“Yeryüzünde, Dünyaya Ne Yapıyoruz?” (Linkedin)

Bu hafta, dünya, 2021 Dünya Günü’nü kutladı. Tema “Dünyamızı Yenileme” idi. Gerçekten de Dünya, insanlığın kendisine uyguladığı eziyetleri çok uzun zaman çekti. Ne yazık ki, onu şu anda ve mevcut halimizle iyileştiremiyoruz.

Bozulmuş şeyi onarırsınız ve Dünya’yı onarmaya uğraşmak, Dünya’nın bozulduğunu kabul ettiğimiz anlamına gelir. Ancak Dünya ahengini kendi bozmadı. Onu biz bozduk! Bizler Dünya’ya ve birbirimize karşı bozuk tutumumuzla, şu anda düzeltmeye çalıştığımız iddia edilen tüm zararı verdik. Bir şeyi bozan şey onu öncekinden daha hızlı ve daha yoğun bir şekilde hâlâ bozuyorsa, onu nasıl restore edebiliriz? Önce kendimizi düzeltmedikçe, Dünya’yı restore etmekle ilgili herhangi bir ifade, kasıtlı bir aldatmaca değilse de, en iyi ihtimalle boş laftır. Bu nedenle yıllardır kuruluşumuz “Dünyayı değiştirmek için insanı değiştir” sloganıyla yola çıktı.

Oxford Üniversitesi araştırma merkezi Our World in Data tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırma, insanların gezegende baskın tür haline gelmesinden bu yana “vahşi memelilerin % 85 oranında azaldığını” ortaya çıkardı. Hayvanlara karşı da; toprağa, havaya veya suya ve Dünya’nın florasına karşı davrandığımızdan daha az kötü davranmadık. Aslında, 1986’da patlayan ve insanlar için radyoaktif bir yasak bölge oluşturan Çernobil nükleer santralinin etrafındaki vahşi yaşam, radyasyona rağmen daha önce hiç olmadığı kadar büyüdü. İzin verilmeyen bölgede yaban hayatını inceleyen araştırmacılar, yaban hayatı popülasyonundaki artıştan ve hayvanların güçlü sağlığından o kadar etkilendiler ki, insanların doğaya radyoaktif kirlilikten daha zararlı olduğu sonucuna vardılar.

Bu nedenle bizler,  kendimizi olduğumuz ben merkezli varlıklardan, birbirimizle ve doğa ile uyum ve barış içinde yaşayan, şefkatli ve bağlı bireylere dönüştürene kadar Dünya’yı restore edemeyeceğiz. Narsisizmden uzakta ve bağ, yakınlık, karşılıklı sorumluluk ve denge ile mutlu olan bir yaklaşıma doğru kendimizi eğitmeliyiz. Gerçeklik, çelişen unsurların entegre bir ağıdır ve yalnızca insanlar evrenin yegane yöneticileri olmaya çalışır.

Gerçeğin geri kalanı paylaşmayı kutlarken, biz onu küçümsüyoruz. Sadece her birimiz değil, bir bütün olarak, bir tür olarak. Yalnızca Dünya’yı değil, her şeyden önce birbirimizi sömürüyor ve tüketiyoruz. Bu nedenle, başlamamız gereken yer birbirimizle olan yer. Ancak birbirimize düşünceli davranmayı öğrendiğimizde, somut bir şekilde hissetmesek bile başkalarının iyiliğinin kendi refahımızı etkilediğini anladığımızda, başkalarının iyiliğinden ve refahından neşe duymayı öğreneceğiz. Bunu başardığımızda, nihayet mutlu olduğumuzu ve, yoksul ve eziyet çeken evimiz Dünya Gezegeni dahil her şeyin zenginleştiğini göreceğiz.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed