Monthly Archives: Kasım 2012

Sizleri Novosibirsk’te Bekliyorum

Soru: Bir kongre boyunca hissedilen yükseliş, amaç üzerinde şu şekilde işlenmiş oluyor: Yemekler, dersler ve aralar. Kongreden sonra günlük yaşamımızda da birliği organize etmeye ihtiyacımız var mı?

Yanıt: Tabii ki var! Bir kongreye o kadar ihtiyaç duyulur ki boş geçmez; öyle ki bizler burada birlik üzerinde ciddi bir çalışma yaptıktan sonra Trans-Ural bölgesinde gerçekten birliğe gelecek ciddi adamlardan oluşmuş ciddi bir Sibirya grubu yaratmış oluruz ve böylece onlar kendilerini samimi şekilde bir öğretmen olarak hissederler ve aralarında hoş şekilde çalışmaya başlarlar.

Çaba sarf edebilirler; orada güzel bir çevreye sahipler – temiz manevi bir çevresel mekan-. Yani ben çok iyi başarabileceklerini düşünüyorum. Manevi çalışma için çok iyi bir yer. Bunu hissedeceğimi umuyorum; onlarla bağ kuracağız ve o zaman daha da ileri doğru birlikte hareket edeceğiz.

Sizin için en iyisini diliyorum! Ve bir kez daha gelebilecek herkesten rica ediyorum; hepinizi orada görmek istiyorum. Kaybedemezsiniz! Sadece kazanabilirsiniz! Gelin ve daha sonra pişman olmayın.

Sizleri Novosibirsk’te bekliyorum!

(25 Kasım 2012 tarihli sanal dersten)

Üst Işığı Çekmeye Hazır Olun

Soru: Novosibirisk Kongresinde Üst Işığı çekmek için en etkili aksiyon nedir?

Cevap: Kongrede en etkili etkinlikler çalıştaylardır. Her çalıştaydan önce bir ders veya konuşma olacak. Belli bir başlık hakkında konuşacağız ve daha sonra bu başlık altında çalıştay yapacağız ve sonra sorular ve cevaplar. Ana ‘paket’ bu, günde iki kez. Böylece tam üç gün boyunca altı ders yapacağız.

Ek olarak, çok etkili diğer etkinliklerimizde olacak. Bunlardan en önemlisi dostların toplantısıdır, sabah dersinden 15 – 30 dakika önce ‘kalplerimizi ısıtmak’  için gereklidir. Daha sonra yemekler olacak, konuşmaların olacağı toplantılar olacak, grup sunumları vb. Genel olarak kongre yeteri kadar etkinlik içerecektir. Ancak dostlar toplantısı ve çalıştaylar anahtar olacaktır.

En önemli şey bununla bağ kurmanızdır ve ben de bunun içinde olacağım. Hep beraber, Üst Işığı çekeceğiz. Haydi, öyleyse hazırlanın!

25.11.2012 Tarihli Sanal Dersten

Gerçeklik, Eylemler Tarafından Yaratılır

Baal HaSulam, Kabala Bilgeliği’nin Özü’nde şöyle yazar: “Düşünün ki Yaradan algısının olmadığı bir şey varsa, O’nun yarattıklarının herhangi birinin özüne ulaşmak mümkün müdür; ellerimizle hissettiğimiz somut nesneler bile olsa.”

Bizler, Yaradan’ı “Gel ve Gör” kuralı uyarınca algılarız. Yaradan’ın özünü bilmiyorum ancak “gelebilirim ve görebilirim.” Bunu yapmak için kesin eylemler uygularım ve bunlar vasıtasıyla Yaradan’ı tanırım, söylendiği gibi, “Seni eylemlerinden tanıyacağız.” Gerçekliğin tümü, O’nun ifşa olunduğu (açığa çıkarıldığı) tüm eylemleri ve yolları kişisel ıslahımızın (düzeltilmemizin) bir çözüm şeklidir ve bu yolla O’nu hislerimizde idrak ederiz. Her şeyi kaplarımda idrak ederim çünkü Yaradan dahil keşfettiğim tüm bilinmeyenler oradadır.

