Monthly Archives: Ocak 2012

Niyetin Uç Noktası

Bu dünyada bunun içinde yaşamak için yaptığımız herşey ve bizleri hayatın anlamını sorgulamaya getiren tüm izlenimlerimiz aşama aşama daralır bir küllah gibi ta ki en uç noktaya ulaşana kadar ki bu da niyettir: Tüm bunlardan ne istiyoruz? Burada en önemli olan şey niyettir.

Fiziksel dünyada niyet doğal olarak yükselir ve kişinin doğası, arzusu tarafından belirlenir. Bu yüzden, bununla ilgilenmiyoruz. Ancak sadece birisinin bize yalan söylediği konusunda şüphelenirsek niyeti hakkında sorgulamaya başlarız. Şöyle ki gördüğümüz davranış  gizli niyetinden ayrılmıştır.

Ancak eğer basitçe hareket edersek, materyal dünyadaki aldatma olmaksızın o zaman niyet ve aksiyon beraber giderler. Ancak , manevi dünyada bu daima zıttıdır. İlk önce, bu bize sanki maneviyatta birşeyler yapıyormuşuz gibi görünür. Materyal dünyada, aksiyonlar dünyasında daha fazla bir şeyler yaparsak daha fazla ilerleriz gerçeğine alışmışız, yani birşeyler inşa etmek, oluşturmak gibi. İyi veya kötü sonuçlarla bitirebiliriz ancak sonuçlar aksiyonlar vasıtasıyla edinilir.

Manevi dünya hakkında şöyle yazılır, “Hareketin sonu başlangıçtaki planda yatar.” Bu durum şu şekilde açıklanabilir: Sadece hareketlerden sonra neyin olduğunu düşünmeye ve anlamaya başlarsın. Manevi dünyada hareketler,  hiçbir şey üretmedikleri, işleyen ve yaratıcı olan tek gücün Işık olduğu anlayışına bizleri getirir öyle ki bizlerin tüm yapması gerekenin bizim kendimizin birşeyler yapmasının yerine bunu harekete geçirmek için talep etmektir.

Bir kişi, manevi çalışması, yaptığı çaba vasıtasıyla iyi bir şeyler yapabileceğini, içsel basınç ve konsantrasyonuna verdiği değer vasıtasıyla kendi içinde ihsan etme niyetini bulabileceğini, manevi istekler, dost sevgisi ve iyi bir yaklaşım edinebileceğini düşünür. Kişi bu çalışmada eğer kendisine daha fazla baskı uygularsa o zaman bunun içinde manevi güçleri ve manevi dünyayı bulacağını düşünür.

Ancak çalışma gerçekten bunun zıttıdır: Manevi çalışma Yaratan’ın çalışmasını, yukarıdan bir aksiyonu talep etmekte yatar, yazıldığı gibi, “seni Araştıranı çağır!.”

04.01.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 1. Bölümünden, Şamati

Ruhun İçin Çalışmaya Ne Kadar Zaman Ayırdın?

Soru: Eğer ıslah için talepte bulunamadığımı ve dostlarıma ilham veremediğimi hissediyorsam daha fazla ne yapabilirim?

Cevap: Hayatını idame etmen için her sabah kalkıp işe gidiyorsun. Niye gittiği sormuyorsun çünkü biliyorsun ki eğer çalışmazsan hayatını geçindiremeyeceksin.

Neden manevi çalışmanı soruyorsun veya bu olmaksızın da birşeyler alabileceğini düşünüyorsun?

Maneviyat için çalışma yapmadan yaşabileceğin ve bu çalışma için de çaba harcamakta tembel hissedebileceğin durum, her ne şekilde olursa zaten burada ilerleyeceğin düşüncesi sana kasıtlı olarak verilir çünkü bunun içinde senin özgür seçimin yatar.

Dünyevi hayatında, tembel olamazsın çünkü hiç kimse sana ekmek vermez. Yaşamak için kazanmaya zorlanırsın ve bu yönde çaba harcarsın. Aynı prensiplerin de manevi hayatın için  geçerli olduğunu düşünmüyormusun?

Fiziksel bedeninin ihtiyacını karşılamak için günde 8 saat çalışıyorsun ancak  ruhunun manevi hayatını doldurması ve manevi besenini sağlaması için kaç saat çaba sarf ettin?

Eğer bunu yapmazsan o zaman fiziksel bedeninin seviyesindekalmaya devam edeceksin. Ne yapılması gerektiğini bilmiyorsan eğer, şöyle denir: ‘Elinden geleni yap!’

01.01.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 3. Bölümünden ‘On Sefirot’un Çalışılması’