Yeni Hayat 1077 – Bilinci Değiştiren Uyuşturucular

Dr. Michael Laitman, Oren Levi ve Nitzah Mazoz ile söyleşide

Bir Kabalist üst dünyayı görür çünkü doğada ihsan etme gücü ile özel bir içsel ıslah yapar. O, üst Işığın her dozunu aldığında egosunun üstüne çıkar. Kendini sürekli bu şekilde geliştirir ve gerçek, ebedi dünyayı veya yaşam iksirini tecrübe eder. Üst Işığa benzer hale gelince, ihsan etme ve sevginin gücünü kazanır. Kişinin egoist doğasının üstesinden gelmesine izin vermediği için Kabala’da, uyuşturucuları başkalarına bağlı hissetmek için bir yol olarak kullanmak kabul edilemez. Kişinin aldığı Işığın her bir parçası, ihsan etme niteliği verir ve kişinin başkalarına karşı gerçek bir sevgi hattı haline gelmesini sağlar.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1077-bilinci-degistiren-uyusturucular/

Yeni Hayat 1076 – Uyuşturucuların İnsan Beyni Üzerindeki Etkisi

Dr. Michael Laitman, Oren Levi ve Nitzah Mazoz ile söyleşide

Haz ve memnuniyet mekanizması, kılıcın kenarına bir damla zehir koyan ve kişiyi onu yutmaya zorlayan ölüm meleği gibi yıkıcıdır. Kendimizi doldurup haz aldıktan sonra memnuniyet azalır. Küçük hazları daha büyük hazlarla değiştiririz ve hayatımız boyuca bu kovalamaca için para öderiz. Aynı zevk seviyesini elde etmek için aldığımız ilaç miktarını arttırırız veya daha güçlü bir ilaçla değiştiririz. Gelişimsel bir bakış açısından, hazzın rolü, bize doğal mekanizmayı nasıl aşacağımızı ve gerçek haz ve ıstırabın ne olduğunu anlamayı öğretmektir. Kabala bilgeliği bize nasıl alacağımızı öğretir, böylece sonsuz haz ve yaşamı deneyimleyebiliriz. Başkalarını olumlu yönde etkilemenin önemini öğrendiğimizde, haz bizden sonsuz bir şekilde ve sınırsız olarak geçebilir.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1076-uyusturucularin-insan-beyni-uzerindeki-etkisi/

“Doğanın Öğretme Yöntemini Öğrenmek” (Medium)

1930’ların başında, öğretmenimin babası, büyük Kabalist ve ünlü düşünür Baal HaSulam, insanlığın barışı nasıl başarabileceğini ve bu olmazsa ne olacağını özetleyen “Barış” başlıklı çığır açan bir makale yazdı. Diğer şeylerin yanı sıra, doğanın, yaratılan varlıklar yönelme biçimini, bağımsız oluncaya kadar onları nasıl yetiştirdiğini dile getirdi. Onun sözleriyle: “Bir insanın yaratılışını örnek olarak ele alalım: Ataların sevgi ve hazzı onun ilk nedendir, zira bu onların görevlerini yerine getirmelerini garantiler. Gerekli damla babadan çıkarıldığında… doğa, onun için bilgece, güvenli bir yer sağlar ve yaşam almaya hak kazanır. Doğa aynı zamanda onun günlük ekmeğini de tam olarak verir. Doğa ayrıca, anne karnında onun için harika bir yer hazırlamıştır, böylece hiçbir yabancı ona zarar veremez.”

“Tıpkı eğitimli bir dadı gibi onu bir dakikalığına bile unutmadan, her ihtiyacını karşılar, ta ki dünyaya gelebilecek gücü kazanana dek. Doğa, sonra da onu bırakmaz. Sevgi dolu bir anne gibi, onu büyüyene ve kendi yaşamını sağlayabilene dek, zayıf günleri süresince yardımcı olmak için “Anne” ve “Baba” adı verilen, güvenebileceği sevgi dolu, sadık insanlar getirir. Tıpkı insanlar gibi, tüm hayvanlar, bitkiler ve nesneler, varlıklarını ve türlerinin devamını garantilemek için akıl ve sevecenlikle bakılırlar.”

Bununla birlikte, Baal HaSulam, büyüdüğümüzde, sorumluluk almalı ve birbirimize gitgide daha saygılı davranmalı, birbirimize ve tüm doğaya özen göstermeliyiz diye tembihler. Doğanın derslerine ne kadar direnirsek, bize daha ısrarlı ve acı verici bir şekilde öğretir. Ve neredeyse bir asır önce Baal HaSulam; doğanın bize öğrettiği ders, almaktan ziyade vermek üzerine kurulu bir toplum inşa etmektir diye yazmıştır. Bizler isteksiz olduğumuz için, “insanlık iğrenç bir kargaşa içinde kavruluyor ve kavga, kıtlık ve onların sonuçları şimdiye kadar sona ermedi.”  diye eklemiştir.

Ancak, doğanın derslerinin, ağır/acımasız olması gerekmez. Baal HaSulam şöyle yazıyor: “Şaşılacak olan şey, doğanın, yetenekli bir yargıç gibi, gelişimimize göre bizi cezalandırmasıdır. İnsanlığın geliştiği ölçüde, yaşama gücümüzü ve varlığımızı edinirken acıların ve eziyetlerin de çoğaldığını görüyoruz.”

Sonuç olarak, Baal HaSulam şöyle yazıyor: “Doğanın bize emrettiği, başkalarına tüm gücümüzle ve bütün kesinliğiyle ihsan etme sevabının, bilimsel ve gözleme dayalı bir temeline sahipsiniz, şöyle ki içimizden kimse, toplumun hiçbir üyesi yine toplumun mutluluğu ve başarısını güvenceye alacak miktardan daha az çalışmayacaktır. Ve bunu bütünüyle yerine getiremeyecek kadar başıboş kalırsak, doğa bizi cezalandırmaktan vazgeçmeyecek ve intikamını alacaktır.”

Son olarak, Baal HaSulam, II.Dünya Savaşı’nın başlamasından sadece birkaç yıl önce, “Ve bugün çektiğimiz darbelerin dışında ayrıca, gelecek için çekilen kılıcı da dikkate almalıyız.” diye uyarıyor. “Doğru sonucu çıkarmak gerekiyor – doğa bizi sonunda yener ve hepimizi, onun kanunlarını tam anlamıyla izlemek adına, ellerimizi birleştirmek zorunda bırakır.” diye de ekliyor yani “başkalarına ihsan etme kuralına uymak.”

Doğanın aşamalı öğretim yöntemi, onlar dinlemedikleri için, Avrupa’nın yok olması ve on milyonlarca insanın ölümü ile sona erdi. Şimdi artan nefret döngüsünün, uğursuz bir girdap haline geldiğini görüyoruz, bu, tüm dünyayı bir kez daha boğmakla tehdit ediyor ve bedel, önceki dünya savaşından bile çok daha ağır olacak.

Son Nesil Yazılarında Baal HaSulam,  eğer, veren bir toplum ve karşılıklı sorumluluk toplumu kurma emrini üstlenmezsek, üçüncü bir nükleer dünya savaşının olacağını yazıyor. Nefret suçları ve uluslararası gerilimlerdeki artışa bakılırsa, tahmininin gerçekleştiğini görmek kolaydır. Fakat doğa yetenekli bir yargıçtır; bize eylemlerimize göre davranacaktır. Şimdi karşılıklı sorumluluğu seçersek, doğanın ağır derslerini önleyeceğiz.

Koronavirüs bize karşılıklı sorumluluğu uygulama şansı verdi. Tek yapmamız gereken iki yasaya uymaktır: maske takmak ve mesafemizi korumak. Bunu sadece birkaç hafta yaparsak, salgından kurtulmuş oluruz. Ama yapabilir miyiz? Dünyanın virüsten kurtulmasına yardımcı olmak için, başkalarına yeterince önem veriyor muyuz? Koronavirüs, birbirimize olan bağlılığımızın bir testidir. Başarısız olursak, doğa çok daha zorlu ve daha az sempatik bir öğretmen temin edecektir. Ve başarısız olmaya devam edersek, Baal HaSulam’ın tahmini gerçekleşecektir.

“COVID-19 Ve Anksiyete Salgını” (Medium)

COVID-19’un işlediği tüm korkulardan, muhtemelen en korkulu olanı geleceğe dair belirsizliktir. Karantina boyunca ülke, kaygıda şaşırtıcı bir artış yaşadı. 4 Mayıs’ta Washington Post’tan William Wan, “Ülke, günlük ölüm, izolasyon ve korku ile yaygın psikolojik travma yaratan başka bir sağlık krizinin eşiğinde” diye belirtti. Medikal Express, ülkede sokağa çıkma yasağı geri alınmaya başladıktan bir ay sonra kaygının yaklaşık% 40 oranında azaldığını rapor etti. Ancak şimdi vakaların sayısı bir kez daha artıyor ve devletler evde kalma emirlerini yeniden çıkarmaya başlıyor, kaygı kesinlikle tekrar yükselecek.

Son birkaç aydır Amerika’da olan her şeyle birlikte, geleceğe dair belirsizlik ülkenin ihtiyaç duyduğu son şeydir. Bu kaygı, insanların hiçbir işi olmayacak ve geçimlerini sağlayamayacakları gerçek bir korkudan kaynaklandığı için, bununla başa çıkmanın tek bir yolu var: Her düzeydeki Amerikan yetkilileri, her insan için temel geçim kaynağını sağlayacak ve bireylerin topluluklarla sosyal bağlarını geliştirecek net bir plan çizmelidir.

İnsanlar kendilerine, çocuklarına ve bir bütün olarak topluma ne olacağını bilmelidir. Bu nedenle, yetkililer mümkün olan en kısa sürede tüm sistemlerin nasıl çalıştığını açıklayan açık sanal oturumlar başlatmalıdır. İnsanlar bulaşmanın sadece virüslerle sınırlı olmadığını bilmek zorundadır; entegre bir toplumuz ve birbirimizi her düzeyde etkiliyoruz. Küçük bir işletmenin kapanması, görünüşte ilgisiz gibi gelen, birçok insan üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir: tedarikçiler, teslimat personeli, muhasebeciler, üreticiler, mülk sahipleri, vb.

Aynı şekilde, bir kişinin depresyonu sadece o kişinin akrabalarını ve arkadaşlarını değil, arkadaşlarının arkadaşlarını, akrabalarının arkadaşlarını, sağlık çalışanlarını, iş arkadaşlarını ve tanıdık insanları vb. etkiler. COVID-19 için geçerli olan aynı enfeksiyon zinciri; yaptığımız, söylediğimiz ve hatta düşündüğümüz her şey için geçerlidir.

Eğer bu olumlu ise, olumluluk aktarıyoruz. Olumsuz ise, olumsuzluk aktartıyoruz. İnsanlar bunu bir kez içselleştirirse, birbirlerinden sorumlu hissetmeye başlayacaklar ve bu sorumluluk onları bunalımlarından çıkartacaktır ve onları yapıcı eylemlere doğru harekete geçirecektir.

Yakın gelecekte, seyahat ve turizm, spor ve eğlence, yedek parça ticareti ve birkaç ay öncesine kadar gelişen sayısız diğer endüstriler keskin bir şekilde düşerek, on milyonlarca insanı işsiz bırakacaktır. Bu insanların hızlı yardıma ihtiyacı olacaktır ve onlara yardım edecek tek şey 1) temel gıda, 2) karşılıklı bağlılığımızı kavramak ve 3) sosyal bağlarını ve topluma karşı bağlarını geliştirmektir.

Yaradan’a Bağlılık

Soru: Yaradan’a bağlı olmak ne demektir?

Cevap: Yaradan, bütünsel, sabit dinamik dengede olan, kapalı doğanın genel sistemidir.

Yaradan’a bağlı olmak demek, doğanın dengesini, onun homeostazını korumak demektir. Bu durumda, sağ ve sol çizgiler yani egoizm ve özgecilik, iyi ve kötü nitelikler, bütün doğanın uyumlu bir şekilde var olabileceği ve gelişebileceği şekilde dengelenmelidir, böylece tüm parçalar birbirini tamamlar.

Twitter’da Düşüncelerim / 1 Temmuz 2020

Bu Koronavirüs kaybolduğunda, daha korkunç bir virüs onun yerini alacaktır. Ve böylece ilerleyeceğiz, virüsler tarafından teşvik edilerek. Egonun kötülüğü Koronavirüs şeklinde ortaya çıkıyor. Nefreti sevgi ile örterek, onu iyilikle telafi etmeliyiz.

Ta ki ölüm meleği, yaşam meleği tarafından örtülene kadar.

İnsanlar zorla mülkiyeti iterek (para vererek vs.) dünyayı değiştirmeye yönelirlerse, bu Sovyet rejimini kurmaktan daha kötü olacaktır. Ekonomik ilişkilerdeki bir değişikliğin öncesinde, dünyanın gelişimine nazaran Doğa’nın amacı ve programı hakkında bilginin dağıtılması gerekir

İhtiyacımız olan şey, egoizmden- tek kötülükten nasıl kurtulacağınız için bir çözümdür.

Yoksul kaotik dünyada, ülkeler askeri kapasitelerini genişletmek için her şeyi yatırım yapacaklar. Birbirlerine yakınlaşmak yerine düşmanları nasıl uzak tutabileceklerini düşüneceklerdir. Egoist dünyada farklı düşünmek imkânsızdır.

İşadamları kârlı olanla ilgilenir: yarın ne talep edilecek. Şu anda iş dünyasında en çok talep gören şey, halk için hayati önem taşımayan ürünleri ortadan kaldırmaktır. Gereksiz işletmeleri kapatmak en başarılı iş!

Egoizm, dünyamızın doğasının temelidir. Bu yüzden tüm derecelerdeki (cansız, bitkisel, hayvan ve insan) egoistik ilişkilere dayanmayan doğanın işleyiş yasasını hayal edemiyoruz. Egoist dünyanın sonunu hayal etmek, ıslahından daha kolaydır!

 

Yeni Hayat 1075 – Kendine Yabancılaşma

Michael Laitman, Oren Levi ve Yael Leshed-Harel ile söyleşide

Bir insandaki gerçek, içsel parçaya ruh denir. Kişi, “Ben” veya ruh denen içsel noktasını keşfederek,  Yaradan denilen daha yüksek, ebedi ve mükemmel dengeleyici gücü ifşa eder. Bugün yaşamın özünden, ruhtan ayrıyız. Bu, özellikle genç nesillerde göze çarpmaktadır. Doğuştan gelen özellikler, eğitim ve çevresel faktörler tarafından şekillendirilirken, gerçek benliğimizin farkına varmayız. Nesilden nesile bu şekilde gelişmeye devam ediyoruz ta ki şu soruya gelene kadar: “Ben gerçekten kimim?” ve hayatın içinde güven/destek sağlayan, daha yüksek bir güç ararız. İnsan gelişiminin amacı budur ve her birimiz buna ulaşmalıyız. Hepimiz tek bir köke aitiz ve hepimiz birbirimizle bağlıyız. Kişi bu en içsel köküne bağlandığında, güzel, sıcak ve dolu bir eve geldiğini hisseder.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1075-kendine-yabancilasma/

Dünyamızın Özgecilliği

Soru: Dünyadaki insanların yüzde on’u özgecil olarak kabul edilir. Başkalarını ve doğayı önemserler, ancak kendileri için gizli bir faydası vardır. Bununla nasıl bir ilişki kurmalıyız?

Cevap: Başkalarına zarar vermeden gizli fayda, kişi veya çevresindeki dünya için herhangi bir tehlike oluşturmaz.

Ancak kasten dünyaya ve topluma zarar verirseniz, bu zaten ciddidir.

Soru: Birçok insan, kişinin sözde özgecillerden örnek alması gerektiğini düşünüyor. Ama onlar yine de bencil sayılmıyorlar mı?

Cevap: Bencillik, birbirini sömürmektir. Ve eğer kişi dünyamızda normal bir şekilde yaşarsa, işe gider, çocuk yetiştirir, tatile giderse, bu bencillik olarak kabul edilmez. Bencillik, başkalarının, kendi iyiliğiniz için kullanılmasıdır.

Yorum: Bunu hissetmememiz ilginç. Kimse kendini bencil görmüyor.

Cevabım: Bu nedenle bu, kişiye öğretilmeli, açıklanmalı,  örnekler verilmeli ve alıştırmalar yapılmalıdır. Aksi halde doğa toplumumuzu sürdürmeyecektir, toplum da kendini sürdürmeyecektir.

Kaygıları Hazza Dönüştürmek

Yorum: Baal HaSulam, hazzın, iyi işlerin bir göstergesi olduğunu yazar. İyi eylemler kendi iyiliğiniz için değilse, haz ve memnuniyet ortaya çıkar.

Cevap: Maneviyattaki neşe doğru eylemlerin sonucudur, dünyevi seviyede ise bunun tam tersi olabilir – çalarsınız ve keyiflenirsiniz.

Soru: İyi eylem nedir?

Cevap: İyi eylemler, Yaratan’ınkine benzer eylemlerdir.

Soru: Evrensel kaygının, evrensel hazla yer değiştirmesi için, her insanın hangi seviyede ıslahı yeterli olacaktır?

Cevap: Kaygının neşeyle yer değiştirmesi için, Yaradan’ın hissiyatını bulmamız gerekir. Yaradan’ın hissiyatına “inanç” denir. O zaman tüm kaygılar, hazza dönüşecektir.

Dostlarla İletişime Değer Verin

Soru: Gruptaki tüm çalışmalar, önemsizliğimizi ve birleşemediğimizi fark etmek içindir. Ancak her toplantının neşeyle bitmesi gerekir. Kendi önemsizliğinizin farkına varmada ne haz vardır ki?

Cevap: Evet. Ama birlikteydiniz! Birbirinizi hissettiniz. Dostlar aracılığıyla kısmen sizin için parıldayan ortak bir hedef hakkında konuştunuz. Hedefe ilgi duymadıysanız, o zaman biraz ilginizi çekmesine yardımcı oldular.

Bu nedenle, her iletişim ilerlemek için çok yararlıdır. Her koşuldan sadece dostlarınızla bağ kurarak çıkmanızı tavsiye ederim.