Benim ulaşabileceğim en üstteki seviye Yaradan’dır. Bu, gerçekliğin tümünü kontrol eden sevgi ve ihsan etmedir. O’nun yarattıklarına doğru iyi olmanın yasasını keşfederim, iyilik yapan iyiyi keşfederim. Bütün kaplarımda, bütün parçalarımda, bütün ruhum ve arzularımda bulunan bilinmeyeni keşfederim. O’nun ilk ve orijinal olduğunu anlarım ve algılarım. Daha önce düşüncelerimi, arzularımı ve eylemlerimi belirleyen bir şey olduğunu algılamayı ve hissetmeyi anlamaya başlamış olsam bile bu, hepsini ters yüz eder.

Ancak önce bunu benim algılamam ve o zaman O’nun ilk var olan olduğunu kabul etmem nasıl olabilir? Bu, olabilir mi? Evet, olabilir. O’nun ilk olan olduğunu eylemlerinin içinde algılarım ve keşfederim. Böylece her şey eylemlerden çıkıp gelmektedir. Maneviyatta hareket halinde olmayan ve eylemde bulunmayan herhangi bir şeyi bilemem ve tanımlayamam.

(Günlük Kabala Dersi, 19 Kasım 2012, Kabala Bilgeliği’nin Özü)

Üst Dünya Herkese Açıktır

Kabala Bilgeliğine gelen bir kişi gerçek anlamda köleleşir. Eğer sisteme girerse, kişi kendisini köle haline getirir. Bunda kötü bir durum yoktur zira başka türlü bu sistemi edinmek imkânsızdır. Eğer yoga veya başka herhangi bir sistemde özel uzmanlıklara giderseniz onlarda size aynı şeyi söyleyeceklerdir; bilgeliğimizi, tekniğimizi, sistemimizi edinmek istiyorsanız o zaman belli bir süre için diğer şeylerden kendinizi koparmalısınız aksi halde bu sistemi derinliğinde hissedemeyeceksiniz.

Bu arada, Kabala bilgeliği diğer sistemler gibi katı değildir zira kişiyi bu dünyadan ayırmaz. Kişi evli olmalı, çocuk büyütmeli, bir şeylerle kendini kısıtlamamalı, diyet yapmak zorunda değil ve bunun gibi özel şeyler yapmak zorunluluğu yok, fiziksel eksersizler, nefes açma hareketleri ve sabit duruşlar gibi fiziksel eylemler yapmak zorunda değil. Kişi bu dünyada tamamen sıradan bir insan olması gerekir. Kişiden bir şeyin dışında hiçbir şey beklenmez, bu da, amaç için olan içsel özlemleri ve niyetleridir. Özellikle bu durum en zor koşuldur ancak prensipte tek koşul budur.

Geri kalanlar önemli değildir. Ne yediği, ne içtiği, nasıl yaşadığı veya mesleği önemli değildir, elbette ki mümkün olduğunca anti – sosyal davranışta olmamalı. Kişi çok akıllı veya basit sıradan biri olabilir. Bu durum onun üst dünyayı edinmesinde sorun değildir. Yaşı veya eğitim seviyesinin ne olduğu önemli değildir. Üst Dünya mutlak olarak herkese açıktır! Kişi hiçbir şeyde sınırlanmaz.

06.11.2012 Tarihli Gürcistan Kongresi 4. Dersinden

Kadınların Şikâyetleri Hakkında

Soru: Aile içinde sık sık olan bir durum vardır: Kocanın karısına olan şikâyetinden çok kadının kocasına olan şikâyetleri vardır.

Cevap: İşte bu tatminsiz hissetme durumunun sürekli olması tipik kadın doğasından dolayıdır. Bir çift burada dengeyi aramamalıdır. Doğal olan bir şey ne kınanmalı ne de övülmelidir.

Tabi ki bir kadın büyük tatminsizlik hisseder. Adamın genellikle şikâyeti ‘‘sadece beni yalnız bırak’’ olan basit bir cümleyle sınırlıyken, şikâyetlerin %90’ı kadından gelir.

Yolumuz budur ve bu niteliklerle bizler birbirimizi tamamlamamız gerekir. Buna göre erkek ve kadının farklı rollere sahip olduğu anlaşılıyor.

Adam ne parça sağlamalıdır? Kadın bağı korumak, erkeğin ihtiyaç duyduğu her şeyi sağlamak ve onun için her şeyi yapmayı hazır olduğundan, kadının tüm isteği erkeğin ilgisidir. Bütün bu olanlar kadının doğasıyla alakalıdır. Buna göre adam sürekli sıcak ve ilgili olan doğal tutumunu, dürüstlüğünü göstermelidir. Bu bir kadın için çok kolayken, bir adam için çok daha zordur. Bir adam kadına özen gösterdiğinde, kadının çabası için yakıt sağlamış olur.

Bu yüzden, bir adam kibarlığını açığa vurmalıdır ve bu onun için zordur. Eğer kadın ondan gelen doğru tutumu hissederse, kadın birçok şeyi değiştirmelidir ki bu onun için kolay olandır.

Bunlar manevi köklerin sonuçlarıdır ve bununla ilgili yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur.

16/7/12 Tarihli Yeni Hayat Konuşması’ndan Alıntı

Çözüm Bizim İçimizde, Düşmanlarla Girişilecek Savaşta Değil

Özel Yayın: İsrail’in Güney Bölgesindeki Olaylar

İnsanlar, artık neler olduğu hakkında merak etmeye başlıyorlar: “Neden ateş altında yaşamak zorundayım?”

İnsanlar mutsuz ve bu durum onları bir çözüm bulmak için cesaretlendiriyor. Aksi halde baskı sadece büyüyecek ve düşmanlar daha önce olmadığı kadar güç elde edecekler.

Çıkış yolu, bizi birbirimize bağlayan ve ahenge, karşılıklı sevgiye ulaştıran güçlerin içsel bağına dönmektir. Çözüm içimizde; düşmanlarla girişilecek savaşta değil. Biz birliği sağlayana kadar da sıkıntılar ve problemler üzerimizde daha fazla baskı oluşturacak, cebimizdeki çerezler gibi değildir bu.

Birçok Sorun Var; Sebebi Tek

Tüm Tora gibi Zohar Kitabı, sadece aramızdaki bağ hakkındadır, birliğe geldiğimizde bağımız yeni bir gücü açığa çıkartmaktadır. Her an adeta birkaç “kilogram”lık bir güçle karşılıklı bağımızın merkezine girmeyi deniyormuşuz gibi tek diğeriyle bağ kurmak amacıyla kendimizi zorluyoruz. Biz bir kez bağ inşa etmek için yeterli güç oluşturduk; “Assiya Dünyası” olarak tanımlanan özel bir bağ türünü açığa çıkardık. Daha yüce bir heyecan oluşturduğumuzda bu bağa ifşa olunan (açığa çıkan) “Yetzira Dünyası” denir. Böylelikle daha yukarı manevi seviyelere tırmanırız. Bundan fazlası yok.

Böylece Zohar’ı okurken sıklıkla bir diğeriyle daha kuvvetli bir bağ kurmayı ve bağımızın ne olduğunu öğrenmeye çalışırız. Keşfettiğin bağ sayesinde karşılıklı ihsan etme derecesine ulaşırsın ve karşılıklı ihsan etme derecesine göre özel bir güç olan Yaradan’ı keşfedersin. Buna “Yaratılmış olanların sevgisinden Yaradan sevgisine ulaşmak” denir.

Hakkında düşünmemiz gereken tek koşul budur çünkü bu koşuldan başka hiçbir şey yoktur. Her seviyede sadece bu koşulun gizliliği ve ifşası (açığa çıkması) mevcuttur. Henüz yeterince kuramadığın ama şöyle böyle kurduğun bağın derecesine göre her şeyin içinde umutsuzca ızdırapları, füzeleri, ekonomik sorunları hissedersin. Tüm bunların sadece tek sebebi bulunmaktadır: Diğerleriyle güçlü bir bağ kuramamış olman!

(22 Kasım 2012 Tarihli Günlük Kabala Dersi 2. Bölüm, Zohar)

Başlıca Ekonomi Danışmanları’nın Dünya Savaşı Tahmini

Trilyonlarca dollar borç yenilenecek ve milyonlarca finansal olarak sağduyulu birikimci satın alma güçlerinin büyük bir yüzdelerini hayatlarının tamamen yanlış zamanlarında kaybedecek. İnaniyoruz ki savaş halihazirdaki global ekonomik durumun kaçınılmaz bir sonucu.

1980’lerden beri, sözde “savaş döngülerini” çalışıyordum – toplumu kaosa, nefrete, sivil ve hatta uluslararası savaşa hazırlayan doğal ritimler.

Ancak şimdilerde bu konuyu tartışmayı bile çok az insan istiyor. Ve gördüklerime dayanarak, etkiler 2013’de kesinlikle büyük olacak.

– daha önce çok doğru çağrılarda bulunmuş olan, kısıtlama fonlarini, bankaları, komisyoncuları ve net değeri yüksek bireyleri müşteri olarak gören – eski Goldman Sachs teknik analisti Charles Nenner; 2012 sonundan 2013’e başlayacak ve Dow’u 5,000’e indirecek çok büyük bir savaş çıkacağını söylüyor.

Bir sebepten ötürü, çoğu etkili insan yanlış bir şekilde savaşın ekonomi için iyi olduğuna inanıyor.

Uluslararası yatırımcı Jim Rogers Avrupa’da devam eden ekonomiyi kurtarma planlarının eninde sonunda yeni bir dünya savaşı için kıvılcım olacağını söylüyor.

“Borçlanır, durum daha kötüye gider ve sonunda çöker. Daha sonra herkes günah keçisi arar. Politikacilar yabancıları suçlar ve bir anda II. veya bilmem kaçıncı Dünya Savaşı’ndayız.

Marc Faber Amerikan hükümetinin ekonomik krize cevap olarak yeni savaşlar başlatacağını söylüyor.

“Hükümetin sıradaki yapacak olduğu ise bir savaş çıkartıp insanların ekonomik krizin etkileri üzerindeki dikkatlerini dağıtmak.”

Eğer global ekonomi düzelme göstermezse, genellikle savaş çıkar.

Faber aynı zamanda A.B.D., Çin ve Rusya’nin Ortadoğu petrolü üzerinde  savaşa gireceğine inanıyor.

Yorumum: Bugün, savaşa başlamak için büyük bir şok gerek. Herkes bundan korkuyor ve acı çekmeyi kabul ediyor. Bu sadece elitin menfaatine. Herkesin dikkati yüzleşeceğimiz tek konuya çekilmeli: karşılıklı iletişim sağlayabilmek – karşılıklı garanti verebilmek.

Biz insanlık, doğanın durmadan yenilenen parçasıyız. Toplumumuzda yeni yasalar oluşuyor. Son zamanlardan bu yana karşılıklı iletişim sağlama yasası daha ve daha fazla tezahür ediyor. Bunu gözlemlemeliyiz; aksi takdirde, kendimizi giderek krizler, acı ve afetler yüzünden doğaya ters düşmüş hissedeceğiz. Savaş yardımcı olmuyor; paylaşacak hiçbir şeyimiz olmayacak. İnsanlik kendini ölüme itiyor. Bu kutsal metinleri bize aktaran erdemliler tarafından tahmin edilmiş olan yollardan biri.

Kase Dolana Kadar

Soru: Zohar Kitabı’ndan aldığım düzeltme nasıl ölçülebilir? İki yıldır halen Zohar Kitabı’nı okuyoruz ancak bazı hazlara ve arzulara çekildiğimi görüyorum.

Yanıt: O, çabanın gerekli ölçüsüyle dolu olana kadar, Zohar Kitabı, her an aynı şekilde görünecektir; adeta Kral’ın Sarayı’na girmişsin ve oradan bir şeyler alıp çıksan bile çıkarken her şeyi yere dökmüşsün ve hiçbir şey kalmamış.

Zohar Kitabı, büyük ızdırabı biriktirene dek, ızdıraptan başka hiçbir şey yoktur; ve böylelikle gitgide artan şekilde büyük bir duaya yükselirsin. MAN. Doğru yoğunlukta doğru talebe ulaşana dek, ve işte o zaman her şey açığa çıkar. İki yıl boyunca biriktirdiğin her şeyi alırsın ve tüm küçük çıkışlarının içinde bir defada daha fazlasını bulursun.

(18 Kasım 2012, Günlük Kabala Dersi, 2’inci Bölümden, Zohar)

Bilincin Bir Tıklaması İçin Dünya Savaşı

Soru: Yolumun tüm safhaları önceden belirlenmişse yaşamımın mutlak bir sonucunu özgür irademle değiştirebilir miyim? Yaşamım Kabala Bilgeliği ile veya bu bilgelik olmaksızın nasıl farklı olacaktır?

Cevap : Bu çok devasa bir farktır.

Farz edin ki okula gitmek istemiyorum ve ayrıca ailem tarafından da dövülüyorum. Aynı şey de burada: Bacağımı kırdım, ülkem savaş halinde, doğal afetler var; anne babaya ait tutumlar daha gerçekçi olarak hissedilir. Bu problemler vasıtasıyla yapmam istenenleri yapacağım. Ve dahası; bazen okuldaki cezadan kaçmayı başarsam bile bundan daha fazla indirim şansım yok; kaçacak hiçbir yer yok.

Ben Maneviyat’ın yoluyla, ızdırabın yolu arasındayım ve buradaki seçimim hayatımı değiştirir. Bunu ızdırabın değişik çeşitleri olarak hissetmemize karşın, bu gerçekten de hayat veya ölüm meselesidir. Piyangodan bir milyon dolar kazanmak isteyen ama sadece yüz bin dolar kazanan bir kişinin durumuyla 15 yıldır yatalak olan birinin durumu aynıdır; her iki durumda da hissedilen ızdıraptır.

Soru: Ama hala daha bir bacak kırmak zorunda mıyım?

Cevap : Eğer bu yaratılışın amacına doğru davranışını değiştirecek tek unsursa: O zaman evet. Ancak sen “zamanı hızlandırma” yolunu takip edebilir ve tutumunu değiştirebilirsin ve işte o zaman ızdırapları hayvansal seviyeden konuşan (insan) seviyesine doğru aşacağından dolayı bacağını kırmak zorunda kalmayacaksın.

Işık ve kaplar, biri tek diğerine ters olmak zorundadır. Hayvansal seviyede, bu durum şöyle ifade edilir; hadi şöyle diyelim: Bacağını kırmak, birinin maaşından mahrum kalması, veya bir yangın, ciddi bir hastalık, vs.. Ancak eğer konuşan seviyeye doğru acıların üzerine yükselirsen bunu deneyimlersen ve şu anda ihsan edememekten dolayı üzgün hissedersen, işte bu senin problemindir ve senin nereden ızdırap çektiğindir. Düzelten Işık, sana bu hissi verir ve o zaman artık dünyevi felaketlere ihtiyacın kalmaz.

Ayrıca daha birçok dünyevi sorun manevi olandan daha fazla istenir. Örneğin binlerce yıl yataktan kalkamayacak kadar hasta olmak, sevginin sızılarının bir anını deneyimlemek gibidir. “Yaradan’ı neden sevmiyorum?” İşte bu, seviyeler arasındaki farklılıktır ve evde ışıklar söndüğünde küçük bir çocukla bir yetişkinin durumunu kıyaslamak gibidir. Bu kıyaslanamaz bile.

Krizin nasıl yayıldığına bir bakın: Hiç kimse korunmuyor ve güvende değil. Hislerinin arasından sadece küçük bir çomak koymak için, dünya insanı yoldan çıkarmak anlamına gelen korkunç ızdıraplar tarafından tehdit ediliyor. O zaman bir Üçüncü Dünya Savaşı’ndan sonra insan doğanın etkisi altında olduğunu keşfedecektir. O zaman da bu savaş, bir başka küçük çomak anlamına gelecek Dördüncü Dünya Savaşı’yla yer değiştirecektir: “Ahh, doğayla dengelenmem gerekiyormuş.” Diğerlerinin üzerinde Beşinci Dünya savaşı, insana ihsan etmenin gerekliliğini gösterecektir ve bu böyle gider.

Işık’ın sadece birkaç ay içinde açabileceği elektrik düğmesini, korkunç felaketler yıllar sürecek ızdıraplarla açabilecek. Doğru çalışmadan geçerek, kişi başka bir seçeneğinin olmadığını bir ay içinde anlayabilir. Bu sebeple mesajımızı olabilecek en hızlı şekilde tüm dünyaya aktarmak zorundayız.

(15 Kasım 2012, Günlük Kabala Dersi 4. Bölüm, Kabala Bilgeliği’nin Özü)