Category Archives: Dünya

Avrupa: Karanlıktan Işığa

Baal HaSulam, “Ulus”;  Bu nedenle, her ulusun, kendi içinde güçlü bir şekilde birleşmesi şarttır. Böylece ulusun içindeki her birey, bir diğerine içgüdüsel bir sevgiyle bağlanacaktır. …

Bu demek değildir ki, ulustaki her birey, istisnasız böyle yapacak. Bu, bu uyumu hisseden insanların, ulusu var etmeleri demektir. Ulusun mutluluğunun ölçüsü ve devamlılığı, onların niteliğiyle, kalitesiyle ölçülür.

Ulusu destekleyen gücün ölçüsü, ulusu birleştirebilecek olan Üst güce benzemesine bağlıdır. Böyle bir ulus tüm zorlukların üstesinden gelebilecektir; çünkü ıslahlar gerektiren kırılma ve parçalanmaları kendi içlerinde ortaya çıkarırlar.

Bu nedenle, daha çok güçlenerek ve daha fazla birleşerek tüm günahları sevgi ile örtmek için, yolda birçok sorunla karşılaşmamız gerekecek. Sadece bu şekilde mükemmellik ortaya çıkar.

Her seferinde daha daha fazla günah ifşa olur ve zıt koşulu, yani sevgiyi, onların üzerine inşa etmek gerekir; umutsuzluğa kapılmadan ve pes etmeden. Dünya böyle inşa edilir ve bu şekilde ıslaha gelmesi gerekir.

Sorun şu ki, Avrupa ülkeleri bu kadar çok sayıda mülteci varken nasıl birliğe ulaşabilir? Aslında tüm bu mülteciler, Avrupalı ülkelerin tüm farklılıkların üzerinde bağlı olmaları gerektiğini anlamalarına yardımcı olmaktadır. Mülteci dalgasının, Üst güç tarafından gönderilen ve yıkıcı olmayan bir dalga olarak görülmesi gerekir. Bu yıkımdır, ama ıslah amacıyladır.

Elli yıl önce, Avrupa’da böyle bir mülteci durumunu hayal etmek imkansızdı. Avrupalılar kendilerini çok fazla korudular; her milletin, Almanların, Fransızların, İtalyanların bireyselliğini korudular. Uluslar arasındaki sınırlar çok net ve keskindi.

Sonra aniden her şey büyük bir hızla değişmeye başladı. Üst programa göre, herkes içinde bulunduğu kırılmayı ifşa etmelidir. Yabancı güçleri içeri sokmadan, ıslahın gerekli olduğunu keşfetmek nasıl mümkün olabilir? Bu yüzden birkaç milyon insan Avrupa’ya girdi; kültürlerinde, eğitimlerinde, dinlerinde ve davranışlarında yabancı olan insanlar.  Artık belirgin bir zıtlık yoktur.

Sonuç olarak, Avrupalılar yavaş yavaş bir seçenek olmadığını anlamaya başladılar, yapabilecekleri tek şey bağ kurmaktır. Bu bağın nasıl sağlanabileceğini henüz keşfetmekteler. En akut ve uzlaşılamaz olan dini farklılıklar nedeniyle, ne kadar gerçek dışı olabileceği önemli değil; başka bir yol yok.

Avrupalılar, birlik ve bağa ulaşmanın anahtarını bulmanın gerekli olduğunu anlıyor. Ve anahtar, her şeyden önce, Kabala’nın sunduğu ‘tüm günahları sevgiyle örten’ integral (bütüncül) bağ yöntemindedir.

Bu, Üst gücün yardımı ile yerine getirilir. Kendi başımıza birleşemeyiz; yalnızca koşullarımızı yaratırız; böylece bizlerin, yani İsrail’in aracılığıyla, bir bağlantı kanalında olduğu gibi, Üst güç tüm halk kitlelerini etkilemeye başlayacaktır.

Bu onların rızasını gerektirmez; aniden farklı bir şekilde konuşmaya ve davranmaya başlayacaklar. Dün kökten dinci olmaları, hangi dine inandıkları, nasıl düşündükleri ve dünyanın yetmiş milletinden hangisine ait oldukları önemli değildir. Hepsi tek bir ulus gibi olacaklar.

Asıl mesele, Avrupa’nın sorunlar yaşadığı ve bir çözüm bulmamız gerektiğidir. Bu nedenle, özellikle Bulgaristan’daki Avrupa Kongresi öncesinde, Avrupa’daki ve dünyadaki bütün Kabalistik grupları birleştirmek çok önemlidir. Bu şekilde, Avrupa’ya bağ ve birliğin ışığını getirebiliriz.

Avrupa, karanlıkla, çaresizlik duygusuyla, ümitsizlikle ve bir çıkış yolunun yokluğuyla giderek daha fazla etkilenmektedir. Ancak, aniden çelişkilerin nasıl yumuşadığını, fikirlerin, düşüncelerin ve arzuların nasıl değiştiğini göreceğiz. Sonuçta, her şey düşüncede kararlaştırılır ve düşünceler aniden yenilenir.

Bu kadar kökten dinci ve milliyetçilerin, onlardan biraz farklı olan biriyle konuşmak istememiş olanların bile, aniden bu kadar değişmesi nasıl mümkün olabilir? Ancak, Üst ışık her şeyi değiştirebilir. Şimdi karanlığı koyulaştırdığı için onu ıslah edecek. Bizim için en önemli şey bunun için iletken bir kanal olmaktır, bizim işimiz budur.

Europe: From Darkness To Light

 

Dünyanın Çifte İmgesini Birleştirin

Soru: Gerçek sevgi koşuluna ulaşmak için, kişinin evrenin tek yasasını, niteliklerin benzerliğini gözetmesi gerekir. Bu,  doğanın niteliklerine,  beni yaratan kökle benzer olmam gerektiği anlamına mı gelmektedir?

Cevap: Evet, içinde yaşadığımız doğaya benzemeliyiz. Ama bu doğanın gerçekte ne olduğunu nasıl bilirsiniz? Bu nedenle bize, kendimi ve onları ortak bir bütün olarak düşünerek etkileşimde bulunmam gereken, sözde var olan insanlardan oluşan bir grup verilmiştir. Böylelikle odağa, örneğin odağı ayarlayarak onları teke dönüştürdüğüm, iki şekil veya çizgiden erişirim.

Soru: Kabala, doğanın özgecil olduğunu ve biz insanların, yaratılanın egoist olduğunu söyler bu da egoistik bir düşünceye sahip olduğumuz ve kendimizi doğa ile benzerliğe getirmek zorunda olduğumuz anlamına gelir.

Özgecilliğin genel olarak ne olduğunu anlamamıza rağmen, doğada açıkça görmemekteyiz. Bu aynı şey midir? O da aynı zamanda egoist midir?

Cevap: Kabala, kişiye ıslah metodunu ifşa ettiğinde, kişinin eğitim metodu haline gelir. Size nasıl değişmeniz gerektiğini açıklar ve kendinizdeki değişimlere uygun olarak dünyanın ıslah olduğunu göreceksiniz. Bu şekilde çalışır.

Bir kişi, görüş alanında, dünyanın çifte imgesi olduğunu anlamalı ve onları birleştirmelidir. Kendinizi başkalarıyla bir bütün halinde, bir amaçta birleştirerek, kendinizi ıslah eder ve dünyanın ıslah olduğunu görürsünüz.

Bizi yaratan Yaradan’ın doğası özgecildir ve mutlak ihsan etme niteliğine benzerlik anlamında, O’na benzer olmak zorundayız. Yaradan bilerek bizi, kendisinin karşıtı olarak yarattı ki böylece O’nu zıt koşuldan edinebilelim.

Mutlak olumsuz ve mutlak olumlu nitelikleri kendi içinde birleştirerek kişi, dünyayı hissetmenin bir sonraki seviyesine yükselebilecektir.

Combine The Double Image of the World

 

Binyan – Kelimenin Yapısı

Soru: Binyanim  – İbranice fiil yapım biçimleri – nereden geldi? Onlar manevi bir köke sahip midir?

Cevap: İbranice matematiksel bir dildir. Diğer dillerin zıttıdır.

Evrende iki güç vardır: Homa ışığı ve Hassadim ışığı. Onların etkileşimi gelecekteki Kli’nin (kabın) temelidir. Yani, ışık her şeyin kökündedir.

İbranice kelimelerin kökü bir, iki veya üç harften oluşabilir. Bu bir satır, iki satır veya üç satırdır. Harfler, kurallarına göre diğer dillerde olduğu gibi rastgele birbirleriyle birleştirilemez. Burada, doğanın yasaları, dünyanın yasaları hariç, hiçbir kural yoktur.

Binyan temelidir, kelime kökünün temelini her zaman açıkça ifade eden, kelimenin yapısıdır:  ışıkların ve arzuların bir kombinasyonudur. Sonuçta, orada başka ne vardır? Işık Yaradan’dan gelir ve arzu, yani niyet, yansıyan ışık, yaratılıştan gelir.

Her şey hangi koşul içinde olduklarına bağlıdır. Sadece bir, iki veya üç satır olabilir. Bu nedenle kural olarak iki çizgimiz var ve özel durumlarda – üç. Bu, kelimenin sadece temelinden bahseder.

Tüm bu meseleler açık bir biçimde matematikseldir. Orada rastgele hareket olamaz.

Binyan – The Structure Of The Word

 

Savaşlar İlerlemeye Yol Açar Mı?

Soru: Karşılıklı yok etmenin, toplumun gelişmesinde gerilemeye yol açtığını söylemektesiniz ancak nihayetinde savaş genellikle üretici güçleri teşvik etmiyor mu?

Cevap: Evet, savaşlar üretim güçlerini canlandırır ancak asıl önemli şey olan, toplumun ve insanların içsel gelişimlerine katkıda bulunamazlar. Aksine, erkekleri bir sonraki çift sarmalın içine sokarlar ve bu nedenle teknik ilerleme, getirdikleri tek ilerlemedir.

Elbette bu, savaşlar ve tehditler için olmasaydı insanlık teknik düzeyde ve dolayısıyla bilimde ve diğer alanlarda çok daha yavaş gelişirdi ama sosyal alanda değil.

Savaşlar, toplumun gerilemesine neden olur, ilerlemeye değil. Savaştan sonra kalan yaraların iyileşmesi çok uzun zaman alır ve neredeyse tedavi edilemezler.  Onlarla ilgilenmemeye çalışırken içeride bir yerlerde gizlenirler ama gerçekte normal ilişkilerin kurulmasına izin vermezler.

Do Wars Lead To Progress?

 

Dünyanın Geleceği, 15 Yıl İlerisi

Soru: Bundan 15 yıl sonra dünyanın gelecekteki gelişimini nasıl görüyorsunuz? Ön plana ne çıkacak? Bunda İsrail’in rolü nedir?

Cevap:  Arzu edilen gelişim yolu, İsrail halkının farkındalığıdır, tüm dünyadaki gruplarımızla birlikte ve sözde ilerici insanlıkla en önemli şeyin birleşmek olduğunu ve dünyaya bir birlik örneği göstermektir.

En azından biraz birbirimizle birleşmeyi başardığımızda, üst ışık içimizden geçecek ve insanlığın her seviyesinde hissedilecektir. İnsanlar, gerçek yaşamın ve yeni bir varoluş seviyesine çıkarak bir sonraki gelişim aşamasına geçme ihtimalinin, birliğin içinde olduğunu hissedecekler.

Bu maddesel dünyada var olarak, aynı zamanda daha yüksek maddeye, daha yüksek varoluşa, beynimizin çalışmadığı alanlara, onu kontrol eden komutlara nüfuz etmeye başlayacağız.

Umuyorum ki önümüzdeki yıllarda bunu hissetmeye başlayacağız. Bu kapımızda fakat bu bilgi ve duyumları uyarlamaya ne kadar hazır olacağımız, bize bağlıdır.

The Future Of The World, 15 Years Ahead

 

Rahim İçi İnsan Gelişimi ve Ruhun Gelişimi

Soru: İnsanın dokuz aylık intrauterin (rahim içi) gelişimi, ruhun gelişimiyle nasıl bağlantılıdır?

Cevap: Tamamen anlaşılır bir biçimde. On Sefirot’un Çalışması’nı alırsanız, onun 10. bölümüne “Embriyo” ve 11. bölümüne “Emzirme” denir. Bu, insandan değil  “Baba ve Anne” denilen, manevi sistemden kaynaklanan ruhtan bahseder. Ve dünyamızda gerçekleşen şey, manevi doğumun bir kopyasıdır.

Bu konuyu okumak çok ilginçtir çünkü orada, hayatımızdan bildiklerimizden daha güçlü ayrıntılarla, açıkça anlatılmaktadır. Kabala bilimi, dünyamızda keşfedemediğimiz şeylerden bahsetmektedir.

