Category Archives: Grup

Karşılıklı Garanti – Yardımlaşma Ve Bir Grup Örneği

Kendimizi dünyevi, egoist seviyeden manevi seviyeye – alma niteliğinden ihsan etme niteliğine, alma niyetinden ihsan etme niyetine, dostları reddetmekten onlarla bağ kurmaya doğru çekmeli ve böylece ilerlememize yardımcı olacak bir ortamı organize etmeliyiz.

Birbirimize yardım etmezsek Bina niteliğine, ihsan etme niteliğine, Yaradan’ın niteliğine ulaşmak imkansızdır. Bu nedenle en önemli şey, Bina niteliğini, ihsan etme niteliğini, inanç niteliğini bilginin üstünde, Malhut‘un üzerinde elde etmek olan ana yönümüzü belirledikten sonra, yalnızca almak ve kendimizle ilgilenmek olan orijinal arzumuza rağmen, sevgi ve ihsan için Bina‘yı Malhut‘un üzerine, inancı bilginin üzerine koymalıyız.

Ancak bu şekilde bir sonraki dereceye yükselebileceğiz ve her seferinde bir dereceden diğerine ilerlemeye devam edeceğiz.

Ve mantık ötesi inanç içinde ihsan etme niteliğine bağlı kalma koşulunu yerine getirmek, yani kendini üst dünyaya çekmek ise ancak çevrenin örneği ve yardımıyla mümkündür. Sonuçta, birliğe doğru bir şekilde değer veren ve kişisel ve kolektif egoizmin üstüne yükselmeyi arzulayan uygun bir çevreye sahipsem, o zaman bu çevrede tıpkı bir geminin içindeymiş gibi, kendimi ihsan etme niteliğine, Yaradan’ın niteliğine yönlendirebilirim.

En önemli şey, bir tek kişinin burada hiçbir şey yapamayacağını anlamaktır. Grubun desteği ve örneği olmaksızın, Malhut’tan Bina‘ya, almaktan ihsan etmeye yükselmek olan “bilginin üzerinde inanç” koşulunu yerine getirmek imkansızdır.

Ben bir egoist olduğum için manevi olarak kendime bakamam. Ama ihsan etmenin önemini, Yaradan’ın büyüklüğünü ve birliğin büyüklüğünü onlara vererek dostlarıma yardımcı olabilirim. Üstelik bunu kendime yapmaktansa dostlarıma karşı yapmak benim için daha kolaydır çünkü ihsan etme niteliği hakkında konuşurken, deyim yerindeyse bunu ne kendime, ne de egoizmime yönlendiririm.

Bizler, kırık bir kabda, kırık arzuların içinde var olmaktayız ama pek çoğumuz burada varız ve bu yüzden birbirimize yardım edebiliriz. Egoist olarak bile dostlarımıza çeşitli özgecil örnekler gösterebilir ve böylece yavaş yavaş birbirimizi vermenin ve birlik olmanın iyi olduğuna ikna edebiliriz.

Burada çok ilginç bir faktör vardır. Çevreden birçok zıt, istenmeyen görüş duymama rağmen, çevrenin büyük olması gerçeği, onların büyüklükleriyle ve doğruluklarıyla yavaş yavaş dolmamı sağlar. Benim üzerimde etki ederler çünkü bu bizim ortak arzumuzun (Kli, kab) yasasıdır.

Ben onun içindeysem, çevre bana etki eder. Her ne olursa olsun, beni eğilimleriyle doldurur. Ben de bu ortamın ürünü olduğum için onları yavaş yavaş kabul ederim.

Dostlarımı cesaretlendirebilir, onların kendi üzerlerine yükselmelerine yardımcı olabilirim ve onlar da aynısını yapabilirler. Bu, karşılıklı garanti yasasıdır; hepimiz tamamen egoist de olsak ve içimizde manevi eylemler için hiçbir belirti olmasa da, birlikte doğru bir şekilde çalışırsak, birbirimizi teşvik edersek, birlik olmanın ne kadar iyi olduğuna dair bir örnek gösterirsek ve bilginin üzerinde inançla birbirimizin yükselmesine yardım edersek, o zaman bu kesinlikle her birimizi etkileyecektir.

 

Yaradan’a Doğrudan Derece

Rabaş, “Madde 17”: Ancak, topluma bağlı değilse, yani onları takdir etmiyorsa, toplumun etkisini alması mümkün değildir. Yapabildiği ölçüde, herhangi bir çalışma yapmadan, sadece topluma bağlı kalarak onlardan etki alabilir.

Bu, herhangi bir çaba harcamadan anlamına gelir. Yapamayacağım bir çabayı göstermem gerekmiyor. Gruba karşı olan tavrımın bağlı olduğu çabayı göstermem gerekiyor. Yükselişimiz sadece grup içindeki bağımızın ölçüsünde gerçekleşir. Ve bağ, grubun büyüklüğüne bağlıdır.

Dostları takdirim ve onlara teslimiyetim ölçüsünde, onlarla olan bağım ölçüsünde manevi dünyaya, manevi niteliklere girerim. Bencilliğimi iptal edip dostlarımı kendime bağladıkça, Yaradan’a benzer hale gelirim ve her şey önüme açılır. Bu her derecede böyledir.

Kendimiz üzerinde bu şekilde çalışmalıyız: grupla bağ, Yaradan ile bağ. Çünkü grupla bağ bir Kli‘nin (kap) inşasıdır ve Yaradan ile bağ bu Kli‘nin ışıkla doldurulmasıdır. Ve ilerleriz! Bir sonraki derecede, aynı şey olur: grupla bağ, Yaradan ile bağ ve biz ilerleriz! Ve bu şekilde sürekli gelişiriz.

Soru: Dostlarımızı kendimizden daha büyük görmemizin miktarı, egomuza acı çektirmek için gerekli mi? Yaradan’ı ifşa edene kadar bu acının yoğunlaşması için daha fazla mı devam etmemiz gerekiyor?

Cevap: Bunun size acı çektirmemesi gerektiği fikrine kendinizi alıştırmalısınız, tam tersine, bunu size yaptığı için Yaradan’a şükran duymalısınız ve burada üzerinde yükselebileceğiniz doğrudan bir dereceniz olduğu için, O’ndan talep edebilirsiniz.

Gruba ne kadar yaklaşırsanız, Yaradan’a da o kadar yaklaşırsınız. Kendinizi ne kadar alçaltırsanız, onlara o kadar yaklaşabilirsiniz. Burada dua etmeli ve Yaradan’dan onların önemini sizin gözünüzde yükseltmesini istemelisiniz, o zaman bu sizin için artık zor olmayacak.

Maneviyattan Başka Bir Şey Yok

Soru: Birkaç gün önce bir derste gururdan bahsetmiştik. “Ben de çok gururlu bir insanım” dediniz. Şimdi dostların büyüklüğünden bahsediyoruz. Gruptaki dostlar yüceltilecekse, o zaman gruptaki nasıl bir gururdan bahsediyoruz?

Cevap: Gurur, kendimi dostlarımdan daha aşağı görmemi engelleyen şeydir.

Soru: Kişi uzun yıllardır yolda olup gururunu yenemiyorsa, bu nitelik ile bir grupta nasıl çalışmalıyım? Sonuçta, maneviyatla hiç ilgisi yok. Ona doğa tarafından verilir.

Cevap: Tüm nitelikler manevidir, sadece artı veya eksi olarak. Maneviyattan başka bir şey yoktur. Sadece hayal edebileceğimiz herhangi bir nitelik manevidir. Ve bir şeye anti-manevi desek bile, “anti” olmasına rağmen maneviyatla ilgilidir.

Yaradan’ın ihsan etme niteliği dışında hiçbir şey yoktur. Kendini gösteren her şey, hatta O’na karşı olsa bile, hala tek bir standarda göre ölçülmektedir—Yaradan.

Ve uygun ve zıt olan nitelikleri açıkça ayırt ettiğimizden emin olmalıyız. Ve her şey iyi olacaktır.

Şu anda öğrendiğimiz dersleri derinlemesine çalışın. Üst dünyanın kapılarını sizin için net bir şekilde açacaklar. Her şeyin nasıl karşılığını verdiğini göreceksiniz. Zaten bizim dünyamızda değerli hiçbir şey yok. Ve manevi dünya gelecek ve her şeyi dolduracaktır.

Yaradan’ın İfşası İçin Yer

Rabaş, Mektup No. 42: Bilgelerimizin “Yüzleri birbirine benzemediği gibi, düşünceleri de birbirine benzemez,” dediklerini biliyoruz, peki nasıl tek kalp tek adam olabilirler?

Cevap: Eğer her biri yalnızca kendisiyle ilgili dersek, birbirlerine benzemedikleri için tek adam olmaları mümkün değildir. Ancak, hepsi kendilerini iptal eder ve yalnızca Yaradan adına endişe duyarlarsa, bireysellikleri iptal olduğundan ve tek bir otorite altına girdiklerinden, bireysel düşünceleri olmaz.

Bizim için en önemli şey kendimizi, kendi otoritemizi iptal etmektir. Grup içinde, gelişmek istediğimiz manevi alanda ne yaparsak yapalım, kendi otoritemiz olmamalıdır.

Gücümüz, kendi otoritemize sahip olmamakta olmalıdır. Yani, kişi, kalbinin egoist arzularını iptal edecek şekilde kendini kontrol etmelidir. Bu çok önemlidir!

Hepimiz farklıyız. Herkesin farklı arzuları, farklı niyetleri var. Ama kendimizi iptal ederek, iptal yönünde birbirimize benzer hale geliriz. Ve hepimiz çok farklı olmamıza, hatta bazı konularda zıt olmamıza rağmen, bu önemli değildir.

Eğer kendimizi iptal edersek, hepimiz aynı oluruz – iptal edilmiş oluruz. Ve bu iptal edilmiş olanlar birbirine bağlandığında, Yaradan Kendisini onların içinde ifşa eder çünkü içlerinde boş bir yer kalır, onlar kendilerini Yaradan’ın edinilmesi için açmışlardır.

Kendinizi Gruptan Ve Yaradan’dan Ayırmayın

Soru: Onlu ile bağ kurmaya çalıştığımızda ıslah eden ışığı çekiyor muyuz?

Cevap: Kesinlikle. Bu bağı ancak üst ışığı, üst gücü, ihsan etme, sevgi ve bağ niteliğini çekersem gerçekleştirebilirim. Başka türlü olamaz.

Bizler kendimizi bir şekilde gruptan ve Yaradan’dan ayırıyoruz ve tüm bunları birlikte hayal edemiyoruz. Ve hayatımızın her anında bunu kendimize hedef olarak düşünmeliyiz. Neye ilerliyorum? Ne elde etmeliyim? Bir sonraki koşul olarak önümde neyi görmeliyim?

Ben, grup ve Yaradan — buna “İsrail, Tora ve Yaradan birdir” denir. Hayal etmem gereken şey budur. Ve o zaman hiçbir sorun ve hata olmayacaktır.

Deneyim Birikimi!

Soru: Sadece ihsan etme nitelikleri aracılığıyla onlunun tüm üyeleriyle bağlı olduğumu nasıl hissedebilirim?

Cevap: Birleşmenin koşullarını yerine getirdiğinizde ona yakınlaştığınızı hissedeceksiniz. Önceden endişelenmeyin, ama yapmaya çalışın! Ve o zaman içinizde uygun hassasiyet belirecektir.

Her türlü işte olduğu gibi, onu yapmazsak hiçbir şey hissetmeyiz. Ancak bir şeyi yapmaya başladığımızda, yavaş yavaş hissiyatta ortaya çıkar. Hiçbir şey yapmayan bir insanı, ustadan ayıran şey budur. Deneyim birikimi!

Soru: Yaradan’ı gerçekten onluda inşa ettiğimizi doğrulayan nedir?

Cevap: Aranızdaki bağı ve karşılıklı ihsan etme eylemlerini yaratmak için sürekli çaba sarf etmeniz. En önemli şey çabadır çünkü Yaradan’ı ifşa edecek bu tür ilişkiler ağı kurmamız gerekir.

Kalpleri Birleştirmek

“Dolayısıyla, her şeye rağmen dostları sevmenin geçerliliğini sana hatırlatmama izin ver çünkü var olmamız ve yaklaşan başarımızın ölçüsü buna bağlıdır.

Bu nedenle, tüm hayali yükümlülüklerden vazgeç ve kalbini, sizi gerçek anlamda birbirinize bağlayacak ve bir yapacak taktikleri bulmaya ve düşünmeye doğru yönlendir.” (Baal HaSulam, Mektup 47)

Hepimizi öyle bir birlik haline getirmek gerekiyor ki, farklı duygularımız, düşüncelerimiz, güdülerimiz ve hedeflerimiz adeta birbirini tamamlar, tek bir kalbe, tek bir düşünceye kadar, her şeyi içerir. Bu koşul,  Adem,  “Yaradan’a benzer” olarak adlandırılacaktır.

Soru: Yaradan’ı ifşa etmek için bazı dostlarla bir araya gelmek yeterli midir? Yoksa onlunun tam bir birliğine mi ihtiyaç var?

Cevap: Buna katılabilecek tüm dostlarla, diyelim ki yarım düzine olsun, önemli değil. Ana şey, birlikte ilerlemeniz ve Yaradan’ın ifşasının koşullarını gerçekleştirmenizdir. Geri kalanlar, yapabildikleri zaman katılacaklardır.

Soru: Grubun üzerimdeki etkisini hangi işaretlerle değerlendirebilirim?

Cevap: Başınızı eğmek ve yalnızca dostlarınızın ne düşündüğünü ve istediğini almak istediğinizi ve yalnızca bununla yönlendirilmek istediğinizi gösteren işaretlerle.

 

 

Üst Işığın Etkisi Altında Hissedeceğiniz Zıt Nitelikler

Soru: Grup aracılığıyla hareket edersek, alma arzusunun cazibesini artık hissetmeyeceğimiz, sadece ihsan etme yönündeki çekimi hissedeceğimiz noktaya gelebilir miyiz?

Cevap: Elbette! Tıpkı şimdi doğal egoist dürtüleri, alma ve diğerlerinin üzerine çıkma arzusunu hissettiğiniz gibi, üst ışığın etkisi altında zıt nitelikleri: kendinizi diğerlerinin önünde alçaltma ve başkalarıyla ve onlar aracılığıyla Yaradan ile bağ kurma arzusunu hissedeceksiniz.

Tüm özgecil nitelikler yavaş yavaş sizin içinizde ortaya çıkmaya başlayacak ve onlara göre hareket etmeniz gerekecek.

 

İyi Bir Başlangıç

Soru: Dostlara karşı kıskançlık, iptalin doğru bir göstergesi midir?

Cevap: Dostlara karşı kıskançlık bir iptal göstergesi değildir, ancak bu iyi bir başlangıçtır.

Onları kıskanırım. Bu, onlarda zaten bende olmayan bir şey gördüğüm ve bu yüzden onları kıskandığım anlamına gelir. Böylece onları zaten bir şekilde kendi üzerime çıkarırım.

Ve o zaman belki onlara yaklaşmak için bir karar vereceğim. Onlar benden daha akıllı ve manevi olarak benden üstünse, neden onlarla birlikte olmayayım ki. Bu iyi bir duygudur.

Yaradan Ne Zaman İfşa Olacak?

Soru: Gruptaki herkesin bağ ve birliğe çekildiği noktaya nasıl geliyoruz? Ve tüm insanlık için bu özlemi nasıl güçlendirebiliriz?

Cevap: Önce en azından kendi grubunuz içinde, sonra dünya grubunda ve daha sonra tüm insanlıkta, yavaş yavaş, adım adım birleşmeniz gerekiyor.

En azından grup içinde bunu sürekli konuşmalı ve bağlantı kurmadan Yaradan’a ulaşmak için bir aletiniz olmayacağını anlamalısınız. O, Kendisini nerede ifşa edecek ki?

Tek kalp, tek adam olarak O’nun huzurunda olmalısınız. Ve bunu başaramazsanız, Yaradan Kendisini ifşa etmeyecektir. Bu bir fiziksel yasadır.

Yaradan ortak bir Kli (kab) yarattı ve bu Kli daha sonra kırıldı. Ve şimdi içinde ne olduğunu ortaya çıkarmak istiyorsunuz ve onu minimum ölçekte bir araya getirmek zorundasınız. Yani grubunuzdan bir bütün oluşturmanız, küçük bir kab oluşturmanız gerekiyor.

Ve bağınız ölçüsünde Yaradan’ı ifşa edeceksiniz. O zaman bu kabı ne kadar büyütürseniz, Yaradan’ı her türlü iyi niteliklerle, daha mükemmel olarak ifşa edebileceksiniz.