Daily Archives: Kasım 26, 2021

“Eğitim Nedir?” (Quora)

Eğitim – yani şu anda yetenekler ve bilgi edinme ile ilgili olan eğitim değil, eğitimin doğru biçimi – bize bir eylem çizgisi ve gelecekteki bir duruma doğru bir yön veren belirli bir sosyal çevreyle olan bütünleşmemizdir.

Bir sonraki seviyemizi sosyal çevremizde görmemiz gerekir. Bir sonraki seviyemiz bizi ileriye, uyanmaya, cesaretlendirmeye, motive etmeye ve onun gibi olmamız için bize ilham vermeye teşvik eder. Sosyal bir ortamda değişim bizim için daha kolaydır.

Eğitimciler, duygularımızın ve ruh halimizin çevremize uyum sağlamamız için itici güç olduğu ve böylece toplumu oluşturan birimlerin uyumlu bir grup halinde bir araya geldiği ve bir sonraki seviyemiz olan bir sosyal atmosfer yaratmalıdır.

Uyumlu bir grup, doğası gereği egoist olan yani birbirlerinin zararına haz alma arzularından oluşan bireylerin, yeniden pozitif sosyal varlıklara dönüştüğü ve ihtiyaç duydukları her şeyi barışçıl, uyumlu ve uygun bir şekilde, ancak karşılıklı işbirliği yoluyla sağlayabilecekleri bir toplumla çevreledikleri zaman, mutlak ve karşılıklı işbirliği içinde olduklarını anlamaya başlayan bir gruptur.

Buna göre, böyle bir ortama girerek egomuza belirli bir baskı uygularız. Yani başarılı olmak ve toplumda belirli bir düzeyde saygı görmek isteriz, bu nedenle esas olarak karşılıklı işbirliğine değer veren bir topluma girersek, topluma uyum sağlamak ve toplumun saygısını kazanmak için daha işbirlikçi ve verici olmaya çalışırız. Başka bir deyişle, bencil hedeflerimizin özgecil eylemlerle tatmin edildiğini hissederiz. Sonrasında, böyle bir ortamı ne kadar besler ve ona katılırsak, bizi gerçekten mutlu ve kendine güvenen insanlar olmaya yükseltecek olan değerler, toplumda düzenli olarak desteklenir ve güçlendirilirse bizler verici, işbirlikçi ve özgecil varlıklar olmak için o kadar çok gelişeceğiz. Optimal bir eğitim formunun özü budur.

Manevi Bir Egzersiz

Yaradan’a sevinçle dönmeye çalışın çünkü biz O’nun yarattığı dünyadayız ve yönelebileceğimiz biri var. Bunu yapmak için sürekli talep eden ve isteyen egomuzun üzerine küçük bir adım atmamız gerek. Bundan dolayı sürekli üzüntü ve memnuniyetsizlik içindeyiz.

Yaradan’a tatmin vermediği için ağlamayı bırakın. Aksine O’na dönebilirsek, bu zaten bir sevinçtir. Ve Yaradan ile bağ kurma fırsatının tadını çıkarmak istersem, o zaman Yaradan’dan bu sevinci almaya başlayacağım çünkü O’nun doldurabileceği Kli olacak. Bu sadece psikoloji değil, üzerinde sürekli çalışmanız gereken manevi bir egzersizdir.

Yaradan bize bu egzersizi verir, böylece ilgimizi kendimizden uzaklaştırıp Yaradan’a doğru çeviririz. Kendi içimi kazmak ve egoizmimde tatmin olmadığı için üzülmek yerine, sevinçle Yaradan’a dönerim ve bu benim manevi Kli’m olur.

Kişinin bu imtiyazı kabul etmesi uzun yıllar alır. Ama bu tavsiyeyi dinleyip yerine getirseydi, hemen ilerlerdi. Gün boyu, neşe içinde Yaradan’a dönmeye çalışın.

Herkesin bazen birkaç yıl sürebilen üzüntü ve şüphe dönemleri vardır. Ancak kişi Yaradan’a döndüğünü ve bu nedenle üst bir güçle karşı karşıya olduğu için her zaman neşe içinde olması gerektiğini anlar anlamaz, bu andan itibaren hayatında yeni bir aşama başlar. O şimdiden Yaradan ile bağa ulaşmıştır.

Annenin içindeki embriyonun kendisinin farkında olmadığı gibi, insan bu bağı henüz hissetmeyebilir. Ama o zaten manevi bir embriyo haline girer ve başına gelenlere rağmen neşe içinde kalırsa, bu, egoizminin üzerine çıktığı ve kısıtlama sınırından geçtiği anlamına gelir.

Yaradan’a O’nu memnun etme arzusuyla ulaşmayı başarmak, içimde olanları değil, dışarıda olan Yaradan’ı düşünmek, bu yapmamız gereken ana devrimdir. Bu manevi dünya ile sınıra girmektir.