Daily Archives: Nisan 6, 2020

Twitter’da Düşüncelerim / 6 Nisan 2020

Burada üst güce ihtiyacımız var ve AB liderliği buna sahip değil! Virüs “birleşik Avrupa” yı bitirecek!

Koronavirüs salgını, AB’nin yararsızlığını göstermiştir. En üstte bundan faydalananlar hariç. Ulusal egoizmin bağ ve dayanışma hakkındaki çözümler ile iyileştirilemeyeceği anlaşıldı.

Eski dünya öldü, artık yok! Yeni bir dünyaya varacağız ve yeni insanlar olacağız. Bu basit bir süreç değil, ama çoktan başladı. Ve Koronavirüs bir taç olana kadar durmayacak (“korona” birçok dilde “taç” anlamına gelir, Keter) bizi çeşitli formlarda ve tüm seviyelerde Yaradan’la bağa götürerek.

Bugün, üst güç bütün ulusları birliğe, egonun iptaline, farklılıkların yok olmasına, egoist bir düzenden özgecil bir düzene doğru yönlendiriyor. Mesih’in çağına giriyoruz – Bizi Yaradan’ın yarattığı egodan ve doğası özgecilliğe çeken üst güç. Mesih; Moshech- çekmek kelimesinden.

Bir kez tek bir bütün olduğumuzu hissettiğimizde, bireysel ölümü hissetmeye son vereceğiz…

Hislerimizde yaşıyoruz. Eğer ilişkilerimiz egoistik ise, buna bu dünyada yaşam denir. Özgecil olurlarsa, sevgi, birlik üzerine kurulmuşlarsa – bu manevi, üst sistem, geleceğin dünyası olacak.

Üst güç (Yaradan), dünyayı ıslah etme, tüm gerçekliği değiştirmek ve herkesi tek bir beden olarak ilişkilendirmek için Koronavirüsü kullanıyor. Bu harika eylem, bizi birleştirmek, bir sisteme, bir insanlığa, tek kalbe sahip bir adama dönüştürmek içindir, böylece Yaradan’ı ifşa edebiliriz.

Böylece doğa bizi karşılıklı anlayış ve endişe konusunda eğitmeye başladı!

Kendimizi birbirimize isteksiz bir bağlılıkta buluyoruz: Başkaları tarafından enfekte olabilirim, ya bunun tersi. Virüs, aramızdaki kötü bağın bir göstergesidir. Bizi başkalarını umursamaya ve onların da bizi umursamasına zorlayacak.

Virüs bize dünyayı-doğayı dengeden çıkardığımızı gösteriyor.

Koronavirüs ilişkilerimizin arkasındaki gerçeği ifşa ediyor. Eğer farklı bir şekilde, doğa ile uyum içinde, egonun üzerine çıkarak birbirimizle iyi ilişkilerde yaşayabileceğimizi anlarsak, hızla salgından çıkabiliriz.

Koronavirüs Realiteyi Değiştiriyor, Bölüm 4

İnsanlığın Gelişim Aşamaları: Çaresizlik ve Korku

Soru: Duyusal gelişimimizde hangi aşamalardan geçmeliyiz?  Örneğin; önce kayıtsızlık, sonra korku, sonra çaresizlik, vb.

Cevap: Çaresizlik çok iyi işler.  Tüm olanlardan sonra, çaresiz olduğunuzu ve aniden tek bir çıkış yolunuz olduğunu hissetmeye başladığınız zaman yani birbirinizi destekleme durumuna gelindiğinde, başka hiçbir şey gerekli değildir.

Bizler tamamen bizi çevreleyen doğaya bağımlıyız.  Doğa tek bir şey dışında bizimle her şeyi yapabilir: Birbirimize yakınlaşırsak, onunla daha iyi bağ kurmaya geleceğiz ve o zaman birbirimize, doğa bizim üzerimizde, biz doğanın üzerinde karşılıklı olarak hareket edeceğiz.   O zaman birbirimiz arasında ve doğa ile pozitif bağlarla bütünleşik olarak bağlanacağız.

Yorum: Birçok insanla iletişim kuruyorum ve umursamazlık aşamasının bittiğini görüyorum.  Çin’de Koronavirüs ilk ortaya çıktığında, yurtdışında tamamen umursamazlık vardı.  Şimdi bir korku aşaması var çünkü bu artık birçok ülkeye ulaştı.

Cevabım: Bunun hâlihazırda korku aşaması olduğunu düşünmüyorum.  Her şeyden önce, insanların hâlâ yiyecekleri var.

Korku, yakın zamanda yiyeceklerin biteceğini, tıbbi hizmetlerin artık pek çok hastayla baş edemediğini, işimi ve diğer her şeyi bir yana bırakın bana, komşularıma ne olacağını bilemediğimi gördüğüm zamandır.

Buna ek olarak, insanlara ödeme yapmak için fonlarımız tükenecek ve kimse bu parayı mağazalarda kabul etmeyecek çünkü satılacak hiçbir şey olmayacak, yani ücretle alınacak hiçbir şey olmayacak.

Bir kişi bu durumları korku dolu gözlerle görebildiğinde, genellikle kişi “Evet, evet, başkalarıyla olumlu etkileşimi kabul ediyorum!” demeye hazırdır.

Salgın, Ceza Değil Şifadır

Tarih boyunca, iyi ve iyilik yapan Yaradan’dan birçok dikkat işaretleri aldık. Ancak, Yaradan’ın zıddı olan egoistik nitelikler içinde var olarak, bu sevgi ve özenin tezahürlerini darbeler olarak algıladık ve değişme ihtiyacını hissetmedik.

Sevgi dolu ebeveynler, kendilerini dinlemeyen, sadece oyun oynamak isteyen ve ebeveyninin kendinden nefret ettiğini düşünen çocuklarını öğrenmeye bu şekilde iterler.

Krizler, savaşlar, afetler, salgın hastalıklar gibi dünyada olan şey tam olarak budur, insanlığın yaşadığı acı çekmenin yolu. Bunun nedeni, her zaman iyi ve iyilik getiren Yaradan’ın yönetimini yani kendimizi bu yönetime uyarlamayı reddettiğimiz içindir.

Ebeveynlerini dinlemeyen ve her zaman saklanıp onlarla tartışan çocuklar gibi Yaradan’ın talimatlarından kaçmak istedik. Bu yüzden hayatımız bugüne kadar çok acıydı.

Ama şimdi benzeri olmayan özel bir darbe yaşıyoruz. Bu, tüm dünyayı, tüm insanlığı sakinleştirmeye ve bizi bir bütün haline getirmeye geliyor. Ebeveynlerin sabrını yitirip çocuklarına “Yeter artık, şimdi sakin ol!” dediği gibi. Ve o kadar katı bir eylemde bulunurlar ki, çocuklar sakinleşirler.

Üst yönetim, aşağı iniyor ve bize giderek daha fazla yaklaşıyor, bizimle yakından, bireysel ve doğrudan ilgilenmeye başlıyor.

İnsanlık neden bu darbeyi bu kadar sert aldı? Koronavirüs neden bizi bu kadar korkutuyor? Her yıl her ülkede ölen ve dünyaya gelen birçok insana alışkınız. Neden bu virüsten bu kadar korkuyoruz?

Yüz yıllar içinde dünyanın tüm nüfusunun değişeceğini biliyoruz: herkes ölecek ve yeni insanlar doğacak ancak bundan bir trajedi yaratmıyoruz. Ancak virüs, psikolojik bir darbedir. Gizli bir beladır aramızda, onu görmüyor ya da hissetmiyoruz ve bizi nereden vuracağını bilmiyoruz.

Halbuki virüs, bizlerin birbirimizden uzaklaşmamızı ve evi terk etmememizi emrederek gerçekte bizim yararımıza hareket etmektedir. Sanki bize “Birbirinize güzel davranamıyorsanız, evde kalın! Ve eğer biraz iyilik ortaya çıkarsa, dışarı çıkabilirsiniz, ama aranızda on metrelik bir mesafe bırakabilirsiniz.” diyor.

Virüs bize gerçek ilişkilerimizi gösteriyor: birlikte kalamadığımızı ve eğer bağ kurarsak, egoist olduğumuz için birbirimize virüsü geçirdiğimizi. Bu virüs üst yönetimin ifşasıdır.

Virüs insanları egoizmleri ölçüsünde birbirinden ayırır. Onları her türlü işe yaramaz, doğal olmayan şeylerle uğraşmak yerine evde kalmaya zorlar. Bize sahip olabileceğimiz daha iyi bir bağ olduğunu gösterir. Ve bu bize zarar vermek ve öldürmek için değil, hayatımızı doğru bir şekilde düzenlememiz için geldi. Bu, bizi merhametle eğiten Yaradan’ın elidir.

Salgın ceza değil şifadır. Virüs, egoizmin körüklediği ilişkilerimizde kazanma, başarılı olma ve başkalarını kişisel kazanç için kullanma arzusunu soğutur. Bütün yarışı durdurur.