Hükümetlerarası İklim Değişikliği paneli (IPCC), yaygın, hızlı ve yoğunlaşan küresel ısınma hakkında bir rapor yayınladı. Raporda, önümüzdeki yıllarda iklim değişikliğinin tüm bölgelerde artacağı belirtiliyor: aşırı sıcak dalgaları, seller ve kuraklıklar, deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle kıyı kentlerinin su basması vb.
Araştırmacılar iklim değişikliğinin, insan faaliyetinin bir sonucu olduğunu iddia ediyor ve sera gazı emisyonlarını ve hava kirliliğini azaltmak için acil önlemler çağrısında bulunuyor. Bununla birlikte, ben, ortamdaki tüm olumsuz değişikliklerin ana faktörünün, insanın cansız, bitkisel ve hayvansal doğaya ve insanlara karşı egoist tutumu olduğunu düşünüyorum.
Başka bir nedeni yok. Şunları kontrol edebiliriz: yaktığımız yakıt miktarını sınırlayın ve bunun hiçbir şeyi değiştirmediğini göreceksiniz. O zaman başka sebepler aramaya başlayacağız, hepsini tek tek gözden geçireceğiz. Ancak sebebin bu olmadığını anlamak için tüm bu gözden geçirmeler için vaktimiz yok. Bize bağlı olan tek değişikliği yapmamız gerekiyor.
İnsanlar arasındaki ilişkiden daha dinamik bir faktör yoktur. Aramızdaki ilişkiyi düzeltelim ve bunun iklimi nasıl etkileyeceğini ve her şeyi dengeleyeceğini görelim. İkisi arasında doğrudan bir bağlantı olmamasına rağmen, ilişkimizi düzeltirsek, anında olumlu bir etki hissedeceğiz. Kabala bilgeliğinin anlattığı şey budur ve buna inanmamak için hiçbir nedenim yok.
Sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması ya da benzeri önlemler yardımcı olmayacaktır. Bu küresel ısınmayı hiçbir şekilde etkilemeyecektir. Çocukça oyunlarıyla doğayı etkileyebileceğini sanan küçük çocuklar gibiyiz. Oysa yapabileceğimiz hiç bir şey yok. Bir yanardağdan atmosfere bir gaz salınımı, yakıtın yanmasını sınırlamaya yönelik tüm çabalarımızı iptal edecektir. Bunlar ciddi önlemler değiller, sadece mümkün olan her şeyi yaptığımızı söylemek içindir.
Aslında, iklimin dengesini etkilemek ve Dünya’yı dengeye getirmek ancak insan derecesinden mümkündür. Cansız, bitkisel ve hayvan derecelerdeki değişiklikler bu konuda yardımcı olamaz. Aramızdaki ilişkileri, insanlar arasındaki iyi ve kötüyü dengelemeli ve herkes arasında iyi bir duruma ulaşmalıyız, yazıldığı gibi “Her biri dostuna yardım etti”, hepimizin sorumlu olduğu küçük bir gezegende yaşayan “hepimiz yoldaş ve kardeşiz.”
Sadece bu şekilde düşünmeye başlamamız gerekiyor ve bu doğanın tüm güçlerini sakinleştirecektir. Başka hiçbir önlem yardımcı olmaz. Başkalarına duyduğu nefretten dolayı insan hariç tüm doğa dengededir. Kişisel olarak kendimize başkalarından maksimum fayda sağlamak için, onları hiç düşünmeden, her birimiz cansız doğaya, bitkilere, hayvanlara ve diğer tüm insanlara egoistçe ve nefretle davranıyoruz.
Başkalarına kendimize gösterdiğimiz gibi özen gösterme konusunda daha dengeli bir hale gelmeliyiz. Ne de olsa, Dünya’da kapalı bir ekolojik sistemdeyiz ve eğer herkesi düşünmeye başlarsak, doğanın tüm güçlerini dengeleyeceğiz.
Hayvanların birbirini yiyip bitirdiğini görüyoruz. Ancak, onlar özgür irade olmadan doğal içgüdülerine göre hareket ederler ve bu nedenle onlardan başka bir şey beklenmez. Birbirlerini yiyerek doğadaki dengeyi bozmazlar. Etrafındaki her şeyi bir hevesle yok eden insanın aksine, hiçbir yırtıcı aç değilse gereksiz yere öldürmez. Elbette, insan cansız doğaya, bitkilere ve hayvanlara dengeli bir şekilde davranmalı yani onları yalnızca yaşam için gerekli olduğu ölçüde kullanmalıdır.
Ancak, asıl önemli olan insanlar arasındaki ilişkidir çünkü bu en yüksek derecedir. Bugün doğal kaynakları gereksiz yere harcıyoruz. Doğayı, her birinin yalnızca doğadan hayati olanı aldığı cansız, bitkisel ve hayvansal derecelerde olduğu gibi kullanmalıyız.
O zaman doğaya zarar verdiğimiz düşünülmeyecek. Yaşam için gerekli olan ölçüde, yiyeceğimizi karşılamada cansız doğayı, bitkileri ve hayvanları kullanmamıza izin verilir. Tıpkı onların da birbirlerini kullandıkları gibi. Bu, doğada herhangi bir felakete yol açmaz çünkü doğayı dengeden çıkarmayız.
İklim değişikliğini araştıran komisyonlar bu süreci sürdürmekle ilgilendikleri için objektif olamazlar. Doğada ne kadar çok felaket olursa, bu uzmanlar o kadar gerekli olacak ve daha fazla fon alacaklardır.
Doktorlar daha fazla hastaya sahip olmakla ilgileniyor, anti-Semitizme karşı komiteler daha fazla anti-Semitizme sahip olmakla ilgileniyor vb. Ne de olsa, her şey başkalarının gözünde önemini arttırmanın yollarını arayan insanın egoizmine dayanıyor.
Bu nedenle, antisemitistler ve Siyonistler faaliyetlerinde birbirlerine yardım ederler ve tüm insanlık her konuda bu şekilde davranır. Bir araba tamircisi işleten komşum daha fazla yağmur için dua eder çünkü yağmurda daha fazla kaza oluyor. Eğer hastalar olmazsa doktorlar ne yapacaklar? Salgınları ve iş yükünün artmasını istemedikleri açıktır, ancak hastalıkları tamamen ortadan kaldırmak da onların çıkarına değildir. Her şeyde bu böyledir.
Ülkeler arasında sürtüşme olmazsa hükümet komiteleri ne yapar? Her şey kötü bir egoistçe eğilime dayanıyor ve onu nasıl düzelteceğimizi ve dengeleyeceğimizi anlamamız lazım.
Aşırı değişikliklerle mücadele eden her komite bu değişikliklerin devam ettiğinden emin olmak istiyor. Çevre komitelerinin öneminin son on yılda nasıl arttığını görebiliriz. Artık azalmaya başlayacak çünkü onların önerdikleri, yakılan yakıt miktarını azaltarak vb. önlemlerle, doğa güçlerini kontrol edemeyeceğimizi keşfediyoruz.
Dünya, küresel bir sistemde var olduğunu fark etmeye başladı. Koronavirüs, bize küresel sorumluluk almamızı gerektiren, küresel bir dünyada yaşadığımızı gösterdi. Küresel darbeleri ve küresel karşılıklı bağımlılığı hissedeceğiz ve hep birlikte küresel sorumluluğa ihtiyacımız olduğunu anlayacağız. Dünya çok hassas, savunmasız ve kapalı bir sistemdir. Ve bizler onun dengesini bozuyoruz.
Filed under: Global Kriz, Karşılıklı Sorumluluk, Tabiat -
Kalbimizde Küresel Isınmaya İhtiyacımız Var için yorumlar kapalı