Category Archives: Erkek

Erkek ve Kadın, Bölüm 11

Sevmeyi Öğrenme

Yorum: Evli bir çift ile ilgili konuşurken sevgi kavramı ortaya çıkar. Ancak Kabalistik açıdan sevgi tamamen farklı bir şeydir.

Benim Yorumum: Bedensel ilişkilerde sevgi içgüdülere, hormonlara dayanır. Ancak Kabala’da, karşılıklı tavizler, karşılıklı birbirine çekim, karşılıklı yardımlaşma ve karşılıklı önemseme, sevgi olarak adlandırılır. Temelde sevgi, diğerinin arzularını hissedip yerine getirdiğiniz bir durumdur.

Soru: Bu, diğerini memnun etmek için bir araç olduğum anlamına mı geliyor?

Cevap: Evet. Bu durumda, onu sevdiğini söyleyebiliriz.

Yorum: Bir keresinde, sevgiyi ölçme biriminin fedakârlık birimi olduğunu söylemiştiniz.

Benim Yorumum: Evet. Bu, kendinizi ne ölçüde feda ettiğinizdir yani özenle ve sebat ederek çalışmanız, diğerini memnun etme çabalarınızdır.

Soru: Sevgi karşılıklı tavizler üzerine kuruluysa, o zaman kim ödün vermeli? İkimiz de mi? Eğer ödün verirsem, diğeri benden faydalanır, aksinde de aynı şekilde. Burada bir ölçü nasıl seçilir?

Cevap: Bu durumda, birbirleri ile bir anlaşmaya giren ve aralarındaki Yaradan’ı ifşa etmede birbirlerine yardım etmeyi taahhüt eden, son derece zıt iki taraf arasında ortak bir sözleşme yapılır. Bu öğretilmeli, öğrenilmeli ve büyütülmelidir.

Erkek ve Kadın, Bölüm 10

Eşinizin karakterini değiştirmek mümkün mü?

Yorum: Özgür iradenin, sadece çevreyi seçmekte olduğunu ve bir insanın temel niteliklerini değiştirmenin mümkün olmadığını anlıyoruz.

Benim Yorumum: Onları değiştirmeye gerek yoktur.

Soru: Eşlerimizin niteliklerini değiştirmelerini talep etmeye çalışmamalı mıyız?

Cevap: Hiçbir şekilde! Bize doğadan veriliyorlar ve aynı kalacaklar. Yapabileceğimiz tek şey, aramızdaki bu bağda üst gücü ifşa edebilmemiz için,  onların kullanımını bağımızın yararı için birleştirmektir. Bu bizim hedefimiz, ödülümüzdür.

Seçme özgürlüğü, yalnızca hem ben hem de karşı tarafın kendimizi feshetmesi ve üst gücü keşfedeceğimiz bu karşılıklı fesih üzerinde böyle bir yer oluşturması gerçeğidir, yazılmış olduğu gibi “Karı ve koca, aralarında Yaradan.”

Erkek ve Kadın, Bölüm 9

Her Gün Yeni Bir Başlangıç

Soru: Kabalistik grubun ilkelerinden biri tavizler ve kendi iptaldir. Aile içinde, genellikle kavgaya yol açan durumlardan kaçınmaya çalışarak, ertesi güne sanki dün hiçbir şey olmamış gibi başlama konusunda hemfikir olmak mümkün mü?

Cevap: Dün bir takım kavgalar edilmiş olması gerçeğine rağmen, her gün yeniden başlamalıyız. Hem grupta hem de ailede, sanki hiçbir şey olmamış gibi sürekli olarak yeniden başlamalıyız.

Soru: Bunu nasıl yaparız?

Cevap: Bu, hem çok basit hem de çok zordur.

Soru: Diyelim ki bugün hemfikiriz, “Hadi bunu bu şekilde yapalım.” dedik.  Ya yarın böyle başlayamazsam ne olur, beni ne mecbur kılacaktır?

Cevap:  Böyle bir anlaşma imzaladıysanız, bunu yerine getirmekten gurur duyacaksınız. Egoizminiz acı çekmez ve onun üzerine gitmek sizin için daha kolay olacaktır.

Aslında, onun üzerine bile gitmezsiniz; bunun yerine, sadece ne kadar adam olduğunuzu gösterirsiniz, “İstemesem de bunu yapmam gerek, çünkü söz verdim.” Ve gurur duyacağınız bir şeye sahip olacaksınız.

Karınıza gelince, sizin yeni tutumunuzla hem fikir olması gerekecektir.

Soru: Bir kadının egoizmi ile bir erkeğin egoizmi arasında herhangi bir fark var mı?

Cevap: Bunlar tamamen farklı egoizm türleridir. Hiçbir şekilde birleştirilemezler.

Erkek ve Kadın, Bölüm 8

Aile Hayatı – Anlaşmalı Sistem

Not: Ailede çatışmaları önlemek için, Kabalistler, ilişkide önceden net bir çerçeve ve sınırlar oluşturmayı, onları hatırlatmayı unutmamayı ve ihlal edilirse eşinizi uyarmaktan korkmamanızı önerirler.

Yorumum: Aile hayatı, elbette değişebilen bir anlaşmadır. Ancak, hala anlaşmaya bağlı bir sistemdir.

İki kişi birbirleri ile kesintisiz, daima değişen ve gelişen bir anlaşmaya girer. Daha sonra onlara çocuklar, ortak mülkiyet ve bu yaşam üzerindeki izlenimlerini büyük ölçüde artıran birbirleri üzerindeki etkileri, aile vb. eşlik eder.

Yani, anlaşma şartlarının sürekli genişlemesine sahibiz. Bu nedenle, onları her zaman tartışmalıyız.

Not: Esas olarak, aynı anlaşma Kabalistik bir grupta, dostlar arasında, hemfikir olan insanlar arasında da vardır. Ancak bana öyle geliyor ki ailede, Kabalistik gruptan çok daha fazla iletişim ve etkileşim var. En azından ekonomik ve duygusal olarak.

Hem fikir olan insanların grubunda, hala soyut ve duygularımızda mevcut olmayan, sadece aynı fikir vasıtasıyla bağ kurarız.

Yorumum: Eğer eşler arasında böyle bir bağ, böyle bir birlik oluşturmak mümkünse bu, manevi hedefe ulaşmak için çok ciddi bir teşvik olabilir.

Soru: Bu, her iki kişi de hem fikirse, Rabaş’ın yazdığı gruptaki çalışmaların tüm ilkelerini alabileceğimiz ve bunları ailede uygulayabileceğimiz anlamına mı geliyor?

Cevap: Bu çok zordur ama mümkündür.

Soru: Doğru mu anlıyorum, onları ailede kullanmak grupta kullanmaktan çok daha mı zor?

Cevap: Bilmiyorum. Bunun hakkında konuşmak benim için çok zor. Her ne kadar öğrencilerim arasında böyle başarılı örnekler görsem ve onlardan memnun kalsam da, şimdiye kadar bunlar ayrı birkaç vaka.

Soru: Yine de çiftlerin bu şekilde çalışmasını tavsiye eder misiniz?

Cevap: Evet ve hayır. Sorun şu ki, bir erkeğin önce bir erkek grubunda kendini ustalaştırması gerektiğidir.

Bunu tarihten görüyoruz. Kişi, bir erkek olduğunda yani Yaradan’la temas kurmaya başladığı erkekler grubunun içinde olduğunda, o zaman doğru bir şekilde, doğru kadınla bağ kurabilir. Bu, basit değildir.

Soru: Bir ailedeki çalışma, bir gruptaki çalışmanın yerini alır mı?

Cevap: Kişi kendini grupta ciddi bir şekilde ayarlayana kadar, ailede çalışmaya başlamayı tavsiye etmem.

Erkek ve Kadın, Bölüm 7

Karı Ve Koca Aynı Çevreden Gelir

Yorum: Kabala’ya göre, ortak bir temele ve niteliklere sahip bir eş aramamız gerektiğini söyleyen form eşitliği yasası vardır.

Benim Yorumum: Evet, bu  gereklidir. Sizinle aynı çevreden gelen ve size yakın olan bir eş aramanız tavsiye edilir.

Yorum: Ancak Kabala, zıtların bağının daha büyük ve daha iyi bir etki yarattığını da söyler.

Benim Yorumum: “etkilere” ihtiyacımız yok. Barışa ve normal bir varoluşa ihtiyacımız var. Aileden bahsediyoruz.

Eşimin beni hissetmesine,  zevklerimi ve alışkanlıklarımı anlamasına ihtiyacım vardır çünkü o da kendini geliştirdiği toplumda benzer şeyler görüp geçirmiştir. Dünyanın başka bir yerinden  bir kadınla evlenirsem, bu istenildiği gibi olabilir ancak her zaman tamamen içgüdüsel düzeyde bazı  yanlış anlamalar yaşarız.

Soru: Hala özelliklerin benzer olması gerektiğini tavsiye ediyor musunuz?

Cevap: Evet. Prensipte bunu Tora’da görürüz,  İbrahim genç erkeklere,  kendilerine geldikleri yerlerden eş getirmelerini tavsiye etmiştir.

Erkek ve Kadın, Bölüm 6

Diğer İnsanlarda Ne Görürüz?

Soru: Günümüzde giderek daha fazla insan bir aile olmadan yaşayabiliyor. Ama  henüz kimse aileyi tamamen iptal etmedi.

Gerçeklik algısı açısından Kabalistler, kişinin, eşinde aslında kendisine ait olmayan olumsuz nitelikleri görmemeyi öğrenmesini, bunların benim ona karşı tutumumdan kaynaklandığını anlamayı tavsiye ederler.  Bu prensibi pratikte nasıl uygulayabiliriz?

Cevap: Birçok kaynakta yazılıdır ki kişi, diğerlerinde kendisinin yansımasından başka bir şey görmez. Yani ben, asla başka bir kişinin, hatta hayvanların, bitkilerin veya herhangi şeyin niteliklerini asla görmüyorum.

Her zaman, herhangi bir nesne üzerinde,  özellikle de karşımda olan, birlikte yaşadığım kişide niteliklerimin izlerini görürüm.   Bu doğaldır. Bu nedenle, bunu dikkate almamız gerekir.

Yorum: İnsanların bunu doğal olarak algıladıklarını düşünmüyorum.

Benim Yorumum: Herkes bunda hemfikir olabilir ama bununla yaşayamazlar. Teorik olarak hepimiz hemfikiriz.

Soru: O zaman ne olacak? Buna gerçekten nasıl ulaşırız?

Cevap: O zaman, bu işe yaramaz. Şimdilik bu soruyu bir kenara bırakalım ve sonra tüm bu problemlerin tek bir çözümü olduğunu göreceğiz.

 

Erkek ve Kadın, Bölüm 5

Kadın Erkek İlişkilerinin Gelişimi

Soru: Kabala bir erkek ve bir kadın arasında ilişki kurmaya nasıl yardımcı olabilir?

Cevap: İnsanlık geliştikçe bunun gittikçe zorlaştığını görmekteyiz. Eskiden erkek ve kadın arasındaki ilişkiler toplum tarafından düzenlendi: bir köy, küçük bir kasaba, dinler, yerleşik gelenekler vb.

Örneğin, erkeklerin hakları vardı, kadınlar yoktu ve her şey bu şekilde düzenlendi.  Her şey çok basitti. Bir kadın amacının ne olduğunu biliyordu. Bir erkek amacının ne olduğunu biliyordu.

Prensip olarak, ikisi de ne için var olduklarını ve nasıl yaşamaları gerektiğini anlamışlardı. Yeni bir aile türü icat etme, “taviz” veya başka bir şey gibi yeni işbirliği türleri konusunda hiçbir şansları yoktu. Her şey sakin ve açıktı.

Kız ailesinde, genç adam ailesinde büyüdü. Ebeveynlerinin ilişkisinden, bir aile hayatı yaşamanın ne anlama geldiğini gördüler. Bunun için büyüdüler, evlendiler ve bu şekilde var oldular.

Bütün bunlar insanlık, kendi çerçevesinin ötesine geçene kadar devam etti.

Egoizmin gelişiminde seviyeler vardır: yemek, cinsellik ve aile gibi temel arzular ve zenginlik, onur, güç ve bilginin toplumsal arzuları. Arzuların gelişimi temel olanların ötesine geçmediği sürece her şey sakindir; bu tür toplumlar normal bir şekilde var olabilir. Yüksek dürtülere sahip değillerdir.

Toplum, servet, güç ve bilgi ile ilgilenmeye başladığı seviyeye girer girmez sorunlar ortaya çıkar çünkü insanlardaki bu arzular yemek, cinsellik ve aile arzularından çok daha güçlüdür.

Bu nedenle, kişi daha yüksek hedeflere ulaşmak için aileden ayrılır. Genel olarak burada, zamanımızda gördüğümüz kafa karışıklığı vardır.

 

Erkek ve Kadın, Bölüm 4

Ruhun Cinsiyeti Var Mıdır?

Soru: Ruhun cinsiyeti var mıdır? Örneğin, kişi bu hayatta kadınsa, bir sonraki yaşamda bu ruh bir kadın bedeninde mi kıyafetlenecek?   Yoksa bu öyle değil mi?

Cevap: Diyelim ki öyle.

Soru: Kabala bu konuda ne diyor?

Cevap: Kabala bu kavramlarla hiç ilgilenmez çünkü dünyamız hayalidir, duyu organlarımızda bizim tarafımızdan hayal edilir.

Yorum: Ama biz, ruhlardan, bu enerji yığınının son ıslaha gelene kadar her türlü başkalaşıma ve sürekli olarak çeşitli bedenlerde kıyafetlenmesi gerçeğinden bahsediyorduk.

Benim Yorumum: Kolaylık için, bir erkek ruhunun bir erkek bedeninde ve bir kadın ruhunun bir kadın bedeninde kıyafetlendiğini varsayalım.

Soru: Bu enerji yığını ya da bu nitelikler grubu insanlara mı özgü? O, maddenin daha düşük bazı formlarında kıyafetlenebilir mi?

Cevap: Hayır, başka hiçbir şeye bürünmez.  Bu Hinduizm değil.

Male And Female, Part 4

 

Erkek Ve Kadın, Bölüm 3

Erkek ve Kadın Kısımlar Nereden Geldi?

Soru: Yaratılışın tümü haz alma arzusudur. Kendi iyiliği için haz alma arzusuna kadın kısım ve Yaradan uğruna olana erkek kısım denir. Bu ne anlama gelmektedir?

Cevap: Kadın ve erkek kısımlar, başlangıçta yaratılan varlıkta ortaya çıkmadı çünkü yaratılan varlık gelişmek zorundaydı.

Bu, evrenimizin, enerjinin en küçük parçacığından, ancak en üst sınıfın en yüksek seviyedeki enerjiden nasıl yaratıldığına benzer. O enerjiden hakkında  hala hiçbir şey bilmediğimiz uzayımızda olan her şeyi yaratacak kadar vardı. Onu dolduran her şeyle bugün hayal edebileceğimizden milyarlarca kat daha büyüktür.

Her şey üst dereceden bizim derecemize giren küçük bir enerji parçacığından doğdu.

Bu parçacık kendi içinde her şeyi içeriyordu: daha sonra genişleyen, gelişen ve birbirine zıt olan her türlü olumlu ve olumsuz nitelikleri. Yine bu niteliklerin hepsi, aralarında hiçbir fark olmaksızın potansiyel bir durumda olduğu tek bir noktadan geldi.

Bu nedenle, bir erkek ve bir kadından bahsediyorsak, o zaman onların prototipi,  Adem denilen ne erkek ne de kadın kısımlarının bulunmadığı böyle bir nitelik,  bir imajdır. Onlar potansiyel olarak var oldular ve bu nesneden yavaş yavaş geliştiler.

Dünyamızda bu, yaratılış konusunun kademeli bir gelişimi olarak kendini gösterdi: cansız, bitkisel ve hayvansal doğa ve insan.

Kabala’da anlatıldığı gibi bu, cansızdan bitkisele, bitkiselden hayvansala ve bir maymundan gelişen hayvansaldan insana ara aşamalar aracılığıyla meydana geldi.

Male And Female, Part 3

 

Erkek ve Kadın, Bölüm 2

Adem Kimdir?

Soru: Başlangıçta, Yaradan tek bir varlık yarattı. Bu yaratılan varlık ya da program “tek bir arzu — Adam HaRişon” olarak adlandırılır. O hem erkek hem de kadın kısımlarından mı oluşmaktadır?

Cevap: Evet, her iki kısım aynı anda birbirini tamamlar ve birbirine bağlıdır.

Soru: Alegorik olarak, önce sadece erkek kısmın,  Adem’in yaratıldığını ve daha sonra kadının, onun kaburgasından yaratıldığı söylenmektedir. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?

Cevap: Bu çok basit. Yaradan ihsan etme niteliğidir. Bunun gerçekte ne olduğunu tanımlayamayız çünkü o bizim dışımızdadır. İçimizde olduğunda, erkek ve kadın özelliklerinin bir kombinasyonu olarak tanımlanır.

Soru: Bu yaratılan “Adem” nedir?

Cevap: Adem alma arzusunun on Sefirot’udur, doğal, içgüdüsel olarak ihsan etme niyetidir. Böyle bir formda melek olarak adlandırılabilir. Yani, kesinlikle ideal bir niteliktir:  Çok küçük, sıfır durumunda, ne almaya ne de ihsan etmeye sahiptir.

Male And Female, Part 2