Bir insanın nasıl tasarlandığını, nasıl doğduğunu, fetüsün nasıl geliştiğini biliyoruz, ancak içsel süreçleri anlamıyoruz. Neden başka şekilde değil de bu şekilde düzenlendiğinin kaynağını, özü anlamıyoruz. Bir kadının içinde olan, çok ilginç bir sistemdir, Yaradan’a benzemektedir.

Not: Kabalistlerin 3500 yıl önce bu konuda yazmış olmaları ilginçtir.

Benim Yorumum: Onlar bunu üst sistemin edinilmesinden dolayı yazdılar. Bu nedenle, bir fetüsün nasıl, ne kadar sürede geliştiğini anlattılar: yedi, dokuz ya da 12 ay. Kadınların 12 ayda bile doğum yaptıkları durumlar vardı.

Kabalistler, nasıl doğum yapılacağını, nasıl ve hangi şartlar altında, bir insan doğduğunda nasıl gelişmesi gerektiğini, iki yaşına kadar bir emzirme süresinin mümkün olduğunu, kadının daha hızlı iyileşmek için doğumdan sonra nasıl davranması gerektiğini vb.ni yazdılar. Bu kitaplar çok fazla miktarda bilgi içermektedir. Bu bilimi incelemeye değer.

Intrauterine Human Development And The Development Of The Soul

 

22 Şablon Vasıtasıyla

Soru: Önümde gördüğüm dünya, bir harf mi yoksa bir harfler koleksiyonu mu? Bu dünyayı yazıyor muyuz yoksa okuyor muyuz?

Cevap: Bu dünyayı, sanki ışığın bize geçtiği bir şablondan görüyoruz. Tabii ki bu, bizi bugün etkileyen üst ışık değil, ama yine de onun bir kısmıdır. 22 şablondan geçer ve böylece bize yansır.

Ben bu şablonları görmem, onların içinden geçen ışığı görmem. Her şey benim içimde olur ve içimde neler olup bittiğinin sonucunu 22 şablon vasıtasıyla ışıktan etkilenen egoizmim, hislerim, arzum olarak görürüm.

Soru: Bu, özellikle hassas bir kişinin aniden İbranice konuşabileceği veya İbranice yazmaya başlayabileceği anlamına mı geliyor?

Cevap: Evet, elbette.

Soru: İbranice öğrenmede, grupta çalışmak gibi bir tür manevi eylem var mıdır? Yine de, bunun doğru olduğunu bilsemde, hala kendimi çalışmaya zorlayamıyorum.

Cevap: Bizim karşılıklı konuşmamız İbranice öğrenimindeki bir ders değil. Bu size, Kabala’nın üst dünyanın eylemlerini tanımlamak için hangi kodu kullandığını anlatmayı amaçlamıştır. Bizim üzerimizdeki etkilerini ve bunların sonuçlarını çalışmamış olsaydık, o zaman bu dili kesinlikle bilmeyecek veya ilgilenmeyecektik. Gerçekten unutulmuş olurdu.

Ancak, gittikçe daha fazla canlanıyor çünkü dünyamızda daha fazla insan üst ışığın onları nasıl kontrol ettiğini bilmek istiyor. “O benim için, Ben O`nun içinim” ilkesi üzerine üst güçle konuşmak, yalnızca harf şablonları vasıtasıyla, 22 belirlenmiş simge vasıtasıyla mümkündür.

Eskiden daktilolarda kağıda harfleri vurduğumuz gibi, bu sistem de aynı şekilde çalışır.

Through 22 Stencils

 

Doğanın Karşısında Çaresizlik

İnsanlık kendini belli bir alanda yaşıyormuş gibi hisseder. İçinde var olduğumuz şeye, dünyamız deriz. Bu, etrafı saran doğa, onun cansız, bitkisel, hayvansal seviyeleri ve insanlardır.

Dünyamız bir şekilde yönetilmekte ve kendi yasalarına göre yaşam sürmektedir. Bizler bu yasaları öğrenir ve onların arasındaki bazı bağlantıları, bizi nasıl etkilediklerini, onları nasıl etkileyebileceğimizi,  doğanın özelliklerini ve bu dünyada var olmamız için, onu kazançlı ve rahat hale getirmek için doğaya nasıl boyun eğdirileceğini bulmaya çalışırız.

Dünyada binlerce yıl süren gelişimimizin bir sonucu olarak, dünyamız hakkında hâlâ çok az şey bildiğimiz sonucuna varırız, çünkü onun içinde tahmin edemediğimiz olaylar gerçekleşmektedir ve kontrol edemediğimiz güçler vardır. Onlar bizi korkunç bir şekilde etkilerler, korkuturlar ve bizi küçük, önemsiz ve berbat hissettiren durumlara sokarlar.

Bilimin başarılarına rağmen, ne zaman bir deprem veya bir kasırga olacağını ve bunların etkilerinin ne olacağını bilmemekteyiz. Genel olarak, gelişmekte olan, bize büyük sıkıntılara neden olan, muazzam doğa güçleri vardır ve bu konuda hiçbir şey yapamamaktayız.

Yaşamlarımızla hiçbir şey yapamamakta, iyi bir toplum yaratamamakta, eşler, çocuklar ve ebeveynler arasında doğru ilişkileri kuramamaktayız. Hayatımızda sınırlı olduğumuz, doğanın karşısında ve kendimiz karşısında zayıf olduğumuz gerçeği hakkında hiçbir şey yapamamaktayız. Yaşam ve ölüm karşısında çaresiziz ve bunu çok iç karartıcı buluruz. Bilinçaltında bu bizi küçük düşürür/utandırır.

Genel olarak, hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bir dünyada yaşamaktayız.

Soru: Doğanın bizi geliştiren, fakat bizim bilmediğimiz belli algoritmaları(işlem süreci) var mıdır?

Cevap: Onları biraz anlasaydık ve yavaş yavaş onları bilmeye gelseydik bile, bu bize yönetim konusunda yardımcı olmazdı. İnsanlığın gelişimi, sadece bir şekilde kendimizi doğanın olumsuz etkilerinden koruduğumuz gerçeğini ortaya koyar, daha fazlasını değil.

Kişi kendisinin, onu her seviyede yöneten güçler sisteminin içinde var olduğunu keşfeder. Ekonomi, aile ilişkileri, devlet ilişkileri veya ekoloji alanında hiçbir şey yapamayız. Bizim çağımızda, böyle bir refah, böyle bir güç ve bu tür doğa anlayışını elde ettiğimiz zaman, ancak çok zayıf olduğumuza ve bunu bilmediğimize ikna olmuş oluruz.

Helplessness Before Nature

 

Üst Dünyaya Girme Fırsatı

Soru: Yaradan’dan bana doğrudan bir bağ olduğunu düşünerek ne öğrenebilirim ve öğrenmeliyim?

Cevap: Kabala, bir insana, mantık ötesi inançla kendisinin üzerine yükselmeyi öğretir. Yani, kişinin egoizmine göre hareket etmemesi, sadece (kendisinin dışında, kendinden) ihsan etmede çalışması için yukarıdan manevi güçler almasıdır.

Ancak bu sadece bir gruptaki pratik çalışmalarla yapılır ve hem erkek hem de kadınlar için geçerlidir. Kadınlar için erkeklerden daha az ölçüde geçerlidir, ancak esas olarak her iki cins de bu çalışmayı yapmalıdır.

Opportunity To Enter The Upper World

Kongre: Diğerlerini Özümsemek

Soru: Bazı dostlardan kongreye fiziksel, bazıları sanal olarak katıldığında, tüm onlularla nasıl iletişim halinde olabiliriz?

Cevap: Fark nedir? Kongrede rastgele onlular olacaktır. Dostlarımın nerede olduğu önemli değil.

Kongre, tüm onluları, tüm dünya Kli’sini, görüşleri, hisleri – tüm dostlarımızda olan her şeyi, özümsemek için tasarlandı, kendi onlumla gelmem ve “Bu İtalyan grubu, burası onların masası” şeklinde işaretli masaya oturmam için değil.

Burada ya da Roma’daki evimde ya da başka bir yerde otursam ne fark eder ki? Herkesle karışmak, onların ruhlarını ve canlılıklarını olabildiğince hissetmek zorundayım ve bu ölçüde ilerleyeceğim.

İlerlememiz, birbirimizle karşılıklı olarak nasıl birbirimize karıştığımıza bağlıdır; bu bizim gücümüzdür – her birimiz ayrı ayrı değil, ancak birlikte!

Bu yüzden, bırakın dostların bir kısmı buraya gelsin ve bir kısmı orada kalsın, fark yoktur; asıl mesele, tüm dostlarımın izlenimlerini, sevgilerini, hislerini ve amaca yönelik özlemlerini sürekli olarak özümsemeye çalışmamdır. Bu güçlere ihtiyacım var.

https://laitman.com/2019/03/congress-absorbing-others/