Daily Archives: Haziran 12, 2021

“Günümüzde Neden Bu Kadar Çok İnsanda Depresyon Var?” (Quora)

Depresyon, yaşam gücünden yoksun olma hissidir. İçinde bulunduğumuz zamanda, bize kendini göstermeye başlayan başka bir yaşam seviyesine geçiş içindeyiz. Bu, dünya çapında artan karşılıklı bağımlılık ve birbirine bağlılık olarak ifade edilir ki bizler bunu olumsuz olarak hissetmekteyiz çünkü doğanın bizi içine yerleştirdiği yeni koşullara nasıl uyum sağlayacağımızı henüz anlamadık.

Depresyon, yeni bir insani gelişim seviyesine girerken birçok insanın hissettiği önemli olumsuz hislerden biridir. Büyüyen karşılıklı bağımlılığımızı ve birbirine bağlılığımızı nasıl olumlu bir şekilde gerçekleştireceğimizi öğrenmemizi talep eden bir çağın içinde ne kadar çok gelişirsek, o zaman anlamsızlık, amaçsızlık, tükenme ve genel bir canlılık eksikliği gibi artan olumsuz duygularla kendimizi bu çağın gölgesinde daha çok hissedeceğiz. Bu olumsuz hislerin amacı, olumsuz hislerimizi olumluya çevireceksek, tutumlarımızda belirli bir değişimin olması gerektiğini bize bildirmek içindir.

Karşılıklı bağımlılığımızı ve birbirimize bağlılığımızı olumlu bir şekilde gerçekleştirmek için belirli bir değişiklik yaparsak, yeni bir yaşam gücünü hayatlarımıza davet edeceğiz: doğada yaşayan olumlu gücü. O zaman, depresyon, kaygı, yalnızlık ve stres gibi kişisel düzeydeki sorunlardan, sosyal, ulusal ve ekolojik düzeydeki sorunlara kadar yaşadığımız sorunlar dizisinin nasıl ortadan kalkacağını keşfedeceğiz.

Bir yandan eskimiş egoist, bireyci ve materyalist hayata yaklaşımımızı sürdürmek için elimizden geleni yapıyoruz. Ancak artan depresyon, yalnızlık, kaygı, stres ve diğer sorunlar başarısızlığımızı göstermeye devam edecektir. Bugün doğa üzerimizde bir tür evrimsel buharlı silindir gibi hareket ediyor ve bizi burada ne için olduğumuzu, nereye gittiğimizi ve egoist dürtülerimizin ötesinde nasıl pozitif bir şekilde bağlantı kurmamız gerektiğini anlamayı içeren farklı bir varoluş düzeyine yükselmeye zorluyor. İnsanlık, şimdi özellikle bu zorlukla karşı karşıya.

Aramızdaki Bağ İçin Karşılıklı Garanti

Soru: Ben onlara kefil olmazsam, insanlar daha yüksek bir gücü ifşa edemeyecekler. Benim garantim nedir?

Cevap: Yaşça daha büyük olarak, daha deneyimli bir insan olarak, kendinizle ve tüm dünyayla bağ kurmak için tüm koşulları, tüm olasılıkları üstlenmeniz gerçeğindedir.

Burada birbirimize bağlıyız. Bu karşılıklı garanti, kendimizi içinde bulduğumuz bütünleyici sistemden gelir. Yani, evrenin tüm durumu, dünyalar yalnızca tek bir bütünsel sistemdir.

Ve her birimiz ağ ören bir örümcek gibi bu ağda bulunduğumuz noktadan hareket ederiz. Her birimiz, tüm ağın düzgün işleyişinin bağlı olduğu küçük bir örümceğiz. Ben kendi açımdan hareket ediyorum, siz kendinizinkinden, o da onunkinden vb. Hepimiz doğru bir şekilde etkileşime girersek, ağ maksimum, mükemmel durumuna ulaşır.

Soru: Bu, farklı organların birbirine kefil gibi göründüğü vücudumuzla karşılaştırılabilir.

Cevap: Evet. Kesinlikle aynı sistem üzerine kuruludur.

Soru: Vücutta bu, programlandığı gibi bilinçsizce mi olur? Bizler bilinçli olarak mı yapmalıyız?

Cevap: Bu bozuk sistemi bilinçli olarak, hepimizin karşılıklı olarak birbirimize kefil olduğumuz, birbirimizi tamamladığımız doğru duruma getirmeliyiz.

Soru: Bu kadar önemli bir bilgiyi kimsenin bilmemesinin sebebi nedir? Neden program tarafından bu şekilde ortaya konmuştur?

Cevap: Bu dünyada doğduğumuzda, onun hakkında hiçbir şey bilmeyiz. Bize öğreten ebeveynlerimiz, eğitimcilerimiz ve öğretmenlerimiz vardır. Yaşarız, var oluruz, bir şekilde gelişiriz ve ancak o zaman 15 ila 20 yaşından itibaren yaratıcı bir şekilde, belki de pratik olarak dünyayla ilişki kurmaya başlarız.

Aynı şey burada da geçerli, hem özel manevi yaşamda, bir kişi Kabala’ya gelip onunla meşgul olmaya başladığında, hem de binlerce yıllık gelişiminin içinden geçen tüm insanlıkta.

Ve ancak bizim zamanımızda, 20. yüzyıldan itibaren, bu sistemi, var olduğu yasaları zaten ortaya koyabildiğimiz ve bu sistemi tam dengeye getirmek için nasıl hareket etmemiz gerektiğini anlamaya başladığımız bir duruma giriyoruz. Ondan önce çocuklar gibiydik, bilinçsizce geliştik.

Soru: Karşılıklı garanti yasasının canlı bir organizmanın varlığının yasası olduğunu söyleyebilir miyiz?

Cevap: Evet.

Dünya Egoizmle Sınırlı Değil

Dar odaklı niyetimizin ötesine geçebilseydik – her şeyi sadece kendi iyiliğimiz için yaparak (bilinçli ve bilinçsiz olarak, herhangi bir çabayla, zorla, her şekilde) – dünyayı kendi beş duyumuzla değil, sanki başka birinin duyuları aracılığıyla hissetmeye başlardık.

Dünyanın, diğer insanların duyu organları aracılığıyla algılanması bize tamamen farklı bir resim verir – üst dünya dediğimiz, egoist olanın üstünde, bencil olmayan. Ne de olsa kendimizden çıkmaya, kendi iyiliğimiz için olan niyetimizden çıkmaya ve kendi iyiliğimiz için olmayan niyetle bütünleşmeye başladığımız ölçüde, önceden bu güce kendi iyiliğimiz için hizmet ettiğimizi ve şimdi bu güce başkalarının iyiliği için hizmet ettiğimizi keşfederiz.

Başkalarının iyiliği için olan niyete Lişma denir.

Bu niyeti edindiğimizde, dünyayı, bize, varlığımıza, eylemlerimize ve arzularımıza bağlı olmayan, farklı şekilde görmeye başlarız. Bu dünyaya üst dünya denir. Neden? Bizim üzerimizde, bizden daha yüksek, bizim dışımızda olan güçleri, eylemleri görmeye başlarız çünkü bunlar bizim dar egoizmimiz ile sınırlı değildir.

Lişma denilen bu tam formda hareket etme imkanı, bizi sonsuzluk, mükemmellik derecesine götürür ve bize farklı bir dünyada, farklı bir alanda var olma fırsatı verir.

Soru: Yaradan burada nerede?

Cevap: Yaradan; onu kendi dışında edinmeye başladığı için kişiye bu durumda ifşa edilen ihsan etme ve sevginin genel gücüdür. Bu ölçüde, kısmen Yaradan olarak adlandırılan bu büyük alanla, onu yeni bir dünyada, yeni bir boyutta çevreleyen bu büyük güçle giderek daha fazla tanışır.