Category Archives: Maneviyat

Kabala Eleştirisine Nasıl Cevap Vermeliyiz?

Soru: Karantina döneminde Kabala’ya yönelik olarak, aileden gelen sert eleştirilere nasıl cevap vermeliyiz?

Cevap: Ailenize Kabala’nın insanlar arasında nasıl iyi ilişkiler kurulacağını, çocukların doğru bir şekilde nasıl yetiştirileceğini, araba kullanırken başkalarına çarpmamaya veya önünüzdeki arabaya çarpmamaya ve başkalarına yol vermeye nasıl dikkat edileceğini anlattığını söylemelisiniz. Kişi, toplumun bütünsel olduğunu ve iyi ilişkilerle, bağ kurmanın onun için ne kadar yararlı olduğunu anlamalıdır.

Kabala, her şeyin tek bir organizma gibi sorunsuz bir şekilde çalıştığı, doğru toplumsal yapıyı açıklar. Böyle bir organizma yaratmak, kesinlikle buna zıt olan, egoizmimize tamamen aykırıdır. İçinde bulunduğumuz durum budur, ama yine de kendimizi ıslah etmenin bir yolunu bulmalıyız. Kabala bunun nasıl yapılabileceğini anlatır.

Doğada olumlu bir güç vardır — özgecilik. Olumsuz gücü (başlangıçtan içimizde var olan egoizmi) dengelememize yardımcı olması için onu çekmeliyiz. O zaman dürüst, dostane, iyiliksever bir toplumda yaşayacağız. Aksi takdirde, kendimizi karşılıklı yıkıma sürükleyeceğiz.

Bunu ailenize söyleyin. İtiraz edebilecekleri pek olası değildir.

Kabala, bizim ayrı ve uzak olma egoist niteliğimize karşı, doğanın olumlu gücünü, ihsan etme niteliğini, bağın niteliğini nasıl kullanacağımızın bilimidir.

Bu, insan toplumundaki iki karşıt gücün dengelenmesi bilimidir: olumlu ve olumsuz. Onları dengeleyerek, aileyi, toplumu ve çevreyi iyi ve olumlu bir şeye dönüştürürüz.

Hayatın Gerçek Değerini Anlamak

Soru: Koronavirüs, bir yandan insan yaşamının değerinin ne kadar büyük olduğunu, diğer yandan, ona bir darbe vurmanın ne kadar kolay olduğunu gösterdi. Bu iki karşıtlık nasıl birbirine geçmekte?

Cevap: Hayatta her zaman olan şey budur. Bir yandan paha biçilemez; öte yandan, değersizdir. Bu paradoksu çözemeyiz çünkü yaşamın gerçek değerini anlamıyoruz.

O, hayvansal seviyede değil, maddesel seviyeden daha yüksek olan manevi seviyede bulunur çünkü o, sonsuz ve mükemmeldir. Sadece orada hayatlarımızı ve özlemlerimizi karşılaştırabilir, ilişkilendirebilir ve tartabiliriz.

Dünyevi yaşamımız hakkında gerçekten hiçbir şey bilmiyoruz. Eylemlerimizin anlamını ya da tutumlarımızın anlamını bilmiyoruz. Bize gerçekten ne olduğunu bilmiyoruz. Bize sanki yaşıyoruz, kalkıyoruz, işe gidiyoruz, eve gidiyoruz, hobilere sahip oluyoruz ve çocukları büyütüyoruz gibi geliyor. Bu hayatta ne yapıyoruz? Hiçbir şey.

Sadece, eğer hayatın anlamını ciddi bir şekilde bilmek ve buna dayanarak ve ona göre hayatımızı inşa etmeye başlamak istiyorsak, o zaman gerçekten var olduğumuzu söyleyebiliriz.

Twitter’da Düşüncelerim / 11 Temmuz 2020

Virüs nereden geldi? Biz virüsün kaynaklarıyız. Umursamayıp birbirimizi reddettiğimizde, doğada olumsuz güçler ortaya çıkarırız …

Bir kişi maneviyat için arzusunu kaybettiğinde, bunun Yaradan’dan, kasten, ona mantık üstü inançla gitme imkanı vermesi- ki böylece manevi dereceye yükselmesi için geldiğini anlamıyor.

Özgür seçim bu şekilde ortaya çıkar – gözlerinizi kapatmak ve Yaradan’ı haklı çıkarma yolunu takip etmek için!

Karantina durma ve düşünme, değişme zamanıdır. Bilge olan biri doğmakta olan safhayı görür. Bu bizi sonsuz ve mükemmel bir safhaya götürür – aramızdaki doğru bağa, üst kuvvetin ifşasına, aklı dolduran üst ışık alanına ve sonsuz edinimle hislere.

Yaradan, büyük bir özen ve sevgi ile bizi ortak bir talihsizlik vasıtasıyla birbirimize bağlar

Üst ışık bizi etkiliyor, içimizde ifşa olmak için yaklaşıyor. Onun yardımıyla bu safhalardan geçmemiz gerekiyor. Hayat iyi olduğunda insanlar birbirlerinden uzaklaşırlar, ancak ortak bir talihsizlik onları yakınlaştırır.

Daha ziyade hedefe doğru ilerleyişimizi hızlandıracağız.

İnsanlık Eski Babil’den dağıldı. Şimdi Yaradan bizi psikolojik bir darbe aracıyla bir araya getiriyor. Yaradan’ın eylemlerini haklı çıkarmaya çalışalım, O’na ulaşmak için gerekliliklerini anlayalım. O zaman güncel olayları sorun olarak görmeyiz.

Biz son nesiliz- başlangıç safhasına yürüyen!

Her şeyin kendi iyiliğimiz için ifşa olduğunu görmek adına aklı ve kalbi açmaya çalışalım. Yaradan, Kendini bize integral bir formda, içimizde ve tüm gezegenin etrafında ifşa ediyor. Dünyanın yaratılışından bu yana daha önce böyle bir şey olmadı!

O bizim hayatlarımızı dikkate almıyor fakat HaVaYaH arzusunun, realitenin tamamının tüm derecelerini sonsuza kadar nasıl yerine getireceğine bakıyor.

Islahın sonu zaten ilerlemekte – zaten etkili, bizler bu sürecin ortasındayız. Haydi algımızı genişletelim ve Yaradan’ın insanlığa ne yaptığını görelim.

Ancak bu tamamlanmanın derecesi, Yaradan’ı her şeyde görmeye hazır olduğumuz ölçüde, kişiye özgü, kişisel, bireyseldir.

Yaradan’ın tüm dünyayı doldurduğunu ve bana onun olmadığı şeklinde gelen hiçbir yer kalmadığını görüyor muyum? Çünkü bu imkansız olurdu! Realitenin tamamı, Yaradan’ın doldurduğu bir arzudur.

Egom geleceği görmeme izin vermiyor, sadece bunun için fayda sağladığım sürece …

Koronavirüs, kendi başımıza duramadığımız için ego gelişimimizi durdurdu. Yaradan’ın her şeydeki rehber elini görmeliyiz – ve gerçekleşen her şeyin ıslahlar olduğunu ve dünyada kötü bir şey olmadığını görmeliyiz.

Son birkaç on yılda kendimizi, dünyayı ve çocuklarımızın hayatlarını yok ettiğimizi anladık, egoist yarışı durduramadık. Şimdi yukarıdan yardım alıyoruz,Yaradan bize kötülüğü Koronavirüs şeklinde ifşa ediyor ve egoizmin üzerinde yükselerek, kısıtlamalarla onu ıslah etme fırsatını

Unutmamalıyız ki, tüm çalışmalarımız mantık üstü inançla, yani alma kuvvetinin üzerindeki ihsan etme kuvvetiyle meydana gelir. Daha büyük bir alma kuvveti olduğunda, daha fazla egoizm ifşa olur bu, daha zor olan bir çalışmayı yerine getirmek ve Yaradan’ın gerçekliğine yaklaşmak için üstüne yükselme fırsatı verildiğinin bir işaretidir.

“Maneviyatın Gerçek Anlamı Nedir?” (Quora)

Maneviyat, maddi gerçekliğimizin üzerindedir. Doğuştan gelen bedenimize karşı tamamen zıt bir algı ve hissiyattır.

Bizler, egoist bir insan doğası içinde doğar, başkalarına fayda sağlamaktan ziyade kişisel faydaya öncelik veririz.

Bununla birlikte, maneviyat, egoist doğamıza zıt, özgecil bir şekilde işler –  diğeri için mutlak sevgi tutumu olarak.

Egoist bir insan doğasında doğmamız ne anlama geliyor? Bu, yaptığımız her şeyin nihayetinde kişisel yararı hedeflediği anlamına gelir.

Her düşünce, arzu ve eylemimizin arkasında sürekli çalışan egoist motor, tek bir ailenin üyeleri gibi hepimizi bağlı görme yeteneğimizi engellediğinden, ruhumuzun köklerindeki bağlarımızda var olan mutlak sevgiyi filtrelediğinden, farkında olduğumuzdan daha fazla dünya görüşümüzü çarpıtır.

Bu nedenle, gerçekleştirdiğimiz her dünyevi eylem, hepimizin ortak olduğu, dikkatimizi kendimize çeken bu egoist “algısal tıkanıklığa” dayanmaktadır.

Bununla birlikte, manevi bir eylem, onu yapanın dışındadır ve ondan ayrılmıştır.

“Ben’imiz” ile özdeşleşmek yerine, bizler onun dünyevi tezahürlerinin ardındaki, nedensel güçle özdeşleşiyoruz. Bu, Yaradan gibi başkalarına karşı aynı niyeti edinerek mümkün olur:  mutlak sevgi ve ihsan etme niyeti.

Bu nedenle, maneviyat, Yaradan ile bağ kurma gerçeğidir, sevgi ve ihsan etme niteliği ile tamamlanma hissidir.

Maneviyat, zamanın, mekanın, hareketin ve hayvansal bedenin dışındadır. Sadece düzenli olarak manevi yolda uygulanan ve geliştirilen yeni bir duyuda – diğerine fayda sağlamak için içten bir niyette – hissedilir.

Hayatlarımızı Kim Yönetiyor?

Soru: Her zaman kendi hayatımı yönettiğimi düşündüm ama siz, her şeyin Yaradan’dan geldiğini söylüyorsunuz. Bunu nasıl kontrol edebiliriz?

Cevap: Hayatlarımızı dikkatle incelersek, hiçbir şeyi yönetmediğimizi göreceğiz, aslında bazı eylemleri gerçekleştirdiğimizi ve bazı şeyler yaptığımızı düşünsek bile, bu sadece bize öyle gelmektedir. Sürekli şüphe içindeyiz.

Yaradan’ın herkesi yöneten tek güç olup olmadığını kontrol etmenin tek yolu, Yaradan’ı edinme metodunu dikkatle uygulayabilmemizdir. O zaman O, ifşa olur.

Ancak öğrendiğimiz sistem bizlere,  Yaradan’ın karşıtlığında, O’nun eşsizliğinin, güvenirliliğinin karşıtlığında ifşa olur. Sizler bunu, karanlığın arka planına karşı ışığın bir ifşası olarak hissedeceksiniz ve yavaş yavaş bizi yöneten tek bir güç olduğu sonucuna varacaksınız.

Kabala Eleştirisine Nasıl Bakıyorsunuz?

Soru: Kabala çalışmasıyla ilgili eleştiri konusunda agresif mi olmalıyız?

Cevap: Neden agresif olasınız ki? Ben böyle yapmıyorum.  Kabalistlere ve Kabala’ya karşı insanlardan sık sık çeşitli suçlamalar, hakaretler ve küçümsemeler duyuyorum. Peki, neden bahsettiğinizi anlamıyorlarsa, insanlarla ne yapabilirsiniz ki?

Açıklamak gerekiyor. Bu tutum insanlara doğa tarafından verilir, yine de yavaş yavaş, onlara olayların, koşulların özünü sabırla açıklarsınız ve böylece dünyayı ıslah edersiniz. Yaradan’ın yarattığı bencillikle uğraşıyorsunuz. Bu yüzden, kiminle çalıştığınızı anlayın.

Benim sabrım var.  Hiçbir yere gidemezsiniz. Yani dünya yavaş yavaş değişecektir. O, bu yüzden bize verilir.

Doğa Neden Bir Salgın Planladı?

Soru: Doğa dünyadaki düzeni yeniden sağlamak için bir salgın mı planladı?

Cevap: Koronavirüsün diğer tüm virüsler gibi doğanın kendisinden geldiği gerçeği, bizim için nettir.  Ama kendini göstermesine imkan verdiğimiz gerçeği,  zaten bizim sorunumuzdur. Sonuçta, kötü ilişkilerimiz yoluyla, bizler kendimiz doğada tüm dengesizliklere neden oluyoruz ve sonra virüsler ortaya çıkıyor.

Bunun nasıl başladığı önemli değil.  Neden bilmemiz gereksin ki? Birbirimizle daha fazla ıslah olmuş koşullar içindeysek, doğanın hiçbir olumsuz niteliği, bizim üzerimizde kontrol sahibi olmayacaktır.

Kabalistik Kitapların Anlamı, Bölüm 7

Kabala Çalışmasında Üç Sınırlama

Yorum: Baal HaSulam, onun Zohar Kitabı hakkındaki yorumunu ya da Zohar Kitabı’nın kendisini çalışmaya başlamak için, önce onun tarafından yazılan dört önsöz hakında bilgi edinmeniz gerektiğini yazıyor: “Kabala Bilgeliğine Önsöz”, “Sulam Tefsirine Önsöz”, “Zohar Kitabına Giriş” ve “Zohar Kitabına Önsöz”.

Cevap: Evet. Bu dört önsözde ciddi bir çalışma yapmadan, Zohar Kitabı’nı okumaya başlamak mümkün değildir.

Soru: Buna ek olarak, Baal HaSulam, Zohar Kitabı çalışmalarına devam etmeden önce, ihlal edilemeyecek üç sınırlamanın açıklığa kavuşturulması gerektiğini yazıyor. Manevi edinimde: madde, maddenin içinde kıyafetlenmiş form, soyut form ve öz olarak adlandırılan dört kategori vardır. Zohar Kitabı, öz ve soyut form gibi kavramlarla ilgilenmez. Bu sınırlama nedir?

Cevap: Özümüzle ilgilenmek imkansızdır çünkü doğamızın üzerindedir.

Soyut formla ilgilenemeyiz çünkü bu bir bilim değildir.

Biz sadece şekil alan maddeyle ilgileniriz.

Örneğin, bizler belirli egoistik veya anti-egoistik, özgecil formlar edinebilen egoizmi çalışıyoruz. Bu formları alabilir ve inceleyebiliriz çünkü biz kendimiz bu formları alan maddeyiz. Kendinizin dışındaki bir şeyi, özellikle de Yaradan gibi bir gücü keşfetmek imkansızdır. Sadece O, bir insan olarak görünür ve kendini: sevgi, ihsan etme niteliği şeklinde gösterirse.

Soru: İkinci sınırlama — Baal HaSulam, Zohar Kitabı’nın sadece Beria, Yetzira ve Assiya dünyalarını, yani üst gücün yaratılıştan gizlenmesini incelediğini söylüyor. Neden?

Cevap: Bizler sadece madde içinde neyin tezahür ettiğini ve üstünde olanı, soyut formları, madde içinde kıyafetlenmemiş soyut güçleri inceleyebiliriz, onları tartışamayız çünkü kesinlikle kanıtlanamazlar ve gerçek dışıdırlar.

