Dünya Niteliklerimin Sonucudur

Dünya, kendi içsel niteliklerimin, duyularımın sonucudur. Bundan böyle duyularımı sonsuz bir tarzda açabilmeyi başarabilirsem o oranda dünyamı da değiştirebilirim. Aslında bana düşen sadece beş duyumu görme, duyma, koklama, tatma ve dokunma duyularımı genişletmek olmayıp içimde gömülü olan dünyayı algılayış tarzımı belirleyen “yararıma-zararıma” prensibini ve yalnızca “alma arzusunu” terk etme olmalı.

Yaşamımı belirleyen,  bu prensipten özgürleştiğimde dünyayı çok daha geniş bir perspektiften algılayabileceğim. Dışımda var olan gerçeği var olduğu haliyle, beş duyumun ötesinde, sınırsız ve bütünsel bir realite olarak deneyimleyebileceğim.

Soru şu ki kendi dışıma nasıl çıkabilirim? İçimde var olan niteliklerimi genişletmeyi anlayabilirim ancak dışıma nasıl çıkacağım,  varlığımı oluşturan doğamı, kendimi nasıl aşabilirim, bu imkansız.

Kabalistler böyle bir olasılıktan bahsederler ötekinin arzusunu hissetmeye başladığında bu da gerçekleşmeye başlar. İnsan ötekinin hissettiğini nasıl hissedebilir? Kendi algıladığı dünyasını ifşa ettiği aynı yol ile. Kendine, aynı manevi amacı edinmiş bir dost bulup onunla bağ kurarak, ona yaklaşıp dünyayı O’nun aracılığı ile hissederek. Ve  sonra ilave bir dost  daha vasıtasıyla ve ilave dost ve böyle ilavelere devam ederek.

Diğer insanlar aracılığı ile manevi realiteyi ifşa edenler kendi dışında bir varoluşun olduğunu da keşfeder. Böylece, maneviyatı hissetmenin şartı olan “komşunu kendin gibi sev” deyimi her ne kadar dünyamızda pek eski ve klişe bir deyim olsa da gündeme gelir. Fakat kabalistlere göre bu böyle değildir. Deyimin gerçekte anlatmak istediği; ötekini sevdiğinde, içinde neler olduğunu hisseder, neşamasını, duyu ve algılayışını kendine katarsın, öyle ki, kendi dışına çıkar ve ötekinin içinden var olanla dışında olanı keşfe başlarsın. Dışımda var olanı bu şekilde öğrenmeye başladıkça Üst Gücü, Yaratanı da ifşa ederim. Bu sürece “İnsan Sevgisinden-Yaratan Sevgisine” denir.

Dindar bir deyiş gibi gelebilir ancak gerçekte her insanda var olan duygusal gelişim ile ilişkilidir. Kabala  bilgeliği bizlere ötekini nasıl hissedeceğimizi öğretir ve yol gösterir. Karşılıklı ortak çalışma ile birlikte içlerine çekerek inşa ettikleri  ”ŞHİNA” denen Yaratanı (Tanrısal Kutsallığı) hissederiz. Bu şekilde Kabalanın tüm ilkeleri toplanmış olur nasıl her şeyi alırım, nasıl sınırsızca dışımda duranı algılarım.

(19-12-09Sefer haZohar) Dersinden alıntıdır.

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Önceki yazı:

Sonraki yazı: