Monthly Archives: Temmuz 2017

İnsanlar Neden Yalan Söyler

Soru: Bilim adamları, insanların, değerlerini başkalarının gözünde korumak için yalan söylediklerini söylüyor. Psikologlara göre, bu durumda “beyaz yalan” denen şey kullanılır. Sizin bakış açınızdan yalan nedir?

Cevap: Yalan, kendisini yaralanmış ve aşağılanmış görmek istemeyen bir organizmanın, doğal bir savunma reaksiyonudur. Bunun bir yalan mı yoksa gerçek mi olduğu benim için ne fark eder? Önemli olan kendimi belirli bir seviyede tutmaktır. Eğer yalan söylemem gerekiyorsa, yalan söyleyeceğim ve gerçeği söylemem gerekiyorsa gerçeği söyleyeceğim. Birini ya da diğerini hesaba katmıyorum, yalnızca içsel koşulumu düşünüyorum.

Bu nedenle, insanlar yalanın ya da hakikatin ne olduğu hakkında hiçbir fikre sahip değiller. Her şey yalnızca bir kişiye bağlı olarak belirlenir. Birine, “Neden yalan söylüyorsun?” diyemezsin. “Yalan söylemiyorum, benim için gerçek bu” diyecek. Gerçek neden odur? Çünkü bu şekilde kendimi mümkün olan en iyi durumda destekliyorum. Tek gerçek bu!

Tarafsız gerçek yoktur, çünkü doğamız sadece haz alma ve her an kendimizi mümkün olan en üst düzeyde rahatlık koşulunda tutma arzusudur. Bu nedenle, bu durumu destekleyen şey, benim için doğru ve desteklemeyen yalandır.

Soru: Kabalistik anlamda yalan nedir?

Cevap: Kabalistik anlamda, her şey yalnızca yaratılışın amacına göre değerlendirilir. Yaratılışın amacıyla hemfikir olan her şey gerçektir ve hemfikir olmayan her şey yalandır. İhsan etmeye, sevgiye, üst güçle yapışmaya ve bir sonraki seviyeye yükselmeye götüren şey gerçektir. Tam tersi yalandır.

Soru: Eğer bu, yaratılışın amacı ile alakalı değilse ve bu dünyada olduğu gibi mevcutsa? Gerçek mi yoksa yalan mıdır?

Cevap: Hiçbir şey söylenemez. Farklı çağlarda ve farklı kültürlerde gerçek ya da yalan için tamamen farklı ölçütler görürüz.

Soru: Dünyada koordinatsız yaşadığımız anlamına mı geliyor?

Cevap: Elbette. Koordinatlar, egoist kalbimin beni nasıl büktüğünü gösterir. Bir dakika “Evet, gerçek bu” diyebilirim ve bir dakika sonra “Hayır, bu bir yalan” derim.

Why People Lie

Hızlı Kabala İpuçları – 1/15/17

Soru: Yaradan’ı çevre yoluyla etkileyebilir miyim?

Cevap: Elbette! Bu bizim işimizdir, onu etkilemek, O’nu yapılması gerekenleri yapmaya zorlamaktır. Buna “oğullarım beni yendi” deniyor.

Soru: Bilinç nedir?

Cevap: Basitçe söylemek gerekirse, bilinç, var olduğum hissiyatıdır.

Soru: Niyetin keskin bir şekilde odaklanılmış arzu olduğunu söyleyebilir miyiz? Veya niyet bir düşünce midir?

Cevap: Niyet, amaç, peşinden koştuğum, takip ettiğim hedeftir, ancak arzunun kendisi değildir.

Soru: Bilinçaltı nedir?

Cevap: Bilinçaltı, henüz oluşturulmamış bir bilinçtir.

Soru: Bir kişinin zihni yaşla birlikte büyür mü? Yaşlı insanlar için yeni şeyler öğrenmek neden zordur?

Cevap: Fizyolojik bir süreç gibi gözükse de, aslında öyle değildir. Bu sadece üzerinde bulunduğumuz seviyenin işleyişidir.

Soru: Düşünce hayal gücünden nasıl farklıdır?

Cevap: Düşüncelerin aksine, hayal gücümüz arzularımız tarafından halen sınırsızdır ve bu yüzden rüyada olduğu gibi, bu hayal gücü çeşitlilik gösterebilir.

Soru: Zaman arzularımın, düşüncelerimin ve içsel koşullarımın akış hissi midir?

Cevap: Evet, arzularımızın akış hissidir.

Soru: İnsan bir algılama süreci midir?

Cevap: Hayır, insan, Yaradan ile özdeşleşen bir arzudur. Eğer Yaradan hakkında konuşmazsak, bir şeyi doğru şekilde tanımlamak ya da belirlemek imkânsızdır.

Blitz Of Kabbalah Tips – 1/15/17

Hızlı Kabala İpuçları – 1/8/17, Bölüm 1

Soru: Yaşamın her aşamasında bir bireyin eğitiminden kim sorumludur: Ebeveynleri, öğretmenleri veya bir bütün olarak toplum mu?

Cevap: İlk ve en önemli ebeveynler; bunlar doğal bir hiyerarşik mekanizmadır. Daha sonra gerçekten daha geniş bir çevre, toplum, tüm dünya vardır.

Soru: Bir eğitimcinin temel özellikleri nelerdir?

Cevap: Bir eğitimci, topluluk ve dünyanın bütünüyle birbirine bağlı olma duygusuna sahip olmalıdır. Bu onu (kadın ya da erkek) diğer her şeye zorlayacaktır.

Soru: Çocukların erken yaşlardan itibaren nasıl yetiştirileceğini anlamak için ne okumamızı önerirsiniz?

Cevap: Sadece web sitemizde bulunan materyalleri.

Soru: Kabala bilgeliğine göre eğitime inanıyorum, ancak tüm insanlık için herhangi bir umut var mı, yoksa sadece belirli seçilmiş bir grup için ayrılmış bir yer mi var?

Cevap: Burası internet üzerindeki herkes için ayrılmıştır ve tüm insanlığa tümüyle ücretsiz olarak sunulmaktadır.

Soru: Defalarca tekrar edersek, bizi doğru yetişmeye yönlendirebilecek, çevremizdeki kişilere karşı olumlu bir tutum takınabileceğimiz Kabalistik bir ifade var mı?

Cevap: Evet. “Ve sen dostunu kendin gibi seveceksin” (Levililer 19: 18).

Soru: Eğitim sisteminizin dezavantajları nelerdir?

Cevap: Henüz tam olarak şimdiki zamana uyarlanmamıştır.

Soru: Çocuklarla ebeveynler arasında görünmeyen bir bağlantı olduğunu biliyoruz. Bu bağlantıyı yetiştirmede kullanmak nasıl mümkündür?

Cevap: Bir ebeveyn diğer insanlarla etkileşime başladığında, o (çocuk), bu bağlantıları, onları birbirine bağlayan ipler gibi, kablolar gibi, güçler gibi açıkça görür.

Blitz Of Kabbalah Tips – 1/8/17, Part 1

Hızlı Kabala İpuçları – 1/8/17, Bölüm 2

Soru: Doğduğundan beri tamamen yanlış yetiştirilmiş 60 yaşındaki bir yetişkini düzeltmek nasıl mümkündür?

Cevap: Bir kişinin yaşı önemsizdir. Onun yaşaması için hala ne kadar zamanı kaldığını bilmiyorsunuz; insanlar bugün yüz yıl veya daha fazla yaşıyor. Onların düzelmesine izin verin.

Soru: Eğitim bilgi olmadan mümkün mü?

Cevap: Kesinlikle! Sonuçta bilgi, matematiğin, fiziğin, kimyanın ve diğer konuların temelleri hakkında bilgidir.

Soru: Eğer ebeveynler ihtiyaç hissetmiyorlarsa, ebeveynleri eğitmekten bahsetmek nasıl mümkündür?

Cevap: Bir çocuğu yetiştirmek için kendilerini eğitmeleri gerekecek.

Soru: Sevgi denilen şey ne olabilir?

Cevap: Sevgi, başkalarına karşı, onların yararı için doğru tutumdur.

Soru: Emek yoluyla eğitim, Kabala açısından ne kadar önemlidir?

Cevap: Çaba en başta; kendi üzerinizde çalışmadır. Bu özellikle gerçek çabadır ve geri kalan her şey robotlar için bırakılacaktır.

Blitz Of Kabbalah Tips – 1/8/17, Part 2

Bir Olmak

Soru: İnsanların bir bütün olduklarını hissettikleri koşul nedir?

Cevap: Başka bir şeyle karşılaştırılamayacak bir duygudur. Dünyamızda böyle bir his yoktur. Kendimi egomdan kopararak ve içimde doğmuş olan özgecil parçayı, özgecil parçalarını genel sisteme yerleştirmiş diğer dostlara yapıştırarak, bu tür parçacıkların koleksiyonunu oluştururuz.

Işığı genel sisteme yerleştirdiğimi varsayalım ve benimle birlikte dostlardan her biri Işık’ının parçasına odaklanır. Sonunda, kendimizin üzerine yükselme ve özgecil güçlerle birleşme arzularımıza bağlanırız. Özgecil güçlerin bu karşılıklı birleşmesi “ruh” olarak adlandırılır.

 

 

 

Ruh herkes için tekdir ve onlunun merkezine katılan her kişi, onun aracılığıyla, ruh olarak adlandırılan genel sistemi hissetmeye başlar.

Soru: İnsanları birbirine bağlayan enerji, güç var mı?

Cevap: Sistemin kendisi sabittir ancak ona karşı tutumumuz değildir, çünkü ona ulaşma girişimimizde sürekli hareket halindeyiz. Başka bir deyişle, sistem sabittir, ancak bizler giderek ona daha fazla erişmek için sürekli olarak hareket ediyoruz.

