Daily Archives: Haziran 15, 2021

Manevi Yolda Düşüşler ve Yükselişler

Soru: Yaradan’ın düşüşler ve yükselişlerle bağlantılı olduğunu hissetmeye çalışmak nasıldır?

Cevap: Bizim dünyamızda alma arzusu otomatik olarak içimizde sürekli olarak çalışır ve ben dünyamızı aşağı yukarı onunla bağlantılı olarak hissederim. Manevi dünyada, benim doğal arzum ihsan etme arzusudur ve durumlarımı onun içimde dalgalanmasına göre hissederim.

Yani, Yaradan’ın (ihsan etme niteliği) daha büyük bir hissiyatı bir yükseliştir, daha küçük olanı ise bir düşüştür.

Doğal olarak, manevi dünyadaki düşüşler ve yükselişler, dünyamızdaki düşüşlerden ve yükselişlerden tamamen farklıdır, çünkü maneviyatta hepsi bizim çabalarımızdan gelir. Maddi dünyada, özel çabalara ihtiyacımız yoktur, çünkü alma niteliği olan egoizmde otomatik olarak var oluruz. Manevi dünyada ise, onun içinde minimum düzeyde bile var olabilmek için, sürekli olarak egoizmin üzerine çıkarak bir sonraki niteliğe, ihsan etme niteliğine yükselmek için çaba göstermeliyiz.

Bunlar bilinçli olarak üst ışığı çektiğimde ve o bende yeni bir özellik düzenlediğinde meydana gelen özel, içsel çabalardır. Ben ihsan etmenin içinde otomatik olarak var olamam, çünkü o zaman yeniden temel doğal özelliğimiz olan egoizmin içine düşerim.

Sanki yerin üstünde olmak istiyormuşsunuz gibi, bunu yapmak için biraz çaba sarf etmeniz gerekir. Ve çaba ortadan kalkar kalkmaz, tekrar yere düşersiniz.

Yorum: Ancak Kabalistler, bir kişi Mahsom adı verilen iki dünya arasındaki potansiyel engeli aştıysa, o zaman bir daha asla bedenselliğe düşmeyeceğini yazar.

Cevabım: Yine de sürekli anti-egoist çabalar sarf etmesi gerekir.

Soru: Manevi dünyada var olmak zor mudur?

Cevap: Hayır, zor değildir. Her şey Yaradan’ın yüceliğine, ihsan etme niteliğinin büyüklüğüne ne kadar önem verdiğimize bağlıdır. Kendimizi bu güce, onun önemine, büyüklüğüne adarsak, o zaman zor değildir ve kalıcı olabilir.

Ancak bu, çaba göstermeye başladığımızda kalıcı olacaktır. Yani bu çabanın uygulanması bizim kalıcı durumumuza dönüşebilir. Ve bu hoş bir çabadır. Kişi Yaradan’ın yüceliğini hissettiği ölçüde bu, hoş hale gelir.

2021 Yılı—Kölelik Çağının Sonu

Bir yıllık karantinadan sonra ekonomi nihayet açılmaya başladığında, yeni bir olgu ortaya çıktı: İşletmeler, yüksek işsizlik oranına rağmen üretime devam etmek için gerekli sayıda işçiyi işe alamıyor. Koronavirüs pandemisi nedeniyle işini kaybedenlerin herhangi bir iş fırsatı aramak için acele edecekleri ve çalışanlarla ilgili herhangi bir sorun yaşanmayacağı varsayılmıştı.

Ve hala, hem İsrail’de hem de dünyada büyük bir işgücü sıkıntısı var. Ve bu sadece düşük ücretli, vasıfsız işler için değil, aynı zamanda yüksek teknoloji, hukuk büroları, muhasebe için de geçerli. Bu nedenle ofisler küçük bir kadro ile ve azaltılmış bir programla çalışmak zorundalar.

Daha önce bu işleri yapanlar ise evde oturuyorlar, pandemi nedeniyle devletten iyi bir ödenek alıyor ve işe dönmek için aceleci değiller. Bu paradoksu yani devasa bir işsizlik seviyesi ile işçi bulmanın imkansız olduğunu nasıl açıklayabiliriz?

Çalışmak isteyen yeterli insan yok. Birçoğu bu arzusunu kaybetti. Sonuçta, açlık veya sosyal baskı tehlikesi altında değiller. Devlet yardımı alırken kanepeye uzanabilir, gazete veya kitap okuyabilir, TV seyredebilir veya ailenizle birlikte plaja gidebilirsiniz.

Ve aslında, bunda yanlış bir şey yok, çünkü bazen “oturup hiçbir şey yapmamak daha iyidir” deniyor. Dünya, iş yerinde aşırı zorlamak için yaratılmadı. Bir işe yaramayan bir sürü iş var, o yüzden evde oturmak daha iyi olmaz mıydı? En azından çevre iyileşecek ve kirlilik azalacaktır.

Kişi, onu zorlayan koşullara uyum sağlayan haz alma arzusu olduğu için, bunda beklenmedik bir şey yok. Üzerinde baskı yoksa, kişi kımıldamaz.

Daha önce toplum, çalışmamanın imkansız olduğu tavrını benimsiyordu: iş yok – geçim kaynağı yok. Bu nedenle, kişi geçimini sağlamak, ailesini ve çocuklarını beslemek için iyi bir meslek edinme arzusundaydı. Bugün her şey alt üst oluyor: Aile kurma, çocuk yapma arzusu yok, çalışmaya da gerek yok.

Ve aslında amaç daha çok çalışıp iş sahibini zenginleştirmek değil, ne için var olduğumuzu anlamaktır. Sabahtan akşama kadar işletme sahibi vergi ödemekten kurtulup birkaç milyon daha kazanacak diye işi nasıl çarpıtacağını düşünen bir ekonomist olarak çalışmanın ne anlamı var? Ve kendimiz için çok daha fazla oyuncak üretmemize ve oynamamıza imkan veren teknolojik ilerlemenin faydası nedir?

Bir kişinin bu zamanı ailesine, çocuklarına ayırması ve gerçekten bilim, felsefe, Kabala yani manevi ilerlemeyi çalışarak kendini geliştirmesi daha faydalı olacaktır. Kendisi için inşa ettiği yapay dünyayı değil, içinde yaşadığı doğanın doğal dünyasını çalışacaktır. Ve böylece her şey sakinleşecek, baskı ve sorun olmayacak, boşanmalar olmayacaktır.

Aksi takdirde, insanı zincire vuran sistemleri biz kendimiz destekleriz.

Bir insan evde kalırsa, dünyayı ve ailesinin, milletinin ve tüm dünyanın hayatını daha iyi hale getirmek için düşünmek için zamana ve enerjiye sahip olacaktır. Son yüz yılda bizi