Monthly Archives: Mart 2024

Her Koşul Sevinçli Bir Hale Dönüştürülebilir

Soru: Üç kişi taş taşıyordu. Onlara “Ne yapıyorsun?” diye soruldu. Biri alnındaki teri sildi ve “Sırtımı kırıyorum” dedi. İkincisi, “Para kazanıyorum” dedi. Üçüncüsü, “Bir tapınak inşa ediyorum” dedi.

Elbette tapınak inşa eden kişinin işi daha kolaydı.

Soru, “Herhangi bir koşulu, en zor olanı bile sevinçli bir hale dönüştürmek mümkün mü?”

Cevap: Her koşulu sevinçli bir hale dönüştürebilirsiniz. Çünkü temelde hayat sonsuzdur; evren sonsuzdur. Nerede olduğumuzu ya da ne olduğumuzu anlamıyoruz. Şimdiki durumdan daha yüksek olan bir sonraki hedefi her zaman hayal edebiliriz.

Soru: Peki siz buna hedef belirleme dizisi mi diyorsunuz? Herhangi bir durumda bir hedef koyarsam, ona doğru sevinçle mi ilerliyorum?

Cevap: Evet.

Soru: Her zaman bir tapınak inşa etmek gerekli midir?

Cevap: Evet, tamamlanacak bir hedef verir.

Soru: Bu aynı zamanda bir prensip midir: “Eğer bir şey senin için zorsa, bir hedef belirle ve ona doğru ilerle.”

Cevap: Evet.

Soru: Çok çalışıp bir tapınak inşa etmek mümkün mü? Aynı anda hem belimi kırdığımı hem de bir tapınak inşa ettiğimi hissedebilir miyim?

Cevap: Hayır, önünüzde tek bir şey olmalı: Ya kendinizi boyunduruktan kurtarma arzusu ya da bir tapınak inşa etme arzusu. Eğer bir tapınak inşa ediyorsam bu benim için zor değil.

Soru: Para kazanıp tapınak inşa etmek mümkün mü?

Cevap: Tek bir hedef olmalı.

Soru: Birlikte olabilirler mi?

Cevap: Hayır, hiçbir şeyin faydası olmayacak. Bu binlerce ve binlerce yıldır kanıtlanmıştır.

Soru: Bu, eğer bir tapınak inşa ediyorsam, bu benim için her şeyin üstündedir anlamına mı gelmektedir?

Bugün insanlığın çoğunluğu ilk iki koşul içinde: Ya para kazanıyorlar ya da bellerini kırıyorlar. Bir tapınak inşa etmeye nasıl yaklaşabiliriz?

Cevap: Bir hedef olmalı! Başka hiçbir şey yok!

Soru: Hedef konusunda insanlığa nasıl ilham verebiliriz?

Cevap: Bir örnek gösterin ve bu örnek bulaşıcı olmalı.

Soru: Bu örnek, bir insana mutluluk, yükseliş ve sevinç mi yaymalı?

Cevap: Tabii ki evet.

 

Manevi Tazminat

Soru: “Kötüyü koruyabilen kişi, kötülüğe uğrayanlara, sahip olduğu en iyi şeyle tazminat ödemelidir.” diye yazılmıştır. Maneviyatta tazminat ödemek ne demektir?

Cevap: Bu, tıpkı dünyamızda olduğu gibi, tüm suçların ve kusurların bedelini ödemek zorunda olduğumuzda adet olduğu gibidir.

Ödemek, yenilemek anlamına gelir. Genellikle Yaradan’dan ıslahlar isteyerek ödeme yaparız. Yani zarar verdiğim her yanlış eylemi ıslah ederek telafi etmem gerekiyor.

 

HaVaYaH Hangi Seviyeye Aittir?

Soru: Mahsom’u ilk geçtiğimizde, manevi bitkisel seviyeye mi ulaşırız? Şimdi hayvansal seviyede miyiz?

Cevap: Hayvansal seviye düşündüğünüz kadar küçük değildir. Bu çok ciddi bir seviyedir. Henüz Domem’den, cansız seviyeden ayrılmadık.

Yorum: Bunun mümkün olan en kısa sürede gerçekleşmesini istiyorum.

Cevabım: Mümkün olan en kısa sürede mi? O halde çaba sarf etmeniz gerekiyor.

Soru: Cansız seviyenin, evrendeki formun temel destek seviyesi olduğu nettir. “HaVaYaH’ımı değiştirmedim” ifadesi hangi seviyeye ait?

Cevap: Bu genel seviyedir. HaVaYaH’ın dört harfi, yaratılışın dört seviyesini ifade eder: Domem, Tzomeach, Hai ve Medaber (cansız, bitkisel, hayvansal ve konuşan).

Kendi Dışımızdaki Dünyayı Görün

Soru: İnsanın kendisi için haz almaktan vazgeçtiği noktayı, bundan çıkıp başka bir dünyaya geçmek için, arzu edilen bir durum olarak algılamamız gerekiyor. Ama burada bir korku hissimiz var. Kabalistler bunu tarif ediyor ama daha fazla bir şey söylemiyor gibi görünüyor. İnsan bu durumda nasıl kalacağına kendisi mi karar vermeli?

Cevap: Kendimizi egoist kalplerimizden, “ben”imizden çıkmaya hazırlamamız gerekiyor. Buna daha da yaklaşmalıyız.

O zaman dünyamızı bedenden ya da kalpten değil, farklı bir konumdan görmek bizim için daha kolay ve basit olacaktır. Bunu bu şekilde hayal etmeye çalışın.

Manevi Çalışmayla İlgili Sorular – 68

Soru: Bir kişinin düşüş sürecini nasıl geçirdiği nihai sonucu etkiler mi?

Cevap: Neredeyse hiç etkilemez. Önemli olan düşüş sürecinden hızlıca çıkıp yeni yükselişlere ulaşmak için acele etmektir.

Soru: Düşüş hissiyatının olmaması, yükselişin olmadığı ya da yeterli çalışmanın yapılmadığı anlamına mı gelir?

Cevap: Eğer bir kişi düşüşte hissetmiyorsa, bu onun çalışmaya ve dostlarıyla bağ kurmaya yeterince yatırım yapmadığının bir işaretidir.

Soru: Bir keresinde eğer güçlü bir bağ içerisindeysek, Yaradan’dan büyük bir şey isteyebileceğimizi söylemiştiniz. Yaradan’dan tam olarak böyle bir bağı talep edebilir miyiz?

Cevap: Talep edebilirsiniz. Yaradan’dan her şeyi talep edebilirsiniz.

Soru: Düşüş koşulunu yükselişe nasıl çevirebiliriz ki karanlık ışık gibi parlasın?

Cevap: Eğer düşüş koşulunu mevcut durumumuza uygularsak, bu ışığı arttırır.

Soru: Kişi yükselişteyken, düşüşün varlığını ve bu Kli’yi korumanın gerekliliğini unutuyor. Yükseliş durumunda bunu tam olarak nasıl tutabiliriz?

Cevap: Yükselişteyken, kişi ancak kendini kontrol ederse ve bundan daha da yüksek bir koşulun var olduğunu görürse, bu koşulunu koruyabilir. 

 

Sol Çizgi Neden Islah Edilir?

Soru: Yaradan’ın tüm gücünün barış olduğunu söylüyorsunuz. Aynı zamanda, sol çizgi Yaradan tarafından, yaratılışın gelişmesi için yaratıldı. Öyleyse neden ona karşı savaşmalı ve onu düzeltmeliyiz?

Cevap: Onun kullanılış şeklini ıslah etmemiz gerekiyor. Biz hiçbir şeyi yok etmeyiz, sadece sağ ve sol çizgi arasında doğru dengeyi buluruz.

Soru: Bu, her iki çizginin de bir şekilde birbiriyle anlaşması ve Yaradan’a, orta çizgiye gelmesi gerektiği anlamına mı geliyor?

Cevap: Evet, müzakere edip bir anlaşmaya vardıklarında, bu orta çizginin ortaya çıkışı olacaktır. Böyle bir şey mevcut değildir. Ancak iki çizgi birleştiğinde ortaya çıkar.

 

Her Şey Niyetle İlgilidir

Soru: Kendimi kısıtlamam ve sağ çizgide çalışmaya başlamak istemem ne anlama gelir?

Cevap: Bu, bir şeyi alma arzusuyla yapmayı bırakmanız ve yalnızca ihsan etme niyet ve arzusu geliştirmeniz anlamına gelir.

