Daily Archives: Aralık 29, 2019

Hedefe Doğru İki Aşama

Prensip olarak, tüm eylemlerimiz ve tüm yolumuz iki aşamadan oluşurBirincisi dostunu kendin gibi sevmektir. Bu gerçekleştiğinde, ikinci aşamaya geçeriz: Yaradan’ı, dostunuzu, grubunuzu sevdiğiniz gibi sevme.

Bir aşama diğerine dönüşür. Aksi olamaz: Dostunu kendin gibi sev, Dostunu sevdiğin gibi Yaradan’ı sev. Başka alternatifler yoktur. Bu, manevi gelişim bundan ibarettir; doğamızın tamamen farklı, doğamızın tam tersidir.

Kişi böyle bir durumla karşılaştığında, başkaları ile olan bağlantının kendisinin dışında ve üstünde gerçekleşmesi gerektiği gerçeğiyle yüzleşmek için kendini birden fazla silkelemelidir. Bunu yapabilmek için, bir üst ışık  gelmeli ve bu koşulları yaratmalıdır.

Bunu dostlarımdan ilham alarak talep edebilirim. Aramızda oynayarak, içimizde böyle bir arzu yaratabiliriz: kıskançlık, imrenme, her şeyi. Önemli olan, bunu başarmam gerektiğini anlamam; aksi halde, dünyamızda bir hayvan olarak kalacağım, tüm hayvanlar gibi hayatımı sonlandıracağım ve başka hiçbir şey kalmayacak.

Sadece imrenme, kıskançlık ve şeref arzusu bir insanı hayvan durumundan diğerine, en yüksek olana götürür.

Ne pahasına olursa olsun, egoist hayatımızdan kopmak pahasına, dünyaya karşı egoist tutumumuzla, sadece manevi koşulu öğrenme/hakim olma konusundaki ciddi kararımızın bize yükselme fırsatı vereceğini anlamamız gerekir ve komşumuzu kendimiz gibi sevmek ve Yaradan’ı komşumuz gibi sevmek hedefimize ulaşmamız gereken iki aşamadır.

Two Stages Toward The Goal

 

Hanuka’nın Anlamı

25 Kislev’de (başlangıcı – Aralık ortasına kadar) başlayan Hanuka, Işıkların Bayramı’dır. Manevi gerçeklik hakkındaki deneyimlerimizin başlangıcını, maddi (egoist) ve manevi (özgecil) dünyalar arasındaki bariyerin ilk geçişini işaret eder. Hanuka’nın kavramları ve gelenekleri (Makabiler ve Yunanlıların savaşı, Hanuka mucizesi, mum, ışık, yağ ve fitil) hepsi maddiyat ve maneviyat arasındaki bu bariyerin aşılmasıyla bağlantılıdır.

Bu engeli aşmak için egoist arzularımızın üzerine çıkmamız gerekir. Makabiler ve Yunanlılar arasındaki savaşın özü şudur: Yunanlılar tarafından sembolize edilen kişinin egoist arzuları ile Makabiler tarafından sembolize edilen karşılıklı sevgi ve ihsan etme üzerinde bir araya gelme arzusu arasındaki içsel savaştır.

Ancak, ego bizim gerçek insan doğamız olduğundan, üstesinden gelmek için nasıl güç toplayabiliriz? Daha karmaşık hale getirmek için, sahip olduğumuz her özgecil arzu, sürekli olarak kendine yönelik hazları kendi içine çekmek isteyen egoya kıyasla daha küçüktür.

Hanuka mucizesi burada devreye girer.

Egoist tutumlarımızın üzerinde birleşmek için çabalarımızla ısrar edersek, “ışık” olarak adlandırılan birliğin, sevgi ve ihsan etmenin manevi gücünü çekeriz. Birleşme arzumuz, egoist arzularımızla karşılaştırıldığında zayıf ve neredeyse algılanamaz olsa da egomuzun üstesinden gelmek için başarısız hatta amansız çabalarımızda umutsuz bir noktaya geldiğimiz an, manevi ışık mucizevi olarak ortaya çıkar: bu, egoizmin üstesinden gelmek ve birleşme, sevme ve ihsan etme niyetine yakınlaşmak için ihtiyacımız olan yardımdır. Bu, Makabilerin Yunanlılara karşı savaşı kazanmasının anlamıdır.

Bir yandan savaşı kazanmak zorunda olduğumuzu hissettiğimizde zafer kazanırız, ama diğer yandan kendimizi seçimlerin dışında, çaresiz ve umutsuz buluruz. Bu, Yunanlıların saldırısı olarak kabul edilir. Saldırı altındayken, sahip olduğumuz her şeyle savaşmaya devam etmemiz gerektiğini hissederiz, buna rağmen görünürde zafer yoktur. Ancak vazgeçemeyiz ve vazgeçmeyiz çünkü vazgeçmek egonun hapishanesinde kalmak demektir.

Sonra mucize gerçekleşir.

Birlik, sevgi ve ihsan etmenin manevi ışığı aydınlatır. Bizi her yerde her zaman var olan enerjisiyle doldurur ve savaşı kazanırız.

Hanuka’da savaş, maddi ve manevi dünyalar arasındaki bariyer ile içsel bir savaştır. Yani birlik, sevgi ve ihsan etme güçlerine karşı egoist güçlerin savaşıdır. Egoist arzularımız ve düşüncelerimiz aramızda duran şeydir ve sonsuzluk, uyum ve bütünlük duygusu, Hanuka’nın simgelediği savaşı kazandığımızda sevindiğimiz şeydir.

The Meaning of Hanukkah

 

Dünya – Gerçeklik Mi, İllüzyon Mu? Bölüm 1

Algı Sınırlaması Yok

Not: Kişi “Kabala Bilgeliği’nin Özü” makalesini sonsuza dek inceleyebilir. Ben 20 yıldır ona geri dönerim ve hala her zaman içinde yeni bir şeyler bulurum.

Benim Yorumum: Bir başlangıç için ihtiyaç sondan daha fazla hissedilir. Gerçek bilim,  kişiyi geliştirir onun için tekrar tekrar çalışması gerekir.

Not: Diyelim ki On Sefirot’un Çalışması manevi dünyaların fiziğidir ve her seferinde onu yeniden keşfediyorsunuz gibi gelir. Bununla birlikte, “Kabala Bilgeliği’nin Özü”, kolayca ele alınabilecek sıradan bir makale gibi görünür ve aniden içinde böylesi derinlikleri keşfedersiniz.

Yorumum: Bu, makaleden dolayı değildir, algı sınırlarınızı ve dünyaya karşı tutumunuzu genişlettiğinden dolayıdır. Bu makaledeki ilk dört konu, Kabala Bilgeliğinde  “Genel ve Özelin İşleyişi”, “ Partsufim, Sefirot ve Dünyaların Çeşitliliği”, “İki İşleyiş – Yukarıdan Aşağıya ve Aşağıdan Yukarıya” ve “Soyut İsimler” dir. Onlar çok karmaşık ve ciddi birçok kavramdan bahsederler.

Beşinci ya da altıncı kavrama ulaştığınızda, aslında, ilk olanları hala anlamadığınızı idrak etmeye başlarsınız. Onları okudunuz, hemfikir oldunuz ve devam ettiniz. Ve şimdi içsel olarak ne kadar kapsamlı olduklarını görür ve tekrar onlara dönersiniz. Onun etrafında dolaşmak yoktur, bu konuda bir şeyler yapmak zorundasınızdır. Bu yüzden onları tekrar çalışırsınız.

Kaç kez Baal HaSulam’ın bütün makalelerinin üzerinde durduk? Bugün ilk kez “Kabala Bilgeliği’nin Özünü” okuyanlar, ikinci ve üçüncü kez veya bir yıl veya 10 yıl üzerinde durduktan sonra,  içinde ne göreceklerini hayal bile edemezler.

Örneğin, Kabala bilgeliğini 40 yıldır inceliyorum ve daha evvelden ve şimdi bu kavramlar hakkında düşündüğüm şeyleri bile karşılaştıramıyorum. Şu anki ben ve bu makaleyi 40 yıl önce açan kişi tamamen farklı insanlar.

Soru: Bu, Kabala’da dünyamızda olduğu gibi “Bunu zaten okudum” diye bir şey olmadığı anlamına mı geliyor?

Cevap: Kabala’da böyle bir şey yoktur. Hiç bir şeyde yoktur! Bu bilgeliğin içine girersiniz ve kendinizi, onu bir şekilde bitirme yeteneğiniz olmadan içine gömersiniz.

O kadar yuvarlak, birbirine bağlı bir dünyadan bahseder ki bir ip çekebilirsiniz ve tüm gerçeklik sizin için değişecektir. Her yeni tanım, her yeni algı ve yeni edinim her şeyi değiştirir, çünkü sadece On Sefirot vardır, fakat her biri diğer bir on ve diğer bir ondan oluşur; algılama için bir sınır olmadığı ortaya çıkar.

Dünya sadece on kısımdan, on yayılmadan oluşmasına rağmen sonsuzdur.

World—Reality Or Illusion? Part 1