Becoming One

“Bana Emrettiğin Her Şeye Uydum”

Torah, Deuteronomy 26-14: Yasımı tutarken onlardan hiç birini yemedim [ikinci ondalık], ne kirlilerken onlardan birini tükettim; ne de ölü için onlardan birini kullandım. Efendi, Tanrı’ma itaat ettim; Bana emrettiğin her şeye uydum.

Kişi, bunu hayatı boyunca sadece bir kez değil, her derecede söylemelidir.

Yani, her gün mahsullerini, emeğinin meyvelerini toplayıp ve bir şeyler yaptığını gördükten sonra, kişinin içinde olan, baştan sona tüm eylemlerinde ve niyetlerinde, onu yönlendiren ve bütün bunları gerçekleştiren, Yaradan’ın yardımının yanında olduğunu anlamalıdır.

“I Did According To All That You Commanded Me”

Ana Şey Arzudur

Soru: Eğer arzularım ve düşüncelerim Yaradan’dan geliyorsa, o zaman hayattaki işim yalnızca ileri gitmek ve O’nun emirlerini yerine getirmek mi?

Cevap: Yaradılışta, Yaradan’ın arzuları ve düşüncelerinden başka ne var? Bizler aslında çevremizdeki yaratılış düşüncesinde yüzüyoruz ve onun birazını bağımsız hayatımız gibi hissediyoruz. Ancak bütün çok boyutlu resmi hissedebiliriz ve bizim gelişimimiz bununla ilgilidir.

Önemli olan arzudur ve arzulara göre düşünmeye odaklanmak zorundayız. Eğer arzular çalışırsa, kişi ister genç ister yaşlı olsun, kolayca düşünebilir. Önemli olan istemektir; asıl şey arzularımızın içinde yaşamaktır!

Düşüncelerimiz çok tembel olabilir. Ancak, tembel bir düşünce bile iyidir, çünkü isteklerinize müdahale etmez, ancak aslında onlara yardımcı olur. Düşünce her zaman ikincil ve arzusu birincildir.

The Main Thing Is The Desire

Aç Çocukları Nasıl Doyurabiliriz?

Soru: Kabalistler, gezegende bir yerlerde, her beş saniyede bir ölen aç çocukları doyurmak için ne yapabilir?

Cevap: Kabalistler, tıpkı herkes gibi hiçbir şey yapamazlar. Yaradan, hepimize bu tür koşullar verir ki, böylelikle onların temelinde birbirimizle doğru ilişkiyi kurabileceğiz -“dostunu kendin gibi”- aksi takdirde dünyayı değiştiremeyiz. Bu, yavaş yavaş buna doğru ilerlememiz gerektiği anlamına geliyor.

Kabala bilgeliği bize bunu nasıl yapacağımızı anlatır. Eğer başkalarına bundan bahsedersek ve onlara Kabalistik onlularda geliştirdiğimiz yöntemi gösterirsek, dünyanın, doğru koşulun ifşasına iyi bir şekilde ulaşacağından emin olabiliriz.

How Can We Feed Hungry Children?

Amalek’in Size Ne Yaptığını Hatırlayın

Torah, Deuteronomy, 25:17-18: Amalek’in Mısır’dan ayrıldığınız sırada size ne yaptığını hatırlayın, yol boyunca sizinle nasıl bir araya geldiğini ve bitkin ve yorgun olduğunuzda, içinizde tüm geride kalanlara arkanızdan saldırdığını ve o, Tanrı’dan korkmadı.

Amalek (“Al MenAt LeKabel’in kısaltması” “almak uğruna” niyet), kendisi için, en zayıf arzularımızı seçen, onları ele geçirerek çalan ve öldüren, onlar için egoistçe çalışan, egoist bir niyettir. Buna, arzuların kangreni denir.

Amalek, İsrail halkına Mısır’dan Sina Dağı’na giderken saldırdı; yani onları Mısır’a geri çekmeye başladı. Başka bir deyişle, egoizmden çıktıktan sonra, ilk kısıtlamaya giden yolda, egoist seviyenin üzerine yükselerek ve yukarıdan ışık alarak, her şeyi kendisi için almaya çalışan Amalek, belirir. Onun görevi mümkünse onları Mısır’a geri getirmektir ve mümkün değilse en azından onlardan mümkün olduğunca ayırmaktır.

Bu nedenle, sürekli olarak onunla savaşmak gerekir, çünkü o, Yaradan’a karşı olan niyettir. Amalek, şimdi değilse, sonra düzeltilebilecek özel egoist arzular değildir; bunun yerine, ıslah edilemeyen ve yalnızca tersine çevrilebilen, “kendi için” niyettir. Bu nedenle öldürülmeli ve ancak o zaman sevgi ve ihsan etme karşıtı eylemi gerçekleştirebilirsiniz.

“Tanrı’dan korkmadı” denir. Amalek, Firavun gibi, hiçbir şeyden korkmaz çünkü o, bunu yapmak için Yaradan tarafından yetkilendirilmiştir. Burada, Amalek ve Firavun eşittir.

“Remember What Amalek Did To You”