Koronavirüs Tüketici Davranışını Sonsuza Kadar Nasıl Değiştirecek? (Quora)

Koronavirüs, yakın zamana kadar norm olarak kabul ettiğimiz egoistik rekabetçi yaklaşımın tekerine çomak soktu.

Çünkü insani gelişimde, egoist doğamızın ötesinde, başkalarından kişisel olarak yararlanma eğiliminin ötesinde büyümeye ihtiyaç duyduğumuz bir noktaya geldik.

Başka bir deyişle, şimdiki çağımız, birbirine bağlı ve birbirine bağımlı formuyla dengeye gelmemiz için bizi baskılayan doğa ile karakterize edilir ve bu nedenle artık kötüye kullanımımıza tolerans göstermemektedir.

Bu nedenle, insanların ve doğanın sömürülmesini içeren işletmeler yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. İstediğimiz herhangi bir işi açma günleri – ön planda kâr güdüsü ve eğer varsa arka planda sosyal ve ekolojik düşünceler ile – sona erdi.

Dolayısıyla önümüzde büyük bir girişim var. Bu, doğayla dengelenmekten yani doğada var olan her şey arasındaki bütünsel ilişkilerle uyum içinde, birbirimize karşı tutumumuzu ayarlamaktan daha azını gerektirmez.

Doğa, özgecilik ve karşılıklı bağlılık yasalarına göre işlediği için, doğa ile dengeli sağlıklı, güvenli ve mutlu hayatlar yaşamak için ilişkilerimizin niteliğini de – egoistten özgecile, bölücüden iyi bağlara – yükseltmemiz gerekir.

Önümüzde ilginç zamanlar var. Sonunda pandeminin koşullarından kurtulduğumuzda, Koronavirüs hayatlarımıza girmeden önce içinde bulunduğumuz steroid pompalanmış kapitalist çevreye nasıl geri dönüş olmadığını, daha net hissedeceğimizi düşünüyorum.

O aşamada, ayrıca ne ölçüde değiştiğimizi kabul etmeye başladığımızı da görüyorum.

Yakın zamana kadar, insanlar kar marjlarını artırma fikrine saygı duydular, her birinin ilgili banka hesaplarındaki rakamlara diğer insanların refahından daha fazla dikkat ettiler. Bence giderek daha fazla insan böyle bir eğilimi küçümseyecek.

Zor ve kafa karıştırıcı bir döneme gireceğiz. Koronavirüs öncesi dünyayı, bu dünyada artan bir hoşnutsuzlukla birlikte canlandırmaya çalışmak için çok çaba gösterilecek.

İşletmeler ve tüketici alışkanlıkları daha çok temel odaklı olacak ve insanlar daha normal evrensel değerlere sahip olacaklar.

Geleceğe doğru ilerledikçe, iş yapmak isteyen insanların, işletmelerinin insanlara gerçekten onlarsız yapamayacakları bir şey sağlayıp sağlamadıklarını ve nasıl sağlayabileceklerini çok düşünmeleri gerekecek.

Doğanın kendisi, artık fazla boş zamanları savurmamıza izin vermeyecek. Yüksek işsizlik, toplumlara yayılacak ve işsizler gereksiz mal ve hizmetlerle uğraşacak iş bulamayacaklar.

Hükümetler, geniş işsiz nüfuslarıyla ne yapacakları konusunda büyük bir sorunla karşı karşıya kalacaklar.

Bu insanlara, bugünün birbirine bağlı gerçekliğinde uyumlu bir şekilde yaşamayı öğreten, yeni bir eğitim biçimine katılma karşılığında, bu insanlara ihtiyaçlarını karşılayan bir maaş ödenmesini öneren bir model önerdim – bizi yetiştiren eğitim sisteminden yoksun bir eğitim türü.

Nüfusun geri kalanı, başkaları pahasına kâr, zenginlik ve bireysel başarı adına çalışmak için değil, insanlık için gerekli ve hayati işlerle uğraşacak.

İçtenlikle böyle bir düzene er ya da geç ulaşacağımızı umuyorum, çünkü buna bir şekilde ulaşacağız.

Kendimizi,  doğadan ayrı, özgürce düşünebilir ve özgürce hareket edebilirmiş gibi algılarken, doğanın bir parçası olduğumuzu göremiyoruz ve doğa, farkındalığımız olsun ya da olmasın, yasalarına uymamız için bize rehberlik ediyor.

Koronavirüs formunda, doğanın, onun kaynaklarını ve birbirimizi aşırı kullanma konusunda hemfikir olmadığını deneyimlediğimiz, bir gelişme aşamasına ulaştık.Ve bu salgını ilk büyük arınma aşamamız olarak görüyorum.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed