Kabalistik Bir Grubun Amacı, Bölüm 6

Grup Nasıl Toplanır?

Soru: Her bireyin ya Yaradan’a ya da doğanın içinde onu heyecanlandıran şeye dair belirli bir arzusu vardır. Bu arzuyu geliştirmek için, size benzeyen insanlarla bağ kurmalısınız. Bu nasıl olur?

Cevap: Grubun nasıl birleştiği bizler için belirsizdir. İnsanlar aniden bu görüşün kendilerine yakın olduğunu hisseder ve bu şekilde gruba gelirler.

Bu tarz insanlar çok olamaz. Nicelik ve nitelikte bu kadar çok insan bir araya gelinceye kadar elenir ve aralarında manevi bir ideali, birliği somutlaştırabilirler.

 

Onluyu Yaradan’ın Durduğu Bir Yer Olarak Algılayın

Sadece O’na odaklanarak, Yaradan ile form eşitliğine ulaşamayız. Yaradan, tanımlanması zor ve bizim kişisel algımıza göre erişilmezdir. Ancak, onlu içinde algımızı karşılıklı sevgiye ayarlayarak, kendimizi Yaradan’a yönlendiririz.

Yaradan gizlenmiştir; O sadece onluda, manevi kabımızda bir izlenim olarak var olur. Onlu, Yaradan’a kendileri vasıtasıyla memnuniyet getirmeye özen gösterir. Ortaya çıkan şu ki, dostlarıma neşe getirerek, Yaradan’a memnuniyet getiririm, egoizmimin, kendim için endişelenmenin üstüne çıkarım ve tüm bu özen Yaradan’a ulaşır. Dostları önemsemek, bir kaba dönüşür (Kli), böylece Yaradan’ı önemsemem kıyafetlenir.

Yaradan onlu için, dostlarım için duyduğum endişede kıyafetlenir. Doğrudan O’nunla bir ilişki kuramam ama dostlarıma özen göstermeye hazırsam, Yaradan bu özende kıyafetlenir. Görünen o ki, yapabileceğim ve içinde Yaradan’ı kıyafetlendirebileceğim çalışmalarım vardır.

Dolayısıyla şöyle denir: “Yaratılan sevgisinden Yaradan sevgisine” ve Yaradan’ın sevgisi yaratılan varlıkların sevgisi içinde gerçekleşir. Ancak bu şekilde Yaradan ile iletişime geçilebilir.

Benim amacım Yaradan. Tıpkı O’nun beni önemsediği gibi, O’nu önemsemek isterim. Ama tutunacağım hiçbir şeyim yok çünkü Yaradan’ın kim olduğunu bilmiyorum ve onun hakkında hayal kurmaya başlayabilirim, putlar inşa edebilirim. Başlangıçta İbrahim bunu putlar inşa ederek yaptı. Ama sonra, tüm gerçekliği yöneten üst gücün ifşa olmasının, bu şekilde imkansız olduğunu anladı.

Bu nedenle, İbrahim putları paramparça etti ve artık bir heykeli veya imgesi olmayan, daha önce kimsenin boyun eğmediği bir Yaradan’a özlem duymaya başladı. Yaradan’ı hayal edebileceğimiz veya oluşturabileceğimiz kıyafet onludur, gruptur. Ve böylece, İbrahim etrafındaki insanları şu çağrılarla toplamaya başladı: “Yaradan’a doğru olan, bana gelsin!”, “Komşunu kendin gibi sev” ve “Sevgi tüm günahları örter.”

İnsanların bağlanması, içinde Yaradan’ın ifşa olduğu kaptır. Herkesin diğerlerini önemsediğindeki doğru bağ, grubu dolduran üst ruh olan on Sefirot’un içine girmesine izin verilen tek “idol” dür. Doğru bağa ulaşan onlu, Yaradan’ın içinde yaşadığı kıyafete dönüşür. Onluyu, bir yer olarak, içinde üst ruhun yaşadığı bir kap olarak algılamalıyım.

 

Kişiyi Manevi Yolda Ne Korur?

Soru: Koşulsuz sevgi durumunda olan bir kişinin, toplumda olması tehlikeli değil mi? Eğer kişi öfke duygusuna sahip değilse, kendini koruyamaz. Sonuçta, toplumumuz birbirlerini kendi amaçları için kullanmayı içerir.

Cevap: Bu oldukça doğrudur. Tüm dünyada, insanların birbirlerinden nefret etme ve mutlak reddi gibi korkunç bir gelişme var. Bir kişi her zaman kendini savunmalı veya saldırmaya hazır olmalıdır.

Ancak, gerçek şu ki, sevgi hakkında konuştuğumuzda, onun içinde iki dikkat çekici nitelik vardır.

İlk olarak sevgi niteliğini, sadece “ruh” adı verilen ortak bir sistem oluşturacağımız gruptaki dostlarımız için geliştiriyoruz. Bu sisteme, on kişi sadece birbirleriyle bağı geliştirmeye çalışarak katılıyor. Geri kalan insanlar onları ilgilendirmez ve onlar da başkalarına dokunmazlar.

Bunun egoist bir eylem olduğunu düşünmeyin. Başka türlü başarılı olamazsınız. Ruhumuz daha sonra birbirlerini daha büyük durumlara bağlayan onlulardan oluşur.

İkincisi, onluda çalışmalarınız sayesinde bağ kurduğunuzda, çevrenizde belli bir koruyucu alan ortaya çıkar, bu da herhangi bir zararın size yaklaşmasına izin vermez, hepsi sizden geri çevrilir. Hiçbir şeyden korkmazsınız. Tüm kötülüğü reddeden manevi bir durumda olduğunuzu bilirsiniz ve bu nedenle korkacak bir şeyiniz yoktur.

 

Arzuların Gelişimi, Bölüm 7

Niyet Nedir?

Soru: Niyet nedir ve arzu ile nasıl ilişkilidir?

Cevap: Niyet, arzuyu belirler. Eğer niyet doğrudan arzu ile ilgili ise, o zaman bu en ilkel arzu türüdür. Eğer arzuyu doğrudan gerçekleştiremezsem o zaman,  onun yerine getirilmesinin bütün bir programını kendi içimde geliştiririm. Arzunun gerçekleştirilme programına  niyet denir.

Varsayalım ki bir tür hedefe ulaşmak istiyorum. Ama bunun için insanları ona çekmek, kendim bir şeyler yapmak için belirli bir yol izlemeli, belirli eylemler yapmalıyım. Bütün bunlar nihai hedefe ulaşmak için niyetime yatırımdır. Aslında bu niyetler, aynı zamanda eylemlerdir ama nihai hedefle ilgili olan niyetlerdir.

Niyet,  tüm aradaki eylemlerimde mevcut olan, nihai hedeftir.

Soru: Yani kişi, bu arzulara hizmet etmek için, bir arzuya, bir niyete ve bilgiyi işleyen bir beyne mi sahip?

Cevap: Evet. Beyin sözde kalbi-arzuları kontrol eder. Nihai hedefe ulaşmak için onları yoğunlaştırır, onları çeşitli kombinasyonlarda birbirine bağlar.

 

Yaradan’ın Eşsizliği, Bölüm 9

Üst Işığın Etkisi Nedir?

Soru: Baal HaSulam, “On Sefirot’un Çalışmasına Giriş” başlıklı makalede, 155. Maddede, üst ışığın nasıl çalıştığını açıklar. Kabalistlerin, her bir insanı, sadece bizi değiştiren bu ışığı kendimize çekmek için Kabala bilgeliğini çalışmaya zorladığını söyler.

Işığın etkisi nedir? Bu dönüşümü kendimde nasıl hissedebilirim ve kime dönüşebilirim?

Cevap: Işığın etkisini, kendi üzerinizde, kişisel değişikliklerinizde ve arzular, niyetler, özellikler gibi kişisel niteliklerinizde, daha net bir şekilde tasvir edilen gelişim amacında hissedebilirsiniz.

Soru: Daha manevi bir hale mi gelirim?

Cevap: Belki gelmezsiniz. Ancak, neler olup bittiğini giderek daha fazla anlarsınız. Henüz değişmiyor olabilirsiniz; ancak Kabala bilgeliğini çalışıyorsanız, üst ışık sizi zaten etkiler ve sizi değişim istemeye hazırlar.

Soru: Bu, üst ışığın henüz Yaradan olmadığı anlamına mı gelir? Yaradan var ve üst ışık var, doğru mu?

Cevap: Hayır, sadece tek bir güç vardır ama biz O’na kendini gösterme şekline göre farklı isimler veriyoruz. Üst niyeti “Yaradan” olarak adlandırıyoruz ve O’nun bizim üzerimizde olan etkisini “ışık” olarak adlandırıyoruz.

 

Dünya — Gerçeklik Mi, İllüzyon Mu, Bölüm 9

Kabalistlerin Diline Bağlı Kalın

Baal HaSulam, ”Kabala Bilgeliği’nin Özü”: manevi konularla ilgilenildiğinde her mantıklı kişinin anlayacağı gibi düşünüp taşınabileceğimiz kelimeler ya da harfler yoktur. Bunun nedeni tüm kelime hazinemizin duyularımız ve hayal gücümüzün kombinasyonları olmasıdır…

Bu, özellikle ilmin araştırılmasındaki alışılagelmiş konuşmalarda kişinin bu sözlerde biraz mantık bulması gerektiği yerlerde böyledir. Burada öğretmen inceleme yapanlar için dikkatli bir şekilde kesin tanımlar bulmalıdır.

Eğer sözlerimizde hissettiğimiz her şeyi ifade edersek, her birimiz kendi dilimizi, kendi ansiklopedimizi vb. yaratacağız ve birbirimizle iletişim kuramayacağız. Bu nedenle, yapabileceğimiz ve yapmamız gereken, özümüze dayalı kelimeleri, ifadeleri ve tanımları kullanmaktır.

Kabala’nın tam olarak yaptığı şey budur. Bir insanın beş türe ayrılan arzudan oluştuğunu söyler: sıfır, bir, iki, üç ve dört. Bu beş arzu türünde, çeşitli olumlu ve olumsuz tatminler hissediyoruz ve herkes onlara sahiptir. Bu nedenle her şey sadece arzudan ibarettir.

Bunun için, net/belli bir Kabalistik dile bağlı kalırsak, yoldan çıkmayacağız. Eski Babil’deki yıkımdan önce bu böyleydi, tüm insanlar Zohar Kitabı’nın yazıldığı tek bir dil konuşurdu, Aramice.

Aramice dili iyidir çünkü doğanın kendi özünden gelir. Her birimizde oluşan beş arzu seviyesi beş tanım oluşturur. Bu dil, onlara dayanmaktadır.

 

Gelecek Toplumun İnşası, Bölüm 1

Doğanın Hedefi

Baal HaSulam, “Gelecek Toplumunun İnşası”: Doğanın, insan türlerinin sosyal bir yaşam sürmesini zorunlu kıldığını söylemiştik. Bu kolaydır. Ancak bizler, doğanın bizi bu durumun bir sonucu olarak takip etmeye zorladığı emirleri yani sosyal bir yaşama öncülük etmeyi incelemeliyiz.

Genel anlamda, toplumda tutmamız gereken sadece iki kural vardır. Bunlar “alma ve ihsan etme” isimleri ile tanımlanabilir. Bu, toplumun her üyesinin doğal olarak ihtiyaçlarını toplumdan almak zorunda olduğu ve ayrıca çalışmaları aracılığıyla topluma fayda sağladığı anlamına gelir. Eğer kişi bu iki kuraldan herhangi birini ihlal ederse, acımasızca cezalandırılır.

Soru: Hangi iki yasa tanımlanıyor? Ne alıyoruz? Ne veriyoruz? Sonuçta, bu farklı şekillerde yorumlanabilir.

Cevap: Doğada,  alma gücü ve ihsan etme gücü vardır. Bu iki güç dengelenmelidir. İstediğiniz şekilde yorumlanabilirler, ancak doğa yasalarının sert, değişmez ve yorumumuza bağlı olmadığını anlamalısınız. Bu nedenle, onları nasıl net bir şekilde tanımlayacağımızı anlamalıyız ve kendimize çok fazla zarar vermeyecek şekilde uygulamayı öğrenmeliyiz.

Doğa kanunları, olumlu ve olumsuz her iki gücün sürekli olarak geliştiği ve kendi aralarında belirli bir dengeye ulaştığı, doğanın cansız seviyesinden gelişir. İlk önce atomlarda, moleküllerde vb.de,  daha sonra bitkilerde, canlı organizmalarda, canlılarda ve daha sonra düşünme, algılama ve farkındalık düzeyinde. Bu, insan seviyesi olarak da bilinen dördüncü seviyedir.

Tüm bu yasaları anlamalı ve bunlara uymalıyız ki alma gücü ile ihsan etme gücü arasında bir denge vardır, böylece her şey dengede çalışır. Bu, doğanın bizim önümüze koyduğu görevdir.

 

Hayatın Anlamı, Bölüm 4

Her Bir Kişi, Kendi Hayat Anlamına Sahiptir.

Soru: Neden hayatın anlamı bize okulda öğretilmiyor?

Cevap: Öğretmenler bu soruya nasıl cevap verebilir?

Yorum: Örneğin, dini okullarda, hayatın anlamı Yaradan’ın ifşasında diye cevaplarlardı.

Benim Yorumum: Gerçekten, dindar insanlar böyle söylüyor. Bu nedenle, bugün birçok insan mistik bir rahatlık buldukları dinlere geri dönüyor, bu da bir şekilde bu soruya cevap veriyor.

 

Kabalistik Bir Grubun Amacı, Bölüm 5

Grubun Hedefi— Tek Bir Arzuda Birleşmek

Soru: Bir yandan, Kabala’da grup, kişilerin kendileri değil arzularının bütünlüğü anlamına gelir.

Öte yandan, tek bir düşüncede birleşen bu insanların grubu, arzuyu arttırmak için gereklidir çünkü herkes gruba kendi küçük maneviyat arzusuyla gelir. Bu nedenle, grubun amacı arzuyu arttırmaktır. Bu nasıl gerçekleşir?

Cevap: Hayır. Grubun amacı, tek bir arzuyu temsil ettiği ölçüde, kişilerin birbirleriyle bağ kurmasıdır.

Grup, insanlar tarafından değil yukarıdan bir araya getirilir. Üst ışık yani Yaradan tarafından desteklenmektedir. Bu nedenle, grup üyelerinin eylemi, birleşmek ve üst ışığa mümkün olduğunca benzer hale gelmektir.

Bu çok karmaşık bir ilişkidir çünkü kişilerin dev egoizmlerine karşı var olmaktadır. Fakat birbirlerini ne kadar çok reddederlerse ve birbirlerine olan özlemleri ne kadar büyük olursa, bunun içinde egoistik karanlık ve özgecil ışık arasında belirli bir birleşim elde ederler ve üst kuvveti hissedebilecekleri bir koşul ortaya çıkar.

 

Erkek ve Kadın, Bölüm 6

Diğer İnsanlarda Ne Görürüz?

Soru: Günümüzde giderek daha fazla insan bir aile olmadan yaşayabiliyor. Ama  henüz kimse aileyi tamamen iptal etmedi.

Gerçeklik algısı açısından Kabalistler, kişinin, eşinde aslında kendisine ait olmayan olumsuz nitelikleri görmemeyi öğrenmesini, bunların benim ona karşı tutumumdan kaynaklandığını anlamayı tavsiye ederler.  Bu prensibi pratikte nasıl uygulayabiliriz?

Cevap: Birçok kaynakta yazılıdır ki kişi, diğerlerinde kendisinin yansımasından başka bir şey görmez. Yani ben, asla başka bir kişinin, hatta hayvanların, bitkilerin veya herhangi şeyin niteliklerini asla görmüyorum.

Her zaman, herhangi bir nesne üzerinde,  özellikle de karşımda olan, birlikte yaşadığım kişide niteliklerimin izlerini görürüm.   Bu doğaldır. Bu nedenle, bunu dikkate almamız gerekir.

Yorum: İnsanların bunu doğal olarak algıladıklarını düşünmüyorum.

Benim Yorumum: Herkes bunda hemfikir olabilir ama bununla yaşayamazlar. Teorik olarak hepimiz hemfikiriz.

Soru: O zaman ne olacak? Buna gerçekten nasıl ulaşırız?

Cevap: O zaman, bu işe yaramaz. Şimdilik bu soruyu bir kenara bırakalım ve sonra tüm bu problemlerin tek bir çözümü olduğunu göreceğiz.