Category Archives: Sabah Dersleri

Bir Kişiyi Etkileme Seviyeleri

Soru: Bazen ders sırasında hiçbir şey duyamıyorum; bu sanki kütük gibi olmaya benziyor ve bazen de her kelimeye sıkıca yapışıyorum. Hangisi daha iyi ve neyi hedeflemeliyim?

Cevap: Kişinin dersteki insanların genel alanıyla iki türlü bütünleşmesi vardır. Eğer düşüncelerinde ve arzularında onlarla hiç birlikte değilse, o zaman sadece yer kaplıyor demektir. O sırada pratik olarak içinden neredeyse hiçbir akım geçmez; bir alıcı bile değildir.

Zaten pek de fazla bir şey ona bağlı değil, belki de kendisine belli bir içsel, duyusal bilinç bütünlüğü verilmiştir. Bazen her şeyi açık bir zihinle algılarız, bazen de yarı bilinçli, yarı uykuluyuzdur. Bazı içsel psikolojik durumların bize müdahale etmesi oldukça olasıdır. Ve tüm bunlar bizi etkiler.

Bununla birlikte kişi, birlikte çalıştığı kişilerin genel sistemiyle olan bağına, daha önce onlarla ne kadar bağda olduğuna, bugün daha pasif olsa bile yine de ona yardım edeceklerine ve onunla ilgileneceklerine dair, onlarla bir anlaşma yapıp yapmadığına bağlıdır. Onlar sadece onunla değil, bu genel sistem içerisinde görevlerini üstlenebilecekleri noktayı geçici olarak terk eden herkesle ilgilenirler.

İnsanlar arasındaki etkileşim çeşitli düzeylerde gerçekleşir: duyusal ve bilgisel düzeyde, ya bizim dünyamız düzeyinde ya da daha derin katmanlarda. Bu bizim çalışma şeklimizdir.

Baal HaSulam, bir kişi yalnızca Çince konuşsa ve derslere otursa bile yine de bir şeyler hissetmeye başlayacağını yazar. Elbette bu zaman alacaktır ama bunun bir önemi yok. Belki de bu duyguların içine daha da doğrudan girecektir, zira kendi içindeki üst dünyayı, bu sistemi, bu içsel bağı, bu zinciri ifşa etmeye başlayacaktır.

1983 yılında Kabala üzerine yazdığım ilk kitabımda, dünyamızın bu güçlerden örülmüş bir sistem üzerinde yer aldığına dair hislerimi paylaşmıştım. O zamandan bu yana uzun yıllar geçti, ancak bu izlenim değişmediği gibi daha da güçlendi ve kendini daha fazla ifşa etti. İzlenim doğruydu. Biz bu sistemi Kabala’da çalışıyoruz.

Yorum: Ama derslerde kendine hâkim olamayan ve uyuyan öğrenciler var.

Cevabım: Önemli değil! Onların zamanı henüz gelmemiştir. Şimdilik içsel potansiyel biriktiriyorlar ve sonra bunu başaracaklar. Bir kişinin bünyesinin ne kadar karmaşık, ne kadar ciddi olduğunun, sahip olduğu farkındalık ve duygu eksikliğinin kuluçka döneminin ne kadar şiddetli ve uzun olduğunun pek de önemli olmadığını söyleyebilirim. Bırakın devam etsin.

 

Onlu Ve Öğretmen

Soru: Ders sırasında önce öğretmene mi yoksa onluya mı içsel olarak bağlanmamız gerekiyor, yoksa aynı anda mı olması gerekiyor?

Cevap: Siz ve onlu bir bütün olmanız için onlu ile bağ kurmanız gerekir ve sonra öğretmeni dinleyebilir ve söylediklerini onluda uygulayabilirsiniz.

Onlu asıl şeydir ama onluda ne yapacağımızı bilmek için bir öğretmene ihtiyacımız vardır.

Erkekler, Kadınlar ve Islah Olmuş Ruhlarla İlgili

Soru: Neden kadınlar daha sonra yapabilirken, erkekler sabah derslerini dinlemelidir? Onlar daha fazla ıslah olduğundan mı?

Cevap: Çünkü biz birbirimizden farklıyız.

Soru: Kadınlar erkeklerden daha fazla mı “ıslah olmuş”? “Üst Plan” özellikle kadın bedenlerine daha çok ıslah olmuş ruhları mı yerleştirir?

Cevap: Evet, onlar daha çok ıslah oldu; onlar noksanlıklarını hissetmiyorlar.

Regarding Men, Women, And Corrected Souls

Herşey Başlangıca Döner, Fakat Farklı Bir Boyutta

thumbs_laitman_922Soru: Hergün ve her dakika, her şeyin baştan başladığı ne anlama gelir?

Cevap: Hiç bir zaman, daha önce geçmiş olduğumuz aynı durumdan başlamayız. Her seferinde yeni bir konu, yeni bir hissiyat vardır. Fakat, her seferinde sıfırdan başlarız, öncesinde ne olduğunu unuturuz, tıpkı hiçbir şey yapmamışız gibi.

Hiçbir şey hatırlayamadığımız böyle durumlar vardır; sanki bir sisin içinde bulunmuş gibiyizdir, kafa karışıklığı, anlamadığımız ve alışık olmadığımız bir durumda. Kaybolduğunuzu hissedersiniz; sanki yolunuzu kaybetmişsiniz ve etrafınızda neler olduğununun farkına varamıyorsunuz. Herşey size garip ve yabancı gelir.

İşte bu, sizi, içinizde netleştirmeyi gerçekleştirmeniz gereken, bulunduğunuz yeri ve ne yaptığınızı araştırmanız gereken, yeni bir koşula nasıl getirdikleridir. Bu, içinde on bütün Sefirot’u, arzuları, ışıkları ve koşulları içerdiğinden, her yeni koşula nasıl başlamanız gerektiğidir.

Sonrasında, kişi buna alışmaya başlar, tıpkı içindeki disketi değiştirmiş gibi, yeni bir program yüklenmiş ve sonrasında farklı bir şekilde davranmaya, tepki vermeye başlamıştır, dünyayı farklı bir şekilde görür, artık herşey farklıdır. Birçok değişikliklerden geçme ihtiyacına alışmamız gereklidir. Sadece gelişmeyen bir kişi değişmez.

Tüm doğa gelişmektedir, cansız, bitkisel ve hayvansal bile. Aynı zamanda sıradan insanlar, yani tüm insanlık gelişmektedir. Fakat bir Kabaliste göre, gelişim, gerçekliğin farklı bir şekilde içe alınması ile ifade edilir, gerçekliğin bir bölümünde, neden ve ne hissettim ve ne anladım. Ve bu, aynı zamanda yeni koşulların kalitelerinde de çok güçlü değişikliklerin gerçekleştiği maneviyat merdivenini tırmanmaya başlamamızdan önce bile gerçekleşir. Maneviyat merdiveninde, ardarda gelen iki koşul arasındaki fark  çok büyüktür. Aslında, bunlar basitçe farklı boyutlardadırlar.

Günlük Kabala Dersinin 1. Kısmından, 26.11.2014, Baal HaSulam’ın Yazıları

Tüm Seviyelerin Deneyimi

Soru : Bizlere herbirimizin derste kendi yeri olduğunu söylüyorsunuz, bir kişi uyuyorsa bile , bu çok güzel.

Cevap :  Ben bunun çok güzel olduğunu söylemiyorum, ancak kişi uyuyakalırsa, bu onun içinde bulunduğu seviyenin işaretidir.

Öğretmenimin yanında geçirmiş olduğum 12 yıllık süre boyunca, birbuçuk aylık bir süre zarfında uyuya kaldığım bir dönemim oldu. Bunu itiraf etmeye çok utanmıştım, uyumadığıma dair bir izlenim yaratmaya çalıştım.  Her çeşit niyetin içerisindeydim fakat özetle uyuyordum. Bazen Rabaş beni ayağı ile itekler ve “Bu ne?” diye sorar ve ben de uyanırdım.

Bazen, diğerlerini daha iyi anlamak ve onlarla birlik olabilmek için bu koşullardan geçmek gereklidir. Bir dakikalığına bile olsa, diğer kişilere doğru nasıl hareket edeceğimizi bilmek gereklidir. Ve bu yüzden, bir Kabalistin geçeceği, endişe verice, berbat koşullar da vardır.  Yaratılışta var olan, duran, bitkisel, hayvansal, insan , tüm arzular, tüm düşünceler yani tüm koşullardan ve seviyelerden geçmelisiniz.

28 Şubat 2014’de yayımlandı

Dünya Zohar Haftası’ndan “İntegral Egitim Kongresi” Üçüncü Gün, 4 Şubat 2014, Çalıştay 5

 

Sınıfta Uykuya Dalmamak Nasıl Mümkündür?

Soru: Siz on saat konuşup yorulmayacağınızdan bahsediyorsunuz. Bizler ders boyunca uykuya dalmayacağımızdan ve yorulmayacağımızdan nasıl emin olabiliriz?

Cevap: Bu, önem derecesine bağlıdır. Eğer bu benim için önemliyse, bu durumda uykuya dalmayacağım. Yani, sürekli kendimizi heyecanlandırmamız gerekir. Önem derecesi yukarıdan gelen amaçla sağlanır, daha doğrusu egoizm yükselir ve bu yüzden ego “sıkışır” ve tekrar önemi gözümüzde yükseltmemiz gerekir bu da çevreye bağlıdır.

İyi bir dinlenmeden sonra sınıfta uyanık kalmak problem değildir. Sorun, yorgunluğa rağmen kendini yükseltmektir. Bu, çok önemlidir. Kişinin bu konuda çalışması gerekir.

Çevrenizdeki dostlar da atmosferi doldurmak için vardır. Şimdi, daha önce birçok kez duyduğunuz alışılmış kelimeleri söylüyorum. Onların içinde yeni bir şey görüyor musunuz? Eğer göremiyorsanız, o zaman bu bir problemdir. Kişi yenilik hissetmez gerçeğine kayıtsız kalmamalıdır. Bu, sadece kişiye bağlıdır ve kelimelerin hepsi aynıdır. Bizler kendimize kızgın olmalıyız.

13/06/2013 Krasnoyarsk Kongresi’ne Hazırlık

Ya Şimdi Ya Hiçbir Zaman

Düşün ki derse geliyorsun ve kolunu çok kötü incitmişsin; tüm ders boyunca kolundaki acıyı düşünüyorsun. Bu durum çalışmana zarar veriyor ve sana çok rahatsızlık veriyor: Bu acıdan nasıl kurtulacağını bilmiyorsun ve bunu unutamıyorsun.

Soru şu: Henüz ıslahın sonuna ulaşamamış olmamız, nihai amacımıza ulaşamamız olmamızdan dolayı aynı acıyı nasıl hissetmeliyiz? Tek bir gün bile artık beklemek istemiyorum! Eğer bu benim için çok önemli olursa sabırsızlıkla yanarım; bir bebek gibi  bunu şimdi istiyorum ve hemen şimdi!

Problem şu ki ne istemem gerektiğini istemiyorum. Doğru arzuyu nereden alabilirim? İşte bu dua için bir sebeptir.

Dostlarla bağ kurmak ve manevi amaca ulaşmak için dost sevgisine ulaşmakta hiçbir acele görmüyorum. Bu durum, birbiri ardı sıra önüme birçok sorunları çıkaracak diğer problemlerin hepsinin en önündedir. Eğer ben gerçekten amaca ulaşmayı isteseydim, dostlarımı severdim; unutmayın ki onlar olmadan maneviyat edinilemez. Ancak buradaki nokta, bu amaca ihtiyacım yok: Kim vermek istiyor ki? Ve bu yüzden benim dostlara ihtiyacım yok ve dost sevgisiyle amaca ödeme yapmak istemiyorum. Tüm bunlar hepsi uzak, puslu ve mantıksız görünüyor. Ders boyunca kitabın karşısında oturuyorum ve düşünüyorum: “Ben burada ne yapıyorum ki?”

Bu yüzden bizi amaca getirecek gücü içeren Tora denen bir araç verilir. Bizim için bu seviyede Işık denen güç gelir ve bizi ileriye doğru çeker. İşte ders boyunca bizlerin düşünmesi gereken budur nasıl ki sen de incinmiş kolunun iyileşmesini düşündüğün gibi.

Şu anda ne okuduğun önemli değil, “hastalığın” hakkında düşünmek zorundasın. Eğer bunun için bir eksikliğin yok ise, sana bu eksikliğin verilmesini talep et, dostlarla bağ kur, onların arzularını kontrol et.

24.09.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 3. Bölümünden, On Sefirot’un Çalışılması

Daha Sıkı Bir Bağ!

Soru: Aramızdaki bağı sıkılaştırmak için dersleri nasıl kullanabiliriz? Bir diğerini tutabileceğimiz kanala nasıl girebiliriz?

Cevap: Birbirimize karşılıklı olarak bağlı olduğumuzu hissetmeliyiz. Eğer sen iki gün önceye göre bugün az biraz da olsa kalpte daha fazla aramızda bağ olduğunu hissetmiyorsan o zaman kongreden hiçbir şey edinmedin demektir. Kongrenin başarısının işareti budur. Aramızda daha fazla bir bağ, sıcaklık ve yakınlık hissederiz: belli bir sürecin içerisinden geçmiş bulunuyoruz, bizi bağlayan kesin bir olayı deneyimledik ve aramızda ortak bir anlayış, hissiyat, eylem, güç, yatırım ve sahip olduğumuz genel bir bilgi yarattık. Ve tüm bunların hepsi bir bağ inşa etmişlerdir ve şimdi bağın hissiyatı ileriye doğru gelişmelidir.

Bunu özellikle ders esnasında hissetmeliyiz zira aramızdaki bağı gerçek anlamda ders esnasında daha derin geliştiririz ve öyle ki bunu bu şekilde içimde tutmalıyım ki böylece ilerleyeyim. Adım adım, bir dersten diğerine, gün be gün, bir kongreden diğerine az da olsa daha fazla yakınlığı büyüttükten sonra şu an yaptığım gibi hissetmeliyim.

Aklın ve kalbin içinde hissedilene değil daha ziyade birbirimize daha yakınlaşarak bağın içindeki hissiyatta. Biraz daha bu çabaları sarf ettiğimizde aramızda farklı bir fenomeni hissetmeye başlayacağız – bir şeyler hareket etmeye başlıyor, içte bir vuruş ve bu manevi bir embriyodur.

Öyle ki tüm arzularımızın ve düşüncelerimizin bunun etrafında olmasını istemeliyiz ve bunlar ortak bağımızın bir parçası olacaklar. Buna, benzer aksiyonlar tarafından inşa edilmiş olan, “grubun merkezi”, kolektif hissiyat denir.

Her gün kongreler yapmak mümkün değil; iyi olmaz; bunun yararsız olduğunu hemen hissederiz. Ancak sabah dersi esnasında bağımızı yenilemeliyiz. Şüphesiz ki, yine günlük problemlerimiz, zorluklarımız ve her zaman ki gibi kalbin ağırlaşması olacaktır. Ancak bizim yapmamız gereken de budur: Günlük olarak kontrol etmeliyiz ve bağ noktamıza değer vermeliyiz ve bununla ileri doğru gideceğiz.

Düşünüyorum ki bugün bu durum herkese öncekinden daha net hale gelmelidir.

Soru: Sabah dersi grup çalışması mıdır?

Cevap: Evet. Bunu bizler gibi her sabah derse gelmiş olan Raşbi’nin öğrencilerinden biliyoruz ve onlarda aralarındaki bağı keşfettiler ve aralarındaki bağ hakkında Zohar Kitabını yazdılar. İlkönce aralarında kötülüğü, nefreti, aralarında yanan bir ateşi hissettiler; birbirlerine bakamadılar ve bağ kuramadılar. Daha sonra onlar bu durumun üzerine çıktılar ve bağı edindiler: sevgi, birlik, karşılıklı sorumluluk ve bu seviyeleri, kitaplarında tarif ettiler. Zohar Kitabı bu şekilde yaratılmıştır.

Bundan daha başka bir şey yoktur; sadece insanlar arasındaki yakınlığı netleştirdiğimizde ve aramızdaki seviyeleri ve bağın çeşitlerini keşfettiğimizde. Manevi dünya budur. Eğer almak yerine, bir diğerinden fayda sağlamak yerine, herkes diğerlerine vermeyi istediği zaman ihsan etmeye ulaşırız, o zaman fiziksel dünya manevi dünyanın içine doğru değişir ve dönüşen realiyeti buluruz.

Anlamamız gereken sadece bu doğrultuda kaynakları keşfedeceğiz ve Kabalistler tarafından tarif edileni anlayacağız.

23.09.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 4. Bölümünden, Sorular ve Cevaplar

Karanlık Bir Geceye Doğan İnanç

Eğer Yaradan ifşa olursa veya en azından kişinin edindiği form eşitliğine göre kişinin biraz da olsa yakınına gelirse, kişi bu yükseliş esnasında kendisini bu hazza kaptırmamalı ve bu sarhoşluğa müsaade etmemelidir. Bilakis yükseliş zamanı, çalışmaya, gruba, kitaplara ve dağıtıma daha sıkı tutunmak için eklememiz gereken maksimum çaba açısından en uygun çalışma yeridir.

Bu zamanı maksimize etmeye çalışmalı ve bir sonraki an, bunun durmayacağının hiç bir garantisi olmadığını anlamalıyız. Bu yüzden, şimdi sahip olduğun tüm araçları kullanarak, kendini yükseliş durumuna öyle bir bağla ki bu iyi koşul, zıt bir duruma girse ve – bulanıklık, kafa karışıklığı, çaresizlik ve güçsüzlük –  gibi hoş olmayan karanlık bir durum haline gelse dahi; hatta tamamen umutsuzluğa düşsen bile yine de Yaradan’a bağlı kalmayı isteyebilesin.

Bu yakınlık, hoş durumları sürdürmeyecektir; bu hoş durumların yanında, alma arzunun içerisinde kötü hissedebilirsin; böyle durumlarda da Yaradan’a sadık olmayı ve O’na bağlı kalmayı dile. Böylelikle alma kaplarında doyum hissedip hissetmemene bağlı olmaksızın,  yükselişler ya da düşüşler seni etkilemeyecektir. Bilakis, hiçbir doyum olmadığı zamanlarda, kendin için herhangi bir ödül söz konusu olmaksızın ihsan etmek için çalışıyor olduğundan emin olabilirsin.

Bunu yapabilmen için bir ‘antlaşmaya’ ihtiyacın vardır. Eğer ihsan etmek için özlem duyarsan; Yaradan’la bu yönde bir antlaşmayı tutabileceğini keşfedersin. Öyle ki Yaradan’ın bu antlaşmayı tutacağından emin olabilirsin. Böylece düşüşler geldiğinde, kendini tamamen boşlukta hissettiğinde ve ihsan etmeyi beceremediğinde, daha önce gerçekleştirdiğin çalışma sayesinde, ‘karanlığın’ içerisinde dahi amaca bağlı kalabileceğine emin olabilirsin.

Aslında bizim tüm çalışmamız, ihsan etmenin ve inancın var olduğu ‘gece’ vaktinde olur. Denir ki: “Görkemini gündüzleri; inancını ise geceleri söyle”. Zira inancın ve ihsan etmenin ifşa olduğu yer ‘gece’dir.

17.06.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 1. Bölümünden, Şamati 76

Günlük Ders Bütün Gün İçin

Günlük çalışmamızın bilgi kazanmak için olmadığını, gelişim kazanmak için olduğunu anlamalıyız. Girdiğiniz her ders, bugün, dün veya dünden önceki gün, hepsi gelişiminiz için safhalardır.

Bu herhangi bir makale çalışması veya Talmud Eser Sefirot kitabı bölümlerinin çalışması değildir.  Bu kaynağı çalışarak içinde gelişim sağlayacağınız seviyeleri idrak edersiniz. Bu nedenle,  bunun devamında, günün dersinden sonra, derste çalışmasını yaptığınız konunun içinde kalmak çok önemlidir.

Saatlerin etrafında dönerek derste toplanacağımız zamana kadar günü bu şekilde geçirmelisiniz.  Ders üzerinde çalışma yapmak gerekir ve süreç içine sokmak, süreç içinden çıkmamayı çabalamak ve bloğumu (laitman.info.tr) okumanız  gerekir. Bu kaynaktan yeterince faydalanmalısınız. Bu şekilde bizler düşüncelerimizde bir oluruz ve kendimizi ortak ve belirli gelişim safhalarında buluruz. Bu çok önemlidir çünkü bu yöntem ile bizler bir ortak düşünce üretiriz.

Ben şunu gördüm ki, Rabaş da aynı çalışmayı yaptı: Günün dersinden sonra o sabah çalışmasını yaptığı aynı kaynağa tekrar geri dönerdi. Kendisi aynı sözcükleri kullandığından bahseder, okumuş olduğumuz makaleyi dile getirirdi. Bu iyidir çünkü bu demektir ki, kişi onu yaşar ve aklından kalbine doğru yönlendirir.

Her gün Rabaş ve ben gezinmeye çıkardık ve eğer ben birazcık erken geldiysem, onu otururken, okurken veya bir şey yazarken yani sabahki ders ile ilgili bir şey yaparken bulurdum. Daha sonra arabada giderken, bizler yalnızca makale hakkında konuşur veya derste üzerinde çalışma yaptığımız Talmud Eser Sefirot kitap bölümleri konusunda sohbet ederdik.

Eğer doktor randevusuna gitmesi gerekiyorduysa da yanına makaleleri veya Talmud Eser Sefirot kitabını alırdı ve bekleme odasında otururken biz onlar hakkında konuşur, çalışırdık. Genelde sabah dersinde üzerinde çalışmış olduğumuz kaynakların aynısı olurdu.

7.1.2011 tarihli Talmud Eser Sefirot dersinden

Bu makale Dr. Laitman’ın blogunda 17 Ocak 2011, saat 11:13’te yayınlanmıştır.