Soru: Arzunun hala kısıtlama altında olduğunu göz önünde tutarak, sol çizgiyi tekrar dahil etmeyi nasıl başlayabilirim?

Cevap: Işık yavaş yavaş yaklaşır ve arzularınızla çalışabilmeniz için size güç verir. Bu sayede, sol çizgi üzerinde kontrol kazanabilirsiniz.

Soru: Bir yandan alma arzusunun kısıtlama altında olması ve diğer yandan onu hala bir şey için kullanabilmem ne anlama geliyor?

Cevap: Bu amaca bağlıdır. Önemli olan nokta arzuyu kullanmak değil niyettir; onu hangi amaçla kullanmak istediğinizdir.

 

Yaradan’la Bağın Yeri

Malhut özünde, içinde hiç beyazlık olmayan siyah bir noktadan başka bir şey değildir.

Eğer kişi, o noktayı özü gibi kabul ederse ve kurtulmak istediği gereksiz bir şey olarak değil, daha ziyade süsleme olarak kabul ederse, buna “kişinin kalbindeki güzel bir yer” denir.  (Baal HaSulam, Şamati 127, Çekirdek, Öz ve Artan Bereket Arasındaki Fark)

Siyah noktada, Yaradan’la bağın yerini görmeliyiz. Biz onu kutsallık, beyaz olarak kabul ederiz ama onu egoistik arzularımızda algıladığımız için, siyah olarak görürüz.

Soru: Yaradan’la birleşme koşulu her zaman siyah noktadan mı kaynaklanır?

Cevap: Tamamen ışıkla dolu bir koşul olamaz. Her zaman siyah noktalar bulunmak zorundadır. Ama onlardan korkmamalıyız; onlarla nasıl çalışacağımızı anlamalıyız. Bu siyah noktalar sayesinde, onları gruptaki ışıkla aydınlatabiliriz ve tam ıslaha kadar onlarla birlikte ilerleyebiliriz.

Eğer siyah koşulu, Yaradan’dan geldiği için iyilik olarak görürsek, her şey yoluna girecek.

Yaradan’ın Cevabını Nasıl Anlayabilirsiniz?

Soru: Eğer Yaradan’dan bazı cevaplar alıyorsak ama sonra onları takip edemiyorsak, bu ne demektir? Bu, O’nun yüceliğinden yoksun olduğumuz anlamına mı gelir?

Cevap: Evet, bu sizin o alanı çoktan terk ettiğiniz ve dolayısıyla Yaradan’ı hissetmediğiniz anlamına gelir. Dostlarınızla bağ kurmaya çalışın ve birlikte Yaradan’a dönün.

Soru: Yaradan’ın soruma verdiği cevabı nasıl anlayabilirim?

Cevap: Eğer bir sorunuz varsa ve ısrarla bir cevap istiyorsanız, o zaman yavaş yavaş Yaradan’ın cevabını zihninizde hissetmeye başlarsınız.

Soru: Aldığımız yanıtın bir süre sonra geçerliliğini yitirmesi söz konusu olabilir mi?

Cevap: Olabilir. O zaman yeni bir soru sormalısınız.

Manevi Çalışma İle İlgili Sorular – 51

Soru: Bir insanın, her zaman bir kızı düşünen bir erkek gibi olması gerektiğini söylüyoruz. Bu örnekteki kız Yaradan’dır. Bu örnekte onlu kimdir?

Cevap: Onlu, bir erkeğin bir kızla bağ kurmasını sağlayan bir toplumdur.

Soru: Doğru perdeyi inşa etmek için, emirleri bilmek ve yerine getirmek mi gerekiyor, yoksa bu sadece niyetle yapılan bir çalışma mı?

Cevap: Şimdilik bu sadece niyetle yapılan bir çalışmadır.

Soru: İnanç ile ihsan etmenin Kelim‘i arasındaki fark nedir?

Cevap: İnanç, ihsan etme niteliğidir. Ve Yaradan’a olan inancımızı onlardan yükseltmek için ihsan etme Kelim’ine (kaplarına) ihtiyacımız var.

Soru: Duanın havada kalmaması için tam olması gerektiğini söylüyorsunuz. Öte yandan, eğer yanlışsa duamızı Yaradan’ın düzelteceğini söylüyorsunuz. Hangi duayı havada bırakıyoruz ve Yaradan hangisini düzeltecek?

Cevap: Buna Yaradan karar verir.