Yanından Geçip Gitmeyin!!

Soru: İnsanların Kabalistleri dinlemeye başlamak için, gerçekten her şeylerini kaybetmeleri mi gerekiyor? Her şeylerini kaybettiklerinde tamamen farklı bir yaklaşıma sahip olacaklarını söylemek doğru mudur?

Cevap: Gerçek şu ki, bir yandan dünyanın iyice sarsılması gerekiyor, öte yandan dünyaya Kabala’yı anlatmalıyız. Bu olmadan onu keşfedemeyecekler. İnsanların her zaman fark etmeden yanından geçip gittikleri ve sonra aniden fark ettikleri bir vitrin olmalı.

Harry Potter’da gösterildiği gibi: birden bire duvardan, 9 ¾ platformuna girersiniz. Normal bir Londra caddesinde yürüyorsunuz ve aniden bir yan kapıdan içeri giriyorsunuz ve takvimde 20. yüzyıl olmasına rağmen aniden orada 15. yüzyıl beliriyor.

İşte tüm insanlık öteki dünyanın girişinden bu şekilde geçer. Onlara her şey açıklanmıştır ama onlar henüz bunu hissetmezler. Başlarını çevirip Kabalistik kitapların, hayatın anlamına dair açıklamaların ve medyamızın sergilendiği bu vitrine bakma ihtiyacı duymuyorlar. Sadece onları fark etmiyorlar; onlara bir göz atıyorlar ve yollarına devam ediyorlar. Sadece onları fark etmiyorlar; onlara bir göz atıyorlar ve yollarına devam ediyorlar.

Bu içsel acı çekmeyi, içsel bir arayışı gerektirir: “Kendimi nasıl kurtarabilirim? Dünya ve kişisel olarak bu durumdan çıkış nerede?” Bu soru ciddi bir şekilde ortaya çıktığında, cevap arayışı da başlayacaktır.

Dünyanın birçok ülkesinde olacak durum budur. İnsanlıkta bu bir takıntı haline gelecek: “Ne yapmalıyız? Ne için ve nasıl?” İşte o zaman insanlar kesinlikle Kabala yönüne yeniden bakacaklar.

Aniden şöyle diyecekler: “Ah! Bunu daha önce nasıl fark edemedik? Meğer internet bu bilgilerle doluymuş! Şu devasa miktardaki materyale bakın! Biz ne yapacağımızı, nereye gideceğimizi bilmiyoruz ama onlar nereye gideceklerini biliyorlar: her türlü grup, merkez, açık üniversite, radyo, televizyon; her şey orada var.”

Öyle ki, bir taraftan biz buna hazırlanıyoruz; diğer taraftan onların içsel manevi sarsıntıları onların Kabala’ya dikkat etmelerini sağlayacak.

Ama biz onların sarsılmasını beklememeliyiz. İnsanları sevmelisiniz çünkü onlar sizin birer parçanız. Şimdi onları henüz hissetmiyorsunuz ama bunun sizin ayrılmaz parçanız olduğunu hissetmeye başlayacaksınız.

Birdenbire onları kendinizden daha yakın hissedeceksiniz. İnsanlığın geri kalanının sizin için ne anlama geldiğini keşfettiğinizde, onları kendinizden daha çok sevmeye başlayacaksınız. Bu sizin en içsel, en önemli ve sizin en sevilen parçanızdır.

İhmal ettiğiniz, dokunamadığınız, düşünemediğiniz ve kesinlikle yanınızda görmek istemediğiniz, en nefret ettiğiniz, en uzak durduğunuz insanlar, birdenbire en çok arzu edilen ve en sevilen olarak ifşa olacaktır.

Hangi değişikliklerin meydana geleceğini paylaşmak imkansızdır. Onları ruhunuzun bir parçası, sadece en içerideki kısmı olarak algılayacaksınız.

 

 

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed