Daily Archives: Kasım 26, 2018

Kabalistin Tek Korkusu

Soru: Kabalist hayatta bir şeyden korkar mı?

Cevap: Yaradan’a doğru çabalamayı, O’na şükran duymayı ve O’nun gibi olmaya çalışmayı bırakacağından korkar.

Soru: Bedeni, sağlığı vb. için korkmaz mı?

Cevap: Eğer Yaradan’a tam olarak teslim olursanız, sizi her zaman ve tamamen kontrol eden daha yüksek bir güce ve onun yönetimiyle hem fikir olursanız, o zaman her şeyden vazgeçersiniz. Ve onunla hemfikir olmama ölçünüze göre acı çekersiniz. Bu nedenle, bütün hastalıklar Yaradan’ın yönetimi ile hemfikir olmamanın ölçüsüdür.

Soru: Aşırı durumlarda, kişi adrenalin salgılar: hayatı için korkar. Bu Kabalistler’de nasıl olur?

Cevap: Bu hangi seviyede olduğuna bağlıdır. Eğer zaten Yaradan’ın ediniminin ciddi bir seviyesinde ise o zaman tek korkusu, mutlak iyi olan ve tüm koşulları belirleyen Yaradan ile her şeyi tam olarak ilişkilendirebilmek için endişelenmektir.

Yaradan korkusu hayvansal korkuyla engellenir ve artık onu daha fazla hissetmeyiz. Fakat bu, hayvansal korkunun yok edildiği anlamına gelmez. Hayvansal korku yok edilemez, sadece üstesinden gelinebilir.

The Only Fear Of The Kabbalist

Yoldan Çıkmamak İçin

Rabaş, ‘‘Toplumun Önemine Dair’’: Dolayısıyla gerçeğin yolunda çalışma konusunda, kişi kendini diğer insanlardan soyutlamalıdır. Bunun nedeni ise gerçeğin yolu dünyanın fikirlerine karşıt olduğundan, sürekli güçlendirme gerektirir. Dünya bilmek ve almaktır, oysa maneviyat inanç ve ihsan etmektir.

Soru: İnsanlar son neslin grubundan ayrılacaklar mı?

Cevap: Ayrılacaklar, çünkü kişinin son neslin grubunun içinde sürekli ilerleme kaydetmesi için büyük çaba sarf etmesi gerekiyor.

Gerçek şu ki, psikolojik gruplarda veya manevi çalışmayla meşgul olan gruplarda olduğunuzda, o zaman hareket, metodun bilgisi veya gelişimi temelinde gerçekleşir.

Ancak Kabalistik grupta, egoist makine sürekli çalışır ve sizi gruptan uzaklaştırır. Eğer ona karşı sürekli olarak çalışmazsanız, o zaman onun üzerine çıkamaz ve ilerleyemezsiniz. Bu nedenle, Kabalistik grupta, her zaman ek çabalara ihtiyaç duyulmaktadır ve kişi hareketsiz kalamaz. Bu, bir insanı ilerlemeye zorlayan şeydir.

Soru: Neden bir kişi gruptan çıkarıldığında gruba ve/veya yönteme karşı çıkıyor gibi görünür?

Cevap: O kendini egoist olarak haklı çıkarmalı, bu yüzden içinde bulunduğu gruba karşı çıkar. Kendisinin haklı olduğunu ve grubun haksız olduğunu göstermek ister. Bu nedenle, bunu kanıtlamak için grupta kusurları bulmaya çalışır.

Bir kişi gruba geldiğinde, yukarıdan uyandırılmış olan kalpteki noktası, onun içinde konuşur. Aniden ruhunun burada olduğunu hisseder.

Bundan sonra, yerinde kalmak için çaba göstermesi gerekir. Burası manevi çalışmanın yeridir. Bir şekilde, bir süre için devam eder, fakat ciddi bir çaba göstermezse, kişi yoldan uzaklaşır/ayrılır.

Soru: Kişi, hayatı boyunca özümsediği tüm görüşleri temizlemek için nasıl çaba harcayabilir?

Cevap: Kabalistik kaynaklarda her şey yazılmıştır. Onlar bu amaç için yazılmıştır.

In Order To Not Go Astray

Özgürlük Nedir?

Soru: Özgürlük nedir? Bu, bir insanın dünyada nerede olduğuna bağlı mıdır?

Cevap: Özgürlük, bir insanın dünyada yaşadığı çağa veya yere bağlı değildir. Yaşadığı çevre kişiye yukarıdan, dışarıdan verilir.

Kişi, çevreyi, hangi toplumda doğacağını, ne tür bir eğitim alacağını ya da hangi değerlere uygun olarak yaşayacağını seçmez.

Özgürlük, tek ve sadece bir duruma göre değerlendirilebilir: egoistik doğamdan özgürleşmek. Başka hiçbir şeyden özgür olamam.

Egoistik doğamdan özgürleşmek demek, doğamın beni içerisine ittiği egoizmimin yasalarına göre değil; yalnızca topluma uygun olarak ve yalnızca insanlığın yararı için yaşamam demektir. Başka bir deyişle, özgürlük, tüm insanlığın iyiliği için egoist doğamın üzerine yükseldiğim anlamına gelir.

Özgür hayatımı egoist doğamın üzerinde edinirim. Yaşamın egoist seviyesinden özgecil olana yükselerek, ben yaşarım ve sonsuz doğanın akışını da hissederim. Ayrıca Ben de mükemmel, sonsuz ve özgür hissederim.

Elbette, bu yasaların uygulanması, ikamet ettiğimiz yere, uyruğa veya cinsiyete bağlı değildir. Bu, kişinin kendisine ve orijinal doğasıyla yüzleşmesine bağlıdır.

What Is Freedom?

Kendinizi Bir Günahkâr Olarak Hissetmenin Ödülü

Soru: İyi bir iş yaptığımızın ve ıslah eden ışığı çektiğimizin bir işareti var mı?

Cevap: Eğer iyi bir iş yaparsak, daha sonra kendimizi bir “çukurda” buluruz. Bu hem iyi bir çalışmanın hem de ödülün sonucudur. Yaradan’a yaklaşmak için, ıslah olmamış büyük arzuya sahip olmalıyız. Bize sadece onun üstesinden gelebildiğimiz ölçüde bir tane verilir.

Madalya yerine, ödül, bize verilen daha fazla karanlık, rahatsız edici durum ve ümitsizliğin içine düştüğümüz egoist arzulardır.

Güçsüz hissederek, bu çukurdan çıkmak isteriz. Kendimiz için değil, sevgi ve ihsan etmek uğruna. Başkalarının iyiliği için çıkmaya çalıştığımızda, bu çukuru bir dağa dönüştürürüz.

Soru: Öyleyse, ödül kişinin bir günahkâr gibi hissetmesi mi?

Cevap: Evet. Bu farklı bir sistemdir, farklı bir Tora’dır. Burada, içsel çalışma en önemli şeydir.

Soru: Çukurun en dip noktası kişinin yerinden hareket edemeyeceği hissiyatı mıdır?

Cevap: Evet, Yusuf’un Mısır’da atıldığı hapishane çukuruna benzemektedir.

Soru: Eğer kendi başına çıkamayacak olsaydı nasıl serbest kalabilirdi?

Cevap: Onun yanında bulunan fırıncıyı Firavun’a yararlı olabileceğine dair ikna etti. Fırıncı, Firavun’a geleceği bilen bir kişiden bahsetti. Bu Yusuf’un çukurdan nasıl çıktığıdır. Burada çok karmaşık bir sistemden bahsediyoruz.

Ego ile doğrudan savaşamazsınız, çünkü bu bizim doğamızdır. Egomuzu her şeyin kendi yararına olduğuna ilişkin sürekli olarak ikna etmeliyiz.

Firavun, Yusuf’a duyulan ihtiyacı hissetmeli ve ancak o zaman, egoizmimizi kullanamadığımız için ondan kurtulacağız.

The Reward Of Perceiving Yourself As A Sinner

Neden Üst Dünyaya Girmek Zorundayız?

Soru: Neden üst dünyaya girmek zorundayız ve neden oraya sakince ve sessizce giremeyiz?

Cevap: Çünkü üst dünya farklı bir koordinat sistemine göre çalışır. Orada dünyamızda olduğu gibi zaman (geçmiş, şimdi ve gelecek), mekan ve hareket yoktur. Üst dünyada, kavrayabileceğimiz ve çalışabileceğimiz hiçbir şey yoktur.

Tamamen farklı bir algısal ve başka koordinatların sistemidir. Bu başka bir sisteme ilerleyiştir ve bu nedenle bizim yasalarımız orada geçerli değildir.

Why Do We Have To Break Through Into The Upper World?