Hepimiz Veren İnsanlar Olacağız

Facebook Sayfamdan, Michael Laitman, 4/18/20

Realiteye bakmanın iki seviyesi vardır: kendi gözlerimden ya da genel halkın gözünden. Dünyaya kendi gözlerimle baktığımda, tek gördüğüm kendi ihtiyaçlarımdır ve tatmin etmek istediğim şey budur. Dünyaya halkın gözünden baktığımda, neye ihtiyaçları olduğunu görürüm ve onlara ulaşmalarına yardımcı olmak için çabalarım.

Doğamız gereği, dünyayı kendi gözlerimizle görerek, yalnızca kişisel bakış açısıyla doğarız. Yine de, eğitim ve sebatla, kendimizin üzerinde yükselme ve dünyayı genel halkın gözünden görme gücüne sahip olabiliriz. Bunu yapma gücüne “ihsan etme gücü” denir ve bize getirdiği kolektif algıya “mantık ötesi inanç” denir. Yavaş yavaş bunu hepimiz başaracağız.

Bireyin Islahı ile Grup Arasındaki İlişki

Soru: Bir yandan, her şeyin içimizde olduğunu söylüyoruz, ama aynı zamanda ıslah için dostlara, gruba ihtiyacım var. Bu iki şey arasındaki ilişki nedir?

Cevap: İlişki çok basittir. Kendinizi ancak gruba karşı tutumunuzu ıslah ettiğiniz ölçüde ıslah edebilirsiniz. Bu sizin kişisel ıslahınızdır. Kabala’ya göre, “Ben” yoktur. Kabala’ya göre, “Ben” “biz” e eşittir. Tek yol budur.

On kişi kendi bireysel egolarının üzerinde bağ kurduğunda, her biri kendi başınayken, tek bir bütün, tek bir grup, tek bir “Ben” olurlar. Bununla birlikte, aynı zamanda, her biri kendi farklı egosuna sahip, on farklı insandır. Egoları çok büyüktür ve her seviyede büyür, ancak onun üzerine yükselebilir ve aralarında sürekli olarak birleşebilirler. Maneviyatta bizler böyle yükseliriz.

Koronavirüs — Tek Bir Sorunun Etrafında Bir Araya Gelme Fırsatı

Her zaman hatırlamalıyız – bize olan her şey Yaratıcı tarafından gönderilir ve kendi iyiliğimiz için işler. Ancak Koronavirüs’le ilgili son olaylarda, Yaradan’ın elinin etkisi özellikle belirgindir. Yaradan ile bağ, sadece yaratılanların O’ndan bir şey istemesi veya O’nun kendisine yaptıklarından dolayı şükretmesi şartıyla mümkündür, ikisinden biri: istek ya da şükran. Aksi takdirde, yaratılışın daha yüksek bir güçle bağlantısı olmayacaktır. Bizler sadece bekleyiş koşulunda var olma fırsatı veren,  minimum aydınlatmayı alırız. Ancak böyle bir koşul ne yaratılanlar ne de Yaradan için arzu edilmez.

Bu nedenle, bizi Koronavirüs yardımıyla uyandırarak Yaradan’ın, örgütlenmemize ve O’na dönmemize yardımcı olduğunu anlamalıyız. Şimdi tüm insanlık Yaradan’a bilinçli veya bilinçsiz olarak dönüyor.

Yaratılışın alma arzusu ile Yaradan’ın ihsan etme arzusu arasındaki bağlantı bu şekilde güçlenir. Bu bağlantıyı en üst düzeye çıkarmamız, büyütmemiz, derinleştirmemiz ve en önemlisi bunu birlikte yapmamız ve ortak bir dua haline getirmemiz gerekiyor. Böyle bir dua tüm engelleri aşar ve Yaradan ile doğru ve gerçek bağı açar.

Daha önce var olan ancak, annesinin kollarında duran ve bunun farkında olmayan bir bebek gibi, hissedilmeyen bağı ifşa ederiz. Bu bilinçsiz doğal bir bağdır. Ancak çocuk büyüdüğünde, bağın kesilebileceğini fark ederek bu bağı güçlendirmeye başlar. Bir çocuk böyle büyür.

Manevi basamaklar boyunca, tüm gelişimimiz ve yükselişimiz, birbirimizle yakınlaşmamız, kendimizi giderek Yaradan’a dua, yakarış ve şükran için düzenlememiz gerçeğinde yatmaktadır. Bizim için en önemli şey olan bağımızı bu şekilde güçlendiririz.

