilde tüm dünyaya yayılmalıdır: düşünceler, konuşmalar ve eylemler olarak. Ve o zaman üst güç, doğa, işini yapacaktır. Üst güç, yaratılışın tüm parçalarını birbirine bağlar. Bizler de kırılmanın meydana geldiği insan seviyesini ıslah etmek, onu birliğine geri döndürmek istiyoruz, böylece onu bencil önsezimizle çarpıtılmamış, gerçek haliyle görebiliriz. Kendimizi düzelterek, realiteyi düzeltiriz.

Koronavirüs bizlere, birbirimize karşı olumsuz bağımlılığımızı ifşa etmekte. Öncelikle, birlikte çalışmadan, birlikte kazanmadan yaşayamayacağımızı keşfetmekteyiz. Herkes için net olması gerekir ki, her birimiz tüm dünya tarafından desteklenmekteyiz. Ama tüm bunlar, ancak bağımızın olumlu olması şartıyla devam edebilir. Olumsuz bir bağ insanlığı yok eder ve bu formda var olmaya devam edemeyiz. Dünya öyle bir duruma düşecek ki, bir insanın yiyecek veya nefes alacak hiçbir yeri olmayacak.

İnsanlık, doğanın cansız, bitkisel ve hayvansal diğer tüm parçaları gibi, herkesin diğerlerini kendi içine aldığı tek bir sistemde birleşirse, hayatın nasıl güzelleşeceğini hayal edin. Bizi tek bir organizma içinde birleştirecek, dikip yapıştıracak bir gücü nereden alabiliriz? Böyle mükemmel bir sistemde, herkesin iyi hissedeceği açıktır. Tabii ki, başka bir kişiye merhametli bir bakışın Koronavirüsten hepimizi iyileştireceği,  yeryüzündeki herkesin hızlı bir şekilde hakkaniyetli/dürüst olacağı, bizim için netleşirse.

Fakat bu, üst gücün bizden istediği şey değildir. Kişinin, egoist kazanç için değil ihsan etmek için çabalaması gerektiğini, kendisi hakkında değil başkaları hakkında düşünmesi gerektiğini fark etmesi gerekir. Ve herkes iyi hissettiğinde, o zaman kişi hasta olmaya da son verecektir.

Bu arada, salgın devam ederken bundan öğrenecek önemli şeyler var…

Koronavirüs Realiteyi Değiştiriyor, Bölüm 7

Doğanın Planını Devam Ettiren İnsanlar Koronavirüse Yakalanabilir Mi?

Soru: Binlerce insan İsrail’deki son Kabala kongresinde birleşti. Hemen ardından, küresel salgın başladı. Bağ kurduk ve bakın neler oldu. Buna biz mi neden olduk?

Cevap: Hayır, buna biz neden olmadık. Her şeyden önce, salgın kongreden önce başladı; sadece bu kadar bariz değildi.

Kongre katılımcılarına hiçbir şey olmayacağından emindik. Dünyanın dört bir yanındaki on binlerce insan, güzel çabalarla fiziksel ve sanal olarak birbirleriyle bağ kurduğundan, burada tehlike yoktu.

Eminim ki hiçbir dostumuz, nerede olursa olsunlar, ayna kongreye katılmak için gittikleri yerlerde, hastalanmadılar. Kimsede bir sorun yoktu.

Aramızda daha da iyi bağlarla bağlanmak için toplandıysak, nasıl orada olabilirdi ki? Doğanın planı ile birlikte hareket ediyoruz; bu nedenle insanlar, toplumlar ve ülkeler arasındaki egoistik bağları etkileyen virüsten etkilenemeyiz.

Soru: Şu bağıntıyı çıkarmak mümkün mü: birbirleriyle doğru bir şekilde bağ kurmayı öğrenecek olan insanlar, bu virüsten etkilenmeyecek?

Cevap: Evet. Size bunun için söz verebilirim. Şunu anlamalıyız ki bunun nedeni, %100 analiz edebileceğimiz ve bunun neden bizim aşamamızda olduğunu görebildiğimiz, bireysel durumlar olduğu için değildir. Bununla birlikte, çok sayıda Kabalistin virüsten etkilendiğini duyacağımızı sanmıyorum. Bu imkansızdır. Sadece bekleyip göreceğiz.