“Düşünceden Önce Ne Gelir?” (Quora)

Her şeyin temeli, yaratılmış tek öz, arzudur.

Arzu, bu sebeple birincildir ve düşünce de arzunun bir sonucudur.

Bununla beraber, arzuladığımız şeyi elde etmek için, zihin, arzunun yanında, ona uygun olarak gelişir.

Her ne kadar arzunun, düşünceden önce geldiği fikrine direniyorsak da buna rağmen zihin – ve dolayısıyla düşünce – arzunun hizmetkârıdır ve yalnızca arzuya hizmet etmek için gelişir.

Bu yüzden biz, zihinlerimizi asla nesnelleştiremeyiz ve arzularımızdan özgürleştiremeyiz. Ancak, çevrenin etkisi altında (bkz. “Özgürlük” makalesi, Kabalist Yehuda Aşlag –Baal HaSulam-), yani bizi çevreleyen sosyal, kültürel ve diğer eğitimsel itici güçlerin etkisi altında, arzularımızı değiştirebiliriz. Başka bir deyişle, çevremizde bir arzuyu yerine getirmenin diğerine göre daha önemli olduğunu öne süren örnekleri gözlemleyebilir ve bunu yaparak arzularımızı değiştirebiliriz.

Bu ilkeyi ve çevrenin üzerimizdeki etkisinin büyük önemini anladığımızda, bizi yaşamlarımızın nihai hedefine (doğada saklı olumlu gücü ortaya çıkardığımız uyumlu bir bağlantıya) götüren bir çevrenin etkisi altında, hem arzularımızı hem de zihnimizi uyum içinde sürekli olarak geliştirebiliriz.

Dahası, eğer büyük arzularımız varsa ama zihnimiz bunları gerçekleştirecek kadar gelişmemişse, o zaman kendimizi makul bir şekilde kontrol etme yeteneğimizi kaybedebilirdik.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed