Category Archives: Yaradan

Kendimizi Zararlı Arzulardan Nasıl Koruyabiliriz?

Soru: Üstesinden gelme ve gruba yaklaşma gücü bile yardımcı olmadığı zaman, bizi maneviyattan uzaklaştıran arzularla doğru bir şekilde nasıl çalışabiliriz?

Cevap: Yaradan’a dua et ki sana zararlı gördüğün bu arzudan kendini koruyabilme gücü versin.

Bütün arzularımız Yaradan’dandır. İçimizdeki her şey Yaradan’dandır.

O halde neyin iyi olup neyin iyi olmadığını ve neye ihtiyacımız olup neye ihtiyacımız olmadığını O’ndan öğrenelim.

Eğer yaratılışın amacına yönelik olmayan bir düşünce dikkatini dağıtırsa, onu bırak, bir şekilde düzeltmeye çalışma ve dikkatini ondan uzaklaştırmaya çalış.

Egoist Akıl Nasıl Manevi Hale Gelir?

Soru: Egoist aklımız nasıl manevi hale gelir ve bu değişiklikler onluda nasıl gerçekleşir?

Cevap: Egoist akıl, Yaradan’ın ışığının etkisiyle yavaş yavaş manevi hale gelir.

Birbirimize ne kadar yaklaşırsak, o kadar birleşiriz ve Yaradan’ın ışığının etkisini üzerimize o kadar davet edebiliriz. Bu ışık, bizi birleştirecek ve onun etkisiyle Yaradan’a yaklaşacağız ve O’na benzer hale geleceğiz.

Bunların hepsini hislerimizde yaşayacağız ve nasıl yakınlaştığımızı, birleştiğimizi ve böylece yavaşça hedefe yaklaştığımızı hissetmeye başlayacağız.

Bir Arzunun Sürekliliği Neye Yol Açar?

Soru: Düşüncenin itici gücü nedir? Bir düşünceyi harekete geçiren bu güç nedir?

Cevap: Bu arzunun gücüdür. Arzularımız düşüncelerimizi kontrol eder.

Ve tam tersi de olabilir, düşünceler arzularımızı kontrol eder.

Soru: Yaradan’a, sadece O’nunla birleşmek istediğimiz düşüncesini nasıl iletebiliriz?

Cevap: Bunun hakkında daha çok düşünmemiz gerekir. Bir şey hakkında ne kadar çok düşünürseniz, o nesne sizin gözünüzde o kadar önemli hale gelir. Bununla Yaradan’a dönersiniz ve Yaradan size yardım eder. En önemli şey, bir şey için sürekli bir arzu içinde olmaktır.

Arzunun Zayıflamasına İzin Vermeyin

Soru: Yolun başında, arzu güçlü ve netti ama zamanla azaldı ve canlılığını yitirdi. Sorun nedir?

Cevap: Sorun dostlarının desteğini hissetmemendir, bu yüzden senin arzun yalnız kalır ve güçsüzleşir.

Soru: Yaradan’ın büyüklüğünü ve mükemmelliğini görme arzusunun sürekliliğini güçlendirmek için ne gibi pratik tavsiyeler verebilirsiniz?

Cevap: Dua et, sadece bu arzuya sahip olmayı iste.

Yolu Yeniden Düşünmek

Soru: Kişi güne yeniden başlarsa ne tür bir yardım alır?

Cevap: Daha fazla ilerlemek için neye ihtiyacı varsa onu alır. Güne yeniden başlaması ya da gün içinde ara vermiş olması önemli değildir.

Soru: Her şeye yeniden başlamak ne anlama gelir? Geride neyi bırakıyorum ya da güne ne ile başlıyorum?

Cevap: Bir şeyi tamamen yanlış yaptığını düşünürsün ve yolunu yeniden etraflıca düşünmeye başlarsın.

Ölü Koşulundan Çıkmak

Soru: Genel arzunun dışına atılmış gibi göründüğümüz bu ölü koşulundan nasıl çıkarız?

Cevap: Dua et, iste ve bedeninin tüm parçalarıyla gruba, dostlara tutun.

Soru: Yani sadece onluya değil, daha geniş bir çevreye de tutunabilir miyim?

Cevap: Daha geniş bir çevreye tutunmak mümkündür ama onluda bu zorunludur.

Soru: Ama ne kadar geniş olursa o kadar kolay olmaz mı?

Cevap: Bence orada kaybolursun. Onluda başlamak en iyisidir.

Yaradan’a Başka Bir Kapı Açmak

Soru: Az ya da çok hepimiz gurura sahibiz. Bu, birlik üzerine çalışmak ve Yaradan’a doğru ilerlemek için kullanılabilir mi?

Cevap: Sadece gururunu bastırmayı başarabilirsen. Bu onun kullanımıdır.

Gurur büyük bir güçtür. Eğer onu doğru kullanabilirsen her şeyin üzerine yükselirsin. Sonra daha da yükseğe çıkma mücadelesiyle karşı karşıya kalırsınız.

Soru: Onlu içinde doğru bir şekilde kullandığımızda gurur neye dönüşür?

Cevap: Gurur yardıma dönüşür, sanki Yaradan’a başka bir kapı daha açılıyormuş gibi.

Son Noktada

Soru: Onluda bir dua oluştururken, ne dilemeliyiz: Yaradan’ın etkisinin dünyada yayılmasını mı yoksa insanların daha kolay bir zamandan geçmelerini mi?

Cevap: Prensipte ikisi de aynıdır, bu Yaradan’ın ifşasının derecesine bağlıdır. Ya O kendisini çok az ifşa eder ve o zaman insanlar için daha kolay olur ya da daha iyisi, O kendisini biraz daha fazla ifşa eder ve o zaman insanlığın gözleri açılır.

O’nun ifşasına çaresizce ihtiyaç duyduğumuz bir koşula gelmek zorundayız, aksi takdirde hayatta kalamayız.

Yaradan bizi çoktan, O’na tutunmamız ve O’nunla birlikte genel ıslaha doğru ilerlememiz gerektiğini anlamamız gereken bir noktaya getirdi.

Yorum: Yaradan’ın dünyaya gelmesi ve hükmetmeye başlaması için büyük bir arzu duyuyorum. Bu arzu bana çok ağır geliyor.

Benim Yanıtım: Bu Yaradan’ın başarmak istediği şeydir.

Fırtınaları Islah Etmek

Se’arot kelimesi, Se’ara (fırtına) kelimesinden gelen Hastarot (gizlilik) anlamına gelir. Bilinir ki, “Ödül kedere göredir.” Bu, Se’arot olduğu zaman, çalışma için bir yer olduğu anlamına gelir. Ve ıslah edildiğinde saç, “bu Efendi’ye açılan kapıdır” yoluyla fırtınanın üstesinden gelir. (Baal HaSulam, Şamati 101, “Gülleri Yenen İçin” İlahisinin Yorumu)

Fırtınaları ıslah etmek, tüm şüphelerin ve anlaşmazlıkların üzerine yükselip, Yaradan’la birleşmek anlamına gelir.

Hep birlikte Efendi’nin kapısının seviyesine yükselmeli ve Korah’ın oğullarının yerine çıkmalıyız. Korah’ın oğulları (b’nei Korah) Bina seviyesini temsil eder ve onun üzerinde Hohma seviyesi vardır.

Bu yüzden, bizim için önemli olan Bina seviyesine yükselmektir ve biz onun niteliklerini -ihsan etme nitelikleri- edindiğimizde,  bütün kapılardan girebileceğiz.

Soru: “Efendi’nin kapısı” hissiyatı nedir?

Cevap: Biz birbirimize manevi hissiyatları aktaramayız. Bunlar ancak kişi Yaradan’ın kapısına girer ve o yere yükselirse hissedilebilir.

 

Yaradan Kelimeler Olmaksızın Her Şeyi Duyacaktır

Soru: Yaradan’ın, onları bana ne amaçla verdiğinin belirsiz olduğu durumlarda nasıl davranacağım? Bunları doğru şekilde nasıl aşabilirim?

Cevap: Yalnızca O’na sorun. Üstelik yaşadığınız her şeyi O’ndan aldığını düşünüyorsanız, O’na yönelip her türlü soruyu sorma hakkına sahipsiniz.

Soru: “Fırtına” koşulu içinde olduğum zaman, sanki bu beni ortaya çıkarıyor. O anda Yaradan’a soru sormaya zaman kalmıyor. Dişlerimi sıkmak, susmak ve kendimi durdurmak doğru olur mu?

Cevap: Sessiz olun ve bunu kendinize saklayın. Söylemek istediklerinizi yavaşça kalbinizden salıver. Yaradan’ın tüm bunları yavaş yavaş kelimeler olmadan duymasına izin verin.