Category Archives: Grup

Karşılıklı Garantiyi “Tutmak”

Soru: “O’ndan başkası yok” ilkesinin önemini sürekli geliştirmeli/işlemeli miyiz?

Cevap: Eğer gruptaki dostların hiçbiri Yaradan’ı, koşullarının temel nedeni olarak görmeyi unutmamaları gerektiğini düşünürse, o zaman gerçekten birbirinize yardım edeceksiniz.

Bu safhaya karşılıklı garanti denir; bu, kendimizi “Ondan başkası yok” düşüncesinde tutup sadece mekanik olarak birbirimize yardım etmeyi istememiz gerçeğinden başlar. Aynı zamanda, her birimiz diğerini düşünürüz.

Hepimiz birbirimizle ilgili bu şekilde düşündüğümüzde,  karşılıklı garantiyi “tutarız” ve bu işe yarar. Bu durumda, grubun her üyesi, Yaradan’ın kendi düşüncelerinin ve duygularının kaynağı olduğunu daha sık hatırlar ve birbirleriyle tek bir ağa bağlanmak için biçimlenmeye başlarlar.

Sürekli olarak dostlarımıza, karşılıklı olarak birbirimize dahil olduğumuzu ve Yaradan’a bağlı olduğumuzu hatırlatmada yardımcı olarak, Yaradan’ı ortak kaynağımız olarak tanımlamaya çalışırız. O zaman, her birimiz diğerine öyle bir şekilde bağlanır ki Yaradan’dan gelen işaretler her birinden diğerine geçer.

“Turning On” Mutual Guarantee

 

Sevginin Tüm Kıvılcımlarını Toplayın

Baal HaSulam, Mektup 13: Bu sana dost sevgisinde çalışma ricamı ihmal ettiğin için oldu, sana her şekilde açıkladığım gibi bu çare tüm hatalarını düzeltmen için yeterlidir. Ve eğer cennete yükselemezsen o zaman sana yeryüzü için çalışma veririm. Neden bu çalışmaya ekleme yapmıyorsun?

Kişi sürekli olarak Yaradan’a yönelemez ve duygularının ve düşüncelerinin temeli olarak sürekli olarak O’na doğru, çaba gösteremez. Ancak, dostlar sizi bu seviyeye yükseltebilir ve o zaman Yaradan’dan ayrılmamak için, büyük çaba sarf etmeniz ve aşırı içsel gerginliğe sahip olmanız gerekmeyecektir çünkü grup sizi destekliyor olacaktır.

Ancak, ilkönce bunu bir süre kendi başımıza yapmaya çalışmalıyız. Daha sonra kişi, grubun yardımıyla kolayca ve hatta çaba sarf etmeden bu sorunu çözebileceğini fark edecektir: grup sizin için çalışacak ve siz de grup için. Bu çok daha kolaydır.

Baal HaSulam, Mektup 13: İçindeki büyük şifaya rağmen bilmelisin ki, gruptaki herkesin içinde kutsallığın pek çok kıvılcımı var. Tüm kutsallık kıvılcımlarını kardeşler olarak sevgi ve dostlukla bir yere topladığınızda, bir süre için kesinlikle yaşamın ışığından kutsallığın çok yüksek bir seviyesini edinirsiniz, ben bundan tüm dostlara mektuplarımda bahsetmiştim.

Kutsallık, dostlar arasında ortaya çıkan ihsan, sevgi ve karşılıklılıktır çünkü bu manevi bir niteliktir.

Collect All The Sparks Of Love

 

Yaradan’dan Ne İstemeli?

Baal HaSulam, Mektup No.27: Yaradan’a, gerçeğin yolunda yürürken sana yol göstermesi, yol boyunca tüm engellerden koruması ve yaptığın her şeyde başarıya ulaşmanda yardım etmesi için dua ediyorum.

Kalp ve akılla, özlem ve duayla ilgili sana göstermiş olduğum yolu titizlikle izlemelisin, sonrasında Yaradan kesinlikle bizi başarıya ulaştıracak ve çok yakında ruh ve beden olarak bu dünyada ve gelecekte birleşeceğiz.

