İşleyen Aklın İfşası

Bizler haz alma arzumuzun ve bu arzuyu mümkün olan herşeyle doldurmak için büyümemizin çabası sonucunda bir nesilden diğerine geliştik. Bu doyum sadece arzumuzu yükseltir zira 100 birim aldığım yerde aniden bu defa 200 birim isterim ve bir kez 200 birim almışsam bu defada 400 birim isterim. Doyum egoistik bir arzuya geldiğinde, sadece onu kabartır ve yeni bir doyumu araştırmak için iter.

Doyumun 10 kilogramı arzunun 10 kilogramına girer ve içerisinde ek bir arzu yaratır ki bu da bununla beraber 10 kilogramlık ek doyumunu doldurabilsin diğer bir ifade ile şimdiden 20 kilogramlık arzu istiyor ve bu böyle devam eder. Haliyle, doyum sadece arzuyu artırır çünkü doyum hazzı nötrleştirir ve bu sebepten dolayı bir önceki arzunun iki katı olan yeni bir arzu üretir.

Ve şimdi doğanın programına göre, egoistik arzumuzun doyumunu yerine getiremediğimizi ifşa etmeye başlıyoruz. Ve diğer taraftan da, bu aynı arzunun bizleri birbirimizle bağladığını keşfediyoruz. Yani, artık hiç kimsenin kendisini diğerlerinden ayıran kendi bireysel arzusu olmayacak bunun yerine diğerleriyle birleşmiş bir arzu olacak. Ve bu durum da problemi iki katına çıkarıyor.

Bu gelişimin özel bir amacı vardır: Yaratan’ın aklını edinmek. Eğer ben sadece kendi egoizmimin içerisinde gelişirsem, (yani şimdiye kadar tüm tarih boyunca olduğu gibi) işleyen her hangi bir aklı edinmem; arkamda duran birşeylerin Yaratan olduğunu düşünmem.

Ancak egoistik arzumuz kendisini birbiriyle bağlı tek bir sisteme olanak sağlayan bir durumda ortaya çıkarmaya başlar, kendimi bu sistemle ilişkili olarak görmeye başlarım. Muhtemelen, nelerin olduğunu henüz anlamıyorum ancak dünyada neler olduğu ile ilişkili olarak kişisel aklım, bireysel aklımla neyi anlayabileceğim ve içselleştirebileceğim arasında kıyaslama yaptı ve bir ayrım olduğunu gördü. Tüm bunlardan sonra, dünya herşeyin birbiriyle bağlı olduğu muhteşem bir sistemi temsil ediyor: bilimin tüm parçaları, tüm süreçler ve tüm fenomen.

Benim kişisel ve izole aklımla, bu sistemi algılayabilmem, bunu doldurabilmem ve kendi çıkarım için kullanabilmem mümkün değildir. İşte insanlar bu yüzden bugün kendilerini bu kadar çaresiz hissediyorlar. Ve tüm bunların hepsi bizlerin işleyen aklı anlaması içindir ki artık bugün mükemmel, ortak sistemin içerisinde kendisini bize ifşa etmeye başlıyor ki tüm parçalar herbiri diğer birine bağlı ve birleşik.

Eğer herşey birbirine bağlı ise, bu demektir ki bizler ilerleyemeyeceğiz, kendi konumumuzu kontrol edemeyeceğiz ve bunu yükseltemeyeceğiz. Bizler artık bu koşulda hareket edemiyoruz ve işte insanlığa şimdi ifşa olan budur. Bu durum kasıtlı olarak bu şekilde düzenlendi ki bu çaresizlik vasıtasıyla bu sistemi içinden yöneten işleyen aklın edinimine doğru ilerleyelim.

21.10.2011 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 1. bölümünden, ”İşleyen Akıl”

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Sonraki yazı: