Monthly Archives: Haziran 2020

Başarı Kadına Bağlıdır

Kadınlar arasındaki bağın, hükümetler, ülkeler ve tüm dünya üzerinde çok güçlü bir etkisi olabilir. Gerçekten de, Koronavirüs salgınının bu zamanında, her şey eylemlere değil niyetlerimize bağlıdır.

Erkekler savaşa gittiğinde ve kadınlar evde kaldıklarında, erkeklerin savaşta zaferi sağlayan güç olduğunu düşünürüz. Ama aslında bu doğru değildir. Savaşın başarısını belirleyen, onların niyetlerindeki kadınlardır.

Malhut’tan yani bir kadından, onun arzusunun derinliğinden gelen; adamın üzerinde olacak perde ve yansıyan ışığı belirleyen şeydir. Bu nedenle, Koronavirüs salgınını ne kadar çabuk bitirebileceğimiz, aramızda bir bağ kurmamız ve dünyanın ıslahının sonuna gelmemizle ilgili tüm başarılar, kadınların niyetlerine ve bilginin kadınlar tarafından dağıtımına bağlıdır.

Sonuçta bu salgın, “son nesil” olarak adlandırılan, insanlığın gelişiminin son aşamasında olmamızın bir sonucudur. Öyleyse bencil gelişimi ve eski yaşamı sona erdirelim ve daha yüksek dünyada yaşam denilen, daha yüksek bir varoluş seviyesine geçelim.

Büyük Bir Fırsata Sahibiz!

Soru: Bir insanı ortak bir bağ ve sevgi hissine yükseltmenin kavramsal çözümü çok güzel bir fikirdir. Pratik adımların sırası açısından ne yapılması gerekir? Kabala çalışmayanlar ve çalışanlar için ne önerirsiniz? Her hangi bir fark var mı?

Cevap: Bir kişinin Kabala çalışıp çalışmadığı fark etmez.

Bizler aynı sistemin içindeyiz, bu yüzden onun doğru bir şekilde çalıştığından emin olmalıyız. O zaman her şeye sahip olacağız: yiyecek, giyecek ve her türlü hizmet, normalde ihtiyacınız olan her şey. Birbirimizi olması gerektiği gibi, olumlu bir şekilde hissedip ilişki kuracağız.

Ayrıca, diğer dünyaları, doğadaki döngümüzü ve doğanın ebedi ve mükemmel olduğunu görebileceğiz. Bizler büyük bir fırsata sahibiz!

Virüs, Olumsuz İkincil Etki Bırakabilir Mi?

Soru: Bir virüs olumsuz ikincil etki bırakabilir mi? İnsanlık buna nasıl tepki vermeli ki bu olumsuz olmasın?

Cevap: Virüsten sonra kötü bir şey olmayacak. Umarım o bizi iyileştirir.

Aslında, Rabash’ın yazdığı gibi, o bir hastalıktan ziyade bir tedavi olacaktır. Virüs bizi egoizmden iyileştirecek, biraz daha yükseğe çıkaracak, temizleyecek ve birbirimize yeni gözlerle bakmamızı mümkün kılacaktır, böylece birbirimize karşı o kadar egoist, o kadar kötü olmayacağız.

Bu nedenle, virüsten sonraki yaşam çok daha kolay, çok daha iyi olacaktır. Sanırım bunu yakında göreceğiz. Ama önümüzdeki birkaç ay içinde değil. Bu o kadar hızlı olmayacak.

Sıradan İnsanlara Hitap

Güç ve parayla ilgilenen insanlara hitap etmiyorum. Sıradan insanlara, sıradan vatandaşlara dönüyorum, onlara hiçbir virüs olmaması için toplumumuzun ne tür ilişkilere gelmesi gerektiğini, aramızda hangi bağların olması gerektiğini açıklıyorum.

Bu, hükümetlerin ve finansörlerin, polisin, mahkemelerin vs.nin müdahalesini gerektirmez. Sadece sıradan vatandaşların, kendilerine neyin fayda sağlayacağını anlamaları gerekir.

Dünya bizlere bütüncül bir dünya olarak ifşa olur ve eğer bu bütüncül dünyayla onun gerçek formuna göre ilişki kurarsak, o zaman bundan faydalanırız.

Eğer önümde onunla çalışamayacağım bir sistem varsa, elbette, onu doğru bir şekilde kullanamayacağım. Eğer bu sisteme, içinde çalışan güçlere aşinaysam, o zaman onu kontrol edebilirim. Aksi takdirde, bizler doğa sistemine saldırmakta ve hepsini yok etmekteyiz.

Dünyaya, herkesin birbirine bağlı olduğu bütüncül bir sistem olarak bakmaya çalıştığımda, aniden gerçeklik algımın değiştiğini görürüm: Tüm bağların nasıl birbirine geçtiğini göreceğim ve onlara katılacağım. Bu, sisteme dahil olmamı ve içinde hareket eden gücü hissetmemi sağlayacaktır.

Her şey tek bir sisteme bağlıdır: cansız doğa, bitkiler, hayvanlar ve insanlar. İyi yaşamak istiyorsak, bunu hesaba katmalıyız.

Koronavirüsten Kim Fayda Sağlar?

Soru: Koronavirüs herkes için faydalı olabilir mi?

Cevap: Elbette, doğa için olabilir.

Soru: Neden?

Cevap: Çünkü o bizleri mutlaka düzeltmeli ve mükemmel bir koşula getirmelidir. Bizler onun, katleden, zarar veren, bozan ve kendimize ve doğaya zarar veren tek çocuklarıyız. Bu nedenle, doğanın koruyucu reaksiyonu bu formda ifade edilmektedir.

Yaradan Beni Onlu Aracılığıyla Görür

Tek başına bir düşüşten çıkmak imkansızdır; koşul ne kadar gelişmiş olursa, onu anlamak, kabul etmek ve üzerine çıkmak o kadar zor olur. Tek yol, dostlarınızdan yardım istemektir. Sadece onlara boyun eğer ve yalvarırsam onlarla düşüşten çıkabilirim.

Yaradan, bana kalbin yükünü verirken, beni tek başına hesaba katmaz, bana bütün onlunun yükünü verir. Bu nedenle, bir kişi hiçbir şey yapamaz çünkü Yaradan genel olarak onlunun tamamına atıfta bulunur ve onludan sonra her birimize: birine, diğerine, üçüncüye vb.

Bu nedenle, üzerinize ağır bir yük geldiğinde korkmayın; on kişinin tamamından yardım alacaksınız diye o size gelir. Bu yükü herkesle paylaşın ve artık hiç ağır olmadığını göreceksiniz. Sadece bir şey zordur: benim aracılığımla bu yükün tüm onluya verildiğini ve dostlarıma katılmam gerektiğini anlamak.

200 kg’lık bir soba üzerime düşerse, o zaman elbette, onu tutamam. Onludaki her dost 20 kg kaldırırsa, o zaman tutmak zaten oldukça mümkündür.

Yaradan, asla bana yönelik olarak kalbin yükünü yalnız bana göndermez,  her zaman onlunun tamamına gönderir. O, tek başıma beni görmez, sadece onluya, sadece bu yapıya bakar.

Topraktaki Bir Tohum Gibi

Soru: Egoizm sürekli gelişiyorsa, kişinin kalbindeki nokta da egoizmle birlikte mi gelişir?

Cevap: Kesinlikle, kalpteki nokta büyür ve topraktaki bir tohum gibi beslenir. Tohumun besleyici bir ortamı varsa, o zaman büyür, ancak ortamın tohum için içerik sağlayıp sağlamadığı bize bağlıdır. Bizler, tohum ve besleyici ortam arasında doğru bağlantıyı sağlamalıyız.

Çevre biziz, dostlarımız, büyük bir dünya grubu ve nihayetinde tüm insanlıktır. Sistemi az çok oluşturduğumuz derecede tohumumuz büyüyecektir. Tohum, onluya eklediğimiz her bir kişinin küçük parçacıklarından oluşur.

Orijinal Kaynaklara Göre Çalışma

Soru: Baal HaSulam, On Sefirot’un Çalışmasına Giriş’te, sadece orijinal kaynağı okurken ıslah eden ışıkların üzerimize etki ettiğini yazıyor. Bir çalıştay sırasında hiçbir şey okumazsak nasıl ışık çekeriz?

Cevap: Her zaman Rabash, Baal HaSulam veya Ari’nin makalelerine göre orijinal kaynağa göre gidiyoruz.

En yalın pasajları oradan alıyoruz, ki onlar bizi heyecanlandıran, çarpan ve bize çelişkiler kavramını veren pasajlardır ve bu materyaller temelinde, üzerinde durduğumuz konuları daha iyi inceleyebiliyoruz.

Asla orijinal kaynaklardan başka bir şey öğretmiyoruz; Birlikte onların içinde ne yazdığını öğrenir ve kendimiz içinden geçeriz. Bu durumda, birçok içsel eylem gerçekleştirilir.

Ruhu Geliştirmede Yardım

Yorum: Kabalistik şarkılardan birindeki ayet şöyle devam eder: “Ruh zamanla değil bir insanın içinde büyür; kalpteki çalışmaya tekrar tekrar bağlı kalın, böylelikle sonunda o, dünyada sevgi tohumundan ortaya çıkacaktır. ”

Cevap: Evet, bu şekilde büyüyor. Ve hem bu tohumun (kalpteki nokta) hem de çevresine dikkat etmenin dışında yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. Dikkat edin, çevre tüm dünyamızdır. Ve sonra Klipot (kabuklar) adı verilen safsızlık dünyaları da vardır. Onlar ruhun gelişiminde muazzam bir yardımdır, ancak olumsuz yardımdır. “Ona karşı yapılana, yardım edeceğim.” diye yazılıdır.

Dünyamızda bile eğer bir sporcu, bir bilim adamı olmak istiyorsam, ne olursa olsun, doğal tembelliğime karşı çabalamak ve çalışmak zorundayım. Tembelliğimin üstesinden gelebilmemin tek yolu budur.

Ama maneviyatta, garip bir şekilde, bu çok daha kolaydır. Maneviyatta tek ihtiyacınız olan, her şeyin birliğimizle çözüleceğini anlamaktır. Yalnızsanız herhangi bir sorunu çözmek imkansızdır çünkü o zaman bir duvara vurursunuz ve tekrar tekrar vurursunuz, kafanıza darbeler alırsınız.

Ancak başkalarıyla bağ kurarsanız, manevi dünyaya geçişi birlikte keşfedersiniz ve tereyağından kıl çeker gibi kolayca girersiniz.

Twitter’da Düşüncelerim / 4 Haziran 2020

Koronavirüs, bize birbirimize ne kadar bağımlı olduğumuzu göstermeyi amaçlamaktadır. Kendimi koronavirüsten nasıl kurtaracağımı değil, başkalarını şevkatli ve iyi tutumum ile enfeksiyondan nasıl koruyacağımı düşünmem gerektiğinde, bu bağımlılığa “karşılıklı garanti” denir.

Karşılıklı garanti ana ıslahtır! Başkalarını düşünmeli, onlara dahil olmalı, onları önemsemeli ve arzularını hissetmeli, Yaradan ile yapışmalarına nasıl yardımcı olacağımı anlamalı, Adam HaRishon’un kırık ruhunu ıslah etmeliyim.

Ulusun sağlığı birliğe, karşılıklı garantiye bağlıdır. Her insan komşunun sağlığı için ve herkesin iyiliği için garantördür. Virüsten bu şekilde kurtulacağız – ortak integral kabın birliği ve karşılıklı garanti inşasına yönelik bir eylemi böyle gerçekleştireceğiz!

İyi bir bağ, karşılıklı garanti birliğimizde ortaya çıktığında, içindeki hayatı hissederiz. Mevcut acı verici varoluşta, tüm beden parçalanmıştır, ruhun her parçasını dolduran üst ışığın dolaşımından eksiktir. Bu ıslaha, ebedi ve mükemmel hayata ulaşmak anlamına gelir…

“Son nesil”in yeni safhasından kaçacak hiçbir yer yok. Kaçınılmayan misyonumuzu gerçekleştirmeliyiz: insanlığı, grubumuz aracılığıyla dünyaya akan, reform yapan ışık yoluyla küresel, entegral bir bağlantılar sistemine getirmek..

İnanç, gördüklerim ile görmek zorunda olduğum arasındaki tutarsızlık tarafından belirlenir. Bu dünya mükemmelse ki Yaradan onu yarattı ve O’ndan başkası yok, o zaman onu ideal olarak görmeliyim. Ama şimdi içinde birçok problem görüyorum – bu bilgi seviyesidir.

Yaradan, onluda birleşme çabalarımın bir sonucudur. Ben sürekli bu çözümü arıyorum ama ıskalayarak, onlunun merkezinin etrafında dönmeye devam ediyorum. Çünkü egoizm beni bu amaçtan uzaklaştırıyor. Sadece İsrail-Tora-Yaradan’a eşit çabayla merkeze gidebilirim.

Yaptığım şeyden pişman olursam ve kendimi suçlarsam, başka hiçbir şeyin olmadığı tek bir Üst kuvvete inanmıyor görünüyorum.

Yaradan’ın Işığı – ihsan etme ışığı, inancın gücü, Yaradan’a, dünyaya ve kendime şikayet ettiğimde, egomuzun üzerine çıkmamıza ve ego gözleriyle olmayan her şeyi görmemize izin verir.

Kişi, kim olduğumu ve dünyanın ne olduğunu anlamak için kendini iptal etmeli, kendini uygun şekilde kalibre etmelidir.

Kabala bilgeliğindeki en önemli şey, beni yöneten Yaradan’ı ve bu yönetimi nasıl kabul etmem gerektiğini ifşa etmektir. Yaradan’ın tam kontrolü altında mıyım, olduğumda yoksa yanılıyor muyum?