Category Archives: Erkek

Erkek Ve Kadın: Hayata Karşı Tutum

Yorum: Şu anda 15 ila 20 yıl önce yalnızca erkeklere ait olan alanlarda kadınların temsili önemli ölçüde arttı.

Cevabım: Bu iyi bir hayatın sonucu değil. İş kadınlarıyla kalpten kalbe konuşun ve buna ihtiyaç duymadıklarını göreceksiniz. Bu kadınları mutlu etmez. Biraz daha fazla para, biraz daha fazla şey.

Bir kadın hayata bir erkekten daha gerçekçi davranır. O dünyaya, toprağa, doğaya bağlıdır. Ve yeterince maddi olmayan şeyler yani bankadaki hayalet gibi para ya da onun gibi şeyler onun için çok önemli değildir. Kadın, emniyet ve güvenlikle ilgilenir, ancak yaşamı için mevcut koşullarda gerekli olduğu kadarıyla ve daha fazlasını değil.

Bir adam çeşitli oyuncakları kovalar: gemiler, uçaklar ve yatlar. O çocuk kalır. Kendisine fayda sağlayıp sağlamadığı onun için önemli değildir; oyunlarına kapılır ve zamanını bu şekilde geçirir.

Kadının buna ihtiyacı yoktur. Dünyaya daha gerçekçi bakar: Bir eve, bir aileye, sağlam bir güvenliğe ihtiyacı vardır.

Soru: Bir erkeğin kendini yeterli hissettiği bu olgunun doğası nedir? Eğer bir kadın ondan bir şey talep etmezse oyunlarını oynamaya devam ederdi.

Cevap: Erkek Yaradan’a ulaşmayı hedeflemeli, bu edinimi dünyamıza getirmeli, kadına aktarmalı ve onun yardımıyla Yaradan’a ulaşmalıdır çünkü bu olmadan imkânsızdır. Erkek ve kadın ortak arzularında yani insanlığın erkek ve dişi kısımları birlikte Yaradan’a ulaşır.

İnsan tek bir varlık olarak dünyamıza indi ve sonra erkek ve kadın olmak üzere iki karşıt parçaya ayrıldı. Sadece bir araya gelerek (bu sadece manevi niteliklerle ilgilidir, fiziksel niteliklerle değil) yukarıya tırmanabilir ve üst dünyaya ulaşabiliriz.

Kadın ve Erkek Birbirini Tamamlar

Soru: Kabala’da kadın sezgisi diye bir şey var mı? Eğer öyleyse, Kabala onu nasıl etkiler ve gelişmesine nasıl yardımcı olur?

Cevap: Elbette var. Bizim dünyamızda kadın doğaya çok daha yakındır. O her şey hakkında, hayatının sonuna kadar çocuk kalan bir adamdan daha gerçekçidir.

Bir kadının çocukları doğurması ve eğitmesi gerektiğinden, bir şekilde daha yüksek sistemden, Yaradan’dan, O’nun işlevlerini alır: doğurmak, doğanın bir sonraki seviyesini, gelecek nesli geliştirmek.

Bu nedenle dünyamızda bir kadın bir erkekten daha olgun ve daha gerçekçidir. Ama diğer yandan, bu, erkeklerde kadınların sahip olmadığı niteliklerle telafi edilir.

İnanıyorum ki var olan ayrı erkek ve kadın grupları esasen birbirini tamamlar. Bu nedenle,  özgürce gelişmesine izin vermek dışında,  kimseye baskı yapmak gerekli değildir.

Bizler dünyada Kabala’nın serbest gelişiminin ilk nesliyiz. Ve bu nedenle, bu olguyu önce kendimiz üzerinde çalışmalıyız, o zaman kendini gösterecek ve nasıl ilerleyeceğimizi öğreneceğiz.

Başkasının Yararı İçin Kendini Yenilemek

Soru: Kabala çalıştığımızda ne olur? Erkekler ve kadınlar doğalarını hissetmeye başlar mı?

Cevap: Önce anlamaya başlarlar ve sonra birbirlerine tamamen zıt olduklarını hissederler: beden, zihin, farkındalık ve dünya görüşünde. Bizler bu ayrımı o kadar bulanıklaştırdık ki, dikkat bile etmiyoruz ve sanki yok gibi geliyor.

Bu şekilde bir tür karşılıklı anlayışa, cinsiyet eşitliğine vb.ne ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Bu doğru değildir. Bir erkek ve bir kadın arasındaki farkı açıkça anlamalıyız, çünkü her birimiz doğru konumda olduğumuzda, diğerinin yararına kendimizi ekleyebilir ve yenileyebiliriz.

Kabala, çelişkilerimizi korurken ve hatta onları daha belirgin hale getirirken, birbirimizle nasıl birleşmemiz gerektiğinden bahseder. Bir kadına, benim gözümde onun bir kadın olduğunu gösterdiğimde ve ona kendimi bir erkek olarak gösterdiğimde, hemen kendimizi bir tür samimi ilişkiye sokmayız.

Zihinsel, duygusal seviyede, yetiştirilme ve etkileşim seviyesinde konuşuruz. Bununla ne kadar zıt olduğumuzu ama aynı zamanda birbirimizi nasıl tamamlayabileceğimizi gösteririz. Kabala, erkeğin ve kadının nasıl birbirine bağlanması gerektiğini açıklar.

Bize öyle geliyor ki, doğada, örneğin bir erkek ve bir dişi arasında böyle bir bağlantı çok daha basittir. Aslında o kadar basit değildir. İçsel farklılıklarını, birbirleriyle nasıl etkileşim kurduklarını anlamıyoruz.  Farklılıklarımızı doğru bir şekilde kabul etseydik, bu bizi tamamen farklı bir kültüre, iletişim alanına ve diğer sosyal kurumların inşasına götürürdü.

İş yerinde, tatilde ve aileler arasındaki etkileşimlerde tamamen farklı bir şekilde iletişim kurardık. Başka televizyon ve radyo programlarımız olurdu. Oyunlar, sporlar, her şey farklı görünürdü.

Yaratılışın Zıt Nitelikleri

Soru: Kabala’ya göre, doğada erkek ve dişi kısımların temel farkı nedir?

Cevap: Kesinlikle her şey. Doğada bir erkek ve bir kadından daha zıt hiçbir şey yoktur. Üstelik bu fark her geçen gün artıyor; önce cansız maddelerde, hatta minerallerde, sonra bitkilerde, hatta  hayvanlarda ve hatta daha fazla insanlarda belirgin olmaya başlıyor.

Yani, gelişmiş bir erkek ve kadın, eğer kişilik olarak gerçekten çok gelişmişlerse, yaratılışın en zıt niteliklerini temsil ederler. İçlerinde hiçbir şey aynı olamaz. Bu nedenle, herhangi bir anlaşmaya varmaları çok zordur, basitçe birbirlerini anlamazlar ve hiçbir şekilde birbirlerine benzemeye yaklaşamazlar.

Soru: Yani, esasen birbirlerinin dünya görüşünü anlama çabalarının tümü başarısız mı olur?

Cevap: Sonunda evet. Yavaş yavaş büyük bir krize girdiğimizi görüyoruz: çocuklar evden ayrılıyor, anne babalar boşanıyor, birbirlerine katlanamıyorlar, insan kendinden nefret ediyor.

Kişi sadece karşı cinsle anlaşamamak değil, aynı zamanda her türlü anormal dürtü ve cinsel ihtiyaçların farkına varıyor. Genel olarak, bizim zamanımızda cinsiyet, evlilik, aile ve çocuklar, tüm bunlar, tam anlamıyla parçalanmaya ve bir önceki kanunların ve koşulların kontrolünden çıkmaya başlıyor.

Bu nedenle, gerçekten nasıl birliğe gelebileceğimizi açıklayan Kabalistik bir metodoloji var. O, bütün bir bilgi sistemidir.

Hayatlarımızın Ötesine Geçelim

Soru: Neden bugün erkekler ve kadınlar birbirlerine karşı herhangi bir sorumluluk almak istemiyorlar?

Cevap: Neden? Geçmiş yaşam döngülerinde, ben önceki döngülerden çok daha büyük olan yeni bir egoizmle doğdum. Bir insandaki bencillik her gün, her dakika büyür ve biz bu sebepten ötürü gelişiriz. Dünyada sürekli olarak yeni bir şeyler yaratıyoruz, bilimde, sanatta, kültürde ilerliyor, yeni ilişkiler kuruyor, devrimler yapıyoruz. Hayvanlarda bu yoktur; onların egoizmleri sabittir. Beş yüz yıl önceki bir hayvanı ele alalım ve bugün bunlar hemen hemen aynıdır.

Bir önceki kuşaktan ve bugünün kuşaktan birine bakarsanız, çok büyük bir fark vardır. Çocuklarımız artık bizi anlamıyor. Biz bile on yıl öncesini ve bugünü birbiriyle karşılaştırsak, kendimizi anlamayacağız.

İçimizde her zaman değişen ve bütünlük arayışı içinde kendimizi geliştirmeyi isteyen egoist temel, niteliksel olarak farklıdır. Örneğin, geçmiş nesillerde, hayvansal koşul denen bir durumda yaşıyorduk – doğduğumuz gibi, olmamız gerektiği gibi.

Diyelim ki ben bir çiftçi, demirci, terzi ya da kunduracı ailesinde doğdum. Bu, babamın mesleğini, aletlerini ve hatta kıyafetlerini bile miras alacağım, yakınlara bir ev inşa edeceğim, bir komşunun kızıyla evleneceğim anlamına gelir.

Her şey uyumludur. Bir adam buna ihtiyacı olduğunu hissetti, bu da ona yardımcı oldu. Bunu; bu benim yapım, bu benim için sağlandı ve bu beni korur diye hissetti. Kendini iyi hissetti.

Büyükbabamın bile evlilik kaydı olmadığını hatırlıyorum. Milli geleneğe göre evlendiler, bir huppah yaptılar ve hepsi bu kadardı. Sonra, büyükbabam öldüğünde ve medeni durumlarını yeniden yazmak gerektiğinde, aynı yaşta birkaç tanık aldılar ve onların karı koca olduklarına dair tanıklık ettiler.

Evlilik insani bir zorunluluk değildi. Onun için doğal bir iletişim ortamıydı. Kişi kendi etrafında evini, ailesini, avlusunu, bahçesini, ebeveynlerinin yanında, bir tür topluluk, şehir, hatta bir ülke, devlet yarattı.

Yani, o zamanlar kişi kendi etrafında var olabileceği bir tür kabuk yaratmak istedi. Bir hayvan da kendi etrafında koruyucu sistemler oluşturarak böyle davranır.  Ancak 20. yüzyılda birdenbire bu çerçeveyi kırdık ve ilerlemenin hayvansal seviyesinden,  insan seviyesine geçmeye başladık. Birkaç bin yıl önce Kabala’da böyle bir devrimin 20. yüzyılda gerçekleşeceği söylenmişti.

Kişi, herhangi bir çerçeveye tahammül etmeyendir, onlardan çıkması gerekir. Bu nedenle yeni bir kültür, bilim, ailede ve toplumda ilişkiler ortaya çıkar. Şimdi hepsi eşit, sınır yok, artık kimseyi dinlemiyorum. Adam her şeyden kurtulmaya çalışıyor. Uzaya gitmek bile, daha yüksek bir duruma, dış boyuta geçme arzumuzun göstergesidir.

Hâlâ hissetmesek bile, bu, içinde yaşadığımız yetmiş yıl olan insan yaşamımızın çerçevesinin ötesine geçme arzusunun yönüdür. Beni kısıtlıyorlar, başını ve sonunu görüyorum ve bu nedenle tüm bu hayat bir hapishane gibi. Bu hayatın dışında daha yüksek bir şey bulmalıyım.

Bir kişi şu soruların cevabına ulaşmazsa: neden ve ne için?, o zaman diğer her şeyi ihmal eder. Onun için artık hiçbir şey önemli değildir. Olabildiğince basit var olur, hepsi bu.

Erkekler ve Kadınlar: İhtiyaç Olduğu Kadar Çalışmak

Soru: Dünyamızda bir kadın bir erkeği nasıl daha iyi destekleyebilir? Hiç çalışmaması, ancak kendini mümkün olduğunca bir erkeği desteklemeye adaması gerektiğine dair bir görüş var.

Cevap: Yakın gelecekte bunun böyle olacağına inanıyorum, çünkü çılgın miktarlarda tamamen gereksiz ürün üretmeyi bırakacağız.

Hayat yavaş yavaş daha dengeli bir hale gelecek ve bu nedenle kadınların çalışmasına gerek kalmayacak. Hatta önemli sayıda erkeğin çalışma ihtiyacı bile ortadan kalkacaktır. Herkes, hem kendi arasında hem de cinsiyetler arasında doğru ilişkiler kurma teorisi ve pratiğiyle daha ilgilenecek.

Tüm bunlar çok hızlı ve doğru bir şekilde uygulanacaktır. Burada büyük bir sorun görmüyorum. Sorunlar hem erkekler hem de kadınlar için aynıdır. Özellikle bizim zamanımızda. Erkeklerin daha fazla çalışacağını ve kadın emeğine hiç ihtiyaç duyulmayacağını düşünmüyorum.

Kadınlar tarafından daha iyi icra edilen bazı meslekler var. Erkekler denildiği gibi dinlenebilirler, yani içsel, psikolojik örgütlenmelerinin sonucu olarak yapamayacakları görevlerden salıverilirler.

Bu nedenle, kadınları tüm işlerden uzaklaştırmaktan ve sadece erkekleri tutmaktan bahsetmiyoruz. Bence neredeyse tüm kadınlar gerçekten evin dışında çalışmaktan kurtulabilir, ancak gerekirse buna dahil olacaklar. Erkekler,  varoluş için gerekli olanı üretmek için, ihtiyaç duyulduğu ölçüde müdahil olacaklardır.

Geri kalan zaman, tüm insanlığı üst dünya sisteminin seviyesine yükseltmek için yalnızca, karşılıklı bağ yöntemini öğrenmeye ayrılacaktır.

Soru: Yani insanlar çalışmak için yaratılmadı mı?

Cevap: Prensip olarak hayır. Aynısı cansız, bitkisel ve hayvansal seviyeler için de geçerlidir. Bugün kulağa tuhaf gelse de, onlar sadece biz insanların doğru etkileşimlerimizle üreteceği enerji ile beslenecekler. Bu özel dünyayı henüz görmedik.

Kısa Eğitim Ansiklopedisi, Bölüm 1

Soru: Geleceğin ebeveynlerinin, dünyamızdaki buluşması önceden belirlenmiş midir yoksa belirlenmemiş midir?

Cevap: Önceden belirlenmiştir. Bu kişiyle tanışmam tesadüf değildi.

Soru: Bu neden yapılır? Çiftler neden bu şekilde bağlanır?

Cevap: Dünyada tesadüf yoktur. Hiçbir şekilde tesadüf yoktur! Üstat ve Margarita’da söylendiği gibi: “Tuğla ne buradadır ne de orada … asla birdenbire birinin kafasına düşmez.”

Soru: Öyleyse, doğacak belirli bir çocuğun doğumu önceden belirlenmiş midir?

Cevap: Her şey, tüm zamanların sonuna kadar kesinlikle önceden belirlenmiştir. Yeni bir şey yoktur.

Soru: Çocuk sahibi olmak için iyi bir zamanın olduğunu söyleyebilir miyiz?

Cevap: Bunun da önemi yok ve insanlara da bağlı değil. Her şey yukarıdan düzenlenmiştir ve öyle olur. Aslında kişi hiçbir şeyi seçmez.

Soru: Ama ebeveynler çocuk sahibi olmak istediklerine karar verdiklerinde ne düşünmelidirler?

Cevap: Dünyaya faydalı olacak ve dünyaya faydalı olduğu gerçeğinden haz alacak iyi bir insan meydana getirmek istediklerini.

Soru: “Dünyaya fayda sağlamak” nedir?

Cevap: İnsanları bir araya getirmek.

Yorum: Bu görevi ebeveynlere verdiğinizi hayal edin!

Cevabım: Gebe kalma eyleminde, bunun hakkında düşünürler. Ketuvim, Eyüp 3: 2’de yazıldığı gibi: “Doğduğum gün yok olsun, ‘Bir oğul doğdu’ denen gece yok olsun!”

Yorum: Genellikle kişi kendisiyle ilgili daha çok düşünür, böylece iyi, kibar, samimi, sevilen, sağlıklı bir çocuk olur. Onu daha çok düşün.

Cevabım: Hayır. Bununla çocuk değil bir hayvan meydana getirisiniz. Ve eğer onun dünya için bir insan olarak, dünyada nasıl olacağını düşünürseniz, o zaman bir insan yaparsın.

Soru: Ya bir çift çocuk sahibi olamıyor, ama gerçekten istiyorsa?

Cevap: Deneyebildiğiniz kadar deneyin. Hiç bir şey yapamazsınız. Bugün bile bu hala yüksek takdiri ilahiye bağlıdır.

Soru: Ve burada daha fazla ne yardımcı olacak: şifacılara mı yoksa doktorlara gitmek mi?

Cevap: Doktorları ziyaret etmeliyiz, mümkün olan her şeyi yapmalıyız.

Soru: Ve aynı zamanda yukarıdakinden yardım etmesini mi istemeli?

Cevap: Elbette, hep birlikte.

Soru: O, bu isteği ne zaman duyacak?

Cevap: Bu bizim için bilinmezdir. İnsanlar birbirlerine ve Yaradan ile iyilik yapmaya çabaladıkça, bu arzuyu yerine getirmeye o kadar yakın olurlar, ancak bu bunu garanti etmez.

Yorum: “Birbirlerine ve Yaradan ile iyilik yapmak” çok net değil. Bu noktayı açıklayın lütfen.

Cevabım: Başlangıçta Yaradan tarafından belirlendiği gibi, birbirleri arasında eylem yapmak.

Soru: Bu nasıl belirlenmiş?

Cevap: Her şey iyilik üzerine inşa edilmiştir.

Sevgi Ne Üzerine İnşa Edilir?

Soru: Konuşmalarınızda sık sık karşılıklı çekiciliği sevgi olarak düşünmenin yanlış olduğunu, sevginin karşılıklı tavizlerle inşa edilmesi gerektiğini söylüyorsunuz. Çekim, neden partnerime karşı hisler geliştirmeme engel olmalı?

Cevap: Çekim size engel olamaz. Ancak sevgi cinsel çekime dayanmaz. Bu, ayrılmaz bir parça olarak gereklidir, ancak kesinlikle yeterli değildir. Matematikte olduğu gibi – koşul gerekli ama yeterli değil.

Sevgi, eşler arasında belirli bir tür manevi temas olduğunda, birbirlerini tamamladıklarında, yavaş yavaş bir yakınlaşma, karşılıklı manevi doygunluk olduğunda ortaya çıkar. Bu nedenle cinsel ilişkiler burada birincil bir rol oynamaz.

Dünyevi Soru

Soru: Kabala aile içinde ilişkiler kurmaya nasıl yardımcı olur? Geniş bir kadın izleyici kitlesine sahibim, onlar nasıl bir eş bulunacağı ve onunla bir aile kurma konusuyla ilgileniyorlar.

Cevap: Bu, her birimize yakın dünyevi bir soru olmasına rağmen çok karmaşıktır. Sonuçta, varoluşumuzda yaşamın bir döngüsünden diğerine geçmek zorunda olduğumuz değişimlere, daha yeni değinmeye başlıyoruz.

Bu nedenle, elbette bu tür sorular sorulabilir, ancak bunların cevabı hem karmaşık hem de basittir. Kimsenin size hiçbir şey söylemeyeceği gerçeği basit çünkü kimse cevabı bilmiyor. İyi ya da kötü bir şekilde uygulamanız gereken içsel bilgilerinizi sadece siz açığa çıkarabilirsiniz.

Özgür seçiminiz, kendinizi tamamen nasıl gerçekleştirdiğiniz ve kişinin hayatında kendini doğru şekilde yönlendirmesi için tek fırsattır.

Bir eş seçmeye gelince, bu zaten Reşimo denilen (ruhunuzun iç kaydı, gelecekteki durumu) bilgi çekirdeğinizden, kim olduğunuzu tam olarak veya en azından az çok hayal etmeniz ve bu eşle kendinizi hızlı, iyi, rahat, doğru bir şekilde gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğiniz gerçeğinden kaynaklanır. Bu kolay değildir çünkü bu, onun ve sizin kaderinizin, uyumlu bir şey olarak görünmesine bağlıdır.

Kadın Kabala Çalışırsa

Soru: Kadın Kabala çalışmaya başlarsa ve manevi olarak gelişirse ama kocası çalışmıyorsa, çalışmayı bırakmalı mı?

Cevap: Hayır, onu durduramazsınız. Eğer size, kendinizi, ruhunuzu geliştirme fırsatı verilirse, hiçbir koşuldada durmamalısınız. Sadece, bunu kocanıza sitem etmeden yapın.

Ona, bunun sizi çok iyi hissettiren hobiniz olduğunu söyleyin ve manevi maceralara sahip olmak, bazı maceralar aramaktan daha iyidir. Bunu kabul edecektir.

Soru:  Ya çalışmayı durdurmamda ısrar ederse?

Cevap: Neden? Eğer karısı diyelim mi ezoterizmle, manevi bir şeyle ilgileniyorsa, o bununla övünebilir bile.

Yorum: Bir erkek, bir kadının değişeceğinden, gelişiminde onu aşacağından ve ayrılacağından korkar.

Cevabım: Korkuyor olabilir, ancak onu başka bir şeye tercih ettiğinden emin olmalıyız. Bir adam her zaman karısının yanında olmasını, ona bakmasını ve ona hizmet etmesini ister. Bu nedenle, ona tam olarak elde ettiği şeyin bu olduğunu göstermeliyiz.

Yorum: Ama bir kadın olarak, bir erkeğin seçimini etkileyemem. Sonuçta, benimle birlikte gelişmek ve manevi olarak büyümek kendi seçimi olacaktır.

Cevabım: Elbette. Maneviyatta herhangi bir şeyi zorlamak imkansızdır. Bu nedenle maneviyatta zorlama olmadığı söylenir, herkes istediği kadar, yapabildiği kadar çalışır. Belki Kabala çalışmak istemiyor ama yogayı veya başka bir şeyi tercih ediyordur. Olsun.

Sevgiyle, başka birinin böyle şeyler yapmasına izin vermelisiniz. Bunda yanlış bir şey yok, o hala eşiniz, hayat arkadaşınız olarak kalır.