Daily Archives: Ekim 9, 2023

Son Nesil – Gerçeklik Algısı

Soru: Son nesil insanının gerçeklik algısı nasıldır?

Cevap: Son neslin gerçeği şudur, insanlar doğanın sayısız parçası arasındaki tüm bağları görecekler.

Hiçbir şey değişmeyecek, sadece bağ anlayışı değişecek.

Örneğin bir uzaylı aniden gezegenimize gelseydi, aramızdaki farkları anlamazdı. Bunlar polis, bunlar hırsız, bunlar zengin, bunlar fakir, bunlar kadın, bunlar erkek, tüm bunlar ona akıl almaz gelirdi. Bu anlayışa sahip değildir. Bizim için de durum aynı.

Üst dünyayı ifşa ettiğimizde, yaradılışın tüm unsurları arasındaki doğru ilişkiyi anlamaya başlamamız dışında yeni bir şey görmeyiz. Bu çok şaşırtıcı ve büyüktür; doğmamışlarla, doğmuşlarla, yaşayanlarla ve ölülerle, evrende olup biten her şeyin derinliğine dair bir anlayış verir.

Her şey buraya dahildir: onun tüm döngülerindeki cansız, bitkisel, hayvansal ve insan maddesi. Ama en önemlisi, bu dünyada ortaya çıkmadan önce, bu dünyadaki varlıkları süresince ve sonrasında, doğanın her derecesindeki parçaları arasında bir bağ ve karşılıklı bir etki ağı vardır.

Bu etkileşim bir bütün olarak ortaya çıktığında, insan, istisnasız tüm sorularına cevap veren sonsuz, ebedi bir resim görür. Dünyada olmuş, olmakta ve olacak ne varsa insan için her şey netleşir.

Doğanın tüm parçalarının birbirine bağlı olduğunu gördüğü için, her şeyin geliştiği yasayı açıkça anlar. Bu bir kasnak üzerindeki nakış gibidir: bir tarafta güzel bir resim, diğer tarafta düğümler vardır ve onları keserseniz her şey dağılacaktır. Bizler de böyleyiz, bağları hissetmeden birbirimizden uzaklaşıyoruz.

“Her Durumda Sakin Kalmayı Nasıl Öğrenebilirim?”

Her durumda sakin kalmak imkânsızdır. Ayrıca, her zaman sakin olmak zorunda da değiliz.

Doğa, sürekli egomuzu büyüterek bizi geliştirir. Çağlar süren insan gelişimine bakarsak, yemek, seks, aile ve barınma gibi temel hayatta kalma arzularından -mağara sakinleri olarak sahip olduğumuz arzulardan- medeniyetler olarak geliştiğimizde ortaya çıkan para, onur, kontrol ve bilgi gibi egoist arzulara kadar olan gelişimi görebiliriz.

Ego ne kadar büyürse, o kadar az sakin kalırız.

Kızgınlık, tedirginlik ve stres, kargaşanın nedeni olarak insan egomuzun farkına varmamız ve böylece egonun üzerine çıkmak için samimi yeni bir arzu geliştirmek için, doğanın bizi hissetmeye teşvik ettiği durumlardır.

Bu noktada, egonun üzerine çıkmak için cesaret ve güven hissettiğimiz destekleyici bir ortama ihtiyacımız vardır.

Böyle bir ortamın bir yönü, bizi insan egosunun üzerine yükseltmeyi amaçlayan düzenli öğrenme ve faaliyetlerdir, bu da bizi dengemizi bozacak her türlü kızgınlığa karşı korur.

Başka bir deyişle, çevremizle olan dengesizliğimizin kaynağının ego olduğunu kabul ederek ve egonun üzerine çıkmak için kendimizi düzenli olarak kalibre ederek, destekleyici çevremizi güçlendirmemiz gerekecek ve bu da yaşadığımız her türlü durumu kendi başımıza bırakıldığımızdan, daha hızlı atlatmamıza yardımcı olacaktır.

“Tanrı İle Doğa Arasındaki Fark Nedir?” (Quora)

“ ‘Doğa’nın (İbranice ‘HaTeva‘ [‘הטבע’]) ‘Tanrı’nın (İbranice ‘Elohim‘ [‘אלהים’]) ile aynı sayısal değere—seksen altı, sahip olduğu şeklindeki Kabalistlerin sözleriyle hemfikir olmak ve kabul etmek, bizim için en iyisidir. O zaman, Tanrı’nın kanunlarına ‘doğanın emirleri [Mitzvot]’ veya tam tersini (Tanrı’nın emirlerine [Mitzvot] ‘doğanın kanunları’ adıyla) söyleyebileceğim, çünkü onlar bir ve aynı şeydir.” – Kabalist Yehuda Ashlag (Baal HaSulam), “Barış.”

Kabalistlerin eşit olarak “doğa” veya “Tanrı” olarak adlandırdıkları, doğa sisteminden başka hiçbir şey yoktur ve bizler bu sistemin ayrılmaz parçalarıyız.

Dolayısıyla tek bir Tanrı vardır dediğimizde, parçası olduğumuz bu tek sistemde, tek bir kuvvet dışında hareket eden hiçbir şey olmadığı anlamına gelir.

Gerçeklikte hareket eden bu tek gücün arzusu, bizi onunla bağa getirmektir – zorlama yoluyla değil, olumlu bir şekilde farkındalık yoluyla.

Bu gücü iyi ve iyiliksever olarak anladığımız, hissettiğimiz ve edindiğimiz kadar, ona bağlı kalabilir ve tam farkındalık düzeyine ulaşabiliriz.

Erkek Ve Kadın: İdeal Bir İlişki

Fiziksel dünyada, bir erkekle bir kadın arasındaki ilişkilerin başlangıcını ve sonunu çok sık gözlemleriz çünkü dünyamız egoist bir temel üzerine kuruludur. Bu manevi dünyada olamaz çünkü sonsuz bir süreklilik, “sonsuz bir doyum” vardır.

Soru: Bir insanın protein yaşamı (fiziksel ya da dünyevi yasami) için manevi kuralların ideal kullanımı nedir?

Cevap: Yaradan ile yaratılan arasındaki ilişki gibi olmaktır! Buradaki varlığımızın amacı budur; Yaradan ile sonsuz, büyük ve güçlü olan temas hakkında bilgi edinmek ve bunu sonsuzluk dünyasından bizim dünyamıza kadar her seviyede inşa etmek. Bu, insanın son ıslahıdır. Ve doğanın geri kalanı da insana dâhildir.

Bir erkek ve bir kadın arasındaki ideal ilişki, birbirlerini doğru bir şekilde tamamlamaya başladıklarında gerçekleşir ve böylece ihsan etme ve sevginin gücü olan Yaradan aralarında ifşa olur. Üst bir edinim yoksa bu gerçekleşemez.

Bu nedenle, bizim dünyamızın seviyesinden hiçbir şey çözülemez.