Tüm hayatım, sadece Yaradan’la olan bağımın derecesine göre, az çok O’na ne kadar güçlü tutunduğumla belirlenir.   Hayatımda en değerli olan bu tek parametre etrafında dönmeye devam ederim.

Tüm nesillerin Kabalistleri tarafından, her şeye sadece dua gücüyle ulaşıldığı ve bir insanın bütün gün dua etmesinin iyi olacağı söylenmiştir. Neticede onlar, bağımızdan gelen anlayışla/uzlaşmayla, Yaradan’a bilinçli olarak dönmenin ne kadar önemli olduğunu ifşa ettiler. Tüm eylemlerimiz, kapsam açısından tartılmalıdır, bu da Yaradan’a dönmemize yardımcı olur. Bu, çalışmamızın tek sonucudur.

Sadece iki güç vardır: Yaradan ve yaratılanlar. Yaratılanlar, Yaradan’a her zaman ve tüm güçleriyle ulaşmalı, O’na dönmeli, talep etmeli ve teşekkür etmelidir. Şimdi Yaradan, Koronavirüsü uyandırıyor, Yaradan’a olan yakarışımıza daha fazla konsantre olabilmemiz için, kilit altında tutulmamızı, durmamızı, evde sessizce oturmamızı istiyor.

Bu yakarış, tüm gerçeklik, tüm dünyalar, tek bir Yaradan’a tek adam olarak yalvaran bu noktaya gelinceye kadar gittikçe daha fazla büyütmemiz gereken,  en merkezi yaratılış noktasıdır. Ancak o zaman aramızdaki bağa ve yapışmaya ulaştığımızı söyleyebiliriz. Yaradan’ın beklediği en önemli şey, birleşmiş yakarışımızdır. Bir milyar insan Yaradan’a bireysel olarak haykırsa veya bu milyar birbiriyle birleşip Yaradan’a yakarsa, o zaman bu iki yakarış arasındaki fark, bu dünya ve gelecekteki son ıslah dünyası gibidir. Ana şey ortak duadır.

Bu nedenle, bizlere, tek bir problemin etrafında birleşip, bununla Yaradan’a dönmek için yukarıdan bir fırsat verilir. Bu, yukarıdan uyandırılış sayesinde, birbirimizle ve Yaradan ile bağ kurmamızı sağlar. Bu bağ, yaratılanların kendileri pahasına ortaya çıkmamış olmasına rağmen yine de dikkate alınır ve genel ıslaha dahil edilir.

Geçmiş Dünyaya Dönüş Yok

Koronavirüs, insanlığın ne satın alacağını ve nasıl eğleneceğini düşünmek yerine, geleceği hakkında düşünmeye başlamasına yardımcı olacaktır. Aslında virüs zaten işini yaptı ve düşüncelerimizi temizledi.

Şimdi sadece nereye gittiğimizi bulmamız gerekiyor. Bugün, kimseye hayatımızın hiçbir değeri olmadığını açıklamamız gerekmiyor, virüs zaten her şeyi bize açıkladı. Ancak soru hala devam ediyor: Bu yaşam neyi hedeflemeli?

Bir grup, manevi bir Partzuf inşa etmek, içinde ihsan etme niteliğinin, bizi bir araya getiren sevginin gücünün yani üst gücün bulunabildiği tapınağın, Yaradan’ın evinin inşa edilmesiyle aynıdır.

Ama görüyorum ki dün böyle bir tavır için çabaladım ve düşündüm ve bugün hiçbir şey istemiyorum. Sabah kimseyi görme arzusu olmadan uyanıyorum. Öğlen arkadaşlarımızla bir toplantımız var ve onlarla buluşmak istemiyorum. Ne yapmalıyım?

Tapınağı her gün yeniden inşa etmemiz gerektiği yazılıdır. Kaybolması iyi bir şeydir; dünkü başarıların hepsi kumdaki su gibi kayboluyorsa ve her gün baştan başlamanız gerekiyorsa, bu bir ilerleme işaretidir.

O zaman herkesin karşılıklı ihsan etme ve sevgi içinde hareket ettiği, tüm dünyayı olabildiğince dahil etmek için tapınağı, onluyu, tekrar tekrar inşa etmeye çalışırm. Bu tapınakta, Yaradan olarak adlandırılan,sevgi ve ihsan etme gücü hüküm sürecek ve sevgiyle birleşmiş tüm arzuları dolduracaktır.

Bunun bizden çok uzakta olduğunu düşünmeyin. Koronavirüsün gelip tüm dünyamızı, tüm yaşamımızı değiştireceğini kim hayal edebilirdi? Büyük fabrikalar, bankalar, şirketler, milyarlarca dolar, ordular, insanlığın binlerce yıldır inşa ettiği her şey artık yok oluyor. Hiçbir şey kalmayacak. Virüs yok olduktan sonra çalışmaya devam edemeyecekler. Virüs tüm hayatımızı değiştirecek ve eski olan her şeyi silecektir.

Böylece, virüs insanlık içinde, birbirimize karşı sevgi ve özenle, aramızda ortaya çıkan ihsan etme gücünün edinilmesiyle, doldurmamız gereken boş bir alan yaratır. Bunu yapamayacağımızı düşünebiliriz ama yapabiliriz. Tek yapmamız gereken, iğne deliği büyüklüğünde küçük bir delik açmaktır ve Yaradan bizim için yeni bir dünyanın kapısını açacaktır.

Yavaş yavaş, tüm dünyanın onluya dahil olduğunu hissedeceğiz. Dünyayı onlu ile ne kadar etkilemeye çalışırsak, tüm güçler onlu içinde o kadar yoğunlaşır. Sonuç olarak, onlu, Yaradan da dahil olmak üzere tüm gerçekliği içerecektir.

Her şeyden önce, olan her şeyi unutmanızı tavsiye ederim. Finansal krizler ve diğer sorunlar geçmişte kaldı ve geri dönüş yok. Eski dünyanın geri dönmeyeceğini anlamalıyız! Yeni dünya nasıl olacak? Bizim inşa edeceğimiz şekilde.

Bu nedenle, kesin olarak geçmişle ilgili ağıt yakmayı bırakmalıyız; eski dünya artık doğada var olamaz. Kriz öncesi duruma dönmemize ve eskisi gibi çalışmamıza izin verecek hiçbir sistem yok. Dahası, bu sistemlerden herhangi biri hala kalırsa, onlardan kurtulmamız, alanı temizlememiz gerekir.

Dünya tamamen yeni olacak, Yaradan eski formu korumayı yasakladı. Sonuçta, eski form tam bir çöküşle karşı karşıya kaldı, dünya savaşı ve çevre felaketlerinin eşiğinde idi. Öyleyse neden pişmanım? Bizler yeni bir dünya inşa etmeliyiz!

Her durumda, bu inşa edilecek, ancak arzumuza göre inşa edilmesi daha iyidir, böylece bu inşayı isteyeceğiz ve biz de yardımcı olacağız. Buna “arzunuzu Yaradan’ın arzusu gibi yapmak” denir. Yapmamız gereken budur ve sonra başaracağız. Eğer yapmazsak, kötü alışkanlıklara düşüp aynı hataları tekrar mı yapacağız?

Dünyamızda sadece kendimizi allak bullak ettiğimiz bir sistem kurduk. Sistem, dünyanın bir ucundan diğer ucuna uçmamızı, sürekli çalışmamızı ve çocuklarımızı, ebeveynleri evde olmadıklarından dolayı acı çekmesinler diye farklı etkinliklere göndermemizi gerektiriyordu.

Bizi aldatan, yaşadığımız ilüzyonu yaratan bir sistem kurduk. Bu sistemin köleleri haline geldik: bunu biz başlattık ama o bizi engelledi. Bu yeterli değil mi?

Sistem artık çalışmaya devam edemezdi. “Birleşik Avrupa” haline gelen şeyin, yabancılarla karşılaştıklarında ne kadar korkunç hatalar yaptıklarına bakın. Daha birçok örnek var: Amerika liberaller ve muhafazakarlar arasındaki anlaşmazlıklar yüzünden ayrıldı, düşman haline gelen Rusya ve Ukrayna, İsrail-Arap çatışması, yalnızca ne hale geldiğimize bakın.

Yeni bir dünya düşünmeliyiz. Virüs bize bu fırsatı veriyor ama biz de yardım etmek zorundayız. Eski dünyaya dönmeyi hayal edemeyiz, sadece yenisini dört gözle bekleyebiliriz. Yeni dünya ihsan etme, sevgi ve karşılıklı özen gösterme dünyası olmalı. Gerçekten virüsün iz bırakmadan geçmemesini ve bizi yeni bir dünyaya götüreceğini umuyorum. Bu ancak bizler,  yeni dünyayı  istersek ve bunun olmasını talep edersek mümkündür.

Dualarımız çok önemlidir çünkü Bney Baruh grubumuzun dışında, Yaradan’dan ihsan etme güçlerini güçlendirmesini isteyen kimse yoktur. Bu tam olarak: “Ve İsrail’in çocukları çalışmaktan iç çekti ve ağladılar ve haykırışları çalışmaktan Yaradan’a yükseldi” zamanındaki Pesah koşuludur. Bunun gerçekleşeceğini umalım.

Koronavirüs Toplumu

Facebook Sayfamdan, Michael Laitman, 4/7/20

Dünya liderleri, doğal olarak Koronavirüs’ten önce sahip olduğumuz medeniyetin geri gelmesini istiyorlar çünkü onlar zirvede olanlardı. Güce, kontrole ve zenginliğe sahiptiler, bu yüzden elbette onu geri getirmek istiyorlar. Ancak COVID-19 hepimizin hayatını değiştirdi ve onlar oldukları şeye geri dönmeyecekler. Şok bittiğinde, hayatlarımızın çok daha iyi hale geldiğini keşfedeceğiz.

Bugüne kadar acımasız rekabetçilik tarafından yönlendirildik; birbirimizin boğazına sarıldık ve ondan kazananlar sadece zengin ve güçlü olanlardı. Koronavirüs hepimizi durmaya ve her şeyi yeniden düşünmeye zorladı. Örneğin, ekonominin, sadece gerçekten ihtiyacımız olanı alır almaz çökmesi tuhaf değil mi? Tam tersi olması gerekmez miydi,  ki gerçekten ihtiyacımız olanı satın almak sağlıklı bir pazar yaratır?

Virüs bizi temel ögelere, normale dönmeye zorladı. Eski yöntemlerimize geri dönersek, doğanın deposunda daha birçok virüsleri var. Gönderdiği mesaj basit: “Kıran kırana rekabet günleriniz bitti. Eğer birbiriniz için yaşamayı öğrenmezseniz, hiç yaşamayacaksınız.”

Virüs Neyi Ortaya Çıkarmakta?

Soru: Aktör ve müzisyen Arkady Dukhin, IAC televizyonunda konuştu ve şöyle dedi: “Biz aktörler, büyük bir mesafede uzaktık. Şimdi, iki metre yaklaşırsak, yeni bir şey olacak, yeni müzik, yeni sanat ortaya çıkacak, hayatta bir tür atılım hissedeceğiz. ”

Doğanın üst gücü neden iletişime geçti ve insanların şimdi konuşmaya başladıkları, mesafeye bağlı olarak farkı hissettikleri konusunda yeni bir dürtü verdi?

Cevap: Korona virüsü bize birbirimize nasıl davrandığımızı ifşa ediyor. “Birbirinizi sevmiyor musunuz? Yaklaşmayın, aksi takdirde kendinizi kötü hissedersiniz. ” diyor.

Bu, egoizmimizin daha keskin bir biçimde tezahürüdür. “Virüs” kelimesi “avera” kelimesinden, yani insanlar arasındaki iyi bağlantının ihlali anlamına gelir. Virüs budur.

Umarım insanlar bağımızı nasıl eski haline getireceklerini anlamaya başlarlar ve sonra virüs iyi bir şeye dönüşür. Dünyada kötü bir şey yoktur, hepsi onu uygulama şeklimize bağlıdır. Diyelim ki, atomik veya artıları ve eksileri olan, prensipte, uygulama olasılıklarında eşdeğer olan herhangi bir enerjiye benzer.

Kendimizi, bu virüsün olumlu bir niteliğe dönüşmesi ölçüsünde ıslah ettiğimizde, bunun yardımı ile birbirimize çok yakın olabileceğimizi ve aramızda bir üst dünya hissinin ortaya çıkacağını göreceğiz, yani  bedenin dışında var olabileceğimiz bir sonraki koşulu. Temelde,  virüsün bize verdiği ipucu budur.

Twitter’da Düşüncelerim / 12 Mayıs 2020

Eğer şimdi dünyayı değiştirmezsek, virüs bize geri dönecek mi? Neyi değiştiriyoruz?

Karantinayı terk ederken, yanınızda dünyaya ne götürmek istediğinizi düşünün. Karantinadan sonra girdiğiniz dünyayı nasıl hissetmek istersiniz? Belki birçoğu seninle aynı fikirdedir ve dış dünyayı değiştirebilirsin?

Bu, onların başkalarıyla olan ilişkilerinde açıktır.

Manevi hırslı ve maddi hırslı arasındaki fark, Manevi hırslın EGO’yu iptal etmesidir – bu yaşamın ödülü ve maddi hırslı her iki dünyanın da tadını ister, Zohar’ın dediği gibi: Bu dünyanın GAV’ı ve gelecekteki dünyanın GAV’ı.

Her birinin her hareketle hepsini çevirdiği bir mekanizma içinde on kilitli dişliniz olduğunu düşünün. Dönmeden önce, bunun herkes için nasıl faydalı olacağını, onlar için faydalı olup olmadığını dikkate almalıyım. Herkesi hesaba katmadan en ufak bir hareket yapmam yasak.

Sürekli Yaratan’a dönüyorum ve O’nun cevabını grup aracılığıyla duymaya çalışıyorum. Grupta hissettiğim tek şey Yaratan’ın bana cevap verdiği. Yaradan’a nasıl hitap ettiğim ya da ne istediğim fark etmeksizin, dostlarıma bakmalı ve Yaradan’ın her saniye cevap verdiğini görmeliyim

Liderler neler olduğunu anlamıyor ve dikkatlice olmasına rağmen eski yollara dönmeye çalışıyorlar. Bu kötü bir niyet değil, özverili düşünememe, toplumda meydana gelen değişiklikleri kabul edememedir. Yakınlaşmaya başlamazsak, başka birçok virüs bizi bekliyor…

Çare virüsün kendisidir, bizi birbirimize bağlayacak ve hizalayacak, bizi Yaradan’a benzer şekilde gelişime yönlendirecektir. Yaratan’ın darbeleri iyileşir. Güzel zamanlarda yaşıyoruz. İnsanlığın yeni bir form almasına yardımcı olan, ruhunu inşa eder ve böyle yaparak Yaradan’ın yardımcısı olur.

Nasıl Yoldan Çıkılmaz?

Soru: Kabala çalışmasında yoldan çıkmak mümkün müdür ve bundan nasıl kaçınırız?

Cevap: Kendinizi öğretmeninizden koparmaya başlarsanız, yolu ondan daha iyi bildiğinize inanmaya başlarsanız, yoldan çıkabilirsiniz. Ondan daha iyi bilmek imkansızdır çünkü o tüm bunları çoktan geçirmiştir.

Hiçbir şey zihne bağlı değildir. Bu arada, Kabala’da bir öğrencinin, öğretmenden daha zekice ve daha keskin bir zihinle ortaya çıktığı durumlar vardı. Ancak, gerçek şu ki, öğretmenin tecrübesi vardır ve bu en önemli şeydir.

Kabala’da en çok tercih edilen, daha fazla tecrübeye sahip olanıdır.

Haz, Işıktır

Soru: Başkalarına hizmet etmekten duyulan haz, bahsettiğiniz ışık mı?

Cevap: Evet, bu ışıktır. Ancak, şu an hissettiğimiz değil. Sadece başkalarına hizmet etme, kendimizi onlara ifşa etme, verme, onları etkileme yeteneği kazandığımızda, o zaman üst ışık bizden başkalarına geçecektir.

Bu, şimdi deneyimlediğimiz bir haz ve yardım duygusu değildir; o çok daha yüksektir, başkalarını bizim aracılığımızla etkileyen Yaradan’ın ifşasıdır.

Bağışıklık Sistemini Güçlendirme Formülü

Soru: Kabala açısından insan bağışıklık sistemi nedir ve rolü nedir? Bilim adamlarına göre, neden sadece bağışıklık sistemi virüsü yenebilir? Kişisel olarak bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için bir şeyler yapıyor musunuz?

Cevap: Sadece iyi düşünceler bağışıklık sistemini güçlendirebilir. Kendinizden ziyade tüm insanlığı önemsediğinizde, tüm virüslere karşı bağışıklık geliştirirsiniz.

Soru: Bu formül nereden geliyor?

Cevap: Kabala’dan.