Category Archives: Realite

Yaradan Bizi Yavaş Yavaş Islah Edecek

Eğer etrafta olan şeylerin içsel hissiyatları ve izlenimleri her gün yıkımı tamamlamaya daha yakın hale geliyorsa, günbegün doğru gerçeklik algısına nasıl ulaşabilirim?

Ben bunu yıkım olarak değil, Yaradan tarafından gerçekleştirilen ve bize kim olduğumuzu, ne olduğumuzu ve hangi durumda olduğumuzu düşünme fırsatı veren, manevi bir çalışma olarak görüyorum. Düşüncelerimizi henüz doğru yöne çevirmemiş olsak da, gerçek şu ki tüm dünyanın, ne olacağını ve neyin meydana geleceğini düşünüyor olunması, zaten büyük bir ıslahtır.

Yaradan bizi yavaş yavaş ıslah edecek. Bununla henüz hemfikir değiliz ama O, bunu da düzeltecektir.

Bir İşe Mi İhtiyacınız Var? Bağ Koçluğu Yapmayı Düşünün (Linkedin)

Eskiden sizin için doğru düğmeye basacak asansörcüler vardı.  Ve buzdolapları bulunmadan önce, büyük buz bloklarını kesip müşterilere teslim eden buzcular vardı. İş dünyası sürekli bir evrim geçiriyor ve bu günler, bu her zamankinden daha hızlıdır. Şu anda Koronavirüs sayesinde, bu nerdeyse anında çok çabuk hızlanmış ve artmıştır.

Temel/gerekli iş olmayan her şey, mücadele halinde ya da elenmenin çeşitli aşamalarındadır. COVID-19, işlerini kaybettikleri için insanları alışveriş yapma dürtüsünü kaybettikleri veya ellerinde olanı korumak zorunda oldukları noktaya kadar şok etti.

Yine de, biraz dinozor döneminin sonu gibi, eski “türlerin” ölümü yenilerine yol açar.  Kavramak zor olabilir, ancak bu süreç zaten gerçekleşiyor.  Bir sürü yeni meslekler var ve bunların çoğu tek bir alana ait olacak: insan bağları.

Daha önce akıl hastalıkları, DEHB ve çeşitli davranış anomalileri ile uğraştık.  Umutsuzca parçalanmış ilişkileri düzeltmekle uğraştık ve zorbalığa karşı savaştık.  Ama bunlar yarın ortaya çıkacak olan meslekler değil.

Yarının insan bağlarının/ilişkilerinin uzmanları; ortaya çıkan medeniyetin – insanları birbirine bağlı ve bağımlı bir insanlık- kurallarına meraklı insanlar olacak. Bizler asla bütün insanlık için sorumluluk hissetmedik, ancak bugün daha azına razı olabiliriz ve bunu nasıl başarılı bir şekilde yapacağımızı öğrenmemiz bilgi ve beceri gerektirir.

İnsan ilişkilerinin koçları, onlu bir grubu ya da tamamen yabancılardan oluşan bir grubu alıp, birbirlerine karşı bir yakınlık hissetmeyen,  bazen de karşıtlık hissedenleri, bir saat içinde en iyi arkadaşlara dönüştüren, insanlar olacaktır. İntegral Eğitim (IE) uygulayacak olan bu koçlar, herkesin aynı şeyi yapma yeteneğini veya arzusunu tehlikeye atmadan, kendilerini rahat, kabul edilmiş ve kendilerini tam olarak ifade edebilmelerine nasıl yardımcı olacaklarını bileceklerdir.

Bu eğitimlere katılacak insanlar, tam potansiyelinizi gerçekleştirmek istiyorsanız, bunu, ancak her biri ortak bir hedefin- grubun birliği- başarısına azami katkıda bulunan, diğer insanlarla birlikte çalışırsanız yapabileceğinizi göreceksiniz.

Spor takımları, şampiyon olmak istiyorsanız, takımın iyiliği için kendinizi feda etmeniz gerektiğini bilir.  IE (integral eğitim) farklıdır. Hiçbir şeyden fedakârlık etmezsiniz ve her zaman verdiğinizden on kat daha fazlasını alırsınız.  Ve bunun en iyi yanı, IE’de kaybeden olmamasıdır;  herkes kazanır çünkü birlik ancak herkes herkesin başarılı olmasını istediğinde elde edilir.

Aramızda bu yaklaşımı hiç denemedik, ama şimdi başka seçeneğimiz yok.  İnsanlık, benmerkezci bir zihniyetten, işbirlikçi bir zihniyete geçiş aşamasına ulaşmıştır ve başkalarına yardım edecek olanlar, dünyanın en mutlu ve en meşgul insanları olacaklardır.

Hayatın Gerçek Değerini Anlamak

Soru: Koronavirüs, bir yandan insan yaşamının değerinin ne kadar büyük olduğunu, diğer yandan, ona bir darbe vurmanın ne kadar kolay olduğunu gösterdi. Bu iki karşıtlık nasıl birbirine geçmekte?

Cevap: Hayatta her zaman olan şey budur. Bir yandan paha biçilemez; öte yandan, değersizdir. Bu paradoksu çözemeyiz çünkü yaşamın gerçek değerini anlamıyoruz.

O, hayvansal seviyede değil, maddesel seviyeden daha yüksek olan manevi seviyede bulunur çünkü o, sonsuz ve mükemmeldir. Sadece orada hayatlarımızı ve özlemlerimizi karşılaştırabilir, ilişkilendirebilir ve tartabiliriz.

Dünyevi yaşamımız hakkında gerçekten hiçbir şey bilmiyoruz. Eylemlerimizin anlamını ya da tutumlarımızın anlamını bilmiyoruz. Bize gerçekten ne olduğunu bilmiyoruz. Bize sanki yaşıyoruz, kalkıyoruz, işe gidiyoruz, eve gidiyoruz, hobilere sahip oluyoruz ve çocukları büyütüyoruz gibi geliyor. Bu hayatta ne yapıyoruz? Hiçbir şey.

Sadece, eğer hayatın anlamını ciddi bir şekilde bilmek ve buna dayanarak ve ona göre hayatımızı inşa etmeye başlamak istiyorsak, o zaman gerçekten var olduğumuzu söyleyebiliriz.

İki Realite Nasıl Birleştirilir

Soru: Bir sonraki gerçeklik algısındaki bir Kabalist, mükemmel gerçekliği, ıslah olmamış, bütünleyici olmayan, kötü, dünyevi bir gerçeklikle nasıl birleştirir?

Cevap: Kabalist bunu kendi içinde birleştirir. Biz insanlar her iki dünyada da var olan özel canlılarız: mükemmel bir üst dünyada, bütünsel bir sistemle birleşmeye girebildiğimiz ölçüde ve aynı zamanda dünyamızda, egoist dünyamızdan hala çıkamayacağımız ölçüde.

Dünyamızı kötü ve berbat olarak düşünmeyin. Bu, realitenin dilinde, sadece içimizde var olan özel bir sistemdir. Sadece içimizde algılanır.

Bu nedenle, sadece kendimizi ıslah etmeliyiz. Subjektif olarak dünyamız olarak algıladığımız hiçbir şey yoktur. Bize gerçek gibi görünen şey bizim içimizde vardır. Sen benim içimde var olmaktasın, ben de senin. Bu, genel resmin algısını biraz karmaşıklaştırır, ancak genel olarak bu böyledir.

Dünyaya Karşı Tutumunuzu Değiştirin

Yorum: İnsanlar iyi duygular ve özgecil sevgiyi kullanma eğilimindedir.

Cevabım: Gerçekten, insanlar bu niteliğe sahiptir. Herkesi kendileri için kullanmak istedikleri açıktır. Ancak bu aynı şeyi yapmamız gerektiği anlamına gelmez.

Eğer hayvansal yaşamının üzerine çıkmak ve bana verilen yıllar boyunca sadece bu hayvansal bedende var olmak istemiyorsam, bedenim varlığını sona erdirmeden önce sonsuzluk, mükemmellik, tüm doğanın algılanması seviyesine şimdi ulaşmak istiyorsam, o zaman dünyaya karşı tutumumu değiştirmeliyim.

Tamamen egoist nedenler için olsa bile, bunu yapmalıyım.

