Daily Archives: Ağustos 29, 2012

Kadınlar Başarıyı Açan Anahtardır

Kadınların şu konu üzerinde düşündüklerini duydum: “Erkekler üzerinde nasıl baskı kurabiliriz?” Ben kadınların erkekleri itmemesi ama yardım etmesini düşünüyorum. Öyle ki kelimelelerle değil; arzularıyla, hatta sessiz bir gözdağıyla..

Genel olarak, güçlü bir kadın grubu başarıyı açan anahtardır. Bu erkek grubunu stabilize eder. Tıpkı karısının ve evin bir adamı stabilize etmesi ki, erkek dışarı çıkmaz, hayatın içinden nasıl geçmesi gerektiğini bilir. Bu, erkeğin ayakları üzerinde doğru bir ağırlıktır: Faydalı, tavsiye edilen ve gerekli olan.

Bu ekleyiş, bütün durumlarda çok etkilidir. Bir kabalistin buna ne kadar ihtiyacı olduğu hakkında bir fikre sahip değiliz. Bekar erkeklere bu hususu bir an evvel çözmeleri konusunda tavsiyede bulunmamın nedeni de budur. Gerekliliğine rağmen bu durum eğer evli değillerse kadınları rahatsız etmez; ancak erkekler için, bu bir vazifedir.

Bunu tüm ciddiyetimle söylüyorum. Bu, arzu edilebilir; gelişmeye bir aileden başlamak isteyenler için çok arzu edilebilir. Bu, erkeği stabilize eder; ona yardımcı olur. Evet, fazladan bir yük alır ancak bu yük gereklidir. Bu, doğru şekilde daha da ileriye hareket etmeniz için üstesinden geleceğiniz yüklerden biridir. Böylece bu durumu ciddiye almalısınız.

Şimdi de kadın ve erkek grupları arasındaki etkileşim hakkında birkaç söz söylemeliyim. Kadın grubu yardımcı olur; kadın grubu erkeklerle aynı eylemleri gerçekleştirir. Erkekleri rahatsız etmeyecek ve onlara müdahale etmeyecek bir şekilde tüm durumlara katılabilirler. Yani aynı odada birbirlerine karışmamaları ve daire içinde bir araya gelmemeleri daha iyi. Arkamızda, geride neler olduğuyla ilgilenmiyoruz.

Kadın grubu feminen olmalıdır. Genel soruların yanında, kadın grubunda özellik şu gibi arz eden sorular yükselmeli: “Erkeklerimize nasıl yardımcı olalım ki bağ içinde onlar birbirleriyle daha fazla sorumluluk hissetsinler?”

Eşimin sözlerini anımsıyorum; O, bana bundan bahsettiğinde şaşırmıştım: ‘Bunları nereden biliyor’ diye. Bu fikri ben herhangi bir zamanda edinmemiştim. Ona mevcut sorunlardan bahsetmiştim ve o da bana şunu söylemişti: “Siz birbirinizle yeni bir kuvvetle bağ kurmak zorundasınız.” Ben bu karara varmamıştım ve o an Yukarı’dan bir ses duydum. Bu ses kadın parçası üzerinden kesinlikle Yaradan’dan gelmişti ve böylece anladım ki kadınları dinlemeye gerçekten değer.

Dünya ile bir ilişki inşa etmek ve her bir grupta kadın ve erkeklerin parçaları arasındaki iletişimi düzeltmek çok önemli: Aile, kadın grubu, erkek grubu ve tüm insanlık.

Ağırlık Hissi İle Nasıl Mücadele Ederiz?

Soru: Ağırlık hissi ile nasıl mücadele ederiz?

Cevap: Kişi karanlık hissiyatından dolayı ağırlık hissederse, engeller, yol üzerindeki zorluklar ve ızdıraplar; herşey kişinin kendisini her şekilde gelen engelde ne kadar uyandırdığına, manevi anlamını ve manevi ayrıntıları ne kadar gördüğüne, özellikle bunlar hakkında ne kadar duada bulunduğuna bağlıdır.

Birey, ifşa olmaya başlayan, maddi mülkiyet arzusunun zıttı olan, manevi özellikleri tasavvur etmesi gerekir. Sonuçta, bana kötü görünen herşey içimde var olan kötünün değişik şekilde ortaya çıkışının, egomun, arzularımın şimdiki ifşasıdır. Birinden nefret ederim, diğerini kıskanırım, üçüncü kişi beni tedirgin eder-ben bu değerlendirmeleri, hem olumlu hem de olumsuz, yalnızca kendimle bağıntılı şekilde ortaya koyarım.

Nitekim tüm bu ayrıntıları farklı bir şekle çevirerek, onları ilişkiler, arzular ve düşüncelerimin zıt alanındaki bir yerde toplamaya başlayabilir miyim? Bunlar ile yüzleştiğimde, nasıl Yaradan’a, Işık’a dönebileceğimi, nasıl bunların bana inanç, ihsan etme gücünü vereceğini anlarım.

10.6.2012 tarihli Günlük Kabala Dersi’nin 1. Bölümü’nden, Şamati  No.113

Bu makale Dr. Laitman’ın blogunda 11 Haziran 2012 tarihinde, saat 09:09’da yayınlanmıştır.

Kongre Sonrası Yeni Bir Gün Başlar

Çalışmada ve grupta ilham aldığımızda veya belli hareketleri uyguladığımızda biliriz ki, yani çevre tarafından etkilendiğimizde, bizler hemen kendi değerlerimizi bu uyanışa göre değiştirmeye hazırızdır. Nitekim ”koşulsuz inanç” konusunda ilerlemeye, ihsan etme ve sevgi çalışmasına hazırızdır.

Bu uyanış yittiğinde, bizler sıradan değerlerimize geri döneriz. Soru, sıradan fiziksel, dünyasal değerlere tekrar düştüğümüzde ne yapacağımızdır. Sonuçta, bir önceki zamanda Üst değerlerden nasıl etkilendiğinizi hala hatırlarsınız. Nitekim çevrenin etkisi altında idiniz ve şimdi bulunduğunuz seviyeden birkaç seviye yukarıda idiniz. Neden size bu durum verildi?

Daha önce bulunduğunuz seviyenize basit bir şekilde dönmeniz için indirilmediniz. Fakat şimdi içinde bulunduğunuz bu duruma, sizi daha önce etkilemiş olan Üst değerleri takdir etmek için geldiniz. Üst durum yok olsa ve sizi artık aydınlatmasa da, grubun etkisi altında ulaşılmış değerler ile yaşamak istemelisiniz.

Aydınlanma, bizlerin fiziksel, dünyasal hatıralarımızdan yitmiş olsa da, yenileyebilirsiniz ve aynı Üst değerleri kendi çabalarınız ile kendinizi kışkırtarak tutmaya devam edebilirsiniz. Bu bizim çalışmamızdır.

Buna anlaşmayı devam ettirmek denir. Kişi daha önceki çıkış seviyesinde olmasa dahi, aynı Üst değerler ile hala birlikte, içiçe geçmiştir.

Bu sanki, belli bir seviyeye yükseltilmiş ve daha sonradan indirilmişsiniz gibidir ve şimdi aynı seviyeye kendi başınıza dönmeniz gereklidir. Daha sonra, daha da yüksek bir seviyeye getirilmişsinizdir ve tekrar alçağa düşürülmüşsünüzdür, kendi başınıza yükselirsiniz. Işık sizi artık aydınlatmasa bile, siz o seviyedeki tüm koşulları ”koşulsuz inanç” seviyesinde tutmak istersiniz. Aynı şekilde kendinizi, grup ve Yaradan’a adamaya, şimdi onlardan herhangi bir destek almamanıza rağmen devam edersiniz. Bu şekilde ilerleme sağlarsınız.

Bu, anlaşmanın koşullarını tutuyorsunuz anlamına gelir. Bu anlaşmaya imza attığınız zamanda, aşikar sevgi hisleri ile taşmış olsanız ve çokca etkilenmiş olsanız da, şimdi bu davranış ifşa olmamıştır. Fakat kendi içinizde, daha önceden olduğu gibi, anlaşmayı, içinde bulunulan koşullara uygun şekilde tutacak gücü bulursunuz.

Nitekim kişi ilerleme sağlar. Öncelikle kendisine bir örnek verilir ve bir sonraki zamanda kendisine gösterilmiş olanı kendi başına uygulaması gerekir. Zaman zaman bu durum gerçekleşir. ”Koşulsuz inanç” seviyesine ulaşmak ve aynı değerlere yükselmek için kişinin çaba harcayarak güç bulmasına, kendisi için ”bir gün” denilir.

21.8.2012 tarihli Günlük Kabala Dersi’nin 1. Bölümü’nden, Rabaş’ın Yazıları

Bu makale Dr. Laitman’ın blogunda 26.8.2012 tarihinde, saat 09:11’de yayınlanmıştır.

IŞIK ADAMI

Soru: On Sefirot Çalışması’nda (TES) denir ki, kişi kendini ıslah edince ”aydınlatmaya” başlar; bu hareket nedir ?

Cevap: Kişinin ”aydınlanmaya” başlayışı, kabının ihsan etmeye başladığı zamandır. Bu aydınlanma yalnızca bir insanın uygulayabileceği kişisel bir değişimdir. Başka hiçbir yaratılmış, yani cansız (durağan), bitkisel ve hayvansal doğa aydınlatamaz. Çünkü Yaratan ile herhangi bir şekilde bağlantıda değildir; bağımsız şekilde, Işık gibi, ihsan etme hareketlerini uygulayamaz.

Işık, yaratılmış olanı doldurur ve nitekim aydınlatır. Bir ”insan”, bununla beraber, Işık’a doğru kendini kışkırtan kişidir ve Işık aydınlatır, çünkü Işık geldiğinde, onun kendi doğal yoğunluğundan daha fazla yoğunluğu vardır. Kişi Işık için bollaştırıcı hale gelir: Işık kendisini doldurduğu için, kendi kendine aydınlatır.

Kişi tarafından oluşturulan Işık’a bir ek vardır! Bu böyledir, çünkü alma arzusunu dönüştürerek, yakıta çevirerek aşmıştır, bunu kolay tutuşabilir hale getirmiştir. Işık geldiğinde bu madde, bir mum gibi yanmaya başlar ! Böylece der ki: kişi aydınlatır.

Kişiye ”Işık’ın adamı” denir. Işık’ı yayabilir mi? Kişi alma arzusunu öyle bir şekilde hazırladı ki, Işık’a eşdeğer olacak şekilde oldu. Şimdi Işık, kişinin arzusunun içinden geçtiği zaman, onunla, sanki bir floresan lambası veya içi özel bir gaz ile doluymuş gibi veya fosfor ile doluymuş da Işık etkisi ile parlamaya başlamış gibi aydınlanır.

Işık geldiğinde, arzu etkilenir ve kendi içinden aydınlatmaya başlar. Kişi kendini Işık ile aynıymış gibi benimsediğinde, bu durum gerçekleşir. Bu böyledir, çünkü kişi kendi içindeki Işık’ı bencilce yutmaz ama onun etkisinin devam etmesini ister. Arzunuzun aydınlatması için bilmeniz gereken, onu kısıtlamanız gerektiğidir ve onu Masah (ekran) altına yerleştirmelisinizdir ki, Işık’ı kendiniz için yutmayı istememelisiniz; fakat bunun yerine ihsan edilmiş bu Işık hareketleri ile bağ kurup, herkes için bu Işık’ı çekmelisiniz. Daha sonra aydınlatırsınız ve size ”Işık adamı” denir !

Nasıl bir yoğunluk ile aydınlatacağınızı, sizin manevi seviyeniz belirler.

23.8.2012 tarihli Günlük Kabala Dersi’nin 3.Bölümü’nden, On Sefirot Çalışması

Bu makale Dr. Laitman’ın blogunda 26 Ağustos 2012 tarihinde, saat 11:16’de yayınlanmıştır.