Category Archives: Yaradan

Talep Mi Yoksa Teşekkür Mü?

Soru: Yaradan’dan talep etmemek, sadece O’na teşekkür etmek mantıklı mıdır? Yoksa sadece talep mi gereklidir?

Cevap: Yaradan’a yalvarmamız iki kısımdan oluşur: talepten ve minnettarlıktan. Minnettarlıkla başlamak en iyisidir, çünkü bizleri daha yüksek güçle doğru tutum için hazırlar. Ve sonra talep gelir.

Soru: Doğru şekilde nasıl teşekkür ederiz?

Cevap: Kalpten yapın. Hissettiğiniz şekilde teşekkür edin. Kanun veya kural yoktur. Arzu, kalptedir.

Ask Or Thank?

Acı Çekerken Ne Talep Etmelisiniz?

Soru: Kişi şiddetli fiziksel acı ve ağrı yaşadığında ne talep etmeli?

Cevap: Şiddetli acı ve ağrı yaşadığınızda, “Bu acının sebebi nedir?” sorusuyla Yaradan’a dönün.

Sebep, egoizmdir, Işık’a zıt olmaktır. Başka bir şey değil.

Acıyı, neşe, sağlık vb. ile değiştirmek için kendi ıslahınızı talep edebilirsiniz, çünkü ıstırap koşulları bizi uzağa iter ve Yaradan’dan uzaklaştırır.

What Should You Ask For When You Are Suffering?

Yaradan Cevap Verecek Ve Ben Anlayacağım

Soru: Yeni öğrenciler nasıl yeterli/uygun sorular sorabilir? Kişi nasıl doğru bir şekilde sorar?

Cevap: Zeki olmaya çalışmayın. Kalbinizden hareket etmeye çalışın. Hissettiğiniz şekilde sorun.

Ağlayan bir çocuk gibi ve annesi neden ağladığını ve neye ihtiyaç duyduğunu anlar, siz de böyle yapmalısınız; fazla düşünmeden, kalbinizde olan şeyi sorarsanız, her şey güzelce anlaşılacaktır. O zaman Yaradan size bir cevap verecektir ve ben de sizi anlayacağım.

The Creator Will Answer And I Will Understand

Üst Dünyayla Bağ

Soru: Kişi Yaradan’ı edindiğinde ve niteliklerinde O’na benzer olduğunda, fiziksel bir bedende kıyafetlenmeyi bırakır mı?

Cevap: Dünyamızda, bizimle bu dünyanın aynı hissiyatı içinde olan birtakım Kabalistler vardır ve biz onlarla bağ kurabiliriz.

Aynı zamanda, onlar manevi dünyada var olmakta ve ona bağlanmamıza imkan vermekteler. Böyle az insan var, ancak çok sayıda kişiye ihtiyaç yoktur. Bu gereksizdir, çünkü bizim dünyamızda maneviyata çok az ihtiyacımız vardır.

Connection With The Upper World

Yaradan’ın Vahiylerine Kulak Verin

Soru: Sık sık “Yaradan dedi” diyorsunuz. Ne demek istiyorsunuz? O, kime söyledi? Ne zaman söyledi?

Cevap: Doğal olarak, Yaradan ne bir ağza, ne bir dile ne de ses tellerine sahip. Bizler kendimizi basitçe dünyevi bir dilde ifade etmekteyiz.

Yaradan bir güçtür. Üstelik kelimenin fiziksel anlamında değil, düşüncede bir güçtür. Düşünceden başka bir şey yoktur. Bizler sürekli onun içinde bulunuruz. Ve gerçek şu ki bize fiziksel bedenlere, özelliklere ve niteliklere sahibiz gibi gelir – bunların hiçbiri yoktur.

Sadece düşünce vardır.

Soru: Birinden bir şey duyduğumda, onun aracılığıyla Yaradan’ın benimle konuştuğunu söyleyebilir miyim?

Cevap: Evet. Bu farklı bir konudur. Bu şekilde O, bizimle iletişim kurar.

Fakat bunun için, içinizde bir tekrarlayıcıya, yeniden-vericiye sahip olmanız gerekir; bir kişiyi dinlerken, Yaradan’ın size ne söylemek istediğini anlamaya başlarsınız. Kişinin konuşmasını manevi dile çevirmelisiniz. O zaman insanlardan, bir sokak süpürücüsünden bile ilahi kelimeler duyacaksınız. O ne söylediğini bilmeyecek ve onun aracılığıyla Yaradan’ın vahiylerini dinleyeceksiniz.

Hear The Revelations Of The Creator

Ruhun Neyle İlgili Olduğunu Açıklayalım

Soru: Kişi ruhla ilgili konuşmalara neden bu kadar ilgi duyar?

Cevap: Çünkü ruh hayatın kaynağıdır; o bizim özümüzdür, realitede kendimiz aracılığıyla temsil ettiğimiz şeydir. Bizler sonsuz manevi alanda bulunmaktayız. Bizim zamanımızda, ruhu ifşamızın başlangıcına çok yakınız.

Soru: Ruh hangi bölümlerden oluşur?

Cevap: Ruh, on Sefirot’tan oluşur. Bir onluda bağ kurduğunuzda, onun içinde ruhun yapısını yavaş yavaş ifşa edeceksiniz. Aranızda içsel doygunluğun verdiği mutluluğun hissiyatı ortaya çıkacaktır. Buna ruhun ya da Yaradan’ın ışığı denir.

Soru: İnsanlar genellikle “Ruhum işkence görüyor” der. Bu ne anlama gelmektedir?

Cevap: Bunun yerine, ruhun ne olduğunu açıklayalım. Ruh, Yaradan’ın içimizdeki bir parçasıdır, ihsan etme ve sevgi niteliğidir, aramızdaki bağın niteliğidir.

Let’s Reveal What A Soul Is About

Talep Gruptan Başlamalı

Soru: Binlerce yıldır, milyarlarca insan yerine getirilmemiş arzularının gerçekleşmesi için dua ediyor. Onların yanıtları nerede ve bilinmeyen bir Yaradan’a dua etmenin anlamı nedir?

Cevap: Birincisi, onlar egoist olarak talep etmekteler. Bizler, özgecillik, ihsan etme ve sevgi niteliği için talebe ulaşmaya çalışıyoruz – bu en önemli şeydir.

İkincisi, gerçekten doğru bir şekilde istemek için, bu talebi onlunun içinden getirmeye çalışırız, böylece bu herkes için aynıdır, herkesle toplanmış ve koordine edilmiştir. Bu Minyan’dan (onludan), on kişinin hepsi Yaradan’a bir talepte bulunur.

Onlu, bir manevi birliktir. Eğer onludan talep etmezseniz, o zaman manevi bir birlik değilsinizdir ve Yaradan sizi hissetmez.

Sık sık soruyorsunuz: “Ya kendim, akrabalarım için istersem?”…İsteyin. Sonunda, tüm dünyanın bunu yaptığını, ancak hiçbir şey olmadığını göreceksiniz.

Talep, içinde bulunduğumuz sistemin, sadece ıslahımızı istemek ve bu talebi doğru bir şekilde yükseltmek için kasten egoist biri olarak yaratıldığını açık bir şekilde anlayan Kabalistik gruptan kaynaklanmalıdır.

Soru: Onludaki dostlar sözlerimi duymalı, onları az çok anlamalı mı, yoksa bu aramızdaki bağdan onlar için Yaradan’a yakardığım zamanki benim içsel koşulum mu?

Cevap: Sözlerini duymaları gerekmez. Ancak, esas olarak, eğer talep ederseniz, onlu içinde, üzerinde hem fikir olunmuş arzularla Yaradan’a dönmek en iyisidir. Şu anda değil, sadece genel olarak onlu, bu konuda hem fikir olduğunda ve ayrıca bu arzuyu Yaradan’a yükseltmeye katılmak istediğinde.

The Request Must Start From The Group

Yaradan Kime İyi ve İyilik Yapandır?

Soru: Yaradan, yeryüzünde yaşayanlardan kime iyi ve iyilik yapar? Bu insanlar, yönetim sisteminin olumsuz tarafını nasıl ve neyle telâfi ediyorlar?

Cevap: Yaradan, bunu hissedenlere iyi ve iyilik yapandır. Burada, birisine O iyi, başka birine kötü gibi iltimas yoktur. O, herkes için aynı koşulları sunar.

Bu sadece her birimizin kendi bireysel ruhuna sahip olduğu ve ruhun gelişimine bağlı olarak kişinin Yaradan’ın etkisini hissetmesidir. Belki bu etki hala oldukça nötr ve uzaktır ki özellikle kişiyi rahatsız etmez ve bu nedenle böyle sorular sormaz. Bununla birlikte, insanlar yaptıkları her şeyi yalnızca Yaradan’ın etkisi altında yaparlar.

Bunun zaten birinden geldiğini hisseden insanlar vardır ve onlar aramaya başlarlar.

Ve hali hazırda içlerinde tüm bu hissiyatlara ve hareketlere neden olanı, onları kontrol edeni ifşa edenler vardır. Böylelikle, kendi içsel çalışmaları sayesinde Yaradan’a ulaşırlar.

To Whom Is The Creator Good That Does Good?

Yaradan Kendi “Ben” ine Sahip Mi?

Soru: Yaradan, bir kişiliğe, kendi “Ben”ine sahip mi?

Cevap: Yaradan Kendi “Ben” ine sahiptir ve bu “Ben” tüm evrende var olan tek şeydir. Yaradan’dan başka hiçbir şey yoktur, daha doğrusu düşünceden, Yaratılış Planından başka bir şey yoktur! Ve bizler bu düşüncede, bu planda var olmaktayız.

Soru: Eğer Yaradan her şeyi yönetiyor ve var olan her şeye hayat veriyorsa, O’nun seviyesine ulaşmanın anlamı nedir? Bu herkes için bir yaşam kaynağı olmak ve herkesi yönetmek anlamına mı geliyor?

Cevap: Sizler sadece bir borusunuz, Yaradan’ın düşüncesinin, yaratılışın bütününe geçtiği bir kanalsınız.

Does The Creator Have His Own “I”?

Mantığa Düşmek ve İnanca Yükselmek

Soru: Yaradan’dan hiçbir kötülük gelmediğinden artık emin olmama ve hissetmeme rağmen, neden hayvan korkusu zaman zaman geri geliyor?

Cevap: Önemli değil bu. Her şeyin Yaradan’dan geldiğini anlayabilirim, O benimle bu şekilde oynuyor. Ve sonra – aman! yine bir çalının altındaki tavşan gibi titriyorum.

Soru: Bundan çıkış yolu nedir?

Cevap: Mantık ötesi inanca yükselerek ilerleyin. Sadece bu. Bizi bu tür hayvansal korkular vasıtasıyla yönlendirdiği için Yaradan’a teşekkür edin. Bu şekilde sürekli hareket halinde olacağız.

Her şey gruba, kişinin mantık ötesi inanca ne kadar yükseldiğine bağlıdır.

Soru: Kabalist de korkar mı?

Cevap: Kabalist daha derin korkulara sahiptir. Özellikle düşüşler esnasında. O her zaman mantık ötesi inançta olamaz. Mantığına düşmeli ve sonra inanca yükselmeli. Ve o, her şeyi kabul eder.

Sıradan bir insandan çok daha keskin ve çok daha çekişmeli koşullardan geçer. Onun hedefe olan korku ve bağlılık koşulları, kelimenin tam anlamıyla onu uçurumdan zirveye fırlatır.

Soru: Bir Kabalistin kendisi için korkmadığı, ancak sadece Yaradan’a zarar vermemek için korktuğu doğru mu?

Cevap: Kendisi için nasıl korkmayabilir? Eğer bu tür koşulları tecrübe etmezse, kendisini neye istinaden ölçecek? Yazıldığı gibi: “Sen yüzünü gizlediğinde, çok korktum.” .Yaradan kişiye böyle koşullar verir.

Fall Into Reason And Rise Into Faith