Her öğretmen, öğrencilerini Baal HaSulam’ın yazdıklarına dair hazırlar. Bizim tarafımızdan bir talep olmalı. Talep, duadır.

Ben, sürekli olarak Yaradan’la bağda olmayı, içimde O’nun eylemlerini hissetmeyi istemeliyim ki hepimiz O’nu ve O’nun onluyla ilgili, grupla ilgili eylemlerini hissedelim.

O’ndan, bana bu onluda, bu grupta bir yer göstermesini ve onlara dahil olduğumu hissetmeme izin vermesini talep ederim, böylece aramızdaki tüm mesafeleri doldururken Kendini aramızda ifşa edecektir.

Talebimin nihai amacı, O’nun bizi tamamen birleştirmesi ve doldurmasıdır. Bu birincil öneme sahiptir. Böylece, yavaş yavaş kişi, “Ben, grup ve Yaradan birdir” koşuluna gelene kadar grupla ve Yaradan ile bağ kurar.

What To Ask The Creator

 

Üst Dünyanın Dualitesi

Soru: Yaradan’ın büyüklüğünün, en küçük derecesini bile kişisel bir edinim olarak gizlemek istediğimde, arzum ile grubun arzusunu nasıl birleştirebilirim? Paylaşmak benim için çok kişiseldir.

Cevap: İlerlemenin en iyi yolu tüm arzularınızı, sahip olduğunuz her şeyi bırakmak, sadece ondan güç almak, gruba girmek ve grup vasıtasıyla Yaradan’a dönmeye çalışmaktır. Sanki siz bir yetişkinmişsiniz ve onlar küçük çocuklarmış gibi, dostların tüm özlemlerini gruptan alın.

Onlardan toplamanız gereken ve sonra Yaradan’a, onları koruması, yükseltmesi, doğru düşünmeye yönlendirmesi için ki böylelikle Kli (kap) – Yaradan’ın ifşa edileceği bir yer- oluşturmak için nasıl birbirlerine bağlanmaları gerektiğini, ortak bir bağda nasıl yükselmeleri gerektiğini hissetmeleri için, yakarmanız gereken şey budur. Bunların hepsi, O’na memnuniyet vermek için olmalı ve aynı zamanda O’na haz vererek de siz memnun olmalısınız.

Her zaman iki düzeyde hareket ederiz: egoizm ve Yaradan’ı memnun etmek için egonun üzerinde bağ kurma, birleşme ve mutluluk. Bu iki düzey üzerinde net bir şekilde çalışmalıyız.

Daha sonra, ışığın hem parçacık hem de dalga kuramının çalıştığı, üst dünyanın dualitesine nasıl çıktığınızı hissedeceksiniz. Yani ışık, içinden geçen elektronları gözlemleyip gözlemlemediğinize bağlı olarak, dalgalar veya parçacıklar olarak algılanır.

Realitede, manevi dünyadaki her şeyin bir olduğunu göreceksiniz. Sadece egoizmimiz onu farklı seviyelere böler. Bu nedenle, her seviyede farklı görüşler, arzular, kombinasyonlar, dünyamızı ortadan kaldıran her şeyi elde ederiz; ama bu kesin olarak demektir ki bir sonraki, daha yüksek seviyede mükemmelliği algılayacağız.

The Duality Of The Upper World

 

Gruptaki Tüm Koşullar İyidir

Soru: Oldukça sık, ilk his bir şey söyler ve sonra zihin devreye girer ve hissi düzeltir. Yaradan için çalışan kişi hangisini dinlemelidir?

Cevap : Manevi yolda, bir taraftan diğer tarafa fırlatılırız ve her türlü koşullardan geçeriz: hayal kırıklığı, haz, doyum, yıkım, dostlarla etkileşim ve onlardan, yalnızlığa doğru bağını kesme vb.

Bu, kişinin tüm bunları hissetmesi için gerekir. Kişinin, bunlardan Yaradan’la temas noktasını seçmesi için, kasıtlı olarak böyle koşullardan geçer. Her şeyden önemlisi kişi, böyle koşullarda kalmamalıdır.

Grupta geçirdiğimiz tüm koşullar iyidir. Onlar, manevi gelişime yol açarlar. Yarısı boş ve gereksiz gibi görünseler bile, öyle değillerdir. Bu nedenle, siz ve dostlarınız arasındaki bağa mümkün olduğunca çok zaman ayırmaya çalışın.

Mesela ben, her gün ders veririm, tweetler yazarım, soruları cevaplarım, blog yazıları yazarım vb. Bundan dolayı ilerlerim.

Yaptığım işte özel olan nedir? Yeni başlayanların sıradan sorularına cevap vermekteyim vs. Yine de, diğer ruhlarla olan bağları vasıtasıyla onların yükselmelerine ve bağlanmalarına yardım ederim – kesinlikle her birimizin gelişmesi böyledir.

All States In The Group Are Good

 

Egoizm Üzerinde Hâkimiyet

Soru: Onluda çalışırken egoizm ne hisseder?

Cevap: Onludaki her birey, kendi egoizmini geri çeker ve diğer dokuz dostuna yönelik ihsan etme ve sevgi niteliğini hedefler. Buna “ilk dokuz Sefirot” denir. Onuncu Sefira (egoizm), aşağı iner.

 

 

 

 

 

 

Sonunda anlaşılır ki aramızda, nitelikleri ile Yaradan’a eşit olması gereken bir ağ inşa ederiz.

“O’na eşit” ne demektir? Kendimden çıktığım ve onlu içerisinde dostlarımla bağda, bir ya da iki birim yükseldiğim ölçüde, bu benim manevi seviyemdir. Bu dereceye kadar Yaradan’ı edinirim ve Nefeş, Ruah, Neşama, Haya ve Yehida’nın ışıklarını ifşa ederim.

Soru: Aynı zamanda, hislerimde onu kaybetmeden, kendimi sürekli egoizmden uzaklaştırır mıyım?

Cevap: Evet. Egoizm seviyesine (1, 2, 3, 4 veya 5) bağlı olarak, Yaradan’ı, O’nun ruhtaki gücünü edinirim. Yaradan ışıktır ve kendi içindeki tüm sistem bir ruhtur.

Ego ne kadar fazlaysa, ben de o kadar onun üzerine yükselirim; egoya kesinlikle ters bir biçimde, onu dostlarımla bağ kurmak için kullanırım ve bu ölçüde Yaradan’ı ifşa ederim. Sistem böyle düzenlenmiştir. Bizler birlikte çalışmalıyız. Bütün sorun uygulamadadır çünkü bunların hepsi içimizdedir.

Domination Over Egoism

 

Bireyselliğimizi Nasıl Kullanabiliriz?

Soru: Kişi, kendi bireyselliğini grup ve ilerleme yararına nasıl kullanabilir?

Cevap: Grupla çalışmaya başladığınızda, niteliklerinizin nasıl açıkça dostlara karşı/ters olarak yönlendiğini görürsünüz. İçinizde onlarla bir şekilde bağ kurabilecek hiçbir şey yoktur.

Sizler tamamen farklısınız, birbirinizden uzaksınız. Birbirinizle karşı koyar ve birbirinizden nefret edersiniz. Birbirinizle bağ kurma olanağınızın olduğu yer, kesinlikle burasıdır. O halde öyle olsun.

Soru: Kişi, bunu ıslah olmamış koşulundan yaparsa, grubun, dostların, öğretmenin ve Kabala hakkındaki algısının gerçek olduğunu nasıl doğrulayabilir?

Cevap: Bu önemli değildir. Grupla ilgili olarak çalışmaktasınız, bu nedenle yalnızca dostlarınızla ilgili kendinizi kontrol edin. Endişelenmeyin, bu sabit/yerleşmiş bir metodolojidir. Bu yaratılışın gerçek amacından, aramızdaki bağdan gelir. Başarısız olamaz. Genel itibariyle, dünyada onun dışında hiçbir şey işlemez.

How Can We Use Our Individuality?

 

Onluda Bir Sorunu Nasıl Çözebilirsiniz?

Soru: Eğer onluda birlik olmadığı ortaya çıkarsa ve ortak bir görüşe varamazsak, bir sorunu nasıl çözeriz?

Cevap: Hiçbir şeyi çözmenize gerek yoktur. Birbirinizle çalışmaya ve Yaradan’a dönmeye devam etmelisiniz. Bırakın sorunlarınızı O çözsün. Kendi kendinize neyi çözebilirsiniz? Hanginiz o kadar zeki? Ben kimseyi göremiyorum.

Sadece Yaradan tüm sorunları çözebilir.  O, onları verir, ama size sorunların kaynağı dostlarınızdan biriymiş gibi gelir. Hiç de böyle değildir. Tüm sorunların kaynağı, Yaradan’dır. Bu konuda şöyle yazılmıştır: “Ben ilk ve son olanım.” O’na dönün.

Soru: Her dost, O’na bireysel olarak mı yardım için başvurmalı, yoksa hepimiz birlikte mi yapmalıyız?

Cevap: Birlikte daha iyidir.

Grupta bazı problemlerin ortaya çıktığını varsayalım. Bunu çok fazla tartışmayın, ancak basitçe birlikte Yaradan’a dönün, böylece O, sorunu çözecektir. Ve sorunu çözüp çözmemesi sizin için önemli değilse, daha da iyidir. Sizin için önemli olan şey, bu problemin üzerinden O’na dönebilmenizdir.

Eğer bu sorunu, O’na dönmek ve bunun vasıtasıyla Kendisi’ne inatla yapışmak için bir sebep olarak görürseniz, sorunun ortadan kaybolduğunu göreceksiniz. Sorun, sadece bunun için ortaya çıkmıştır.

How Can You Solve A Problem In The Ten?

 

Yaradan’a, Grup Aracılığıyla Hitap Edin

Soru: Gruba dahil olmanın anlamı nedir? Kişi, bu konuda başarılı olup olmadığını kontrol edebilir mi?

Cevap: Birincisi, bu, herkesi bir araya getirmek ve bu bağlamda Yaradan’ı ifşa etmek için gruba olan talebinizin sıklığına bağlıdır.

İkincisi, tüm engellerin üzerinde Yaradan’a kişisel olarak, kendisinden mi dönüyor, yoksa gruba dönüyor ve grup aracılığıyla Yaradan’a mı hitap ediyor? Bunlar farklı şeylerdir.

İlk başta, Yaradan’a bireysel olarak hitap ederiz çünkü bu çok daha kolaydır. Bu tür uygulamalar sürekli olmalıdır.

Daha sonra, aşağı yukarı bir alışkanlık haline gelirler ve bunu sürekli hatırlayarak, sanki kişi Yaradan’a otomatik olarak bağlanır gibi ve her saniye bir dur-başla hareketidir: “evet-hayır, hayır-evet”. Eğer kişi sürekli olarak bu titreşimli ritimle çalışırsa, kişi Yaradan’a grup aracılığıyla bağlanmış olur.

Kişi kendini gruba bağlar, onunla ilerler ve diğerlerinin, dostları “nehrin akıntısı” ndan (Hassadim Işığı ile ilgili) veya “zindan”dan (Hohma Işığı ile ilgili) çıkarmasına yardımcı olur.

Address The Creator Through The Group

 

Onlu — Orada Ruhumu Bulurum

Yaradan sürekli gerçeği benden gizler ve bana O’nu unutmama neden olan çeşitli olaylar gösterir. Bu nedenle, Yaradan kaybolur ve kendimi ve bu dünyayı görürüm; ancak her seferinde kendi gerçekliğimi, hakikate zorla geri getirmem gerekir. O’nun yaptığı her şeyin ötesinde, her şeyi ıslah olmuş forma geri döndürmem ve kendimin ve dünyanın her koşulunun, Yaradan tarafından düzenlendiğini belirlemem gerekmektedir.

Yaradan, sanki hepsini O yapmamış gibi kafamı karıştırır. O’nu her şeyin başına getirmek zorundayım. Hayal dünyası, hayali benlik, tüm bu yanılsamayı yaratan Yaradan’dır. Benim için en iyisi, Yaradan’ın, olan her şeyi yönettiğine karar vermektir. Buna ‘iyi’ denir. Bana olumlu hissiyatlar verdiği için değil, O’nu hükümdar yapmayı başardığım için, O’nu Kral olarak yükseltmekten mutluyumdur.

Gerçek şu ki, Yaradan, her şeyi yönetir ve bunu hislerimde hoş ve nahoş koşullar olarak nasıl algıladığım benim için önemsizdir.

Bir kişi kim olduğu, nereden geldiği ve neden yaşadığı gibi tüm temel soruların cevaplarını bilmek isterse, o zaman bu zaten insan derecesinin başlangıcıdır. Bir hayvan neden hayatta olduğunu sormaz. Bunun hakkında düşünmek istemeyen birçok insan da vardır çünkü  “ne kadar az bilirseniz o kadar iyi uyursunuz”.

Kişi bu hayatta başarılı olmak ister: öğrenmek, bir meslek edinmek vb. Bununla birlikte, bu yaşamın neden bize verildiğini, amacının ne olduğunu, insanın neden yaratıldığını bilmesi gerekirse; ne kadar araştırırsa araştırsın, bu hayatta cevabı bulamayacaktır. Biyologlara, zoologlara, fizikçilere dönebilir ve kimse ona cevap veremeyecektir.

Bilim adamları, maddenin nasıl çalıştığını bilirler. Yine de, maddenin niçin var olduğu, onlar için bilinmezdir; çünkü cevap yukarıdadır, maddenin yukarısında bir sonraki derecede, onun yaratılışından önce olan şeydedir. Eğer bu sorudan rahatsız olursam, o zaman bunu çözmem gerekir çünkü bu benim hayatımı mahvetmektedir. Ne için olduğunu anlamıyorsam, neden bu hayatı araştırmalıyım ki?

Sonunda, kendimi, yeni bir gerçeklik algısı seviyesine göre geliştirmem gerektiğini fark ederim. Eğer gerçekliğin derinliğine girebilseydim, onun sebebini veya kökünü ifşa edebilirdim. Sonra, Kabala Bilgeliği’ni bulurum. Beni yönlendirenin, Kendini ifşa edenin, hangi yöne gidileceğinin ipuçlarını verenin, olayların arkasındaki Yaradan olduğu açıktır.

Kişi, böyle bir çaba gösterdikten sonra, Yaradan ifşa olur. Burada katı yasalar vardır: Nicelik ve nitelik bakımından çabanın ölçüsüne ulaşılır ulaşılmaz, ne kadar yatırım yaptığımıza göre daha yukarı kökü ifşa ederiz. Daha fazla çaba, daha büyük ifşadır. Üst taraftan, gizlenme yoktur; gizlenme bizim yetersiz çabamızdan ileri gelmektedir.

Eğer üst ilahi takdir ifşa olsaydı, bu dünyanın bütün nüfusu otomatik olarak, tamamen erdemli olurlardı. Çaba, kişinin otomatik olarak hareket etmeme, Yaradan’a eşit olma ve sadece ihsan etme dışında kendini düşünmeme konusundaki vaadidir.

Bu yeni Kli, onluda, on Sefirot’ta var olur. O zaman, Yaradan’a dönmek, O’na yakınlaşmak, O’nu düşünmek ve çabalarımızı O’na yönlendirmek için başka bir fırsatımız olmadığını anlarız. Bağ ve iletişim kurabilmek için, Yaradan’a uyum sağlayarak kendimizi yeniden biçimlendirmeliyiz. Bu, ancak kendimizi onluya zorla sokmakla mümkün olur ve onun içinden Yaradan’la eşitliğe ulaşılır.

Yani tüm çabamız, koşulsuzca gruba dahil olmak için olmalıdır. Kendimizi onluya sokarak tüm dünyanın, milyarlarca insanın, tüm evrenin ve manevi dünyaların orada var olduğunu keşfederiz. Dünyamız, onluda var olanlara kıyasla küçük bir kum tanesidir. Orada ruhumuzu buluruz.

The Ten—There I Find My Soul