Soru: Yani beş dünya var ve Baal HaSulam sadece üç dünyadan mı bahsediyor?

Cevap: Evet. Yalnızca var olduğumuz dünyalardan bahseder: Beria, Yetzira ve Assiya.

Soru: Üçüncü sınırlama — BYA dünyalarının her birinde üç kategori vardır: on Sefirot, insanların ruhları ve realitenin geri kalanı. Zohar Kitabı, sadece insanlarla ilişkili olguları açıklar. Bunun anlamı nedir?

Cevap: Sadece bizi ilgilendiren şeylerle ve içimizde neyin kıyafetlendiğiyle ilgilenmeliyiz ve bunu pratik anlayışımızdan keşfedebiliriz.

Sınırlamaları çok net görmeliyiz. Birçok form alan arzumuzun sınırlarının ötesinde, sola bir adım sağa bir adım, bizleri filozoflara ve psikologlara dönüştürür ama bilim insanlarına dönüştürmez. Kabala tamamen pratik bir bilimdir.

Twitter’da Düşüncelerim / 8 Temmuz 2020

İsrail neden başta Koronavirüs’ü idare etmeyi başardı ve sonra çakıldı? – Çünkü başarısını, dünyaya nasıl doğru birlik olunacağını göstermek için kullanmadı. Bunun yerine, eski toplumsal ego ilişkilerine bir dönüş gösterdi … Şimdi ilişkilerin doğru formatını arayacak!

Bize karşı nefret uyandırarak, Yaradan acı yoluyla bizi hedefe doğru teşvik eder. Bu çok kötü …

Bölünmüş olduğumuz ölçüde, dünya uluslarının bizden nefret etmesine neden oluyoruz. Sonuçta, bilinçaltında dünyanın amacı ve iyi geleceğinin ifşa olacağı birlik çağrısı yapmamızı ve birliğin bir örneğini vermemizi bekliyorlar.

Koronavirüs darbesini aldıktan sonra, küçük bir köy olduğumuzu hissediyoruz. Virüs bize kalpten kalbe yakınlığa ve kalplerimizi bağlamamıza yardımcı olan fiziksel bir mesafeye ihtiyacımız olduğunu öğretir. Bedenimizi maddi düzlemde birleştirmektense ruhu yükseltmeye yönlendiriyor.

Kabalistik Terimler: “Zivug”

Yorum: Derin felsefi konular hakkında konuşurken birden bire  “sevgi” ve “ihsan etme” kelimelerini kullanmaktasınız.

Cevabım: Sadece bunlar değil. Kabala biliminde “Zivug”, “yapışma” ve “çiftleşme” gibi terimler de sıklıkla kullanılır. Dünyamızda bedenlerin içinde, bedenlerin dışında, bedenler arasında vb. olan her şey, doğal olarak bedenlerimizi ve ruhlarımızı kontrol eden manevi güçlerde meydana gelir. Bu nedenle, tüm bu eylemleri ve koşulları özel olarak adlandırmalıyız. Dünyamızın eylemlerini ifade eden kelimeleri alıp, onlara manevi eylemler diyoruz.

Bu nedenle, iki arzunun birleşimine Zivug diyoruz yani çiftleşme, birleşme. Manevi dünyada doğum, hamilelik, çocuk doğurma vb. bulunmaktadır. Genel olarak, dünyamızda var olan her şey, üst dünyanın bir sonucudur ve bu nedenle aynı terimlere sahiptirler. Maneviyatta, tüm bunlar bedenlerde ve maddede değil arzularda olur.

Soru: Aynı şekilde atomlar bir araya gelir ve bir molekül elde edilir, arzular da birleşir mi?

Cevap: Evet. Sonuç olarak, daha toplanmış, daha entegre arzular ortaya çıkar. Belirli bir HaVaYaH sisteminde toplanan arzular, Sefirot, Partzuf ve sonra Barış olarak adlandırılır.