Category Archives: Dost Sevgisi

Yeni Hayat 1165 – Kamuoyunu Şekillendirmek

Dr.Michael Laitman, Oren Levi ve Tal Mandelbaum ben Moshe ile söyleşide

Kamuoyunu egoist kandırmalarla şekillendirmek, en gelişmiş silahtır. İsrail karşıtı fikir kampanyaları yurt dışından başlatılmıştır. Sola veya sağa karşı bir savaşımız yok, ancak genel bağlantı gerektiren kalkınma yasasına uymalıyız. İsrailliler “komşunu kendin gibi sev” ilkesine göre bir ortam inşa ederlerse, dünya ulusları onlara zarar veremeyecek ve aramızdaki bağ, tüm insanlığı birbirine bağlayacaktır. Nefret sevgiye dönüşecektir. Diğer insanlara doğa, insan egoizmi, gelişim yasası ve bir bağ oluşturmanın herkesi nasıl koruduğu konularını öğretmemiz gerekiyor. Bağlantının gücünü doğadan nasıl çekeceğimizi öğrenirsek, kamuoyunu şekillendirmek için en güçlü silaha sahip olacağız. Bizim bağımız, tüm insan nefretini sevgiye dönüştürecektir.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1165-kamuoyunu-sekillendirmek/

Twitter’da Düşüncelerim / 29 Eylül 2020

Geçmişte doğa bizi ileriye iterek geliştirdi. Bugün doğa bizimle buluşmak için açığa çıkıyor, gelişimimizi engelleyerek, bizi daha yüksek boyuta iterek.

Protestoları düzenleyenler arasında sevgiyi örgütlemek yerine karşılıklı nefret gördüğümde, onların eli kulağında yıkım için sıraya girdiğini anlıyorum…

Doğanın yasası, bizi tüm çelişkilerin üzerinde karşılıklı garantiye mecbur eder. Tüm sıkışmaların üzerinde başarmalı ve sevgiyi inşa etmeliyiz.

Sonuçta ulusumuz, dünyadaki tüm ulusların mini versiyonudur, bu yüzden aramızda barışı sağlamalıyız!

Bnei Baruch protestolara karşı çıkmaz. Biz insanlar arasında karşılıklı nefretin büyümesine karşı çıkıyoruz. Çünkü milletimize özel bir görev verilmiştir: insanlığa karşılıklı düşmanlığın ötesinde nasıl birleşeceğini göstermek.

Tüm acılardan ve incelemelerden sonra, iyi bir karşılıklı bağın (karşılıklı güvence) tüm sıkıntılardan kaçmanın tek yolu olduğunu keşfedeceğiz. Kendimize rağmen, “Komşunu kendin gibi sev” ilkesinin bir yaşamın bir şartı olduğunu keşfedeceğiz. Birbirimize vereceğimiz örnek budur!

YomKipur’da kişi düşüncelerini toplamalı ve egosunun, önyargılarının ve alışkanlıklarının biraz üzerine çıkmalı ve iyi bağlarla başkalarıyla bağlantısı olmadığını, kendisini, başkalarına karşı kayıtsız olduğunu, yarını düşünmediğini ve bunu kendisi ve diğerleri için görmezden geldiğini objektif olarak yargılamaya çalışmalıdır.

Bu YomKipur, yargı gününde, nasıl hareket edeceğimize karar vermeliyiz. Dünya birliğe şiddetle ihtiyaç duyuyor. Bu Yom Kipur’da gönlümüzün birbirine açılmasını diliyorum. Daha fazla mesafe yerine daha yakınlaşmak için. Tek yürek, tek bir bütün halinde birleşmek için.

Ve bunun bizim Yargı Günümüz olması için!

Arzuların Gelişimi, Bölüm 13

Mutlak Etkileşim Seviyesine Doğru

Soru: Bir kişi niyet, arzular, duygular, hisler, akıl ve düşüncelerden oluşur. İki tür niyet mi var: kendiniz için veya başkaları için? Sadece bir arzu mu var- haz alma arzusu?

Cevap: Evet. Başka bir şey yoktur. Bu doğanın bir niteliğidir. Yani, memnuniyet almak ya da acı çekmekten kaçınmak, temelde bir ve aynıdır.

Hisler ve duygular, arzunun içinde, onun dolumunun büyüklüğünde tezahür eder.  Akıl, istediğimiz şeyi tam olarak gerçekleştirmemizi sağlar.

Soru: Önceden sanki aklın ayrı olduğunu düşünürdüm, arzuların da aynı şekilde. Arzular akla hizmet eder mi?

Cevap: Cansız, bitkisel ve hayvansal seviyelerde akıl,  içgüdüsel arzulara hizmet edebilir. Kişi kendini geliştirdiğinde, o zaman akıl, kişinin insani arzularına hizmet etmeye başlar.

Aslında, cansız, bitkisel, hayvansal ve hatta insan arzularının üstesinden gelmek ve doğamızdan daha yukarıda olan mutlak etkileşim seviyesine yükselmeye başlamak için akla ihtiyacımız vardır. Bu  “mantık ötesi inanç” denilen, diğer tüm arzular ve niyetlere rağmen birbirimizle bağ kurmaya çalıştığımız zamandır.

Soru: Amacımız dünyanın doğal egoistik algısını, egoist arzuları – komşuya karşı düzeltmek midir?

Cevap: Sadece bir komşuya değil, üstelik birliğe karşı: “Komşunu kendin gibi sev.” Yani kendimi de komşumu da sevmeliyim. Bu, ortak bir sistem oluşturmak için mutlak birleşme anlamına gelir. Bu yüzden onun ayrılmaz bir parçası olmak isterim.

Doğa Sistemindeki Yerinizi Bulun

Baal HaSulam, ‘‘Barış’’ makalesi: Böylece, gözümüzün önünde gelişen tarih deneyimi ile kanıtlayarak deneysel neden bakış açısını ispatlamış oldum, yani insanlık için İlahi Takdir’in emirlerini kabul etmekten başka çare yok: iki deyişin anlattığı ölçüde, Yaradan’a mutluluk vermek için başkalarına ihsan etmek.

İlki, “Dostunu kendin gibi sev”dir ki bu manevi çalışmanın özelliğidir. Bu, içimize monte edilmiş olan kendi ihtiyaçlarını karşılayabildiğinden daha az olmamak kaydıyla toplumun mutluluğu için başkalarına ihsan etme ölçüsü anlamına gelir. Dahası kişi “Matan Tora” makalesi Madde 4’de yazıldığı gibi dostlarının ihtiyaçlarını kendisininkinin önünde tutmalıdır.

Soru: Artık kriz zamanında, kimsenin bir araya getiremeyeceği bazı pragmatik hesaplamalardan, üst yönetim yasalarına uymayı, bunlara dahil olmayı ve herkesin bir tür destek hissetmesine yardımcı olmayı içeren, üstlenmemiz gereken bağı ve daha yüksek seviyeyi anlayama nasıl geçebiliriz?

Cevap: Gerçeklik algısının bir sonraki seviyesine yükselmek; sonsuzluk, mükemmellik, sınırsızlık ve en önemlisi tek, ortak, mükemmel, entegre bir gerçeklik hissine girdiğimiz gerçeğine dayanır.

Doğayı tamamen bütünsel bir sistem olarak hissetmeye başlarsak, içindeki yerimizi, hücrelerimizin onun içinde bulunduğu yeri de bileceğiz. Bu şekilde, bireylerin birliği ile bağlantılı olarak varlığımın anlamını anlayacağım ve her şey benim için netleşecek.

Asıl mesele kendinizi bireyciliğinizden, egoizminizden ayırmak ve doğaya bütüncül bir açıdan bakmaktır, böylece tüm resmi tek bir bütün olarak görürsünüz. Bu, ayrı nesneleri ve fenomenleri hissetmediğim, ancak tüm resmi gördüğüm tamamen farklı bir gerçeklik algısıdır.

O zaman kendimi tamamen farklı bir şekilde anlayabilirim: Bu resimde ben neredeyim? Onun içinde de değilim. Kendimi her şeyden ayrı hissediyorum. Yani, yanlış bir şekilde yaşıyorum. Bu, gerçek yaşamdan, doğanın tüm geniş resminden kopmuş, bir tür bilinçsiz durumda olduğum anlamına gelir. Bunu nasıl doğru bir şekilde algılayabilirim? İstediğim şey budur.

Ve eğer onu doğru bir şekilde algılamaya başlarsam, içindeki yerimi göreceğim ve herkesle entegre bir şekilde bağ kuramamamın nedenini keşfedeceğim. Bu, işimin ne olduğunu, görevimin ne olduğunu, diğerleriyle olan bağlantımın ne olduğunu ve başkalarının bana nasıl bağlandığını netleştirecek. Bu ebedi, mükemmel, ayrılmaz, birleşik doğanın seviyesine geleceğim; onun ve var oluşumun anlamını anlayacağım.

Şu anda, bunların ne için olduğunu kesinlikle anlamıyorum. Her şeye bakıyorum: Onlar var, dönüyorlar ve ben onlarla birlikteyim. Ama neden, bilmiyorum.

Kendini Sevmek Ne Demektir?

Soru:  “Komşunu kendin gibi seveceksin” ne anlama gelmektedir? Kendini sevmek ne demektir?

Cevap: Egoistçe kendinizi nasıl seveceğinizi hayal edebildiğiniz ölçüde, bir başkasını da sevmelisiniz.

Doğal olarak bu, farklı seviyelerde farklı olacaktır. Büyüyen egoizmin yardımıyla ne kadar yükselirseniz, kendinizi o kadar çok seveceksiniz. Ve bu, diğerini nasıl daha fazla sevmeniz gerektiğine bir örnek olarak hizmet edecektir.

Soru: Kişi manevi düzeyde gelişirse, günlük hayatta daha iyi hale gelip, fiziksel düzeyde de değişir mi?

Cevap: Hayır. Manevi olarak gelişen bir kişi, gelişiminde, değişimlerinde bizim dünyamızda kesinlikle görünmezdir. Sonuçta bu, insanların algılayabileceği, belirleyebileceği ve ölçebileceği niteliklerde gerçekleşmez.

Dostlar İçin MAN’ı Nasıl Hızlı Bir Şekilde Yükseltebiliriz?

Soru: Dostlar için MAN’ı mümkün olduğunca çabuk yükseltmek için ne yapılması gerekiyor?

Cevap: Doğru an için beklemeye gerek yok. Bizimle fiziksel olarak olmasanız bile, sürekli olarak bir grupta olduğunuzu hissedebilir ve her zaman dostlar arasındaki bağı nasıl artırabileceğinizi düşünebilirsiniz. Bu kadar.

Bu arzunun, sizin için sürekli heyecanlanması için çaba sarf edin. Bu sizi her zaman çekecektir ve kendiniz ve arkadaşlarınız arasındaki bağlantı ağını bir bütün olarak hissetmeye başlayana kadar bir şeyler yapmanız gerektiğini hissedeceksiniz.

Başka Bir Boyuta Geçmek

Soru: Onlunun merkezi nedir? Her seferinde bu kavrama erişiyoruz ama sonra kaybediyoruz. Bu, kalpteki noktalarımızla bağ kurduğumuzda ve kendimizi iptal ettiğimizde mi gerçekleşir?

Cevap: Onlunun merkezi, diğer dostlarla ilgili olarak, her birimizin kendisini iptal ettiği noktadır. Olunun tamamı, birbirleriyle ilgili olarak kendilerini iptal ettiklerinde, merkezi ediniriz. O zaman, harika bir niteliğin ifşası gerçekleşir, maneviyatın niteliği ve üst dünyaya giriş önümüzde açılır.

Bu gerçekten harikadır,  bir mucizedir, aramızda başka bir boyuta geçiştir. Her birimiz birliktelik uğruna tamamen kendisini feshederse, birliktelik noktası aniden üst dünyaya açılan kapı, geçit olur. Yapmamız gereken şey budur ve o zaman her şey önümüzde ifşa olacaktır.

Islahın Metodu, Bölüm 8

Dost Her Zaman Gözünüzün Önünde Olduğunda

Baal Hasulam, “Yaradan Sevgisi ve Yaratılan Sevgisi”: Her şeyden evvel kişi tüm kalbi, ruhuyla kendini sever, fakat Yaradan’la ilgili kişi kendini kandırır; dostuyla ise her şey gözlerinin önündedir.

Bir dostla bağın ıslahı yasası, Yaradan’la bağlı olmaktan daha önemlidir çünkü kişi O’na bu şekilde yakınlaşabilir. Yaradan’ı düşünemem ama bir dostum sürekli önümdedir ve onunla nasıl bağ kurduğumu açıkça kontrol edebilirim.

Yorum: Baal HaSulam, kişinin kendi arzularının ve kişisel tatmininin esiri olması endişeleri nedeniyle,  dünyanın benmerkezci algısının düzeltilmesi yönteminin, Babil’deki farklı ulusların temsilcilerinden oluşan, tüm ulusa verilmiş olduğun yazar.

Benim Yorumum:  Onlara, Yaradan’la yapışmaya ulaşma aracı olarak, herkesin  “komşunu kendin gibi sev” ilkesini kabul etmek zorunda olduğu bir koşul verildi.

O zaman, eski Babil,  “Babil kulesi” olarak adlandırılan bir düşüş yaşıyordu. Egoizm aniden yükseldi, birbirlerine karşı nefret ortaya çıktı ve insanlar birbirleriyle barış içinde bir arada bulunamadılar ve bu da Babil imparatorluğunun yok olmasına yol açtı. Tapınağın yıkılması sırasında olan aynı şey Rabbi Akiva döneminde de oldu.

Soru: Bir dostumuzu hangi amaçla sevmemiz gerektiğini, onunla ilgilenmemiz gerektiğini anlayalım diye mi bizlere kendini-sevme verildi?

Cevap: Elbette. Sadece tam zıttıyla bunu anlayabilirsiniz.

Özgecil Bir Bağa Doğru

Soru: MAK Online’da (Bney Baruh’un Rusya Eğitim Merkezi) okuduğum zaman, dostumun maddi problemlerinden uzak durmam gerektiğine karar verdim, çünkü bu benim manevi yolda ilerleyişime zarar verebilirdi.

Ama kongre’de aramızda bir tür bağ uyandı, birbirimize daha büyük bir dahiliyet- bağlılık. Örneğin; başım ağrıyordu ve bir dost cebini kurcalayıp, bana bir hap verdi. Ama bir sonraki toplantıda, onun olduğu tarafa bakmaya utandım, garip, ona karşı minnettar hissettim.

Manevi ilerlemede dostlar arasındaki bu tür önemseme ve endişe ifadelerinin rolü nedir?

Cevap: Birbirinizden rahatsız olmayacağınız bir koşula ulaşmalısınız.  Aksine, bu sizleri herhangi bir hesaplama yapmadan, tamamen özverili bir şekilde bir araya getirecektir. Bir dostuma bana yardım etme fırsatı verdim ve bu konuda çok mutluyum.  Yardımlarına ihtiyacım olduğunu hemen hisseden dostlarımın olmasından memnunum.

Burada sadece veren veya alan yoktur.  Herkes verir ve herkes alır.  Kişi böyle durumları düşünmeye gayret etmelidir

Aramızdaki genel ilişkiler ağı içinde artık, benim size verdiğim ama sizin bana vermediğiniz ya da benim aldığım ama sizin almadığınız bir koşul yoktur çünkü hem ihsan etme hem de alma tamamen eşdeğerdir, tek ve aynıdır. Verdiğim zaman, bununla almış oluyorum.  Bir dostum, bana, ona verme fırsatı verir.  Belki ona bir ilaç ya da başka bir şey verirsin ama aslında ondan alırsın. Kongrede,  ilişkiniz içinde kısmen hissettiğiniz şey budur.

Ben alırım ya da ben veririm gibi bir şey yoktur.  Bunların hepsi aramızdaki karşılıklı bağ için yapılan eylemlerdir. Bütünsel bir bağda, eylemlerin kendilerinin bir anlamı yoktur. Önemli olan sadece bu mutlak ağın inşasıdır, bu, tüm iletişim ağlarının, onlardan sonsuz sayıda vardır, hizalandığı ve dönüştürüldüğündeki koşuldur.  Ve bu seviyede Yaradan’ın niteliği hüküm sürmektedir.

Öğrencilerime, Arkadaşlarıma ve Takipçilerime

Facebook Sayfamdan – Michael Laitman 15/6/20 

“Bizler özel bir zamanda yaşıyoruz. Hepimizi tek bir bütüne bağlayan gizli bağlar ortaya çıktı ve dikkatimizi talep etti. Böyle bir zamanda hepimiz mesulüz, birbirimizden sorumluyuz. Her birimizin yaptığı, söylediği ve düşündüğü; her bir bireyi ve tüm gezegeni etkiler.

Bu nedenle şimdi birliği her zamankinden daha fazla sürdürmeliyiz. Bizi ayıran her şeyin önünde sürdürmeliyiz: ırk, renk, din, cinsiyet, dil, kültür, tarih, okuryazarlık, zihniyet ve karakter. Biz tek bir bedeniz, tek bir organizmayız ve bir organizmada organlar arasında nefret yoktur, sadece eşsiz rolünü yerine getirdiği için her organa sevgi, saygı ve şükran vardır. Şimdi hepimiz birbirimize bağlı olduğumuza göre, bizlerin de tıpkı herhangi bir organizma gibi olduğunu görebiliriz. Hepimiz birbirimize bağımlıyız ve bu nedenle birbirimize değer vermeliyiz.

Birbirimizin büyümesine ve her birimizin benzersizliğini ifade etmesine yardım ettiğimizde bunu başkası için yapmıyoruz; kendimiz için yapıyoruz! Her birimiz mutlu olduğunda hepimiz mutlu oluruz. Bir organizmada işler böyle yürür. Bir organizma olarak çalışırken birlik içinde var olan gücü keşfedeceğiz. Tüm gerçekliğin, uyum içinde çalışmasını sağlayan bu güç aramızda mevcut. Bağımızı bu güce uygun olarak inşa edersek, bunun aramızdaki boşlukları doldurduğunu hissedeceğiz. Ardından tüm nefret ve acı sona erecek.

Bu özel zamanlarda insanlıktaki her birey, birliğe katılması için çağrılır ve birliği dünyanın dört bir yanına yayar. Ne kadar daha geniş yayarsak, bunu o kadar çok hissedeceğiz. Bu nedenle tüm arkadaşlarımdan, öğrencilerimden ve takipçilerimden bu mesajı paylaşmalarını istiyorum. Sayfamdaki yazıları nerede paylaşabilirseniz paylaşın; duvarınıza ve ğye olduğunuz gruplara koyun. Bunu kendiniz için yapmıyorsunuz; bunu dünya için, birliği ve sevgiyi tüm dünyaya yaymak için yapıyorsunuz.

Sevgiyi ve birliği yaymak, daha önce hiç bu kadar acil ve gerekli olmamıştı. Bunu yaparak, insanlığı nefretten şifalandırıyorsunuz; büyük dönüşüm zamanından dayanışmaya, dostluğa ve mutluluğa öncülük ediyorsunuz. Bu dönüşümden hoş ve kolay bir şekilde mi, yoksa acılı ve yavaş bir şekilde mi geçeceğimize karar vermek sizin elinizde.”