Soru: Bir kişi egoizmini özgeciliğe dönüştürmeden önce kaç yıl geçmesi gerekir?

Cevap: Bu kişiye ve içinde yaşadığı zamana bağlıdır. Zamanımızda, oldukça hızlı olabilir, 5 ila 15 yıl – ama bunlar yıllardır! Onlar yine de yıllardır.

Ne istiyorsunuz? Neden bize veriliyorlar? Hayatınızın sona yaklaştığını hayal edin. Ne için yaşadınız? Tüm iyiliği ve kötülüyü hissetmek için mi? Sonra ne olacak?

Bu nedenle, yılları,  tam olarak ilerlediğiniz hedefe ulaşmak için kullanmanız gerekir.

Kabala, Üst Dünyanın Fiziğidir

Soru: Egoizmim büyüdükçe ve ışığın etkisi azaldığında, kendimi düşüş içinde bulurum. Ve tersi, ışık egoizmimi kapladığında, yükseliş gerçekleşir. Bu fiziğe mi benzer?

Cevap: Kesinlikle, bu fiziktir! Ancak bizler bunu hesaba katmak istemeyiz. Kendimizi duygularımıza veririz. Ve genel olarak, bu mutlak bir gerçekliktir. Kabala her şeye sahiptir: formüller, grafikler ve diyagramlar. Kabala, tüm diğer bilimlerin, doğanın niteliklerinin ve eylemlerinin temelidir.

Soru: Bu, cansız, bitkisel ve hayvansal doğaya bakıp, tüm yasaları oradan almanın ve sadece onları insan toplumuna uygulamanın mümkün olduğu anlamına mı geliyor? Ve yapılacak doğru şey bu mu?

Cevap: Nispeten, ama her şeyi değil! Çünkü cansız, bitkisel ve hayvansal seviyeler, bizim hayvansal kısmımızdır ve insan kısmımız, Kabala bilimi ile edinilir.

Yorum: Fizikte, evrendeki fiziksel bedenler arasında net etkileşim kuralları vardır. Ve insan toplumunda iletişimimizin net yasaları yoktur. İnsanlar birbirleriyle nasıl düzgün etkileşime gireceklerini bile bilmiyorlar.

Benim Cevabım:  Ne yazık ki, dünyamızda İnsan (Adam) seviyesine hitap eden böyle bir bilim yoktur.

Soru: Belki bir tür evrensel yasa vardır?

Cevap: Evrensel yasa mı, elbette bir tane var, ama o sadece Kabala’da öğrenilir. İnsanların doğru etkileşimlerinin ve onların cansız, bitkisel ve hayvansal doğayla,  Yaradan’la olan ilişkisinin yasasıdır. Kişinin egoizminin üzerine çıkması ve sadece negatif bir güçle değil, aynı zamanda pozitif bir güçle de çalışması gerçeğinden oluşur.

Bizim egoizmimiz negatif bir güçtür. Bizleri zorlar ve sadece bu dünyadan, var olan her şeyi almaya doğru iter. Ve Kabala bilimi, her iki gücün eşit olması ve birbirini dengelemesi için,  bunu ihsan etme niteliğiyle dengelemenin ne şekilde mümkün olduğunu açıklar. O zaman dengede olacağız. Başarmamız gereken budur.

“Koronavirüs Modern Kültürü Nasıl Etkileyecek?” (Quora)

Koronavirüs yeni bir zamanda, birçok değişiklikle yeniden geri döndü ve bu değişiklikler de yeni bir kültür biçimi gerektirecektir.

Koronavirüs dönemi, sosyal mesafesi ve evde kalma emirleriyle,  yaşamda vazgeçilmez olanı ve olmayanı, yaşamsal olan şeyleri nasıl güvenceye alabileceğimizi ve yaşamın zorunlu olmayan yönlerini bir kenara bırakmamız gerektiğini vurgulayarak, yeniden değerlendirmemizi sağladı, ayrıca kültürümüz de büyük bir yeniden düzenlemeye maruz kalacaktır.

Örneğin, iyi görünüm ve cömertlik tasvirleriyle sosyal medya şöhretliğine yükselen yıldızların, genel olarak insanlar daha anlamlı etkileşimler arayacağı için, şöhretlerini kaybedecekleri bir gelecek kültürü bekliyorum.

Ayrıca, önde gelen kültürel figürlerin, topluma son derece katkıda bulunan ve bölünme üzerinde birlik değerlerini koruyanların, insanların başlıca örnekleri olacağı bir gelecek görüyorum.

Sanatçılar, müzisyenler, yazarlar ve medya yaratıcıları, öncelikle insan toplumu arasında birliği canlandırmayı ve ilham vermeyi amaçlayan öğeler yaratacaklar.

Sanat, film ve müzik yaratmaya yönelik parasal teşvikler azalacak, ancak sosyal teşvikler artacak ve kültürel figürler şu anda olduğundan çok daha verimli ve daha mutlu sosyal yaşamların tadını çıkaracak.

Kısacası, yeni bir kültür, nihayetinde kendimize fayda sağlamak için başkalarına fayda sağlamayı yeniden ön planda tuttuğumuz, yeni bir paradigma değişimine sığacaktır. Öncelikle kişisel çıkarlarını yerine getirmek isteyen yaratıcıların kültürü yerine, herkesi olumlu bir birleştirici atmosfere çekecek yeni bir kültürün çiçeklendiğini göreceğiz.

Yeni Hayat 1071 – İnsan Beyinleri Arasındaki Bağlantı, 2. Kısım

Dr. Michael Laitman, Oren Levi ve Yael Leshed-Harel ile söyleşide.

Hepimiz doğal olarak tek bir sisteme bağlıyız ve tüm beyinlerimiz tek bir beyne bağlıdır. İki veya daha fazla insan beyni arasında senkronizasyon, ortak bir arzu gerektirir. Bir insanın düşüncelerini ve arzularını telepati yoluyla etkilemek mümkündür. Bir kişinin düşüncelerini okumak için onu çok sevmek ve kişinin kalbi ve ruhu ile iletişim kurmak gerekir. Sevgi kişinin sözde bilgisayarının şifresini çözer ve sınırları ortadan kaldırır. Sadece karşıtlar arasındaki bağlantıda yeni bir şey üretebiliriz.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1071-insan-beyinleri-arasindaki-baglanti-2-kisim/

Hepimiz Veren İnsanlar Olacağız

Facebook Sayfamdan, Michael Laitman, 4/18/20

Realiteye bakmanın iki seviyesi vardır: kendi gözlerimden ya da genel halkın gözünden. Dünyaya kendi gözlerimle baktığımda, tek gördüğüm kendi ihtiyaçlarımdır ve tatmin etmek istediğim şey budur. Dünyaya halkın gözünden baktığımda, neye ihtiyaçları olduğunu görürüm ve onlara ulaşmalarına yardımcı olmak için çabalarım.

Doğamız gereği, dünyayı kendi gözlerimizle görerek, yalnızca kişisel bakış açısıyla doğarız. Yine de, eğitim ve sebatla, kendimizin üzerinde yükselme ve dünyayı genel halkın gözünden görme gücüne sahip olabiliriz. Bunu yapma gücüne “ihsan etme gücü” denir ve bize getirdiği kolektif algıya “mantık ötesi inanç” denir. Yavaş yavaş bunu hepimiz başaracağız.

Bizim Dünyamız Siyah Bir Noktadır

Soru: Siz diyorsunuz ki bizim dünyamız yoktur. Hangi anlamda o mevcut değildir ve neden? ‘’hayali ‘’ ne demektir ve bu kimin yanılsamasıdır?

Cevap: Bu bizim yanılsamamızdır. Gerçeklikte, bizim dünyamız mevcut değildir.

“Gerçeklikte’’ ne demektir? Gerçeklikte var olan tek şey ihsan etme niteliğinde;  bizim dünyamız yoktur.

Bizim dünyamız alma niteliğidir ve bu salt bencilliktir. Ve dünya kendi başına mevcut değildir, o amaçlı olarak hayali ve aldatıcı bir şekilde yaratıldı, bu yüzden bizler onun içinde kendi gerçek manevi gelişimimizin başlangıç noktasında yaşıyoruz, böylece bizler manevi dünyaların ve gerçek var oluşun dışında bulunmaktayız

Bizim dünyamız sadece siyah bir noktadır.