Daily Archives: Şubat 2, 2019

Ortak Bir Hedefe Doğru İlerlemek

Rabaş, Rabaş’ın Yazıları, Makale ‘‘Toplantının Gündemi 2’’: Benzer şekilde, kişi dostların toplantısına geldiği zaman, dostların onun arzuladığı amaca sahip olup olmadığını, amaca hâkim olup olmadığını görmelidir. Ve kişi, herkesin bir amaç için bağ kurması sayesinde, her biri tüm toplumun paylarıyla birlikte kendi payını da alacak diye düşünür. Dolayısıyla grubun her üyesi, ondaki gücün aynısına sahip olacaktır.

Maneviyatta, eğer birbirimize dahil olursak, herkesin diğerlerden bütün güçlerin toplamını aldığı açıkça görülür. Hiç kimse bunu başkasının hesabına kazanmaz; çünkü biriktirdikleri ve kendi içlerinde birleştirdikleri toplam güç, her biri tarafından kazanılır.

Bu, herkesin, grup tarafından yapılan tüm güçleri, tüm nitelikleri ve ıslahları kullanabildiği; inanılmaz bir manevi denge kanunudur.

Soru: Rabaş şöyle yazar: “Ve o, herkesin tek bir amaç için bir araya gelerek, her birinin kendi payına düşeni alacağını düşünür.” Bu ne anlama gelmektedir?

Cevap: Birliğin, Yaradan’ın onun içinde var olduğu gerçeğini anlamasından dolayı, herkes amacın tamamına sahip olacaktır. Bu nedenle, aldığınız şey başkasının hesabına olamaz.

Soru: Makalede, kişinin dostlar toplantısına geldiğinde, tetikte olması (uyanık olması) gerektiği yazılmıştır. Tetikte olmak ne anlama gelmektedir? Kiminle ilgilidir?

Cevap: Neden geldiğinizi, kendinizden ne ihsan etmeniz gerektiğini ve diğerlerinden ne aldığınızı açıkça anlamalısınız. Dostlar toplantısı çok ciddi bir çalışmadır.

Moving Toward A Common Goal

Acı Çekmek İstemiyorsanız

Soru: Eğer dünyada bir ceza yoksa o zaman ıstırap ve acı nedir?

Cevap: Dünyada ceza yoktur ve Yaradan’ın eşsizliğinin sizin tarafınızdan ve sizin içinizde ifşasından başka bir ödül yoktur.

Soru: Peki ya acı çekmek istemezsem?

Cevap: Bundan kaçmayacaksınız. Eğer acı çekmek istemiyorsanız, o zaman Yaradan’ı, O’nun sizi buna zorlamasından daha hızlı ifşa etmelisiniz.

If You Do Not Want To Suffer…

Binlerce Saatlik Birlik

Soru: Bir sonraki toplantıya kadar bizi tutması için, dostlar toplantısında aldığımız Yaradan’ın büyüklüğü ile nasıl çalışırız?

Cevap: Haftada bir kez bu toplantının yeterli olduğundan emin değilim/şüpheliyim.

Rabaş, her gün derste bir araya gelenler ve dersten önce ve sonra materyalleri tartışanlar için, toplantıların düzenlenmesi/sırası hakkında makaleler yazdı. Zaman zaman, her türlü “beş dakikalık bilgilendirmeler”e sahipler: sabah derslerinde, akşam derslerinde ve bazen de günün ortasında. Günümüzde, herkes cep telefonuna sahip, böylece herkes birbirini arayabilmektedir.

Mevcut onluların toplantıları, neredeyse günlük olmalıdır. Eğer insanlar bu zamanı doğru kullanırlarsa, bir yıl boyunca binlerce saat kazanırlar. Bu ortak çalışma ile çok hızlı bir şekilde başarıya ulaşabilirsiniz. Önemli olan şey, bu zamanı doğru bir şekilde doldurmak, doğru kullanmak ve onu idrak etmektir.

Thousands Of Hours Of Unity

Manevi Çalışmada Yardım

Soru: Artık sanal iletişim araçları çok iyi geliştirildi. Ego, onlarsız yapamayacağımız kadar yoğun bir şekilde patladığı için mi bu zamanda ortaya çıkarıldılar?

Cevap: Doğal olarak. Şu anda birbirimizle sürekli iletişim halinde olmamızı sağlayan her türlü cihaza sahibiz. Bizler, haberleşebilir, resim gönderebilir, konuşabilir – istediğimiz her şeyi yapabiliriz! O, mesafeyi yok eder.

Dostlarımızı, Onlumuzu bir telefonda ya da bilgisayar ekranında görebiliriz ve aynı zamanda onlarla sürekli fiziksel bir bağ içindeymiş gibi konuşuruz. Gerçekten bu bağ fizikseldir, çünkü normal bir bağ gibi hissederiz. Bu nedenle, iletişim kalitesine şimdi çok dikkat edilmekte. Mesafe önemli değil, her şey bize bağlı.

Tabi ki, en önemli şey içsel iletişim, ancak yetersiz. Fiziksel bağ ile desteklenmesi gerekir. Bu olmadan, sürekli olarak içsel çabalar gösteremeyiz.

Dostlarımızı dinlemeli, görüşmeli ve anlamalıyız, onları takdir etmeli ve kıskanmalıyız ve hepsini hissetmeliyiz. Aksi takdirde, nasıl çalışacağız?

Help In Spiritual Work

Fırtınalı Denizde Bir Sal- Onlu

Onlu, fırtınalı denizde sizi kurtaran bir saldır. Öncelikle, onu tutmalı ve gitmesine izin vermemelisiniz. Zaten onu tutuyorsanız ve hatta bu tahta parçasının üzerinde oturuyorsanız, Rabbi Akiva’nın batan gemiden kaçarken yaptığı gibi, her gelen dalgadan önce başınızı aşağı indirerek tüm yükseliş ve düşüşlerden geçersiniz.

Ne tür dalgalar oldukları önemli değildir: hissiyatta veya anlayışta, daha büyük veya daha küçük – onlara sadece tahta ile olan bağımı güçlendirmek için katlanırım/razı olurum. Sonuçta, sadece ona bağlıyım; eğer gitmesine izin verirsem öleceğim.

Salı avuçlayarak tutmak, onlunun merkezine tutunmak ve gitmesine izin vermemektir, dostlarla bağ kurmak ve yaratılışın amacını onlarla en güçlü, en içsel bağda görmeye çalışmak demektir. Yaradan oradadır ve hayatımın sırrı oradadır.

Ne olursa olsun, dostlarımla olan bağı bırakmayacağım. Önümden geçen tüm bu görüntüler: İsrail, Tora ve Yaradan birdir koşulundan ayıramaz. Yaradan’a onlu vasıtasıyla bağlıyım ve gerçekleşen her şey yalnızca bu bağı güçlendirmek için tasarlandı: Ben – grup – Yaradan.

Yükselişlere ve düşüşlere eşit davranmamız ve üzerimizden geçen bütün koşullara rağmen grubun merkezine tutunmamız gerekir.

Ders, bırakmaya gerek yoktur! Çalışma yerinden fiziksel olarak çıkarız, ama gerçekte çıkmayız. Yaradan, hayatlarımızı farklı zamanlara ve her türlü koşullara sahip olacak şekilde düzenlemiştir. Her şey ıslah amacıyla verilir. Ancak derste olduğumuzda ıslah için sadece üç saat atfediyoruz. Bu yanlıştır. Peki ya diğer saatler?

İnancı güçlendirmek, kendimizi ihsan etme gücünde güçlendirmek anlamına gelir. Önceden, gruba belirli bir ölçüde bağlı kaldığım ihsan etme gücüm vardı. Şimdi, bir bozukluk olduğunda, alma arzusu büyür ve gruptan ayrılırım, dostlar hakkında düşünmem, onları fark etmem. Kalbimde ve aklımda onlar için yer yoktur.

Şimdi onları, yeni egoizmin yüksekliğinin üstünde yeni derecede, kalbime ve aklıma geri getirmek için çalışmam gerekir. Bana yeni bir inanç gücünü getirecek olan ıslah eden Işığı tekrar çekene kadar grubun içinde çalışmaya, dostların yardımıyla karanlıkta her türlü eylemi öğrenmeye ve sergilemeye başlarım, yazıldığı gibi “her biri dostuna yardım etti.” Eski inançtan ayrıldım; onu çoktan tükettim.

Bir kişinin gizlilik koşulları altında grupta çalışmasına izin veren güce “tuz antlaşması” (Brit Melach), karşılıklı garanti adı verilir. Düştüğümde ve her şeyi kaybettiğimde, grup bana güç verir. Ve yükseldiğimde, düşen kişiye ben güç veririm: Onu uyandırırım, desteklerim, cesaretlendiririm, ona örnek olurum, onu kışkırtırım ve kıskandırırım. Tüm grupla birlikte, sanki birbirimize bağlıyız, yanıyormuşuz ve Yaradan’ı her an ifşa etmeye hazırmışız gibi sürekli hareket etmeliyiz/eylem yapmalıyız.

A Raft In A Stormy Sea—The Ten

Yaradan’dan Ne Talep Etmeliyiz?

Soru: O’ndan başkası yoksa Yaradan neden bir şeyin eksikliğini doldurmuyor? Örneğin, O, tedavi edilemez bir hastalığı olan bir kişiye yardım etmiyor.

Cevap: Hastalığı gönderen O’dur! Her şey Yaradan tarafından yapılır.

Her gün, şafaktan karanlığa kadar çeşitli sıkıntılar verir ve bir şekilde onlardan kaçmak için çaba sarf etmek zorundayız.

Kaçmanın imkânsız olduğunu anlarız, ancak bu arada hala O’na yalvarırız ve her şeyin arkasında nerede saklandığını bulmaya çalışırız. Aldığımız darbelerin amacı budur. O, bizim dikkatimizi çekmek için bize sıkıntılar gönderir.

Soru: Bu, O’ndan tüm bunları değiştirmesini istemenin hiçbir anlam ifade etmediği anlamına mı geliyor?

Cevap: Hayır, sadece bir şey hakkında talep etmemiz gerekiyor: O’nun Birliğini dünyaya ifşa etmek.

What Should We Ask The Creator?

Zohar Kitabı Kim İçindir?

Herkes İçin Zohar, Tora, “BeHaalotha”58: Torah’ın literal hikâyeler ve Esau ve Laban’ınki gibi cahil sözler anlatmak için geldiğini söyleyenlere yazıklar olsun. Eğer böyle olsaydı, bugün bile eğitimsiz bir kişinin sözlerini kurallara hem de onlarınkinden daha iyisine çevirebilirdik. Ve eğer Tora dünyevi meselelere işaret ediyor olsaydı, bu dünyayı yönetenler arasında bile daha iyi şeyler söyleyenler vardır, böylece onların arkasından gider ve aynı şekilde onları kurallara çevirirdik. Ancak, Torah’ın bütün sözlerinin en yukarıda anlamı vardır.”

Zohar Kitabı’nı yeni başlayanlara anlatmak çok zordur. Bu tamamen kapalı kutudur. Onun metinleri edebi veya tarihsel olarak, genellikle korkutucu, gizemli görünmektedir.

Rabaş’la çalışmaya başladığımda, Zohar Kitabı’nın giriş makalelerinden biri olan Baal HaSulam’ın “Kabala İlmine Önsöz” adlı makalesini çalışmam önerildi. Ancak tüm metot, manevi çalışma tekniği, onun içinde duyguların dilinde değil, Kabala’nın dilinde açıkça anlatılmıştır.

Zohar Kitabı, ders kitabı olarak kullanılamaz, sadece Kabala’yı ciddi bir şekilde çalışan insanlar için, üst sınıflar için materyal olarak kullanılabilir.

Soru: İçinde hangi sırlar gizlidir?

Cevap: Bu sırları bir insana anlatmak imkânsızdır, çünkü anlaşılmaz şeyleri bir araya getirmesi gereken uygun bir akla sahip olmadığı için her şey ona belirsiz olacaktır.

Gerçek şu ki halen Kabala çalışan bir kişi sıradan bir dünyevi psikolojiye sahiptir. Işık onu biraz değiştirmeye başlayana kadar kendi üzerinde çalışmalıdır ve buna göre çalışılan materyali farklı algılayacaktır.

Soru: Öyleyse, Zohar Kitabı neden yazılmıştır?

Cevap: Çalışılacak, değiştirebileceğiniz bir şeye sahip olmanız için ve değişimlerinizin ölçüsünde, eskiden tek taraflı görünen dünyanın nasıl değiştiğini hissedersiniz ve artık onu bütün olarak görürsünüz.

O zaman, onu tamamen farklı algılarsınız: tamamlayıcı, değiştirilebilir, ortak bir bütün olarak. Tüm cansız, bitkisel, hayvansal ve insan doğası, tek bir sistem olarak algılanacaktır.

Sadece onun içinde yaşayacaksınız. Diğer her şeyi değiştirmeden, bir şeyi değiştiremeyeceksiniz.

Zohar Kitabı, Tora hakkında bir yorumdur/açıklamadır/tefsirdir. Tora’da kişinin ve tüm insanlığın yolu ile ilgili kesinlikle her şey, başından sonuna kadar yazılıdır. Sadece manevi basamaklardaki yükselişe göre değişen kişi, içinde yazılı olanı elde eder.

Who Is The Book Of Zohar Meant For?

Sağlam Bir Mantık İzlemek

Rabaş, Rabaş Makaleleri, Makale “Toplantının Gündemi 2”: Dolayısıyla, kişi önce toplantının önemini övmelidir ve sonra bu etkinlikten ne elde edeceğini görmelidir. Atalarımızın dediği gibi, “Kişi her zaman Yaradan’ı övmeli ve sonra dua etmeli.” Diğer bir deyişle, toplantının başlangıcı, yani konuşmaların başlangıcı topluluğu övmeye dair olmalıdır. Herkes, topluluğun erdemi ve önemi için nedenler sunmaya çalışmalıdır. Hiçbir şey hakkında değil, fakat sadece topluluğu övmekle ilgili konuşmalıdırlar.”

Soru: İlk önce grubun önemi hakkında bir kelime oyunu olmalı mıdır?

Cevap: Bu bir oyun değildir! Her seferinde yeni baştan başlamanız gerekir. Neden bu dünyada varım? Hangi amaç için? Bu amaca nasıl ulaşmalıyım ve ulaşabilirim? Neden grup içinde? Tam olarak ne tür bir grupta? Yaratılış hedefine ulaşmak için dostlar ne tür çalışmalar yapmalıdır? Ve bunun gibi.

Soru: Dostlar toplantısına giderken, bu bağ daima önümde olmalı mı?

Cevap: Eğer bu bağın ortasında uyanmaya başlarsam, o zaman bu manevi çalışma için ciddi bir temel değildir. Ciddi bir temel en baştan kurulur: “Neden bu dünyaya geldim?” Aksi takdirde, nasıl devam edeceğim? Neye göre?

Yaradan’a ulaşmak için bu dünyada varım. Yaradan’a ancak doğru onluyu bir araya getirirsem ulaşabilirim – Dalga yakalayan bir radyo alıcısı gibi O’nu yakalamayı mümkün kılacak kırık arzulardır.

Bunu yapmak için, bize Yaradan’ı tıpkı bir alıcıdaki salınım devresi gibi ifşa etmek için kendimizi nasıl ayarlamamız gerektiği hakkında rehberlik ve tavsiye verildi.

Soru: Hem dostlar toplantısı hem de derslerin yanı sıra normal yaşam için bu tür hazırlıklar yapmayı önerir misin?

Cevap: Tabii ki. Kendimi böyle ayarlarım. Bir onluya ihtiyacım vardır. Neden toplantıya gidiyorum? Çünkü bu onluda Yaradan’ı ifşa etmeliyim. Aksi takdirde, O’nu edinemem. Ancak benim için Yaradan’ı ifşa etmek, yaşam amacına ulaşmak anlamına gelir. Bu nedenle, zaten dostlarla buluşmak için acele etmek ve bir şeyler yapmak için bir nedenim vardır.

Bu amaçtan yola çıkarak onluda Yaradan’ı edinmek için koşulları ifşa etmeliyim.

Soru: Yani, her şey duygusal seviyede mi olmalı?

Cevap: Mantıksal seviyede bile. Eğer şu an hiçbir duyguya sahip değilsem, kesinlikle donuğumdur/kalpsizimdir; böyle zamanlar vardır. Bu nedenle, her şeyin arasında gezinmeye başlarım ve tekrar mantığa göre giderim. Mantık demir gibidir; başka hiçbir şeyim yoktur. Ve böylece kendimi gidip bu fırsatı kullanacağım bir koşula getiririm. Dostlar toplantısı haftada bir bana verildi ve ben de katılmalıyım.

Ondan manevi yükselişime devam etmemi sağlayan tüm dostlarımdan izlenimleri almak için nasıl davranacağımı anlamam gerektiğini bilirim.

Following Sound Logic