Birliğin Özü Ve Kökü, Bölüm 2

Kabala Sayılarla Çalışmaz

Yorum: Kabala, kural olarak, bir tür nitel durumdan bahseder. Örneğin tarihçiler, 600.000’i erkek olmak üzere üç milyon insanın Mısır’dan ayrıldığını, geri kalanın ise kadınlar ve çocuklar olduğunu yazar. Fakat Kabala hiç sayılarla çalışmaz. Gematria niteliksel bir sayıdır.

Bu rakam belirli bir niteliksel sayı anlamına geldiği için, Mısır’ı terk eden üç milyon insan olmaması mümkündür.

Benim Cevabım: Birincil kaynaklarda tanımlanan, manevi güçlerin potansiyel durumlarının en az bir kez gerçekleşmesi gereken, belirli bir model vardır. Tarihçiler ve arkeologlar bunu kendi kaynaklarıyla ararlar, standartlarına göre ölçer, gram ve kilogram olarak tartarlar, kilometreye çevirirler ve bu nedenle bunu biraz farklı yaparlar.

Soru: Bu gibi bilgileri nasıl kullanmalıyız? Birkaç bin yıl önce Mısır’dan bir göç olduğunu okuduğumu farz edelim. Ama ben bir tarihçi değilim ve bununla ilgilenmiyorum. Bunu kendi iyiliğim için nasıl kullanabilirim?

Cevap: Bizler, egoizmimizin üzerine yükselişten bahsediyoruz ki bu,   bunun için çabalayan bir grup insan tarafından gerçekleştirilir. Bizim zamanımızda, o günlerde olduğu gibi, bu, karşılıklı garanti adı verilen insanlar arasında aynı eylemler, çabalar ve birleşme yoluyla gerçekleştirilir.

3.000 yıl önce var olmanız ve böylelikle “Mısır’dan çıkmak” anlamına gelen egoizmden çıkmış olup olmamanız ya da bugün bunu bir grup insan içinde, onluda yapıp yapmadığınız, ister burada ister dünyanın diğer ucunda olsun, hiç fark etmez. Sonuçta, farklı ülkelerde çalışan ve farklı diller konuşan birçok grubumuz var.

Herkes İçin Yeri Olan Yeni Bir Ev

Şu anda doğa içimizde, bütün dünyayı kapsayan mükemmel bir değişim yapıyor. Bizler bunu az çok anlayabiliriz, ancak hiç şüphesiz tarihte ilk kez gördüğümüz gibi istisnasız tüm insanlığı etkileyen küresel doğanın programıyla,  Yaradan’ın programıyla karşı karşıyayız.

Koronavirüs olarak adlandırılan bu eylem vasıtasıyla doğa, Yeryüzündeki bütün nüfusunu, tüm insanlığı, tek bir grup olarak düzenlemek istiyor.

Virüs bizleri, en küçükten en büyüğe herkesin doğanın üst gücünü bilmesi ve tüm ulusların ortak bir dua evinde toplanması için, bağ kurmaya yol açan değişikliklere hazırlanıyor yani herkes, Yaradan’ın evi olarak adlandırılan ortak bir arzuda, karşılıklı bağda birleşecektir.

Kabala bilgeliği bizlere, bu süreçten nasıl geçtiğimizi anlamamıza ve kendimizi yeni bir hayata, yeni bir yaklaşıma nasıl adapte etmemiz gerektiğini anlamamıza yardım etmektedir. Şimdiye kadar, her bir kişi bireysel olarak, hayatı egoistçe algılıyorduk. Ancak, yeni yaklaşım bizleri, kendim ve diğerleri arasındaki farkı hissetmemek için, yavaş yavaş birleşik ve karşılıklı ortak bir algıya doğru hareket etmeye zorunlu kılmaktadır.

Bugün hepimiz içinde yaşadığımız egoistik dünyayı, hayata karşı egoist tavrı hissediyoruz. Yeni dünyada herkes diğerlerini kendi içinden gibi hissedecek ve o zaman dünya algımız önemli ölçüde değişecektir: Maddesel  dünya yerine manevi , sonsuz ve ışıkla dolu mükemmel bir dünya hissedeceğiz.

Bizler, yeni bir dünyanın, yeni bir koşula girişin, aramızdaki bağda, karşılıklı, sınırsız ve egoizmden bağımsız ilişkiler içinde ifşa olması gereken yeni bir realitenin tam eşiğindeyiz. Üst yönetim bizim bu kapıyı açmamızı, yeni dünyaya girmemizi ve tüm insanlığı yeni bir varoluşa, yaratılışın amacına, yaşamımızın hedefine, doğanın üst gücüne götürmemizi istiyor.

Kişiyi Kabalist Yapan Nedir?

Soru: Çalışmak ve bilgi edinmek yeterli değilse bir kişiyi Kabalist yapan nedir? Başka ne gerekiyor?

Cevap: Bilgi edinme, kişiyi Kabalist yapmaz. Bir Kabalist, manevi dünyayı, yani içinde, biz ve Yaradan arasındaki bağı hissetmeye başlayan kişidir.

Başka bir deyişle, ben kendim hissettiğim seviyeye yükselmeliyim, diyelim ki, onlu ve onlu içinde, onun kaynağını-Yaradan’ı hissetmeye başladığım seviyeye yükselmeliyim.

Soru: Örneğin, onlu içindeki çalıştaylarda kısa pasajlar okuyor ve Kabalistik kavramları ya da göstermemiz gereken içsel çabayı açıklığa kavuşturuyoruz.

Burada ilerlemenin unsuru nerede? Metnin bir bölümünü okuduktan sonra üst ışığın kendimiz üzerindeki maksimum etkisini hissetmek için her birimizin yapacağı çalışma nedir?

Cevap: O’nu arzuladığım ölçüde, üst dünyanın kendim üzerindeki etkisini hissedebilirim yani tek bir bütün olarak ortak bağın niteliğini.

Dostlarım ve ben bir iletişim ağı oluştururuz ve bu ağda, bizi birbirine bağlayan ihsan etme ve sevgi niteliğini bulmaya çalışırız. Böylece, bu ağı yavaş yavaş, bu bağlantının kaynağı olan Yaradan’ı algılayabileceği koşula hazırlarız. Çalışma şekli budur.

Ben Doğa, Size Söylediklerimi Dinleyin!

Doğanın tek bir küresel gücü vardır ve bize Koronavirüsü gönderir böylece ona, doğru bir şekilde cevap verebilir ve gerçekliği düzeltebiliriz.

Her şeyden önce, virüsün, insanların doğayla dengesizlik içinde olduğu gerçeğinden dolayı, bize bu şekilde tepki veren doğanın genel integral sisteminden geldiğini anlamalıyız. Dolayısıyla doğa bizi zorla dengelemeye çalışmaktadır.

Doğa bizlere bu bela aracılığıyla, bu virüs aracılığıyla şunu söylüyor: “Bütünsel bir forma ulaştınız. Egoizminiz içinde tüm dünyayla birleşin. Zaten tek bir insanlık oldunuz – harika! Şimdi sizlere, tek bir beden olarak, bozuk olduğunuzu bu virüs aracılığıyla açıklamaya başlayacağım. Yavaş yavaş iyileşmeye başlayın!”

“Ama tüm insanlığı ve tüm gezegeni etkileyen bu virüse nasıl tepki vereceğinizi düşünmeniz gerekiyor; birlikte hareket etmelisiniz. Birleşin, birlikte hareket edin, her ülkedeki hükümet sistemlerini, ülkeler arasındaki ilişkiyi ve toplum içindeki ilişkileri değiştirmeye başlayın. Kendinizi tek bir beden yapın ve o zaman bu virüs iz bırakmadan kaybolacaktır.”

“Aksi halde gitmeyecektir. Ben, doğa, hepinizi herkesin birbirini tamamladığı, desteklediği ve birbirlerine dost olduğu tek bir toplum haline getirene kadar, o, çeşitli başka yapılarda, her tür değişikliklerle gelecektir. Size her türlü virüsle o kadar fazla baskı yapacağım ki, birbirinizle ve benimle, doğayla bağ kurmak zorunda kalacaksınız. ”

Bu, doğal gelişim sürecinde “Beito ” (“zamanında”) olarak adlandırılan, acının yoludur. Ama yine de zamanı hızlandırmanın (Achishena)  bir yolu vardır, kendimiz, Kabala ilmini çalışarak, ne yapılması gerektiğini anlarız ve birbirimizle iyi ilişkiler kurmaya ve kendimizi nasıl tek bir insanlık olunacağı konusunda eğitmeye başlarız.

Manevi Yükseliş Sırasında Ne Yapmalı?

Soru: Chaim Vital, Yaradan’ın etkisini ve gerçekliğini hissedeceğiniz manevi dünyalara yükselmek için, hayvansal doğamızdan aldığımız tüm düşünce ve hayalleri tamamen ortadan kaldırmamız gerektiğini yazmış. Manevi bir yükseliş sırasında çalıştayları nasıl düzgün bir şekilde yürütebiliriz?

Cevap: Manevi bir yükseliş sırasında veya bir manevi düşüş sırasında çalıştay yapmanıza gerek yoktur. Her iki koşulda da onlunuza mümkün olduğunca bağlı olmalısınız. Ve yapacak başka bir şey yoktur. Maksimum düzeyde onlunuzun içinde olun ve doğru bir şekilde başaracaksınız.

Metodolojimiz çok basittir: onlunun geri kalanıyla bağınızda kendinizi özdeşleştirmeniz gerekir. Orada sizinle dostlarınız arasında bir alan bulacaksınız. Bu, Üst dünyanın bir anlayışına dönüşecek ve Yaradan’ın hissiyatı onun içinde ortaya çıkacaktır. Ve böylece sonuca ulaşılacaktır: sen, grup (alan) ve Yaradan.

Doğa Egoistleri Ayırır

Soru: Bugün herkes dünyada olup bitenler hakkında tüm bilgilere sahip. Daha önce böyle değildi. Yaklaşık 30 ila 40 yıl önce, başka hiçbir ülkede neler olup bittiğini en küçük ayrıntısına kadar bilmenin hiçbir yolu yoktu.

Ayrıca hiçbir zaman evrensel bir karantina diye bir şey olmadı. Herkes şimdi evde oturuyor ya da yakında orada oturuyor olacak. İnsanların hiç dışarı çıkamadığı ülkeler var, para cezasına çarptırılıyorlar.

Doğanın bizi birbirimizden ayırması gerçeği ile ilgili özel olan nedir?

Cevap: Bu çok iyidir. Doğa egoistleri, onları birbirinden uzak tutmak için ayırır. Genellikle kamu düzenini ihlal eden bir grup genci bu şekilde dağıtırız çünkü birlikte, sadece birbirlerini kızdırırlar, birbirlerini kışkırtırlar, gürültü yaparlar ve her türlü aptalca şeyi yaparlar.

Burada da aynı şey var: Dünya kurtulmakta, egoistler zorla birbirlerinden uzak tutulmakta ve her şey sakinleşmektedir. Bunu, bugün dünyada neler olduğunu ekoloji ile görüyoruz. Hava temizlenmekte, her şey daha sakin, düzgün hale gelmektedir. İnsanlar, en kaba egoistler, uyumu ihlal eden kimseler olduğundan, doğa insan etkisinden kurtulmaktadır. O zaman her şey güzel ve iyi olur.

Alışveriş Yapmak Mı Yoksa Yapmamak Mı?

Facebook Sayfamdan, Michael Laitman, 4/23/20

Çeşitli uzmanlar, doğayı tahrip etmenin nedeni olarak tüketiciliğe işaret ediyorlar, bu da sonunda Koronavirüs ve diğer tehditlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Uzmanlar, alışveriş yapmayı bırakmamız ve “sürdürülebilir” yaşam dediklerine dönmemiz gerektiği fikrini savunuyorlar.

Bunun doğal olduğunu düşünmüyorum ve atalarımızın yıllar önce yaşadığı şekilde yaşamak kesinlikle sürdürülebilir değildir. İnsan doğası (!) haz almak ister. Biz sadece hayvan değiliz; biz aynı zamanda insanız ve insanlar hayvanların sahip olmadı birçok arzuya sahiptir. Eğlence, alışveriş veya seyahat ihtiyaçları lüks değildir. Onlara gerçekten ihtiyacımız var. Sorun arzularla değil, onları nasıl kullandığımızla ve esas olarak ne için olduğu ile ilgilidir!

Hepimiz birbiriyle bağlantılı bir sistemin parçasıyız. Birbirimize bağlılığımızla örtüşen, yaptığımız her şey bize yardımcı olur ve birbirimize bağlılığımızla ters düşen, yaptığımız her şey bizi incitir. Başka biriyle bağımı güçlendirmek için bir şey satın alırsam, bu benim için iyidir. Ama aynı şeyi gösteriş yapmak ve başkalarını kötü hissettirmek için alırsam, bu benim için kötüdür. Yani sorun eylemlerimizde değil, niyetlerimizdedir!

Twitter’da Düşüncelerim / 15 Mayıs 2020

Yaradan’a memnuniyet getirmek için birleşmeye başlarsak, onun desteğini alır, onun niteliklerini kazanırız, zamanın, hareketin, mekanın, kısıtlamaların üzerindeki tüm evreni görürüz ve mantık ötesi inanç yoluyla manevi boyutları ve fenomenleri ediniriz.

Yaratan’ı daima daha açık bir şekilde hissetmeye çalışın!

Maneviyatta ilerleme ancak kişinin Yaradan’ın dünyadaki otoritesini hissetmesi koşuluyla mümkündür. Onun dışında başka bir güç yoktur. Bu, her zaman Yaradan’ın içinde olduğunuz anlamına gelir. Ve sadece egoizminiz bunu hissetmenizi engelliyor. Bu yüzden onu kaldırın!

Eski Dünya Öldü, Yaşasın Yeni Dünya!

Koronavirüs, insanlığı, tam bir denetim/hesaplama yapmaları için uyandıran bir kuvvettir.

Tüm egoistik gelişimimiz, mağaradan ayrıldığı andan itibaren insanın tüm evrimi, ağaçlardan aşağı indi ve sadece egoizmin içinde olan bir maymundan farklı oldu. Ve şimdi, tarihte ilk kez, evrimimizin seyrini değiştiriyoruz.

Egoist metot kendini tüketti; o bizi Mısır’a getirdi ve haz alma arzusunun tam kölelerini yaptı. Ve şimdi, insanlık niyetini ihsan etmeye kaydırmalı, yani Mısır’ı İsrail toprakları için terk etmeli.

Şimdi tam değişimden önce bir dönüm noktasındayız. Bu tarihsel bir andır; ilk kez insanlık içinde manevi bir devrim var. İnsanlığın yüzünü değiştirecek, kaynağa geri döndürecek ışığı (ıslah eden ışığı) çekmek için çalışmalıyız. Sayesinde tüm insanlığın ilerlemeye başlayacağı, ışığı çeken o grup, o araç, bizler olmalıyız.

Yaradan’ı hedefleyen o kadar çok insan olmayabilir. Ama asıl mesele, söylendiği gibi, bağın temelini oluşturmaktır: “Benim için bir iğnenin ucu kadar bir yer açın ve ben sizin için üst kapıları açacağım.” Başka bir şeye gerek yoktur. İnsanlık tarafından, Yaradan için aramızdaki tüm alanda, sadece iğnenin ucundaki bir delik gibi küçük bir delik açmak gerekir ve bu sayede her türlü bağ açılmaya ve gelişmeye başlayacak ve ihsan etmenin manevi sistemine gireceğiz.

Geçmişe dönmeyeceğiz. Eski dünya öldü; o yok! Yeni bir dünyaya geleceğiz ve yeni insanlar olacağız. Tabii ki, bu bir kerede değil aşamalar halinde gerçekleşecek. Mısır’dan Çıkış’ın hikayesinde anlatıldığı gibi, Musa birçok kez Firavun’a gitti ve geri döndü. Bu kolay bir süreç değil ama çoktan başladı. Ve bu, Koronavirüs gerçek bir taca, Keter’e dönüşene kadar durmayacak ve bizi Yaradan ile tüm seviyelerde birden çok biçimde bağa getirecek. O bunu kesinlikle yapacak.

Bu nedenle, içinde bulunduğumuz zamanı anlamalı/değer vermeliyiz. İnsanlık bunu algılayamıyor çünkü bu süreci dünyanın yaratılışından gelişiminin sonuna kadar tarihin bütününde dikkate almıyor. Fakat görüyoruz ki her şey Kabalistik kitaplarda anlatıldığı gibi gelişiyor.

Yüz yıl önce, Baal HaSulam, Mesih günlerine yani devasa bir manevi gücün harekete geçmeye ve ilerlemeye başladığı zamana girdiğimizi yazdı.

Doğadan Hediye

Yorum: Her zaman içsel olarak birbirimizden ayrıyızdır, kimse kimseyi düşünmez, vb. Şimdi doğanın kendisi bunu dışsal tezahürde gösteriyor, bizi evde kalmaya zorluyor.

Benim Yorumum: Doğa sanki bize: “Birbirinizle doğru şekilde bağ kuramıyorsanız o zaman birbirinizden uzak durun, kenara çekilin.” diyor.

Bence bu doğadan harika bir hediyedir. Daha öncesinde çabalarımızın % 80’ini doğaya karşı koymaya, onu insanlar, toplum ve ülkeler için daha da kötüleştirmeye, sürekli silah üretimine, doğal kaynakları yok etmeye vb. yatırım yaptıysak, bir düşünün. Zira şimdi insanlar evde kaldıklarında ne gibi olumlu sonuçlar olduğunu zaten hissediyoruz.

Yorum: Bunu düşünmedim, ama bana öyle geliyor ki, neredeyse her yerde askeri çatışmalar durdu. Tam verilerim yok, ama bunun doğru olduğunu düşünüyorum.

Benim Yorumum: Savaşacak ne var ki? Başka bir ülkeyi işgal ettiğinizi düşünün, şimdi ne yapardınız? Bunların hepsi sadece insan egoizmini biraz ısıtmak için kullanılan oyuncaklardır.