Benden Nefret Eden Birini Nasıl Sevebilirim?

Yorum: Sergey soruyor: “Sürekli şunu tekrarlıyorsunuz: ‘Komşunu kendin gibi sev.’ Bunun en önemli yasa olduğunu söyleyerek, sürekli bu yasaya geri dönüyorsunuz. Sorum şu, kişinin kendi gibi sevmesi gereken bu komşu kimdir? Ve size ya da evinize karşı pek çok düşmanlıklar planlamış ve gerçekleştirmiş bir komşuyu nasıl sevebilirsiniz? Aynı zamanda o en ufak bir pişmanlık hissetmiyor.”

Cevabım: Evet. Ancak yine de herkese karşı tavrımızı yeniden değerlendirmeli ve herkese karşı tavrımızın korkunç, olumsuz ve bencil olduğunu ve kesinlikle tam bir bağışlanmaya ihtiyacımız olduğunu görmeliyiz. Her birimiz için. Kendimi suçlamalı ve Yaradan’dan suçumu bağışlamasını istemeliyim.

Soru: Komşuma, o çok kötü olduğu için değil de ben çok kötü olduğum için mi böyle davrandığımı söylüyorsunuz?

Cevap: Elbette. Başka nasıl olabilir ki?

Yorum: O bana, sevdiklerime ve akrabalarıma karşı pek çok korkunç eylemlerde bulundu.

Cevabım: Sonunda, ya Yaradan’ın mükemmel olduğu ve sizin O’nun zıttı olduğunuz ya da tam tersi olduğu ortaya çıkar.

Soru: Ben mükemmelim ve Yaradan mükemmel değil mi? Ve siz Yaradan’ın mükemmel olduğunu mu söylüyorsunuz?

Cevap: Evet ama bu durumda ben O’nun zıttı oluyorum.

Soru: Peki, tüm bunların Yaradan’ın eylemleri olduğunu söylersek, o halde Yaradan tüm bunları benim kendime o şekilde bakabilmem için mi yapıyor?

Cevap: Evet.

Soru: Tamamen her şey: trajediler, savaşlar, etrafımda olup biten her şey mi?

Cevap: Kesinlikle. Hiçbir şeyin önemi yok, asıl önemli olan kişinin Yaradan’a karşı tutumunu düzeltme olasılığıdır.

Soru: İnsanın bütün yolu bu mudur?

Cevap: Evet. Bu onun tüm hayatıdır.

Soru: Peki yüzlerce yıllık tarihimiz, savaşların trajedileri, sırf bu yüzden mi?

Cevap: Kesinlikle sadece bunun için.

Soru: Eğer kişi başarırsa, bu tüm zincirin işe yaradığı anlamına mı gelir? Genel olarak, olan her şey?

Cevap: Evet, rüya gibi.

Soru: Bu bir rüyaydı. Peki, rüya olmayan nedir?

Cevap: Tüm bunları haklı çıkardığınızda ve Yaradan’ı, kendinizin, düşüncenizin ötesinde yücelttiğinizde, bu bir rüya değildir, o zaman rüyanın dışında var olmanın ne demek olduğunu göreceksiniz.

Soru: Söyler misiniz “Yaradan’ı yücelt” derken burada “Yaradan” ile neyi kastediyorsunuz?

Cevap: Kader.

Soru: Benim kaderim mi? Yani kaderim beni kendisine mi yönlendirdi?

Cevap: Elbette.

Soru: Benim kaderim Yaradan mı? Ve herkes, yaşayan sekiz milyar insanın her biri böyle mi düşünmeli?

Cevap: Evet ve bu sayede ortak iyi bir arzuda birbirimizle birleşiriz.

Soru: Yani kendimiz üzerinde çalışmak için, benzer niyetlerimiz varsa, o zaman bu şekilde mi birbirimize bağlanıyoruz?

Cevap: Evet.

Yorum: Anlıyorum. Ama şu anda kendim ile ilgili olarak kötü olduğumu düşünüyorum. Başkası hakkında düşünmüyorum.

Cevabım: Önemli değil. Dünyayı yöneten küresel arzudaki kendi bölümünüzü ıslah ediyorsunuz.

Soru: O halde son soru. Yaşamın yasası olarak “komşunu kendin gibi sev” ile başlamıştık. Kendimi ıslah etmek için, kendi üzerimde çalışmaya başladığımda “Komşunu kendin gibi sev” bu çalışmanın neresinde?

Cevap: Kendiniz dışında herkesi sevin. Onun hangi biçimde var olduğunu düşünüyorsan, onu nasıl hayal ediyorsan, kendini sevdiğin gibi onu da sevmelisiniz.

Soru: O zaman komşunu kendin gibi sevmek, kişinin kendi üzerinde çalışması mı oluyor?

Cevap: Tabi ki. Ve bu neyi gerektirir? Onu kendiniz gibi sevmeyi. Bu, onu sevemediğimi fark ettiğim anda, çalışmanın başladığı yer demektir.

 

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed