Dağıtım, Kalpteki Noktanın Kilidini Açmanın Anahtarıdır

Soru: Kalpteki noktanın, çevremdeki insanlardan birisinde olup olmadığını nasıl saptayabilirim? İşaretleri nelerdir?

Cevap: Onun durumuna göre, yaşam arayışına göre.

Şahsen ben her zaman yanımda çalışmak, açıp okumak için bir kitap alırdım. Bana sorarlardı: “Ne okuyorsun?” diye.  Onlara gösterirdim. İnsanlar onu okumaya başlarlar ve eğer ilgi gösterirlerse onlara kitabı bırakırdım. Sonra bana onu geri vereceklerdi. Böylece, Kabala’yı bu şekilde yaymaya başladım. Bu 80’lerin başındaydı.

Bugün herkese bu bilimi dağıtmak ve anlatmak için muazzam araçlarınız var. Bu yüzden gayret edin. Bu çok yüce bir iştir çünkü muazzam bir ışık sizin aracılığınıza onlara nüfuz edecek ve eylemlerinizin sonucunu kesinlikle net bir şekilde hissedeceksiniz.

Twitter’da Düşüncelerim / 22 Nisan 2020

Hepimiz egoistiz. Sadece kendimizi düşünerek daha da büyük egoistler olmak için bu şekilde gelişiriz. Dengeyi korumak için, egonun tezahürü ölçüsünde birbirimizden ayrılmalıyız. Biz yapmazsak, doğa bizim için bunu acıyla, virüsle yapar # COVID-19

Koronavirüs, “insanlık” adlı ortak bir bilgisayara indirilen ve üzerinde çalışmaya başlayan özel bir programdır. Bu program bizden karşılıklı olarak daha kapsayıcı olmamızı istiyor. Bunu başarabilirsek virüsü yeneceğiz. Bu arada, sadece acılar yoluyla öğreniriz.

Ortak bir düşman iyi bir şeydir!

Dünya daha bağlantılı, birleşik hissetmeye doğru ilerliyor. Herkesi etkileyen ortak bir sorun insanları yakınlaştırıyor. İnsanlar savaşlar, ülkeler, şirketler veya insanlar arasındaki çatışmalar hakkında düşünmeyi bırakıyorlar – asıl mesele ortak bir düşmandan hayatta kalmaktır.

Koronavirüs insanlığa gerçekten yardım etti. Şimdi, üretimi ve dağıtımı, insanlığa gerekli ürünleri sağlayacak, fakat dünyayı neredeyse tamamen yok ettiğimiz için aşırı tüketim olmayan bir şekilde geri yüklememiz gerekiyor.

İşlerimize ve okullarımıza dönersek, bunu insanların eğitimi eşliğinde aşamalı olarak yapmalıyız. Bir kişinin sadece kendisine bulaşmasından değil, başkalarına da bulaşmasından korkması önemlidir. Bizi virüsten koruyacak olan bu karşılıklı kaygı.

Baal HaSulam: eğer insanlık birleşmek ve birbirlerine nazik davranmak istemezse, dünya savaşları ve doğal afetlerle karşı karşıya kalacağız, yeryüzündeki tüm ruhları içlerine dahil etmek ve hala dost sevgisine gelmek zorunda kalan bir avuç insanın kalmasından sonra.

EGO’muz, Amalek, bana içimde Yaradan’ın önemini nereye ekleyeceğimi gösteriyor.

Rahatsızlık, kişinin kendini incelemesi ve yükseltmesi gerektiğinin bir işaretidir, Yaradan’dan kişinin O’na yükselmek için bir araçtır. Amalek, Yaradan’ın içimizdeki önemine karşı savaşıyor. Bu nedenle, üzerimizdeki çalışmasıyla Yaradan’ın önemine olan ihtiyacı uyarır.

Amalek bize kendisini hatırlatır (AMALEK – Al Minat LEKabel, Yaradan’ın ihmali, ihsan etme) ya da hatırlatmaz – sürekli bunun üzerinde çalışmalıyız – Yaradan’ın önemini nereye ve nasıl ekleyeceğimize bakın. Büyümemizin tek sebebi odur. Amalek’in zıt yardım olduğu ortaya çıkar.

Amalek, gerçek egoizm, Yaradan’ın alanında Mısır’dan çıktıktan sonra ortaya çıkar. Mısır’da Firavun yönetir. Yaradan’ın alanında zıt bir güç olan Amalek ortaya çıkar. Amalek’e karşı çıkmanın tek yolu onluda çalışmak ve Yaradan’a dua etmektir.

 

Koronavirüs Realiteyi Değiştiriyor, Bölüm 10

Koronavirüsü Yenmek İçin Ne Gerekiyor

Soru: Bir Kabalist olarak, bizi bekleyen darbeleri görüyor musunuz, yani on Mısır vebası yani tüm insanlığın egoizmi üzerinde on darbe midir? Önümüzde ne var?

Cevap: On darbenin hepsinden geçmek zorunda değiliz. Geçmişte bu darbelerden zaten geçtik ve bu nedenle, bugün Mısır’daki kadar güçlü olamazlar.

İleri gitmesi için keskin bir çubukla dürtülen eşek gibi iğnelenmek için sadece birkaç ciddi imaya ihtiyacımız var. Doğru bir şekilde ilerlemek için bu teşvike ihtiyacımız var.

Umuyorum ki açıklamalarımıza ek olarak belki bu virüs yeterli olacaktır. İnsanlığın bir şekilde doğru sonuçları çıkarabilmesi oldukça mümkündür.

Burada çoğu şey hükümetlere bağlıdır. Bu konuda ciddi düşünmeye başlayan ilk onlardır çünkü virüs tüm ekonomiyi etkilemektedir.

Soru: Hükümetlere ne tavsiye edersiniz?

Cevap: Onlara daha akıllı olmalarını ve insanlığın gelişiminin ellerinde olmadığını anlamalarını tavsiye ederim; bu yüzden Kabalistlerin söylediklerini dinlemeliler.

Soru: Ya şimdi evde karantinada oturan insanlar? Onlar ne yapmalılar?

Cevap: İnsanların, olumlu ilişkilerin bizi iyiliğe ve esenliğe yönlendirebilecek en iyi, en kesin ve tek ilaç olduğunu anlamalarını diliyorum.

Soru: Başka bir deyişle evde kalan insanlar, doğanın gelişim planının aramızdaki doğru bağlarda olduğunu anlamalıdırlar. Her düzeyde sorun ve felaketler yaratan, doğadır. Ve bizden gerekli olan tek şey karşılıklı bir tepkidir. Bir tepki varsa, problemler azalır; tepki yoksa, sorunlar ve basınç artar. Doğru bir şekilde anladım mı?

Cevap: Evet. Duygularımızla birbirimize iyi bir şekilde yaklaşmalıyız, hepsi bu. Bu konuda hepimize iyi şanslar!

Koronavirüs – Doğanın Bumerangı

Karşılıklı garanti, çocukluğundan beri herkese tanıdık bir kavramdır. Bize her zaman birbirimizi desteklememiz gerektiği, aksi takdirde kaybolacağımız öğretildi. Ancak günümüzde karşılıklı garanti, insanlar arasındaki bağ, alışılmadık derecede artmakta ve konuyla ilgili bir başlık haline gelmektedir.

Dünyaya hızla yayılmış olan Koronavirüs salgını, bize küresel dünyadaki yaşamlarımız ve ilişkilerimiz hakkında yeni bir şeyler öğrenme fırsatı vermektedir. Öte yandan, bize her bir gücün, hatta doğanın en küçük unsurunun bile bize hakim olduğunu gösteriyor. Dünya çok büyük görünmekte ancak aniden küçük bir virüsün onu kaosa ve karanlığa sokabileceği de ortaya çıkmaktadır.

Bu bize, zamanımızda, her birimizin zararlı olmamak ve başkalarına bulaştırmamak için dünya önünde nasıl kişisel sorumluluk taşıdığımızı göstermektedir. Bir düşünün, Çin pazarından bazı kendi halinde tüccarlar dünyada böylesi dramatik değişiklikler yaptılar. Bu, küresel dünyada her birimizin sahip olduğu gücü ve herkesle ilgili olarak her birimizin sorumluluğunun ne olduğunu göstermektedir.

Kabala biliminde basit bir yasa vardır: genel ve özel eşittir. Genel sadece özel unsurların bir koleksiyonudur ve bu nedenle onların her birine bağlıdır. Geneli yok etmeden en küçük elementi bile genelden çıkarmak imkansızdır. Bir parçacık olmadan, kusurlu olacaktır çünkü bu parçadan yoksundur.

Bu nedenle, Koronavirüse bakıyoruz ve böyle bir mikroskobik parçacığın dünyada bu kadar çok sorun yaratmayı nasıl başardığını anlamıyoruz? Ama aslında virüs bizlere tüm sistemde biyolojik düzeyde, doğanın en yüksek seviyesinde, nasıl zarar verdiğimizi gösteriyor. Bunun üstünde sadece insanların düşünceleri ve niyetleri var.

Her şeyin kafamız ile başladığını anlamalıyız. Bu nedenle, biyolojik sistemde bir arıza varsa, o zaman bu, biyolojik seviyenin üzerinde olan düşünce ve arzu sistemindeki bir arızanın sonucudur. Biyolojik düzeyde virüsler gibi bozukluklar yaratan, bir insanda, diğerleriyle, genel olarak insanlıkla olan ilişkide ne tür sorunların olduğu açıklığa kavuşturulmalıdır.

Görünüşe göre ilişkilerimizde bir sorun var: bunlar bütünleyici değildir. bütünleyici nitelikteki tüm yasaları zaten ihlal ettik ve onun normal varlığına izin vermiyoruz. Bu nedenle, her şeyin birbirine bağlı ve uyumlu olması gereken doğada yarattığımız yıkım, o kadar önemli hale geldi ki herkesi bir virüs şeklinde vurdu.

Salgın herkesi gerçekten etkiliyor çünkü integral bir dünyada yaşıyoruz. Bu nedenle, kimin nerede yaşadığı önemli değil – ister Çinli bir köylü, ister Hong Kong’da bir borsacı ya da Amerikalı olsun ortak, bağlantılı bir sistemde olduğumuz için herkes acı çekti.

Bir zamanlar daha yalıtılmış ve daha sadece yerel bölgemize bağlıydık çünkü dünya küresel değildi. Ancak bugünün dünyası o kadar bütünleşmiş ki, herhangi bir Çin köyü bir zincir boyunca tüm insanlık ile ticaret ilişkileri ağı üzerinden bağlanıyor. Dünyanın kaderinin hükümetler tarafından yönetildiği gerçeğine alışkınız ve aniden dizginler küçük bir virüsün emrinde.

Hepimiz “Adam”, insan olarak adlandırılan bir entegre sistemin parçalarıyız ve istisnasız birbirimize bağlıyız. Ve eğer bu sistem giderek daha fazla bağımlılığımızı gösteriyorsa ve bizi onu geliştirmeye mecbur kılıyorsa, o zaman bu sisteme nasıl uyum sağlayacağımızı öğrenelim, yoksa bu bizim için kötü olacaktır. Aksi takdirde, her gün yeni ölümcül virüsler ortaya çıkacaktır.

Sistem, olumlu bağlarımız ile birimize bağlanmamız gerektiğini gösterir. Fakat  “olumlu” nun ne anlama geldiğini bulmamız gerekir çünkü egoizmimiz sadece olumlu olması için, ona faydalı olanı düşünür.

Gerçekten neyin olumlu olduğunu bulmak için, tüm sistemi öğrenmeliyiz ve daha sonra hepimiz onun bütünlüğünü korumak için birlikte hareket ederiz. Bunun dışında hiç bir şey gerekli değildir, sadece kendin gibi diğerlerini önemsemek.

