Daily Archives: Mayıs 16, 2020

Twitter’da Düşüncelerim / 15 Mayıs 2020

Yaradan’a memnuniyet getirmek için birleşmeye başlarsak, onun desteğini alır, onun niteliklerini kazanırız, zamanın, hareketin, mekanın, kısıtlamaların üzerindeki tüm evreni görürüz ve mantık ötesi inanç yoluyla manevi boyutları ve fenomenleri ediniriz.

Yaratan’ı daima daha açık bir şekilde hissetmeye çalışın!

Maneviyatta ilerleme ancak kişinin Yaradan’ın dünyadaki otoritesini hissetmesi koşuluyla mümkündür. Onun dışında başka bir güç yoktur. Bu, her zaman Yaradan’ın içinde olduğunuz anlamına gelir. Ve sadece egoizminiz bunu hissetmenizi engelliyor. Bu yüzden onu kaldırın!

Eski Dünya Öldü, Yaşasın Yeni Dünya!

Koronavirüs, insanlığı, tam bir denetim/hesaplama yapmaları için uyandıran bir kuvvettir.

Tüm egoistik gelişimimiz, mağaradan ayrıldığı andan itibaren insanın tüm evrimi, ağaçlardan aşağı indi ve sadece egoizmin içinde olan bir maymundan farklı oldu. Ve şimdi, tarihte ilk kez, evrimimizin seyrini değiştiriyoruz.

Egoist metot kendini tüketti; o bizi Mısır’a getirdi ve haz alma arzusunun tam kölelerini yaptı. Ve şimdi, insanlık niyetini ihsan etmeye kaydırmalı, yani Mısır’ı İsrail toprakları için terk etmeli.

Şimdi tam değişimden önce bir dönüm noktasındayız. Bu tarihsel bir andır; ilk kez insanlık içinde manevi bir devrim var. İnsanlığın yüzünü değiştirecek, kaynağa geri döndürecek ışığı (ıslah eden ışığı) çekmek için çalışmalıyız. Sayesinde tüm insanlığın ilerlemeye başlayacağı, ışığı çeken o grup, o araç, bizler olmalıyız.

Yaradan’ı hedefleyen o kadar çok insan olmayabilir. Ama asıl mesele, söylendiği gibi, bağın temelini oluşturmaktır: “Benim için bir iğnenin ucu kadar bir yer açın ve ben sizin için üst kapıları açacağım.” Başka bir şeye gerek yoktur. İnsanlık tarafından, Yaradan için aramızdaki tüm alanda, sadece iğnenin ucundaki bir delik gibi küçük bir delik açmak gerekir ve bu sayede her türlü bağ açılmaya ve gelişmeye başlayacak ve ihsan etmenin manevi sistemine gireceğiz.

Geçmişe dönmeyeceğiz. Eski dünya öldü; o yok! Yeni bir dünyaya geleceğiz ve yeni insanlar olacağız. Tabii ki, bu bir kerede değil aşamalar halinde gerçekleşecek. Mısır’dan Çıkış’ın hikayesinde anlatıldığı gibi, Musa birçok kez Firavun’a gitti ve geri döndü. Bu kolay bir süreç değil ama çoktan başladı. Ve bu, Koronavirüs gerçek bir taca, Keter’e dönüşene kadar durmayacak ve bizi Yaradan ile tüm seviyelerde birden çok biçimde bağa getirecek. O bunu kesinlikle yapacak.

Bu nedenle, içinde bulunduğumuz zamanı anlamalı/değer vermeliyiz. İnsanlık bunu algılayamıyor çünkü bu süreci dünyanın yaratılışından gelişiminin sonuna kadar tarihin bütününde dikkate almıyor. Fakat görüyoruz ki her şey Kabalistik kitaplarda anlatıldığı gibi gelişiyor.

Yüz yıl önce, Baal HaSulam, Mesih günlerine yani devasa bir manevi gücün harekete geçmeye ve ilerlemeye başladığı zamana girdiğimizi yazdı.

Doğadan Hediye

Yorum: Her zaman içsel olarak birbirimizden ayrıyızdır, kimse kimseyi düşünmez, vb. Şimdi doğanın kendisi bunu dışsal tezahürde gösteriyor, bizi evde kalmaya zorluyor.

Benim Yorumum: Doğa sanki bize: “Birbirinizle doğru şekilde bağ kuramıyorsanız o zaman birbirinizden uzak durun, kenara çekilin.” diyor.

Bence bu doğadan harika bir hediyedir. Daha öncesinde çabalarımızın % 80’ini doğaya karşı koymaya, onu insanlar, toplum ve ülkeler için daha da kötüleştirmeye, sürekli silah üretimine, doğal kaynakları yok etmeye vb. yatırım yaptıysak, bir düşünün. Zira şimdi insanlar evde kaldıklarında ne gibi olumlu sonuçlar olduğunu zaten hissediyoruz.

Yorum: Bunu düşünmedim, ama bana öyle geliyor ki, neredeyse her yerde askeri çatışmalar durdu. Tam verilerim yok, ama bunun doğru olduğunu düşünüyorum.

Benim Yorumum: Savaşacak ne var ki? Başka bir ülkeyi işgal ettiğinizi düşünün, şimdi ne yapardınız? Bunların hepsi sadece insan egoizmini biraz ısıtmak için kullanılan oyuncaklardır.

Hepimiz Veren İnsanlar Olacağız

Facebook Sayfamdan, Michael Laitman, 4/18/20

Realiteye bakmanın iki seviyesi vardır: kendi gözlerimden ya da genel halkın gözünden. Dünyaya kendi gözlerimle baktığımda, tek gördüğüm kendi ihtiyaçlarımdır ve tatmin etmek istediğim şey budur. Dünyaya halkın gözünden baktığımda, neye ihtiyaçları olduğunu görürüm ve onlara ulaşmalarına yardımcı olmak için çabalarım.

Doğamız gereği, dünyayı kendi gözlerimizle görerek, yalnızca kişisel bakış açısıyla doğarız. Yine de, eğitim ve sebatla, kendimizin üzerinde yükselme ve dünyayı genel halkın gözünden görme gücüne sahip olabiliriz. Bunu yapma gücüne “ihsan etme gücü” denir ve bize getirdiği kolektif algıya “mantık ötesi inanç” denir. Yavaş yavaş bunu hepimiz başaracağız.

Bireyin Islahı ile Grup Arasındaki İlişki

Soru: Bir yandan, her şeyin içimizde olduğunu söylüyoruz, ama aynı zamanda ıslah için dostlara, gruba ihtiyacım var. Bu iki şey arasındaki ilişki nedir?

Cevap: İlişki çok basittir. Kendinizi ancak gruba karşı tutumunuzu ıslah ettiğiniz ölçüde ıslah edebilirsiniz. Bu sizin kişisel ıslahınızdır. Kabala’ya göre, “Ben” yoktur. Kabala’ya göre, “Ben” “biz” e eşittir. Tek yol budur.

On kişi kendi bireysel egolarının üzerinde bağ kurduğunda, her biri kendi başınayken, tek bir bütün, tek bir grup, tek bir “Ben” olurlar. Bununla birlikte, aynı zamanda, her biri kendi farklı egosuna sahip, on farklı insandır. Egoları çok büyüktür ve her seviyede büyür, ancak onun üzerine yükselebilir ve aralarında sürekli olarak birleşebilirler. Maneviyatta bizler böyle yükseliriz.

Koronavirüs — Tek Bir Sorunun Etrafında Bir Araya Gelme Fırsatı

Her zaman hatırlamalıyız – bize olan her şey Yaratıcı tarafından gönderilir ve kendi iyiliğimiz için işler. Ancak Koronavirüs’le ilgili son olaylarda, Yaradan’ın elinin etkisi özellikle belirgindir. Yaradan ile bağ, sadece yaratılanların O’ndan bir şey istemesi veya O’nun kendisine yaptıklarından dolayı şükretmesi şartıyla mümkündür, ikisinden biri: istek ya da şükran. Aksi takdirde, yaratılışın daha yüksek bir güçle bağlantısı olmayacaktır. Bizler sadece bekleyiş koşulunda var olma fırsatı veren,  minimum aydınlatmayı alırız. Ancak böyle bir koşul ne yaratılanlar ne de Yaradan için arzu edilmez.

Bu nedenle, bizi Koronavirüs yardımıyla uyandırarak Yaradan’ın, örgütlenmemize ve O’na dönmemize yardımcı olduğunu anlamalıyız. Şimdi tüm insanlık Yaradan’a bilinçli veya bilinçsiz olarak dönüyor.

Yaratılışın alma arzusu ile Yaradan’ın ihsan etme arzusu arasındaki bağlantı bu şekilde güçlenir. Bu bağlantıyı en üst düzeye çıkarmamız, büyütmemiz, derinleştirmemiz ve en önemlisi bunu birlikte yapmamız ve ortak bir dua haline getirmemiz gerekiyor. Böyle bir dua tüm engelleri aşar ve Yaradan ile doğru ve gerçek bağı açar.

Daha önce var olan ancak, annesinin kollarında duran ve bunun farkında olmayan bir bebek gibi, hissedilmeyen bağı ifşa ederiz. Bu bilinçsiz doğal bir bağdır. Ancak çocuk büyüdüğünde, bağın kesilebileceğini fark ederek bu bağı güçlendirmeye başlar. Bir çocuk böyle büyür.

Manevi basamaklar boyunca, tüm gelişimimiz ve yükselişimiz, birbirimizle yakınlaşmamız, kendimizi giderek Yaradan’a dua, yakarış ve şükran için düzenlememiz gerçeğinde yatmaktadır. Bizim için en önemli şey olan bağımızı bu şekilde güçlendiririz.

Tüm hayatım, sadece Yaradan’la olan bağımın derecesine göre, az çok O’na ne kadar güçlü tutunduğumla belirlenir.   Hayatımda en değerli olan bu tek parametre etrafında dönmeye devam ederim.

Tüm nesillerin Kabalistleri tarafından, her şeye sadece dua gücüyle ulaşıldığı ve bir insanın bütün gün dua etmesinin iyi olacağı söylenmiştir. Neticede onlar, bağımızdan gelen anlayışla/uzlaşmayla, Yaradan’a bilinçli olarak dönmenin ne kadar önemli olduğunu ifşa ettiler. Tüm eylemlerimiz, kapsam açısından tartılmalıdır, bu da Yaradan’a dönmemize yardımcı olur. Bu, çalışmamızın tek sonucudur.

Sadece iki güç vardır: Yaradan ve yaratılanlar. Yaratılanlar, Yaradan’a her zaman ve tüm güçleriyle ulaşmalı, O’na dönmeli, talep etmeli ve teşekkür etmelidir. Şimdi Yaradan, Koronavirüsü uyandırıyor, Yaradan’a olan yakarışımıza daha fazla konsantre olabilmemiz için, kilit altında tutulmamızı, durmamızı, evde sessizce oturmamızı istiyor.

Bu yakarış, tüm gerçeklik, tüm dünyalar, tek bir Yaradan’a tek adam olarak yalvaran bu noktaya gelinceye kadar gittikçe daha fazla büyütmemiz gereken,  en merkezi yaratılış noktasıdır. Ancak o zaman aramızdaki bağa ve yapışmaya ulaştığımızı söyleyebiliriz. Yaradan’ın beklediği en önemli şey, birleşmiş yakarışımızdır. Bir milyar insan Yaradan’a bireysel olarak haykırsa veya bu milyar birbiriyle birleşip Yaradan’a yakarsa, o zaman bu iki yakarış arasındaki fark, bu dünya ve gelecekteki son ıslah dünyası gibidir. Ana şey ortak duadır.

Bu nedenle, bizlere, tek bir problemin etrafında birleşip, bununla Yaradan’a dönmek için yukarıdan bir fırsat verilir. Bu, yukarıdan uyandırılış sayesinde, birbirimizle ve Yaradan ile bağ kurmamızı sağlar. Bu bağ, yaratılanların kendileri pahasına ortaya çıkmamış olmasına rağmen yine de dikkate alınır ve genel ıslaha dahil edilir.