Daily Archives: Kasım 21, 2011

Kişinin Ruhunun Heykeltıraşı

Nihai amaca, arzulanan duruma olan yaklaşımımız iki faktör tarafından etkilenir. Birincisi Yaratan’ın önemi ve yüceliğinin, ihsan etme niteliğinin hissiyatıdır. İkincisi ise bu niteliği edinebilecek olan yaratılanın önemi ve yüceliğidir. Bu iki faktörden amacı edinmenin yolunda olduğumuzu hissedebileceğimiz engeller gelir.

Bazen egoistik arzum der ki: “Yaratan kim ki Ben O’nun sözünü dinlemeliyim” bu amacın ve bu niteliğin hiçbir değerinin olmadığını bana gösterir. Dolayısıyla, bu durum yolda bana bir adım atmamı sağlar çünkü bu koşulda Işık’tan beni etkilemesini ve bana yardım etmesini talep edebileceğim. Daha sonra, Işığın bizi etkilemesi talebinden dolayı tüm gelişim insan seviyesinde gerçekleşir.

Haliyle, manevi formumuzu inşa ederiz. Daha doğrusu, tüm önceki formları: duran, bitkisel ve insan seviyesine ait olmayan hayvansal formları. Bu güçlere bize yardım etmek için dizayn edilmiş olan melekler, ruhlar ve şeytanlar denir. Etrafımızı çevreleyen fiziksel dünya gibi, bunlar var oluşumuzu sağlayan doğanın güçleridir. Benzer olarak manevi dünyada da ruhumuzun var olmasına yardım eden güçler vardır.

İlk engel Yaratan’ın yüceliğine, O’nun ihsan etme niteliğine karşı yönlenir ve ikinci engel ise benim ihsan etme formuma karşı yönlenir. Bazen, bu durum bana Yaratan’ın hiçbir önemi yokmuş gibi görünür fakat diğer zamanlarda benim hiçbir önemim yokmuş gibi görünür.

Yaratanı alçaltmak bize O’nu değersiz olarak tarif eden Firavun’un görevidir ve der ki: “Ben kendi kuralı koyarım! Ne diye O’nu dinlemeliyim?” dolayısıyla, Firavun amacın yüceliğini, adamın gözünde amaca bağlanmanın yüceliğini azaltır.

Yaratanı yüce ve önemli gördüğüm ancak hiçbir şey yapamadığım zaman da manevi çalışmaya karşı olan diğer engellerdir. Yaratan haktan yana olandır ve ben bir günahkârım. Bu an da, Firavun sahneyi terk ediyor ve kendi yerini Mısır’ın dışında yaşayan adama karşı savaş veren diğer kuralcılara bırakıyor.

Daha yüksek güçler de vardır, Yaratanın elindeki melekler, Firavun gibi. Ancak bunlar amacın yüceliği hakkında konuşurlar ve aynı zamanda kişinin zayıflığını anlatırlar. Bunlar İsrail toprağını kontrol etmeye gönderilmiş casuslar gibidir ve döndüklerinde amacın önemli, toprağın müthiş olduğunu ve orada dayanılmaz meyvelerin yetiştiğini fakat bunu yenecek olan sen kimsin? Kendine gel, bu senin için değil! der.

Bu durumda kişi kendi kendini yer zira bu güçler ona kendisinin ne kadar değersiz ve önemsiz biri olduğunu ve ne kadar çok günahı olduğunu gösterir. O zaman, kişi tamamen kendi geçmişine batar ve bunun içinde eşelemeye başlar veya şimdiki durumunda kalmaya devam eder ve tüm gücünü kaybeder, parmağını dahi oynatacak gücü kalmaz. Kişi kendisini gruba gelmek ve bir şekilde katılımda bulunmak için zorlayamaz. Engellerin işlediği durum budur.

Anlamalıyız ki bu sınırlamalar bizleri insan formuna, bir veren durumuna yoğurur. Bu durum bir ustanın bir parça mermeri alması ve daha sonra bunu kesip bundan bir heykel çıkartmasına benzer ve arzulanan form oluşan kadar bu mermerden gerekli olmayan tüm kısımları keser.

Keza bizlerde her iki taraftan bakmalıyız. Bir taraftan, tamamlanmış formda bakmalıyız ve diğer taraftan ise neyi kaçırdığımızı öğrenmeliyiz. Bazen, İç Işıkla ve diğer zamanlar Saran Işıkla veya içsel ve dışsal arzularla çalışmalıyız. Dolayısıyla, kişi kendisini Yaratana benzer formunu ortaya çıkarana kadar kesip düzenlemeli.

16.11.2011 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 1. bölümünden, Rabaş’ın Yazıları

Kadınların Desteği

Soru: Bu hafta sonu Arava çölünde bir kongre düzenlenecek, İsrail’den yüzlerce erkek birlik olmak ve Aralık ayındaki kongredeki birleşmenin çekirdeğini oluşturmak için bu kongreye katılacak. Bunu nasıl yapabiliriz?

Cevap: Daha doğrusu, tüm noktaların hepsinin tek bir noktada bir araya geleceği içsel bir çekirdek olmalıdır. Bu nokta daha pasif bir kısım – BB kadın grubu –  tarafından çevrelenir ve en geniş çember is dışsal dünyadır.

İç tarafta ise dünyadan bütün dostlarımız birbirine kaynaşır. Neden erkekler? Çünkü yaratılışın doğası bu: Onlar sevgi ve birliği edinmek suretiyle ıslaha ihtiyaçları olanlardır oysa kadınlar bu noktaya daha farklı erişirler. Daha sonra biz bu arzulanan seviyeyi edindiğimiz zaman bunu diğerlerine aktarabileceğiz.

Soru: Kadınlar bu kongrede erkekleri nasıl desteklemelidirler?

Cevap: Bizim başarımızı düşünmeliler. Bu destek olmaksızın çok zor ilerleyeceğimizi görmeliyiz. Bu tam olarak “İsrailoğulları Mısır’dan haktan yana kadınların sayesinde çıktı” sözüne eşdeğerdir.

Kadınlar ortak sistemin çok güçlü parçasıdır ve onların desteği elzemdir. Bir kadın bir erkek hakkında endişe ettiği zaman bu durum o erkeğe büyük güç verir, kadının özlemini gerçekleştirmek büyük bir kuvvettir. Kadınların desteği olmadan bizler başaramayız.

16.11.2011 tarihli Günlük Kabala Dersinin 4. bölümünden “Arvut (Ortak Sorumluluk)”

Merhaba

Bir biliminsanı olarak tabiatı incelediğimde en küçük organizmalardan en büyük canlı veya cansız varlıklar arasındaki uyuma şahit olmam beni son derece heyecanlandırmıştı. Bir Sibernetik profesörü olarak yaşamın dinamiklerini incelerken çıktığım bu yol beni hiç tahmin edemeyeceğim tüm bilimlerin temeli olan Kabala Bilgeliğine getirmiş yüzyılımızın son Kabalisti olan Rabaş ile buluşmuştum.

Hocam olan Rabaş ile 13 yıl birebir Kabala Bilgeliği üzerine çalışmıştım. Hocam Rabaş’ın vefatından bir süre sonra 1996 yılında anısına açtığım Bney Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Merkezi bugün yüzlerce ülkede öğrenci grupları ve çalışma merkezleri bulunan büyük bir Enstitü haline geldi. İnsanlığın gelişimine paralel olarak yaşamın anlamına yönelik arayışların artması Kabala Bilgeliğine duyulan ilginin tek sebebidir.

İnsanlığın gelmiş olduğu bu dönüşüm evresinde tüm Kabalistlerin yazılarında ifade ettikleri gibi hepimizin tek bir ruh ve tek bir aile olduğumuzu daha net bir şekilde görmeye başladık. Kabala Bilgeliğinin erdemliliğiyle aramızdaki bu eşsiz uyumu her gün biraz daha keşfediyoruz. Tüm bu gelişmeler neticesinde bizleri takip eden milyonlarca öğrenci ve okuyucularımızla daha yakın bir ilişki kurmak amacıyla bir süredir kendi özel bloğumdan günlük yazılar yazmaktayım.

Kişisel bloğum şu an 19 dilde yayın yapmaktadır ve Türkiye’deki öğrenci ve dostlarımızın katkılarıyla bloğum Türkçe olarak da yayına başlamıştır. Bundan sonra günlük paylaşımlarımı Türkçe bloğumdan takip edebileceksiniz.

Kabala Bilgeliğinin ışığıyla aramızdaki bağın şu an insanoğlunun yaşadığı tüm çekişmelerin, sorunların üzerinde, sevgiyle yeni bir dünya inşa edeceğine hiç şüphemiz yok. Tüm temenni ve çabamız tek bir aile olduğumuzu bir an önce tüm ayrıntılarıyla keşfetmek içindir.

Bloğumun sizlerle buluşuyor olmasından büyük bir sevinç duyuyor sizleri sevgiyle selamlıyorum.

Kabalist Dr. Michael Laitman