Aramızda, herhangi bir ayrılık ve kişisel hedeflerden daha yüksek olan küresel, karşılıklı bir garanti olmalıdır. Karşılıklı önem, aramızdaki pozitif bağ her şeyin üstündedir ve bu, aramızdaki mevcut tüm bireysel bağları belirlemelidir. Karşılıklı garanti, doğada var olan en yüksek yasadır ve yalnızca doğada mevcuttur. Diğer tüm yasalar ve davranış biçimleri bundan türetilmiştir.

Koronavirüs sayesinde, karşılıklı garanti yasası artık dünya çapında ifşa olmaktadır. Doğa bize kim olduğumuzu ve ne kadar zıt olduğumuzu göstermeye karar verdi.

Belki de bu kriz sırasında, doğanın ayrılmaz bir parçası olmak için neler yapılması gerektiğini öğreneceğiz. Karşılıklı güvence yasasını yerine getirdikten sonra biz insanlar doğayı dengeye getireceğiz. Doğa güçlerinin tam dengesini ve uyumunu sağlamak gerçek bir cennettir.

Dünyamızın Özü Nedir?

Soru: Bedensel eylemlerimizin manevi dünya üzerinde hiçbir etkisi olmadığını duydum. Ama Kabala ile ilgilenmeye başladığımda, burada sadece fiziksel eylemler görüyorum. O zaman Kabala’yı incelemenin anlamı nedir?

Cevap: Dünyamızın özü, manevi dünyadan kopuk bir insanın kendisini ve tüm dünyayı bağımsız bir durumdan ıslah etmeye başlayabilmesidir; manevi dünyada olmadığında, kişi her seferinde onu nasıl etkileyeceğini seçebilir.

Yani, istediğimiz gibi yaşamak ve manevi dünyanın hissine girmek ve istediğimiz zaman ona uymak için maddi dünyada, maneviyatın dışında var olmaktayız.

Manevi Enerji İle Beslenmek

Soru: Birkaç yıl Kabala bilgeliğini çalıştıktan sonra, daha mutlu olanlar ve çalışmada daha iyisini yapanlar var ama öte yandan, daha mutsuz hale gelenler var ve fizikselliklerinde hiçbir şey onları mutlu etmiyor. Bu, kişinin karakterine mi bağlı yoksa kişinin gelişim düzeyiyle mi ilgilidir ve kişi aşama aşama mı değişir?

Cevap: Kişi birçok farklı koşullardan geçer, bu yüzden bu soruya tek kesin bir cevap veremem. Hepimiz sürekli değişiyoruz. Her şey içinde yaşadığımız topluma bağlıdır. Sürekli yükseliş ve düşüşler geçiriyoruz.  Dahası, kendimizi dikkatli bir şekilde korursak ve yükseliş ve düşüş durumlarına girmemiz gerektiğini bilirsek, bir düşüş durumundayken bize yardım edecek ve bizi ciddi bir şekilde destekleyecek ve herhangi bir düşüş durumundan bizi bir yükseliş durumuna çekecek doğru toplumu kurmalıyız. Bu, her şeyin topluma bağlı olduğu anlamına gelir.

Soru: Durum buysa, kişi gelecekte ne bekleyeceğini bildiği için, düşüş durumunda bile mutlu olabilir mi?

Cevap: Tabii ki. Gelecekte yükselmek için düşüşün size verildiğini anlarsanız, iniş sırasında mutlulukta hiçbir sorun yoktur. Sistem bir kondansatör veya diğer her hangi toplama cihazı gibi çalışır. Belli bir manevi düzende faaliyet gösteriyorsunuz, bir şeyler biriktiriyorsunuz ve sonra her şey yok oluyor ve bu yüzden onun tarafından beslenebilmek için topluma bağlanmalısınız.

Bu dönem bittiğinde tekrar yükselmeye, tekrar edinmeye ve toplamaya vb. başlayacaksınız.

Bu, farklı dönemlere göre çevreye manevi enerji vermeniz ya da çevrenin bunu size vermesi gerektiği anlamına gelir. Ve böylece, bu art arda gelen dönemlerde, bu sinüs eğrisinde ilerleyeceksiniz.

“Günümüzde Kadının Toplumdaki Yeri Nedir?” (Quora)

Kadınların gücü, kadın dayanışmasıyla toplumun refahına ve mutluluğuna katkıda bulunabilecekleri, insan toplumu için yeni, rahat ve hoş bir ev inşa etme çabalarını birleştirebilecekleri şekilde yönlendirilmelidir.

Doğanın yapısına göre, erkekler verme niyetini temsil ederlerken kadınlar alma arzusunu temsil etmektedir.

Bu nedenle eğer kadınlar, tüm bölünmelerinin üzerinde insanlığın birliği için bir arzu gösterirlerse ve bu arzuyla büyük bir güç olarak birleşirlerse, erkekleri birlik yönünde zorlayacaklardır.

Ardından, erkekler birleşmek için kadınlardan böylesine güçlü bir uyarı aldıklarında, bu talepleri yerine getirmek için çalışacaklar, birlik olmak için çaba gösterecekler ve tüm parçaları arasında özgecil bağlarla çalışan birleşik doğa formuyla birleşmeye ve dengeye gelmeye çabalayacaklardır.

Dünya ve insan toplumu daha sonra yeryüzü üzerindeki Cennete,  doğanın en temel yasası olan  “Komşunu kendin gibi sev” e göre çalışan bir topluma dönüşecektir. Bizler o zaman ortak bir evi paylaşıyormuş, sevgi dolu kocaman bir aileyle yaşıyormuş, doğa yasaları ve içinde bulunduğumuz dünya hakkında tamamen yeni ve yükseltilmiş bir farkındalık içindeymiş gibi hissedeceğiz.

Twitter’da Düşüncelerim / 21 Nisan 2020

Doğru seçimi yapma zamanı ve yeri burası

Muazzam bir güce sahip olduğumuz için, doğaya mükemmel bir entegre sistem olarak çok dikkatli davranmalıyız. Bunu bilinçli olarak yapmaya başlarsak, hayatlarımız mutlu olacak. Ve eğer yapmazsak, yeni virüsler gelecek ta ki bizi yeryüzünden silene kadar…

Virüsün kaybolması için ne yapmalıyız? Doğa, tüm parçaların birbirine bağlandığı, biri diğerini destekleyen ayrılmaz bir sistemdir. Bu sistemde insanlık, doğanın unsurlarının daha büyük entegrasyonunu destekleyen, bağlayan, dengeleyen ve kolaylaştıran bir parça haline gelmelidir

Koronavirüsün amacı insan doğasını değiştirmektir. İnsan doğada ona zarar veren tek elementtir. Özgür iradesi vardır, bu yüzden doğru öz-yönetimini eline almalıdır. Bunu yapana kadar virüs kaybolmayacak

  1. Farklı bir seviyede düşünen Üst’ü anlayamıyorum, dolayısıyla O’nunla hem fikir değilim. Kendi yargılarım ve Yukarınınkileri ne kadar incelersem inceleyeyim, onun kanaatının benim için kabul edilemez, gerçeklikten uzak olduğuna, mantıksız göründüğüne sadece daha çok ikna olurum
  2. Ama Yaradan’la hemfikir olamadığım ya da onu haklı çıkaramadığım incelemeden sonra: “Şimdi Yaradan’ın kanaatini, benimkinin tersi olmasına rağmen mantık üstünde kabul edeceğim.” diyerek kendimi sustururum. Mantığıma ters olduğu için mantık üstünde inanç olarak kabul ederim.

3.Bunu yapma fırsatından memnun olurum. Ve eğer bunu kabul edemezsem, o zaman Yaradan’dan bunu yapmam için bana güç vermesini isterim, zira bilgi üzeri inançla ilerlerim, Yaradan’ın fikrini kabul ederek. Benim bilgimin altta kaldığını, üstünde Yaradan’ın bilgisi olduğunu anlarım

  1. Dünyamızda çocukların yetişkinlerin görüşlerini kabul ettikleri gibi, önceki bilgimi, anlayışımı, algımı Yaratan’ın bilgisi, anlayışı veya algısıyla değiştirmem. Maneviyatta, Yaradan’ın muhakemesini de alıp ve ona göre çalışmamın yanında kendi düşüncemde kalıyorum.
  2. Maneviyatta kaldığım form budur. Tuttuğum doğrulanmış düşünceme benim bilgim denir. Yaradan’ın kabul ettiğim muhakemesi benim inancım olur. Zihnim gerçekçi olmadığını fark etse de, gerçek olarak kabul ettiğim için bu benim mantığımın üzerindedir.
  3. Bu, dünyamızın rasyonel mantığıyla tutarsızdır, fakat manevi yükseliş bu şekilde gerçekleşir & Üst dünyanın algısı ortaya çıkar. Bizler Üst gerçeklikteyiz ama hissetmiyoruz, çünkü manevi gerçekliğe, Üst dünya algısına duyarlı değiliz.
  4. Kabalistlerin bahsettiği Üst dünyayı hala ifşa edemesem bile, ona yaklaşma fırsatına minnettarım. Manevi dünyaya girmek için ilerleyenlerden olmaktan mutluluk duyuyorum – bu büyük bir ayrıcalık ve Yaradan’dan kişisel bir hediye.

Arzuları Tekrar Değerlendirmek

Açıklama: Kabala çalışmaya başladıktan sonra, hayatımda birçok şey değişti. Önem verdiklerimi ve arzularımı tekrar değerlendirdim.

Benim Yanıtım: Özünde, Kabala çalışmaya başlayan biri, bu hayattan beklentilerini normal bir şekilde, en az seviyeye doğru azaltmaya hazırdır. Yiyecek, barınak ve aile, herkesin bedensel seviyedeki ihtiyaçlarıdır.

Sizler bedensel amaçlarınız için koşuşturmamalısınız. Mümkün olduğunca, önünüzde göreceğiniz mükemmel ve ebedi koşulun edinimi için özlem duymalısınız.

Diğer her şey geçicidir ve her koşulda unutulup gidecektir. Bu bakımdan, Kabala bilgeliği, kişinin dünyamızda elde edebileceği değerlere karşı kendini doğru bir şekilde konumlandırmasına yardımcı olur.

“Koronavirüs Salgınından Ne Öğrenebiliriz” (Thrive Global)

Birbirimizle olumsuz ilişki kurmaya devam edersek, daha fazla virüsün ve sorunun ortaya çıkması için koşullar oluşturacağız.

Şehirleri ve bölgeleri etkileyen geçmiş salgınların aksine, Koronavirüs salgını küreseldir. Dünyadaki herkesi etkilemektedir.

Bugün, virüs , insan işi herhangi bir ulusal sınır veya sosyal statü sınıflandırmasına dikkat etmeden gezegenin etrafına yayıldığından, insanlık ortak bir endişeyi paylaşır. Dahası uzmanlar salgının, onunla mücadele araçlarını geliştirene kadar en az bir yıl süreceğini tahmin ediyorlar.

Salgın bizi ciddi sorularla karşı karşıya bıraktı:

  • Salgın hastalıktan çıkıp normal yaşamımıza dönebilmemiz için ne olması gerekir?
  • Hükümet kurallarına uymak dışında, bu salgın sırasında bizden ne isteniyor?
  • Bu karşı konulmaz ve kafa karıştırıcı sorunlar neden ilk etapta ortaya çıkıyor?
  • Bunu ve hayatımızda karşılaştığımız diğer birçok sorunu nasıl çözebiliriz?

Bir yandan, salgın küresel biçimde birbirine bağlılığımızın ve karşılıklı bağımlılığımızın büyüklüğünü vurgulamakta. Öte yandan, bağlarımız egoisttir, burada her insan kendi çıkarlarını başkasının çıkarlarının üstüne koyarak yaşamaktadır.

Her insan, hepimizi birbirine bağlanan tek bir ip üzerinde kendisine doğru çekerken ve birbirine bağımlı olarak yaşarken, aramızdaki bağların koptuğu ve hepimizin düştüğü bu tür durumlarda ortaya Yani şu anda salgının olaylar zincirinin bir parçası olarak ortaya çıkan kitlesel sosyal mesafeyle deneyimlediğimiz şeydir.

Bugünkü salgın yaşadığımız rekabetçi-egoist yaklaşımın gaddarlığını ortaya çıkarmaya başladı. Şimdi, fiziksel olarak birbirimizden uzakken, zamanımızın en akıllıca kullanımı, insan bağının en uygun biçiminin nasıl olacağını bulmak olacaktır.

Doğa ile uyum ve dengeli yaşamanın tek yolu olan birbirimizle uyumlu ve dengeli bağa ulaşmak zorundayız. Michael Laitman

Ayrıca kendimize, insanlar arasında mükemmel bir bağ tasvir ederken, hiçbir virüsün geçemeyeceği pozitif ve birleşik bağları nasıl oluşturabileceğimizi düşünmeliyiz.

Başka bir deyişle, Koronavirüs doğanın bize, birbirimizle olan bağımızın kusurlu olduğunu söylemesinin bir yoludur: her birimiz başkalarına fayda sağlamaktan ziyade kendi yararına öncelik veririz.

Öyleyse, bu kusuru nasıl onarabiliriz?

Bunu,  doğa yasalarını,  doğanın herkesi gittikçe birleşik bir koşula yönlendiren sevgi ve ihsan etme niteliği olduğunu, tüm sorunlarımızın nasıl doğa ile olan dengesizliğimizden kaynaklandığını, doğa ile dengenin bütün sorunlarımızı nasıl çözeceğini ve ayrıca doğa ile bu dengenin, kendimizi önemsediğimiz kadar başkalarını da önemsemek anlamına geldiğini öğrenmeye başlayarak yapabiliriz.

Koronavirüs insanlığın ortak sorunu olduğundan, bize nasıl küresel olarak birbirine bağımlı tek bir sistemin parçası olduğumuzu gösterir, bu nedenle virus, insanlığın karşılıklı düşünme ve sorumluluk ihtiyacını uyandırmasını ister.

Bu nedenle, doğa ile daha fazla yakınlığı ve dengeyi teşvik etmek için, insanlığın bu salgın sırasında en azından aşağıdaki iki ana düşünceyi çıkarması iyi olur:

1) Koronavirüs salgını tesadüf değildir. Bu, doğanın insanlığa rehberlik ettiği sürecin bir parçasıdır ve bu nedenle hepimizi olumlu bir şekilde tek bir sisteme bağlamaya çalışır.

2) Bu sistemde, doğanın, isteyerek (kendi girişimimizle, egoist güdülerimizin üzerine olumlu bir şekilde bağ kurma)  ya da istemeyerek (egomuzu kendine getirmek için ortaya çıkan Koronavirüs gibi sorunlar ve krizler yoluyla) kabul etmemizi zorunlu kılan yasaları vardır. Böylece, farklı bir yön arayana kadar, kendimize fayda sağlamaktan çok başkalarına fayda sağlamaya odaklanıncaya kadar, hayatlarımızın gidişatını düşünmeye ve gözden geçirmeye başlarız.

Doğa bizi olumlu ve eksiksiz bir bağ şekline yönlendiriyor. Öyle ya da böyle, ya olumlu bir bağ kurma anlaşmamızla ve bunu keyifle deneyimleyerek ya da olumlu bağ kurma konusundaki anlaşmazlığımızla ve onun darbelerine katlanarak, bu süreçten çıkmanın başka bir yolu yoktur.

Doğa ile uyum ve dengeli yaşamanın tek yolu olan, birbirimizle uyumlu ve dengeli bağa ulaşmak zorundayız.

Birbirimizle olumsuz ilişki kurmaya devam edersek, daha fazla virüsün ve sorunun ortaya çıkması için koşullar oluşturacağız. Yani tüm problemler,  olumsuz bağlantıların üzerine olumlu bağlar kurma fırsatlarımızın göz ardı edildiği yerlerde ortaya çıkar.

Bu nedenle, içsel gözlem için, bulunduğumuz bu sosyal uzaklaşma dönemini kullanacağımızı ve nihayetinde doğanın mükemmel bir şekilde birbirine bağlı formuna nasıl daha bağlı ve benzer olabileceğimizi öğreneceğimizi umuyorum.