Category Archives: Sağlık

Eski Dünya Öldü, Yaşasın Yeni Dünya!

Koronavirüs, insanlığı, tam bir denetim/hesaplama yapmaları için uyandıran bir kuvvettir.

Tüm egoistik gelişimimiz, mağaradan ayrıldığı andan itibaren insanın tüm evrimi, ağaçlardan aşağı indi ve sadece egoizmin içinde olan bir maymundan farklı oldu. Ve şimdi, tarihte ilk kez, evrimimizin seyrini değiştiriyoruz.

Egoist metot kendini tüketti; o bizi Mısır’a getirdi ve haz alma arzusunun tam kölelerini yaptı. Ve şimdi, insanlık niyetini ihsan etmeye kaydırmalı, yani Mısır’ı İsrail toprakları için terk etmeli.

Şimdi tam değişimden önce bir dönüm noktasındayız. Bu tarihsel bir andır; ilk kez insanlık içinde manevi bir devrim var. İnsanlığın yüzünü değiştirecek, kaynağa geri döndürecek ışığı (ıslah eden ışığı) çekmek için çalışmalıyız. Sayesinde tüm insanlığın ilerlemeye başlayacağı, ışığı çeken o grup, o araç, bizler olmalıyız.

Yaradan’ı hedefleyen o kadar çok insan olmayabilir. Ama asıl mesele, söylendiği gibi, bağın temelini oluşturmaktır: “Benim için bir iğnenin ucu kadar bir yer açın ve ben sizin için üst kapıları açacağım.” Başka bir şeye gerek yoktur. İnsanlık tarafından, Yaradan için aramızdaki tüm alanda, sadece iğnenin ucundaki bir delik gibi küçük bir delik açmak gerekir ve bu sayede her türlü bağ açılmaya ve gelişmeye başlayacak ve ihsan etmenin manevi sistemine gireceğiz.

Geçmişe dönmeyeceğiz. Eski dünya öldü; o yok! Yeni bir dünyaya geleceğiz ve yeni insanlar olacağız. Tabii ki, bu bir kerede değil aşamalar halinde gerçekleşecek. Mısır’dan Çıkış’ın hikayesinde anlatıldığı gibi, Musa birçok kez Firavun’a gitti ve geri döndü. Bu kolay bir süreç değil ama çoktan başladı. Ve bu, Koronavirüs gerçek bir taca, Keter’e dönüşene kadar durmayacak ve bizi Yaradan ile tüm seviyelerde birden çok biçimde bağa getirecek. O bunu kesinlikle yapacak.

Bu nedenle, içinde bulunduğumuz zamanı anlamalı/değer vermeliyiz. İnsanlık bunu algılayamıyor çünkü bu süreci dünyanın yaratılışından gelişiminin sonuna kadar tarihin bütününde dikkate almıyor. Fakat görüyoruz ki her şey Kabalistik kitaplarda anlatıldığı gibi gelişiyor.

Yüz yıl önce, Baal HaSulam, Mesih günlerine yani devasa bir manevi gücün harekete geçmeye ve ilerlemeye başladığı zamana girdiğimizi yazdı.

Koronavirüs — Tek Bir Sorunun Etrafında Bir Araya Gelme Fırsatı

Her zaman hatırlamalıyız – bize olan her şey Yaratıcı tarafından gönderilir ve kendi iyiliğimiz için işler. Ancak Koronavirüs’le ilgili son olaylarda, Yaradan’ın elinin etkisi özellikle belirgindir. Yaradan ile bağ, sadece yaratılanların O’ndan bir şey istemesi veya O’nun kendisine yaptıklarından dolayı şükretmesi şartıyla mümkündür, ikisinden biri: istek ya da şükran. Aksi takdirde, yaratılışın daha yüksek bir güçle bağlantısı olmayacaktır. Bizler sadece bekleyiş koşulunda var olma fırsatı veren,  minimum aydınlatmayı alırız. Ancak böyle bir koşul ne yaratılanlar ne de Yaradan için arzu edilmez.

Bu nedenle, bizi Koronavirüs yardımıyla uyandırarak Yaradan’ın, örgütlenmemize ve O’na dönmemize yardımcı olduğunu anlamalıyız. Şimdi tüm insanlık Yaradan’a bilinçli veya bilinçsiz olarak dönüyor.

Yaratılışın alma arzusu ile Yaradan’ın ihsan etme arzusu arasındaki bağlantı bu şekilde güçlenir. Bu bağlantıyı en üst düzeye çıkarmamız, büyütmemiz, derinleştirmemiz ve en önemlisi bunu birlikte yapmamız ve ortak bir dua haline getirmemiz gerekiyor. Böyle bir dua tüm engelleri aşar ve Yaradan ile doğru ve gerçek bağı açar.

Daha önce var olan ancak, annesinin kollarında duran ve bunun farkında olmayan bir bebek gibi, hissedilmeyen bağı ifşa ederiz. Bu bilinçsiz doğal bir bağdır. Ancak çocuk büyüdüğünde, bağın kesilebileceğini fark ederek bu bağı güçlendirmeye başlar. Bir çocuk böyle büyür.

Manevi basamaklar boyunca, tüm gelişimimiz ve yükselişimiz, birbirimizle yakınlaşmamız, kendimizi giderek Yaradan’a dua, yakarış ve şükran için düzenlememiz gerçeğinde yatmaktadır. Bizim için en önemli şey olan bağımızı bu şekilde güçlendiririz.

Tüm hayatım, sadece Yaradan’la olan bağımın derecesine göre, az çok O’na ne kadar güçlü tutunduğumla belirlenir.   Hayatımda en değerli olan bu tek parametre etrafında dönmeye devam ederim.

Tüm nesillerin Kabalistleri tarafından, her şeye sadece dua gücüyle ulaşıldığı ve bir insanın bütün gün dua etmesinin iyi olacağı söylenmiştir. Neticede onlar, bağımızdan gelen anlayışla/uzlaşmayla, Yaradan’a bilinçli olarak dönmenin ne kadar önemli olduğunu ifşa ettiler. Tüm eylemlerimiz, kapsam açısından tartılmalıdır, bu da Yaradan’a dönmemize yardımcı olur. Bu, çalışmamızın tek sonucudur.

Sadece iki güç vardır: Yaradan ve yaratılanlar. Yaratılanlar, Yaradan’a her zaman ve tüm güçleriyle ulaşmalı, O’na dönmeli, talep etmeli ve teşekkür etmelidir. Şimdi Yaradan, Koronavirüsü uyandırıyor, Yaradan’a olan yakarışımıza daha fazla konsantre olabilmemiz için, kilit altında tutulmamızı, durmamızı, evde sessizce oturmamızı istiyor.

Bu yakarış, tüm gerçeklik, tüm dünyalar, tek bir Yaradan’a tek adam olarak yalvaran bu noktaya gelinceye kadar gittikçe daha fazla büyütmemiz gereken,  en merkezi yaratılış noktasıdır. Ancak o zaman aramızdaki bağa ve yapışmaya ulaştığımızı söyleyebiliriz. Yaradan’ın beklediği en önemli şey, birleşmiş yakarışımızdır. Bir milyar insan Yaradan’a bireysel olarak haykırsa veya bu milyar birbiriyle birleşip Yaradan’a yakarsa, o zaman bu iki yakarış arasındaki fark, bu dünya ve gelecekteki son ıslah dünyası gibidir. Ana şey ortak duadır.

Bu nedenle, bizlere, tek bir problemin etrafında birleşip, bununla Yaradan’a dönmek için yukarıdan bir fırsat verilir. Bu, yukarıdan uyandırılış sayesinde, birbirimizle ve Yaradan ile bağ kurmamızı sağlar. Bu bağ, yaratılanların kendileri pahasına ortaya çıkmamış olmasına rağmen yine de dikkate alınır ve genel ıslaha dahil edilir.

Virüs Neyi Ortaya Çıkarmakta?

Soru: Aktör ve müzisyen Arkady Dukhin, IAC televizyonunda konuştu ve şöyle dedi: “Biz aktörler, büyük bir mesafede uzaktık. Şimdi, iki metre yaklaşırsak, yeni bir şey olacak, yeni müzik, yeni sanat ortaya çıkacak, hayatta bir tür atılım hissedeceğiz. ”

Doğanın üst gücü neden iletişime geçti ve insanların şimdi konuşmaya başladıkları, mesafeye bağlı olarak farkı hissettikleri konusunda yeni bir dürtü verdi?

Cevap: Korona virüsü bize birbirimize nasıl davrandığımızı ifşa ediyor. “Birbirinizi sevmiyor musunuz? Yaklaşmayın, aksi takdirde kendinizi kötü hissedersiniz. ” diyor.

Bu, egoizmimizin daha keskin bir biçimde tezahürüdür. “Virüs” kelimesi “avera” kelimesinden, yani insanlar arasındaki iyi bağlantının ihlali anlamına gelir. Virüs budur.

Umarım insanlar bağımızı nasıl eski haline getireceklerini anlamaya başlarlar ve sonra virüs iyi bir şeye dönüşür. Dünyada kötü bir şey yoktur, hepsi onu uygulama şeklimize bağlıdır. Diyelim ki, atomik veya artıları ve eksileri olan, prensipte, uygulama olasılıklarında eşdeğer olan herhangi bir enerjiye benzer.

Kendimizi, bu virüsün olumlu bir niteliğe dönüşmesi ölçüsünde ıslah ettiğimizde, bunun yardımı ile birbirimize çok yakın olabileceğimizi ve aramızda bir üst dünya hissinin ortaya çıkacağını göreceğiz, yani  bedenin dışında var olabileceğimiz bir sonraki koşulu. Temelde,  virüsün bize verdiği ipucu budur.

Bağışıklık Sistemini Güçlendirme Formülü

Soru: Kabala açısından insan bağışıklık sistemi nedir ve rolü nedir? Bilim adamlarına göre, neden sadece bağışıklık sistemi virüsü yenebilir? Kişisel olarak bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için bir şeyler yapıyor musunuz?

Cevap: Sadece iyi düşünceler bağışıklık sistemini güçlendirebilir. Kendinizden ziyade tüm insanlığı önemsediğinizde, tüm virüslere karşı bağışıklık geliştirirsiniz.

Soru: Bu formül nereden geliyor?

Cevap: Kabala’dan.

Koronavirüs Sadece Başlangıç Mı?

Yeni 2019 Korona virüsü, COVID19, dev mega kentleri felç etti ve tüm dünyaya sızdı. Bana göre bu, sadece başka bir salgın değil, insanlığın içinde gerçekleşen küresel süreçlerin bir göstergesidir.

Dünyamız, sabit/değişmez değildir; o, gelişiyor ve olumsuz bir şekilde gelişiyor. Bu bir iklim veya salgın hastalık meselesi değil, onlar sadece sonuçlardır. Sebep, evrenin asıl meselesinde yatar: bizim egoist arzumuz. Bu daimi hareket makinesi asla durmaz ve bizler, bununla nasıl doğru çalışacağımızı hala öğrenemedik.

Kabala İlmi bize dünyayı daha derin bir perspektiften açar. O, göründüğü gibi değildir veya olmasını istediğimiz şey değildir. Bizler, değişmeyen, anlaşılabilir bir ortamda, tanıdık bir çevrede büyümeyi ve yaşamayı tercih ederiz, ancak dünya değişiyor ve onun yasaları dinamiktir.

Kaynaklarını kullandığımız sistem bir depo değildir; o, her şeyin birbirine bağlı olduğu canlı bir organizmadır. Rastgele dürtüler, ani patlamalar yoktur; onlar sadece bizim için anidir. Bazen hayvanlar bile yaklaşımlarını insanlardan daha iyi hissederler.

İnsanlar en gelişmiş canlılar olduğu için, genel sistemin kilit kısmı ve neredeyse onun tüm tepkileri şu ya da bu şekilde bizimden kaynaklanmaktadır. İnsan doğasındaki olumsuz değişiklikler, doğada olumsuz değişikliklere yol açar.

Ancak bu tek başına egoizmle ilgili değildir. Onun kendi içinde büyümesi, doğal ve programlanmıştır. Sorun şu ki, bunu telafi etmiyoruz, olanlara katlanıyoruz. Ya da öyle olması gerektiğine inanıyoruz.

Kabala’da bu telafiye, egoizmin zıt güçle dengelenmesine ıslah denir. Reddetmek acı çekmeye neden olur. Bu bağı görmesek bile, hala çalışır ve aslında virütik zararlarda şaşırtıcı bir şey yoktur. Evrenin sistemi aynıdır.

O, insan dengesizliğine farklı düzeylerde yanıt verir. Bu nedenle virüslere karşı mücadele, en iyi şekilde darbeyi yumuşatan, ancak durumu dramatik bir şekilde düzeltmeyen sonuçlara karşı bir mücadeledir.

Bu, kendimizdeki dengesizlikten kaynaklanan yeni salgınların önümüzde olduğu anlamına gelir. İnsanın içindeki olumsuz taraf hüküm sürdüğü sürece, huzur ve sükûnet umut etmek anlamsızdır.

Elbette kimseye ders vermiyorum. Gerçeklikten, ilişkilerimizden, şuan ki durumundan bahsediyorum. Kendimize karşı dürüst olursak, bizi birbirine bağlayan her şeyde zehir bulmak zor olmayacaktır. Bu zehri, ahlakla, yasalarla, siyasi doğrulukla, iyi reklamlarla, kurnazca ve basit kampanyalarla yapay olarak telafi etmeye çalışıyoruz.

Gerçekten içimizdeki iyinin galip geleceğini umuyoruz. Oysa bu, kendi kendini aldatmaktır. Kendi kurallarına göre hareket ederek, kişinin kendi doğasını dengelemesi imkânsızdır. Gerçek denge, kendini birliğe doğru yükseltmededir. Diğer her şey geçicidir.

Şuanda insandaki dengesizlik yeni bir seviyeye ulaşıyor ve doğa buna göre tepki verecektir. Sistemin vücuda bulaşan virüsleri durdurmayacağına inanıyorum. Yeni nesil virüsler, zihnimize ve psikolojimize bulaşacaktır. Onlar farklılıkları, aykırılıkları, sapmaları ortaya çıkaracaklar ve ahlaki, ideolojik ve sosyal düzeyde kolektif aşırılıklara ve psikozlara neden olacaklar.

Bugün bile, bu tür mutasyonlar dünya görüşünün, kültürünün ve bilimin farklı yönlerini kapsamakta, bilim adamlarını ve uzmanları tamamen temelsiz önermeler icat etmeye zorlamaktadır. Daha önce, bu tür olgular açgözlülük, iktidar özlemi ve basit aptallığa dayanıyordu ama şimdi bu, bulaşıcı delilik ile karıştı.

Her virüs, her hastalık, bir dengesizliktir, artı ve eksi arasında yanlış bir bağlantıdır. Kabala bilmi açısından, bir elektrik devresinde aynı role sahip olan, perde olmadan iki zıt arzunun kısa devre yapmasıdır. Sonuç olarak, zıtlar uyumlu bir şekilde etkileşime giremez ve sağlıklı bir yaşam sürdürme faaliyetini ve doğru gelişim sürecini sürdüremezler.

Aşırı uçlar arasındaki ayrışmanın zamanla artacağı açıktır. Giderek daha fazla davranış biçimini, aile yaşamını, cinsel dışavurumu ve kendini kimliklendirmeyi normal olarak kabul etmemiz tesadüf değildir. Şimdiye kadar temel yapının bu çarpıklıklarını bir şekilde kabul etmeyi ve kontrol etmeyi başarmaktayız. Bir sonraki aşamada, yeni nitelikte virüsler kontrolden çıkacak ve evimizde kaosa neden olacak.

Uzun zamandır, iki eğilim arasındaki dengesizlik kademeli olarak, yavaşça ortaya çıktı ve bunu değişen başarı dereceleriyle, sindirmemize izin verdi. Bununla birlikte, şimdi her şey değişti: gelişim hızı artıyor ve dengesizlikler keskin bir şekilde kötüleşti. Eğer onlarla sistematik olarak ve esas/öncelikli olarak ilgilenmezsek, zorluklarla başa çıkamayacağız ve en son çıkan virüsler için bir tedavi bulamayacağız.

Sonra onlar, atom ve hidrojen bombalarından bile daha büyük bir tehdit haline gelebilirler. Gerçekten de, zihni “hacklemek” ve insanları aciz bitkilere veya mantığı olmayan delilere veya kuklalara dönüştürmek yeterliyse, kitle imhaya gerek yoktur.

Genel olarak bizler, virüslerle değil doğanın farklı seviyelerine yansıttığımız, dengesiz bir varoluş biçimiyle savaşıyoruz. Bunun en çarpıcı örneği, etkilenen hücrelerin çevrelerini yemesine neden olan, kanserdir. Onkoloji olarak ortak evrensel tanımızdır.

İnsan benmerkezciliği ile doğanın özünde olan ihsan etme arasındaki dengesizliğin ne kadar tehlikeli olduğunu nihayet fark etmenin/anlamanın zamanı geldi. Bu potansiyel farkı içimizde dengelenmeli ve düzeltilmelidir. Bizler, karşıtların bir bütün haline gelmesi ve insanlığı gerçek bir dengeye yükseltmek için eksik olanı eklemeliyiz.

Bugün yapmadığımız her şeyi, yarın çok daha zor koşullarda yapmamız gerekecek. Sonunda, korkunç salgın hastalıklar ve diğer felaketler açıkça dengesizliğin kaynağı olarak insana işaret edecektir. Oysa şimdi bunu görmemizi engelleyen nedir?

Koronavirüs: İnsanlık Şaşkın Bir Durumda

Soru: Koronavirüsün manevi sonuçları olacak mı?  Şu an insanlık acı çekiyor, korkuyor ve henüz geniş kapsamlı sonuçlara ulaşmadı.

Cevap: İnsan hala şaşkın bir durumda: Nerede çalışacağım? Çocuklarım nerede okuyacak? Her şey nasıl gelişecek? Evde ne kadar kalacağım? vb. Daha bir çok soru vardır: Peki ya eşim, çocuklar? Onları nadiren görmekteydim ve şimdi sonunda çocuklarımı ve eşimi de tanıyorum.

Bu kolay değildir. Birkaç ay daha birlikte oturacağız ve toplum ile ciddi eğitim çalışmaları yapmazsak o zaman aileler dağılmaya başlayacaktır.

Not: Bunlar çok iyi tahminler değildir.

Yorumum: Ne yapabiliriz? Gerçekten, insanlar aniden küçük bir alan içinde bir araya geldiklerinde, yavaş yavaş birbirlerine egoizmin farklı yanlarını göstermeye başlarlar. Bunun üstesinden gelmek kolay değildir.

Ama her türlü seminer ve dersleri düzenleyeceğimizi, web sitemizde mümkün olan her şeyi göstereceğimizi düşünüyorum ve bu, bir darbeyi önleyecektir.

Soru: Ama karantinadayken insanlar nasıl birbirlerini öldürmemeye çalışacaklar?

Cevap: Tam tersi, insanları öyle eğiteceğiz ki aramızdaki fiziksel mesafe içsel, memnun edici, manevi bir bağa yol açacaktır ve insanlar Yaradan olarak adlandırılan yeni bir gücün ortaya çıktığını hissedeceklerdir.

Tora’da şöyle der: “Karı, koca ve onların arasında Yaradan.” Bu şekilde, Yaradan’ı, karı koca arasında bile keşfedebiliriz. Her şey aramızdadır.

Mevcut Durumla İlgili Benzersiz Olan Nedir?

Soru: İnsanlık daha önce de acil durumlar içinde bulundu.   Mevcut durumla ilgili benzersiz olan nedir?

Cevap: Bu benzersizdir çünkü insanlık tüm dünyada birbirimize tamamen bağımlı olduğumuz bir koşula ulaştı. Virüs tüm dünyada gelişti ve her ülkede konuşulmakta.

Her insan bunun kesinlikle onu etkileyebileceğini düşünüyor çünkü hepimiz tek bir entegre sistemde yaşıyoruz ve tamamen onun iyi olmasına bağlığız. Bu nedenle, ister ormanda, ister kumda, New York’ta veya Moskova’da nerede yaşarsanız yaşayın, yine de onu hissedeceksiniz.

Virüs, dünyanın her köşesine doğru kendi yolunu alacaktır. “Bana nasıl ulaşabilir? Issız bir adada yaşıyorum. Burada benden başka kimse yok. ” diyebilirsiniz.

Gerçek şu ki bu virüsler, bu kötü niyetli dalgalar, yoktan ortaya çıkarlar, kelimenin tam anlamıyla yoktan. Doğada yanlış bağlar sisteminde bulunan, normal organizmaların parçacıklarından, atomlarından ve moleküllerinden ortaya çıkarlar. Doğa onları virüs şeklinde üretir.

Bunlar dengede olması ve birbirlerine karşı doğru davranması gereken biyolojik organizmalardır. Ancak dünyanın her yerinde bizler, iyi ve kötü arasında, alma ve ihsan etme arasında korkunç bir ilişki yarattığımızdan dolayı, doğanın kendisinin onları böyle korkunç bir biçimde oluşturduğu anlaşılmaktadır. Bu virüsler, bulunamayacakları yerlerde bile ortaya çıkacaklardır.

Ve aksine eğer doğayı iyileştirmeye başlarsak, o zaman birden bire sanki hiç yoktan, 100 ila 200 yıldır Dünya’da bulunmayan birçok bitki ve hayvan türleri görünecektir.

Koronavirüs’ü İyiye Dönüştürmek

Soru: Koronavirüsün beklenen sonuçlarından olan, işsiz veya geçimsiz kalma nedeniyle büyüyen endişeyle nasıl başa çıkmalıyız?   Bunun manevi bağ ile ilişkisi nedir?

Cevap: Bence hiçbir sorun yaşamayacaksınız çünkü bu sadece sizin probleminiz değil, dünyadaki milyonlarca hatta milyarlarca insanın sorunu. Bu nedenle endişelenmenin bir anlamı yok.

Birçok kişinin zarar görmemesi için çeşitli önlemler alınacaktır. Savaş, veba veya küresel açlık sırasında olduğu gibi milyarlarca insanın acı çekmesi mümkün değildir. Genel olarak, bu insanlık için büyük bir sorun değildir. Koronavirüsünten kaç kayıp var? Küçük bir miktar. Yani bizler üstesinden gelebiliriz.

Ancak, bu tür durumları, birbirimizden ayrılmamıza/bölünmemize işaret ediyor olarak değerlendirmeliyiz. Birbirimize yakınlaşırsak, o zaman bu virüsü iyi hale getireceğiz. O,  iyi eylemlerini yapacaktır. Aramızdaki bağları yok etmek yerine, onları daha üretken, hassas, doğru ve insancıl hale getirecektir.

Twitter’da Düşüncelerim / 8 Mayıs 2020

Bu bizi iyi bir bağa doğru ittiği sürece yaradılış hedefine, egonun gücünün üzerinde tek insanlığa doğru ilerleyeceğiz.

Dünya Yaradan sevgisi alanında var olur. Biz, kendi egoist dünyamızı yaratmaya çalışıyoruz. Bunu yaparak, Yaradan’ı Firavun’a dönüştürdük ve ilk Mısır vebasını, Koronavirüsü aldık.

Asıl çare, bizi birleştirmesi, O’na yaklaştırması için Yaradan’a taleptedir.

Koronavirüs’ten kendimizi, aramızda ve Yaradan’la yakınlaşmadan, ilaçla tedavi etmeye devam edersek, bu harici çare bizi hastalıktan iyileştirmeyecektir – Yaradan’la olan farklılığımız.. Böylece hastalık geri dönecektir.

Pandemi küreseldir, insan ve her şeyi mahveden Ego’su dışındaki tüm doğa gibi bizleri de küresel, entegral olarak bağlı yapmayı amaçlamaktadır. Doğanın darbeleri bize doğru gelişim yolunu gösteriyor. Yürümeye başlar başlamaz doğa bize yardım etmeye başlayacak.

Gerçek ilaç, Yaradan’dan bizi anlaşmazlıktan birliğe yükseltmesi için güç istemektir. Kendimizi iyileştireceğimiz tek yol budur.

Sadece işkencenin nedenini anlayarak bunları düzeltebiliriz. Tıp bizi koronavirüsten kurtarmayacak ve hastalığın nedenine – Yaratan’a olan uyumsuzluğumuza – çare bulmayacaktır.

 

Koronavirüs Gelecekten Geliyor

Koronavirus, birbirimizle daha fazla bağ kurma zorunluluğuna yardımcı olacaktır.  Bu mantığa aykırı görünüyor çünkü görüyoruz ki insanlar arasında daha yakın bağların olduğu topluluklar virüs tarafından sert bir şekilde vuruldu. Bir virüs bizi ayırıyorsa, bağ kurmamıza nasıl yardımcı olacak?

Bizler egoistik arzular temelinde birleştiğimiz için bu meydana geldi. Ama birbirimize yardım etmek için, ortak bir akıl ve hissiyat, ortak bir anlayış ve edinim elde etmek için bağ kurarsak, o zaman bu virüsün üzerine yükseleceğiz.

Doğa, virüse bizi ayırma görevi vermedi.  Virüs bizi sadece egoist olduğumuz ve birbirimize zarar vermek istediğimiz için ayırıyor. Ancak bağ kurmak istersek, virüs bize karşı hareket etmeyecektir.  Ve o bu şekilde çalışmamaktadır.  Virüs, tek bir insan gibi birbirine bağlanmış insanlarda dahil, doğanın tüm zıt güçlerinin bir bütün halinde birbirine bağlandığı, evrenin genel yasasından gelmektedir.

Koronavirus sanki gelecekten, daha gelişmiş olduğumuz koşulumuzdan gelmektedir. Virüsün bizleri yarına doğru, tek bir doğaya ait olduğumuz ve tek kalp tek adam olmakla yükümlü olduğumuz birliğe ve anlayışa doğru ilerlettiği ortaya çıkmaktadır. Ve virüs, kesinlikle görevini yapacaktır.