Twitter’da Düşüncelerim / 27 Nisan 2020

Koronavirüs karşısında hepimiz eşit derecede savunmasızız. Hepimizin evinde kalması, yeni safhaya aynı şekilde girmesi gerekiyordu. Ama bir kez bu eş duyguya alıştığımızda, şimdi, karantinadan çıkıştan sonra, ne kadar farklı olduğumuzu keşfedeceğiz: zengin ve fakir…

Bireysel olarak her biri kişinin egoizmi karşısında çaresizdir – ona karşı hiçbir şey yapamaz. Fakat başkalarına bakarsak, güçleri fiziksel ve manevi olarak hareket ettiririz. İhtiyacın, ortak bir çözümün ve örneğin onluda olduğu gibi gerçekleştirilmesine ihtiyacımız var …

Bir arkadaşından 1000 dolar alan kişi, ona “mantık altı inanç” la inanır. Bilgi inancına aykırı olmadığından, bilgi inançtan daha önemlidir, inanç bilgiyle çelişmez. Sonuç olarak inanç bilginin altındadır, çünkü inanç bilgiyle çelişirse, kişi buna inanmayacağını farkeder.

Maneviyat ve fizikselliği arzulayan biri arasındaki fark, öncekinin EGO’yu iptal etmesidir – o bu yaşamdan ödül alırken, ikincisi her iki dünyayı da tatmak ister, Zohar’ın dediği gibi: Bu dünyanın GAV’ı ve gelecek dünyanın GAV’ı . Bu, başkalarına davranış şekilleriyle açıktır.

İntegral sistemin benzersizliği şudur ki, bir onlu dünyanın içindeki tüm parçaları içerir.

Gruptaki çalışma tüm insanlığı etkiler mi? Çünkü küçük bir grup (onlu) ile tüm insanlık arasında hiçbir fark yoktur. Üst gücü, gruptaki eylemlerimizle uyandırdığımızda, tüm dünyayı onun aracılığıyla etkileriz.

Grubu (onluyu) üst ışıkla doldurursak, tüm insanlığı kapsayacak şekilde genişler. Her dost içinde bir milyar insanı barındırır. Sonuç olarak, onlu içinde, bütün bir gerçeklik, tüm insanlık, tüm dünyalar vardır.

Koronavirüs insanlığın #egoistik gelişim tarihini kapatır ve egoizmimizde yer alan herhangi bir sistemin olumsuz bir sonuç üreteceğini gösterir. Çünkü bu sistemler bize, düzeltmenin tek yolunun sistemi değil, egoist doğamızı düzeltmek olduğunu göstermeyi amaçlamaktadır.

Bilgi ötesi inanç – bilgimden sapsa bile Yukarı’nın görüşünü kabul ettiğimdedir. “Gözleri var ama görmüyorlar, kulakları var ama duymuyorlar.” Kendimi her seferinde O’nun fikrini kabul ederek, bir sonraki dereceye çekiyormuş gibi Yaratan’a yükseltebilirim.

Bilgi, bu dünyadaki aklım ve burada olanların hissidir, gözlerinin gördüklerine güvenen bir hakim gibi. İnanç bilginin üzerindedir, Bina gibi Malkut’un üzerindedir, Malhut seviyesinden Bina seviyesine yükselmek için bilginin üstü inançla giderim.

Üstün aklı bir grubun ya da öğretmenin görüşüdür. Her seferinde bilgi üstünde inanca yükselmeye çalışırsam, bu manevi derecelere yükseldiğim anlamına gelir. Yaradan’ın muhakemesini kabul etmek için çaba göstermezsem, o zaman manevi dünyaya girmeyeceğim, hatta ona yaklaşmayacağım.

Bilgi üstü inanç, bu dünyada verilen seçim özgürlüğünü çalıştırmanın tek yoludur.

Üstün görüşünü kabul ederek kabul ederek, onun seviyesine yükselirim. Ve “zarfımın” parayla değil, Yaradan’ın büyüklüğüyle nasıl dolduğunu görürüm. Bilgi üstü inanç, maddi dereceden manevi olana, alt manevi dereceden daha yükseğine yükseliş metodudur.

Bizler, entegral bir doğa sisteminde varız. Dolayısıyla, virüsler de dahil tüm sorunlar, bu sistemin dengesizliğinden kaynaklanmaktadır. Sistemi “destekler” ile onarmak mantıksız. Sorunların ortaya çıkış kaynağını düzeltmeliyiz – egoizmimiz. İnsanlık yakında buna ikna olacak!

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed